RENKLERİN DANSI
1980’ler, müzik dünyasının güzellik standartlarına yön verdiği en parlak dönemlerden biriydi. Madonna, Whitney Houston, Grace Jones ve Cyndi Lauper yıldız isimler arasındaydı. Renklerin özgürce dans ettiği 80’lerde pembeler, morlar, simli ve göz alıcı derecede cesur tonlar, sadece dudakları değil modayı da etkiledi.
ZIT KUTUPLAR YAN YANA
1990’lar dudaklar için bir dönüm noktasıydı. Bir tarafta seksi görüntüsü ve estetikli dudaklarıyla öne çıkan Pamela Anderson dönemi başlarken; diğer yandan doğal görüntüsü, parlak doğal dudakları ve ince kaşlarıyla öne çıkan Drew Barrymore vardı.
DÜNYA ARTIK BAŞKA DÖNÜYOR
2000’ler yani milenyum çağıyla televizyonların vazgeçilmezi olan reality show’lar, dudakları da etkisi altına almıştı. Paris Hilton’unki gibi parlak dudaklar, doğal olana dönüşü temsil etti. 2010’larda ise Nicole Ritchie ile birlikte mat dudak dönemi başladı. Ayrıca dudak dolguları önlenemez şekilde yükseliyordu. Genç kuşaktan yaşlı kuşağa kadar her kadın, daha dolgun bir dudak istiyordu. İlerleyen yıllarda sosyal medyanın etkisi de dolgun dudakları onayladı. Özellikle de Kylie Jenner’ın dudaklarıyla birlikte büyüyen kariyeri, bu dönemin sembolü halini aldı.
DOĞALLIKTAN ÇOK UZAKTA
Günümüzde, en popüler dudakların daha dolgun olanlar olduğunu söylemek mümkün. Güzellik standartları, her ne kadar akışkan ve çeşitliliği kucaklayan bir tavrı benimsese de Angelina Jolie’nin dudakları, güzellik dünyasında ikonik bir mertebeden geçerliliğini hala koruyor. Fakat dolgun bir dudağa ulaşmak için yanlış yapılan uygulamalar, özellikle son dönemde aşırı büyük ve doğallıktan uzak bir görünümle sonuçlanabiliyor. 2020 ve sonrası belki de bir arzu nesnesi olarak dolgulu dudaklarla hatırlanacak, kim bilir?