KAFKASYA’NIN BERLİN’İ
TİFLİS
Gürcistan’ın başkenti Tiflis, Türkiye’den pasaportsuz, vizesiz, çipli kimliğinizi yanınıza alıp gidebileceğiniz en iyi rotalarından biri ve bu nedenle de son yıllarda oldukça popüler! Bugüne kadar beklentisiz gidip de bizi en çok şaşırtan şehirler listesine zirveden giriş yapan Tiflis; kolayca gezilebilen kompakt şehir merkezi, eski Sovyet dönemi mimarileri ve çeşitlilikte Berlin’i aratmayan konsept mekanları ile çok seveceğiniz bir yurt dışı rotası olacak. Rengarenk cumbalı evleri ve sülfür banyoları ile Eski Tiflis, şehrin simge mimarilerine ev sahipliği yapan Rustaveli Bulvarı ve ara sokakları, eski Sovyet dönemi evleri ile Galaktioni ve Asatiani, şehrin panoramik manzarası için Narikala Kalesi, bu kaleye çıkan üç dakikalık teleferik yolculuğu, görkemli Sameba Katedrali, Dry Bridge bit pazarı, konsept mekan ve mağazaları ile bir hostelden daha fazlası olan Fabrika, Gabriadze Tiyatrosu’nun yanındaki asimetrik saat kulesi Tiflis gezi listemizin demirbaşları. Tiflis’i bu kadar sevmemizdeki bir diğer neden ise hiç şüphesiz mekanları! Kahveden hamur işine, Gürcü mutfağı klasiklerinden üzüm bağlarına, hem göze hem de mideye hitap eden çok lezzetli ve beklentiler üzeri bir geziye hazır olun!
DOĞANIN İZİNDE KIŞ YOLCULUĞU
DOĞU KARADENİZ
‘Doğu Karadeniz’i görmemiş kişi Türkiye’yi gezdim diyemez’ derim hep. Doğu Karadeniz; mükemmel coğrafyamızın bizlere armağanı olarak, gerçekten de en sevdiğim gezi rotalarının başında geliyor. Nefes kesen doğası, yeşilin binbir tonunu içeren bitki örtüsü, kendine has lezzetleri ve unutulmaz manzaralar sunan yaylaları ile Trabzon, Rize ve Artvin bugüne dek gezdiğim yerler içinde ayrıdır. Yayla sezonu için en ideal dönem mayıs-eylül arasında olsa da bence Doğu Karadeniz karla birlikte kabuk değiştirip bambaşka bir yüze bürünüyor. Deneyimli gezginler ve biraz da macera sevenler, kış mevsiminin keyfini çıkarmaya Doğu Karadeniz’e bekleniyorsunuz! Trabzon’da Sümela Manastırı, Rize’de Çamlıhemşin, Çamlıhemşin’de Zil Kale, Palovit Şelalesi ve Çinçiva köyü, aynı rotada Galer Düzü, Kavrun, Elevit, Gito, Huser ve Pokut yaylaları, Artvin’in Borçka’da ve Şavşat’ta yer alan iki Karagöl’ü ile kışın en yakıştığı köylerden biri olan Bazgiret’i Doğu Karadeniz rotamızın kış önerileri. Benim bu rotaya dair konaklama önerim; şehir merkezindeki otellerin yanı sıra gideceğiniz yerlerin yakınındaki bungalov ve dağ evlerine göz atmanız. Özellikle kar yağdığında dağ evlerinde veya bungalovlarda konaklamak çok daha keyifli oluyor. Bahsettiğim gezi noktalarına ulaşım için 4x4 araç gerektiğini de ekleyeyim; yol şartlarına alışık olmayanlar bölgeden yerel bir rehber ya da transfer ile bireysel tur da planlayabilir.
KARLAR ALTINDA BALTIK MASALI
KARS
Anadolu ve Baltık geçmişinden gelen zengin kültürü ve mimarisi, kar yağdığında pamuk gibi manzaralara bürünen sokakları ve çok lezzetli yemekleri ile Kars, Türkiye’nin en önemli kış ve kültür turizmi rotalarından. Kars’ın son yıllardaki popülerliğinde Ankara’dan başlayan 24 saatlik Doğu Ekspresi yolculuklarının etkisi de göz ardı edilemez tabii. Tren bileti bulmak artık çok zor olsa da her açıdan öyle güzel bir şehre gidiyorsunuz ki -trenle veya trensiz- Kars, kış mevsiminin en yakıştığı şehirlerden biri olarak her şekilde parıldıyor. Şehirdeki kültürel zenginliğin bir parçası olan Anadolu ve Baltık mimari örnekleri, Kars’ın tarih boyunca birçok uygarlığa ve çeşitli Türk kavimlerine ev sahipliği yapmasının ardından girdiği Osmanlı ve Rus hakimiyetlerinden geliyor. Anadolu ve Rus dönemi mimarilerini görmek için yürüyüş rotanıza Atatürk Caddesi’nden başlayıp eskiden Kız Mektebi olan günümüzün Kars Belediyesi, Baltık mimari stilindeki Kars Ticaret ve Sanayi Odası, yine Rus dönemi örneklerinden defterdarlık ve valilik binaları, Cheltikov ailesinin 1900’lerin başına dek yaşadığı konak, eskiden kilise olarak kullanılan Fethiye ve Kümbet camileri, Çar II. Nikolay tarafından Baltık tarzında yaptırılan Katerina Sarayı ve onun biraz ilerisindeki konservatuar binası ile devam edebilirsiniz. Kars’a gitmişken araç kiralayıp ‘programınıza mutlaka ekleyin’ diyeceğim diğer yerler; gravyer peyniri ile ünlü Boğatepe köyü, Ermenistan sınırımızı ayıran Arpaçay’ın kıyısında farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış Ani Örenyeri ve kışın tamamen donup üzerinde yürünebilen, sarı balığı ve buz balıkçılığı ile ünlü Ardahan’ın Çıldır Gölü.