Sevgililer "krizi" günü

Geldi yine malum günün olduğu ay!

Yonca Tokbaş

Yonca Tokbaş


Sevgililer "krizi" günü

Kim bilir ne çok kadın şu şubat ayından nefret ediyordur.
Geldi yine malum günün olduğu ay!
Sevgililer Günü ayı!
Ya bu gün de tıpkı regl dönemi gibi değil mi? Olsa bi türlü, olmasa bi türlü!
Madem var, e haydi kutlayalım kızlar!
İyi de sevgilisi olmayan n’apsın, içip içip bunalıma mı bağlasın?
Yok hayır. Asla istemeyiz bunu.
Sevgililer "krizi" günü - Resim : 1
Üniversitedeyken ev arkadaşım bir 14 Şubat günü bana hayli ‘göz yaşartan’ bir mektup yazmıştı.
“Sen ne şanslısın senin sevgilin var, ben n’apayım, sarılcak bi kedim bile yok?” diye.
Acayip üzülmüş hemen gidip sarılmıştım ve kahkahalarla gülmüştük halimize.
Sevgili ile buluşma öncesi ve sonrası için, sevgilisi olmayanlarla da kız kıza kutlamalar icat ettik sonra.
E illa bi kutlamak lazım ya hani.
Daha sonra herkesin çok şükür bi sevgilisi olunca, kız kıza can çekişmeler bitti.
Bu sefer de sevgilinle sürekli baş başa olmak da bazen bayabildiği ve hatta illa bir şeye takasın olduğu ve gördüğün ilgiden yeterince memnun kalamadığın ve başkasının sevgilisi hep daha iyi bi şeyler bulabildiği için olay kopup Sevgililer Günü’nde ayrılmalar arttığı için, sevgilinle tek başına olacağına, 3-5 çift beraber kutlama çözümüne girmiştik.
Ay nefessiz kaldım bu cümlede!
Daha sonra bu ‘çiftlik’ halinde kutlamalar da felakete dönüştü.
Bazı sevgililer birbirinin sevgilisiyle anlaşamadı takıştı, ya da seninki onunkini kaptı filan. Of of of ne krizler çıktı!
Daha daha sonra mekanlar işin cılkını çıkardığından filan, abartılar içimizi baydı.
KutlaMAmanın daha hayırlı olduğuna inanmak istedik.
Hemen inandık.
İşimize geldi.
Haydaaa bu sefer de, aman haaa monotonluk olmasın, sevgi emek ister muhabbeti uğruna hopppaaa yine kutlamalara başladık.
Hayat böyle yani; ‘dönemsel gel-git kafası silsilesi!’
Nitekim şu an geldiğim nokta şudur arkadaşlar;
Harbi kimseyi kasmayan, mecbur hissettirmeyen; ama hani yine de ilgimi sevgimi içtenliğimi gösterebildiğim bir hoşluk yaratmak adına aramızda kutlamak.
Abartılı tantanalı feci bütçe sarsıcı ve insanı kasıp illa kavga ettirici ilişki söndürücü bi hale sokmaktan çok, sarılma hissi yaratıcı bi şeyler yapmak vesaire vesaire.
Sade ama samimi.
Ha Sevgilin yoksa, bak ona da kasma.
Kasma kastıkça Kainat Ana inada bindiriyor inan bana!
Vardır her şeyin elbet bi zamanı.
Sabır sükunet şekerim.
Tevekkül harika.
Yonca “Ermiş”

iTakvim
14 Şubat Sevgililer Günü ile aynı gün tarihte başka neler olmuş diye baktım ve koptum. Meğer 14 Şubat 1876 günü Alexander Graham Bell telefonun icadı için patent başvurusunda bulunmuş.
Telefonun 14 Şubat 1876’da icadı ile Sevgililer Günü de aynı gün olmuş böylece.
Çok güldüm. Adam sanki Sevgililer için düşünmüş gibi olmuş.
E o gün açılan telefon sayısını bi düşünün.
Ne para dönüyor bu işte...
Sağol varol Graham Amca!
Yonca “Alo”

İçindeki çocuk daima yaşasın hediyesi

Yılbaşı öncesi hediye krizine girmiştim kocama ve çocuklarıma ne alıcam diye. Beni bitiren bir stres bu hediye işi. Kolaycacık bi şeyler alamıyorum. Hep abidik gubidik zamanlarda bulabiliyorum istediğim şeyi. Önemli günlere denk getirmek kabusum oluyor.
Bulamayınca da, almıyorum.
Of yani.
Aldığım şey illa bana ilham gibi gelsin diye hayal kurduğum için oluyor bu tabi.
Neyse...
Instagram’da buluştuk galiba. Doğrusu nasıl buluştuk hiç hatırlamıyorum.
Pıtı pıtı şeker çizimler yapıp paylaşıyordu.
Hayır hayır, bilgisayarda yapılmış çizimler değil, hepsi tamamen el yapımı. Çizgi film kahramanları gibi karakterler...
Sonra bir gün, çizdiği beni, yani Yonca’yı paylaştı.
İnanılmaz hoşuma gitti.
Meğer sipariş de alıyormuş.
Nihal Harmanlı bir Blogger.
www.nihalharmanli.blogspot.com
Ben de yılbaşı için kocama, kızıma ve oğluma, Nihal’den çizimler sipariş verdim.
Her birinin en sevdikleri şeyi yazdım. Neye benzediklerini de, hayallerini de.
Hepsi kendi halinin çizimine bayıldı!
Başuçlarımıza asıldı her biri.
Ama beni en çok ne vurdu biliyor musunuz?
Nihal çizimlerini çerçevelemiş ve ucuna bir not iliştirmiş, yine el yazısıyla...
‘İçindeki çocuk daima yaşasın!’
Daha güzel bir dilek olabilir mi acaba?
Sevgililer Günü’nde ne alacağım diye karalar bağladıysa,
Nihal’e [email protected] adresinden bi yazın derim; çünkü sevgilileri de çiziyor.
Çizgi film karakteri çizimlerle aşk bi başka!
?Yonca “Daimi bebe”

Dualarım kabul oldu

Tam 11 yıldır Dubai’de şöyle ağzımıza layık ev cicileri alamadan yaşadık. Her Türkiye tatilinden evimize bavullarla eşya taşıdık. Tanıdık, bildik, zevkli ve bizden bi şeyler olsun evimizde istedik hep. Her gelip gittiğimde aklımda kaldı bir sürü şey.
Yetmedi bi gelen olunca, rica ettik sağ olsun herkes taşıdı getirdi.
Evine gittiğim arkadaşımın elinde tepsi görüp ‘ya bu ne güzel bi şey, nereden aldın, burada böyle şeyler var mı artık ya?’ desem cevap hep: ‘Yok ya nereden olacak, Mudo City’den ablam alıp gelirken getirdi!’, veya ‘Paşabahçe’den’ oldu, yıkıldım. Hep iç geçirdim, hep.
Mudo City, Paşabahçe gibi mağazalar benim için gurbete gelince kıymete binen acı olmayan yeşil sivri biberler gibi oldu.
Feci eksikliğini hissettim.
Dubai’de acı olmayan yeşil sivri biber de yok da, ondan dedim. Çiğdem de yok!
Evimi yuva yapmak istediğim anda, en çok orada dolaşmak burnumda tüttü.
Allah kimseyi gördüğü güzelliklerden mahrum etmesin yeminle.
Sanırım bu duygularımı evren duydu! Mudo City Dubai Mall’da açılalı birkaç ay oldu. Ardından Doğtaş geldi. Paşabahçe ürünleri muhtelif mağazalarda var.
Türk markaları teker teker geliyorlar. Hem de süper iş yapıyorlar.
Ha şimdi görsün bakalım Dubai ahalisi ev öyle mi yuvaya döndürülür, böyle mi.
Hasret bitti.
Oh be!
Yonca “yuvacan”

Runtalya geliyorum demez gelir!
3 Mart 2013’de saat 9:00’da Antalya’da yine start veriyoruz koşmaya, spora, yardımseverliğe.
Runtalya çok önemli.
Önemli çünkü kalabalık bir iyilik peşinde koşan ADIM ADIM ailesi olarak Rixos Downtown Antalya’da buluşuyoruz. Rixos Downtown ADIM ADIM üyesi olup bağış toplayarak koşanlar için özel fiyat veriyor. Hem de çok özel gerçekten!
Böylece hem Antalya’nın hem Runtalya’nın tadı başka tatlı oluyor.
Diyeceğim o ki, gelecek ay yine iyilik peşinde koşacağım.
Bağışlarınızı bekliyorum. Hangi STK için bağış toplayacağım ve detayları nedir bilmek isterseniz,
Twitter ve facebook’dan beni takip edin.
www.hurriyet.com.tr ve Kelebek yazılarımla da haber vereceğim.
Her şey bir Adım atarak başlıyor hayatta...
Her iyilik bir başka iyilik doğuruyor...
Bağışın miktarı değil, farkındalık eylemi önemli.
Desteğiniz çok önemli...
ÇOK teşekkür ederim.
Yonca “KOŞ Yonca KOŞ”

www.adimadim.org
www.twitter.com/4yaprakliyonca
www.facebook.com/Yonca4YaprakliYonca