ZEYNA
Prensini bekleyenleri harekete geçiren, korunaklı kalelerinden çıkaran ve savaş meydanında ses çıkaran Zeyna ile 90’lı yılları hatırlatan nostaljik bir buluşmanın tam ortasındayız. Televizyon tarihimizin favori kurgusal karakteri, geçmişte yaptığı tüm kötülükleri telafi etmek için iyilik adına savaşmaya karar vermiş, fazlasıyla güçlü ve birçok kişinin kalbini kazanmayı başarmış şeytan tüylü bir savaşçı. Unutmayın, aynı zamanda kendisi bir prenses. Lucy Lawless’ın hayat verdiği Zeyna, üstün yetenekleriyle bir neslin ‘sert’ ikonu haline gelmiş ve prenseslik müessesesini yeniden yorumlamıştı. Zeyna ve yol arkadaşı Gabrielle, heyecanlı maceralarıyla milyonları ekran başına kilitlerken; ikilinin dostluğu, zamanla bir aşka dönüşen, açıkça dile getirilmese de her halinden belli bir gerçekti. Her şeye rağmen, temsil ettiği değerler, çizdiği profil ve gücünü iyilikten yana kullanmasıyla savaşçı prensesimiz büyük bir saygıyı hak ediyor. O, gücünü kendine borçlu bir kadındı. Sert mizacından dolayı onu derin bir saygıyla selamlıyor ve gözlerine bakmaya cesaret edecek birini arıyoruz.
SABİHA GÖKÇEN
Tarihteki ilk Türk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, havacılık kariyerinin başladığı dönem itibarıyla zor olanı başaran unutulmaz bir isim. Ailesini küçük yaşta kaybetmesinin ardından, Mustafa Kemal Atatürk tarafından evlat edinilen Sabiha Gökçen’e soy ismi de Atatürk tarafından verildi. Türkiye ve Kırım’da aldığı eğitimlerin sonucunda askeri pilot oldu. 1950’li yıllarda Türk kadınını tanıtmak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin konuğu da olan Gökçen, 1996’da kariyerinin en büyük ödülünü de yine ABD’de aldı. ‘Dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri’ seçilerek; bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı Sabiha Gökçen, gökyüzünü ele geçiren ve metal kuşlara ustaca hükmeden gerçek bir efsane. Gökyüzü seni unutmayacak…
EMMELINE PANKHURST
Fazlasıyla ciddi, ne istediğini bilen ve vazgeçmeyen bir kadın. Kadınların oy kullanmak için ‘yeterli’ görünmediği yıllarda, feminizmin birinci dalga hareketinde önemli bir yere sahip Suffragette ile verilen mücadelenin başrollerinden biri Emmeline Pankhurst. Radikal eylemler, gözaltılar, mitingler ve daha fazlasının içinde bulunan aktivist Pankhurst, siyasi iradeyle karşı karşıya olmak ve kadın haklarını savunmak konusunda ısrarcı bir ruha sahip. Toplumdaki rolleri yeniden konuşma, seçme ve seçilme hakkı, boşanma, velayet ve çalışma hayatındaki eşit ücret onun ve arkadaşlarının başarmak istediklerinin ilk sıralarında yer alıyordu. Nihayetinde Birleşik Krallık, 1918’de 30 yaşın üzerinde belli varlığa sahip kadınlara oy verme hakkı tanıdı. Süregelen zamanda tüm dünyada kadınlar haklarına yönelik mücadeleler verdi ve yeni kazanımlar elde etti. Emmeline, kızları ve diğer arkadaşlarına tüm cesaretleri için büyük bir teşekkür borcumuz var. Elbette mücadele eden tüm kadınlara da…