ANLAYIŞSIZ DAVRANMAK
Stres, depresyon, gebe kalma kalma korkusu gibi etkilerin yanında bedenle ilgili kaygılar da kadınlarda cinsel isteksizliğe neden olabiliyor. Özellikle doğum sonrası kilo problemi yaşayan kadınlar, seks sırasında yorganın altına saklanmayı veya kendini daha rahat hissettiği için karanlıkta olmayı tercih ediyor. Erkeklerin bu konudaki hataları ise partnerinin özgüven sorununu görmezden gelip, bedeniyle barışık olması yönünde kadını desteklemek ve “Seni her halinle seviyorum”u hissetirmek yerine, olayı daha da büyük bir soruna dönüştürmek.
KENDİNE ODAKLANMAK
Erkeklerin cinsel ilişki sırasında sürekli olarak yönlendirmesi, emir vermesi, pozisyona tek başına karar vermesi ve kendi orgazmına odaklanması kadını seksten soğutabiliyor. Bu tarz davranışları kadınların birçoğu kaba buluyor.
“YAŞANDI BİTTİ SAYGISIZCA”
İlişkilerin yapısı günden güne değişiyor. Birini beğenmek, çok da tanımadan birlikte olmak ve onu bir daha görmemek artık daha sık rastlanan bir durum... Yani çabuk elde edip, hızlıca tüketmek... Bu tarz ilişkilerde erkeklerin en sık yaptığı hata ise “Derin bir bağ kurmama” isteklerini ve yaşananların tek gecelik olduğunu dile getiriş biçimleri oluyor. İlişkide süreklilik beklentisi olmasa da kadın erkeğin tavırlarını önemsiyor ve bazı anlarda karşı tarafın sözleri ve davranışları kendini değersiz hissettiriyor. Bu nokta kadınların hatırlaması gereken ise belki de Eleanor Roosevelt’in şu cümlesi: “Siz izin vermedikçe hiç kimse size değersiz hissettiremez!”