En sık sorulan cilt sorunları & çözümleri

Vücudumuzda en büyük organımız tabii ki cildimiz. Doğal olarak her kadın hayatında mutlaka en az bir veya iki defa dermatologların kapısını çalmıştır. Biz de güzellikle ilgili en sık sorulan soruları alanında başarılı uzmanlara sorduk ve bu sorunlardan nasıl kurtulabileceğinizi öğrendik. Kıldır tüydür demedik, doktorlara sormaya çekindiğiniz soruların da yanıtlarını aldık.

En sık sorulan cilt sorunları & çözümleri

DOÇ. DR. AHU BİROL
MEMORIAL ŞİŞLİ HASTANESİ
S: Sir ağda sırasında tahta spatula değişse de ağda değişmiyor. Bir arkadaşımdan bu ağda yüzünden HPV bile kapılabileceğini duydum, doğru mu?
C: Spatulanın kutuya batırılıp kişiye temas ettikten sonra yeniden kutuya batırılmaması gerekli. Her kişide, her seferinde farklı spatula kullanılması ile bulaşıcı hastalık oluşumu minimuma indirgenebilir. Kullanılan spatula atılıp kutuya ikinci kez yeni spatula batırılarak devam edilmeli. En ideali ise roll on şeklinde sir ağda ve bu başlığın her kişide değişmesi olacaktır.
S: Kuru bir cilde sahibim. Hangisi vücut için daha iyi bir nemlendiricidir; krem, yağ veya losyon?
C:
Kuru ciltler için krem formu losyon formuna göre daha etkili. Banyo yağı duştan çıkmadan kuruyan bölgelere uygulanıp, çıktıktan sonra da krem formu nemlendirici olarak sürülmeli. Krem formu ürünlerin üre içermesi etkinliği arttıracaktır.

UZ. DR. SADİYE KUŞ
ANADOLU SAĞLIK MERKEZİ
S: Beyaz saçları kopartırsan çoğalır deniliyor, doğru mu?
C:
Saç beyazlamasının ne zaman ortaya çıkacağı ve ne hızda nasıl bir dağılım göstereceği her birey için ayrı ayrı genetik olarak kodlanmış durumda. Hücre kimyasındaki birtakım karmaşık reaksiyonlar neticesinde ortaya çıkıyor. Kesin kanıtlanmış olmamakla beraber stres faktörünün bu beyazlama sürecini erkene alabileceği düşünülüyor. Beyaz saçları kopartmanın beyazların çoğalması üzerine olumlu ya da olumsuz bir etkisi yok. Ne yazık ki beyazlamayı durdurmak ya da geri çevirmek için kanıtlanmış bir bilimsel yöntem henüz bulunmuyor.Ancak kıl kökünde hücre kimyasına yönelik özellikle kronik serbest radikal hasarının engellenmesi ve bu şekilde tedavi geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor.
S: Daha önce saçımda hiç kepek problemi olmadı ama şu an var, endişelenmeli miyim?
C:
Kepeklenme saçlarla ilgili olmayıp baş derisini ilgilendiren bir problem. Tek bir nedeni yok, farklı farklı durumlar neticesinde ortaya çıkıyor: Seboreik dermatit, kepeğin en sık görülen nedeni. Baş derisinde kızarıklık, pullanma ya da sarı kabuklarla kendini gösteriyor. Baş derisinin dışında yağ bezinden zengin kaş dipleri, burun kenarı gibi diğer bölgeleri de etkileyebiliyor. Sedef ve egzama gibi kronik cilt hastalıklarında baş derisi de etkilenebiliyor ve kepeklenme yaşanabiliyor. Boya, jel, sprey gibi bazı saç bakım ürünlerine karşı hassasiyet ve tahriş gelişmesi sonucu baş derisinde kızarıklık, pullanma ve kaşıntı yaşanabiliyor. Saçın yeterince sık şampuanlanmaması yağ ve ölü deri hücrelerinin birbirine yapışıp kepek oluşturmasına sebep olabiliyor. Aşırı yıkamaya bağlı kuruluk da ince toz gibi bir kepeklenme yapıyor. Tedavisinde en çok kullanılan ürünlerin içeriğinde çinko pirityon, selenyum sülfid, katran ve ketokonazol bulunuyor.

UZ. DR. GÜL YILDIRIM
ESTEWORLD PLASTIK CERRAHI SAĞLIK GRUBU
S: Hemoroid kremi göz altındaki torbaları geçiriyormuş diye duydum, doğru mu?
C:
Hemoroid anal bölgedeki toplardamarların varisine deniyor. Toplardamarlardaki genişlemeyi gidermeye yönelik tedaviler uygulanıyor. Göz altındaki damarlar da uykusuzluk ya da fazla uyku, yorgunluk, sürekli bilgisayar ekranına bakma gibi sebeplerle kan akımının yavaşlamasıyla genişleyip belirgin hale gelebiliyor. Hemoroid için kullanılan kremler, damar geçirgenliğini azaltarak ve damarların gerginliğini sağlayarak etki gösteriyor. Aslında problemler benzer ancak oluş nedenleri ve yerleşimleri farklıdır. Ancak hemoroid için kullanılan kremler tahriş potansiyeli yüksek kremlerdir ve göz altı bölgesi için uygun değil. Göz altı bölgesindeki damarlardaki belirginleşmeyi azaltmak üzere daha farklı içerikte ancak yine dolaşımı hızlandıran ve göz altı derisi ile kozmetik açıdan uyumlu kremlerin yanında, profesyonel uygulamalar olarak göz altı ışık dolgusu, mezoterapi, fraksiyonel lazer gibi uygulamalar yapılıyor.
S: Neden sürekli siyah noktalarım oluyor? Onları sıkarak kurtulabilir miyim?
C:
Siyah noktalar özellikle ergenlik çağında sıklıkla karşımıza çıkan ve giderilmediğinde akne ve akne izi olarak beliren lezyonlardır. Deride por adını verdiğimiz gözeneklerin aşırı yağ salgısı ve ölü hücrelerin birikimi sonucu tıkanması ile oluşuyor. Oluşum nedenine yönelik olarak aşırı yağ salgısının baskılanması ve etkin cilt temizliği yanında hafif peeling etkili ürün kullanımı ile gözeneklerin tıkanma problemi hafifletilebilir. Önlemler yeterli gelmiyorsa profesyonel uygulamalar öneriliyor. Bu uygulamalar ve kış aylarında peeling, düzenli periyotlar ile yapılacak cilt bakımı uygulamaları ile bu can sıkıcı problemin önüne geçmek mümkün…
S: Çenemde sürekli kalın kıllar çıkıyor. Alırsam daha mı gür çıkar?
C:
Çene bölgesinde kalın siyah renkli kıl gözlemlediğimizde hastanın hormonal bir problem yönünden sorgulanması gerekiyor. Göbek bölgesinin yanı sıra bel bölgesi ve göğüs uçları da kıllanma yönünden araştırılmalı. Sorgulamalar sonucunda gerek görülürse hormon tahlilleri ile altta yatan bir problemin varlığı araştırılıyor. Hormonal yönden bozukluk saptandığında buna yönelik tedaviler ile zaman içinde kıllanma problemi hafifleme gösteriyor. Kılların alınması ile daha gür çıkması arasında bir ilişki yok. Tüylerin lazer epilasyona uygun olması sonuç alınması bakımından önemli. Az sayıda kıl artışı varsa iğneli epilasyon da iyi bir alternatif. Önemli olan burada kıllanma ile ilgili altta hormonal bir bozukluğun olup olmadığının tespitinin yapılması ve lazer epilasyon ya da iğneli epilasyon yönteminin seçiminde uzman görüşünün alınması.

ESTETİSYEN PERİIN DİNÇER
LAZERLİNE POLİKLİNİK
S: Düzenli cilt bakımına gidersem daha iyi bir cilde sahip olur muyum?
C:
Düzenli cilt bakımı uygulaması ile ergenlik çağındaki kişilerde siyah nokta, sivilce oluşumunun ilerlemesine ve bunun sonucunda evde bilinçsizce cildin sıkılıp izler kalmasının önüne geçiliyor. İlerleyen yaşlarda ise hücre yenilenmesi yavaşlıyor, ciltte mat, ince kırışıklıklar ve cildin sıkılığında azalma görülüyor. Düzenli yapılan cilt bakımı ile hücre yenilenmesi hızlanıyor ve cilt hep tazelenip nemleniyor. Oksijen terapiler, jetpeeling, medikal bakımlar, meyve asitli peeling’ler en çok tercih ettiğimiz bakımlar oluyor.
S: Kırışıklıklarım konusunda endişeliyim, botoks veya dolgu da yaptırmak istemiyorum. Doğal yoldan yapabileceğim bir şeyler var mı?
C:
İğneli işlemlerden çekinenler için radyofrekans uygulamaları, focus ultrasound ses dalgaları ile yapılan uygulamalar, iğnesiz yapılan vitamin uygulamaları, antioksidan ve büyüme faktörleri ile yapılan peeling sistemlerinden destek alabilirsiniz. Klinik uygulama da istenmiyorsa retinol, peptide, hücresel büyüme faktörleri ve hyalüronik asitli kremler kullanmak, çizgilerin görünümünü azaltmak için tercih edilmeli. Haftada bir yapılan peeling ve maskeler de canlı bir cilt için mutlaka uygulanması gereken ritüeller arasında yer alıyor.
S: Daha pahalı bakım ürünleri daha mi iyi oluyor?
C:
Çok pahalı ürün çok iyidir demek yanlış olur... Önemli olan, cilt tipimize uygun içeriklere sahip kremleri tercih etmek. Ancak günümüz teknolojisinde bazı içerikli kremler pahalı olabiliyor; özellikle havyar, peptide ve büyüme faktörlü kremleri ileri yaşlarda tercih edebilirsiniz.Yazı: Deran Çetinsaraç / Formsante Dergisi

UZ. DR. ÖMÜR TEKELİ
M-ONEP ETİLER KLİNİĞİ

S: Selülit nasıl oluşuyor? Selülit kremleri nasıl etki ediyor, gerçekten işe yarıyor mu?
C: Selülitin en önemli oluşma sebebi yıllar içinde sürekli olarak rafine karbonhidratlara maruz kalmamız, bağ dokudaki kolajen liflerimizin elastikiyetlerini kaybetmeleri ve kendilerine özel yerleşim şekilleri nedeniyle bu esnememe özelliklerinin deride portakal kabuğu görünümünde çekilme yapan bir hal almaları şeklinde açıklanabilir. Kremler işe yarar mı sorusuna cevabım evet. En önemli sebep şu: Kremleri kullanmak ile normalde günlük rutininizde olmayan bir lenf drenajını hayata sokabilirsiniz. Bu etken maddeler ile daha da hareketlenebilir. Sıklıkla bu disiplin spor alışkanlığınıza da yemek seçimlerinize de olumlu bir kararlılık ve disiplin getirir, hiçbir kadın emeklerinin boşa gitmesini istemez diye düşünüyorum. Kremlerin içindeki bu bio-aktif maddeler kan dolaşımını harekete geçiriyor, mikro-sirkülasyonu aktif hale getiriyor ve bağ dokusunu güçlendiriyor. Selülit kremi seçiyorsanız öncelikle içindeki etken maddelere bakmalısınız. Selülit karşıtı kremlerin çoğu kullanıcıya gerçek sonuçlar sağlayacak kadar yüksek miktarda aktif madde içermeyebiliyor. Dermokozmetik kullanmalı, mümkünse bir dermatoloğa ya da eczacınıza danışmalısınız. Selülitiniz için seçtiğiniz ürünü mutlaka uzun süreli ve düzenli olarak kullanmalısınız. Selülit azaltmada kullanılabilecek, bilimsel olarak kabul gören etken maddeler yağ hücresi parçalayıcı, toplardamar destekleyici, anti-inflamatuar, dolaşımı güçlendirici ve kolajen artırıcı kafein, papaya, guarana şeklinde sıralanabilir. Soya, yüzyıllardır bilindiği gibi sağlık üzerinde çok etkili bir madde. Son keşif soya lesitini (fosfatidilkolin) ise selülit alanında çığır açtı. Kısaca kremlerden kimi yağların hücreye dolmasını engelliyor, kimisi yağları yönlendiriyor, kimi yağların yakılmasını sağlıyor, kimi damarlarıdestekliyor, kimi de hücre içinde biriken fazla yağı dışarı atıyor. Pilates, spinning, tenis ve yüzme düzenli yapıldığında en etkili yağ dokusu üzerine etkili sporlar arasında yer alıyor. Yeşil çay kullanımının lifler üzerinde antioksidan etkisi olduğu ve görünümü düzeltip dolaşımı olumlu olarak etkileyebildiği gözlendi. Ek olarak yapılabilecek selülit için özel tasarlanmış radyofrekans veya ultrasonografik yöntemler (Vela, LPG, Endermolab gibi) elektrodlar ile o bölgelerdeki kasları çalıştırmak ve lenf drenajını artırmak sürecin geriye döndürülmesini adeta en hızlı gideren yöntemler. İdeal yöntemi belirleme konusunda doktorunuza danışmak ve birlikte size özel bir yol belirlemek atacağınız en isabetli adım olacak.
S: Elimde oluşan lekeleri fark ettim, bu lekelerden kurtulma şansım var mı?
C: Yıllar içinde güneşe maruz kalan her yerimizde, adeta dikkatimizi çekmeye çalışır bir tavırda, küçük, kahve-siyah bazen deriden hafif kabarık, kadifemsi koyu alanlar ortaya çıkabiliyor. Biz dermatologlar son yıllarda güneşten koruyucu kullanımını bulunduğumuz her mecrada vurguluyoruz, bu uyarılarımızın yüzdeki lekeleri önlemeye başladığını söyleyebilirim. Ancak genellikle bu hasarların elleri de kapsadığı sıklıkla unutuluyor ve bu konu nedeniyle çözüm arayışı içinde olan danışanlarımız sıkça kapımızı çalıyor. En çok başvurduğumuz Q anahtarlı Ndyag lazer, bazı lekelerde bir-iki seans bile yeterli oluyor, retinoik asitli topikal ürünler de sıklıkla reçete ettiğim ürünler arasında. Güneş hasarı nedeniyle eşlik eden sigara kağıdı görüntüsü olan hastalarımda ise fraksiyonel lazer gibi yenileyici ve yapılandırıcı uygulamalar kullanıyoruz.

UZ. DR. ZERRİN BAYSAL
MEMORIAL ETİLER TIP MERKEZİ
S: Ne zaman jiletle genital bölgemi tıraş etsem bikini çizgisinde sivilceler oluşuyor. Neden oluşuyor bu sivilceler?
C: Özellikle koyu tenli, kalın siyah kıllara sahip kişiler genital ya da bikini bölgesindeki kılları jilet ya da diğer kesici aletlerle kısaltmak istediklerinde kılların tepe kısmı deri içerisine gömülebiliyor. Bu sert kıl, tırnak batması gibi deriyi tahriş ediyor. Deride oluşan tahriş deri bariyerini bozuyor ve deri üzerindeki mikroplar için enfeksiyon oluşturacak fırsat gelişmiş oluyor. Özellikle terlemeye eğilimli kilolu ya da metabolik sıkıntıları olan (şeker hastalığı, POS vb) kişilerde daha sık görülüyor. Bu sivilcemsi enfeksiyonların oluşmaması için, penye pamuklu kıyafet tercih edilmeli, dar kıyafetlerden uzak kalınmalı, terlediğimizde yıkanıp iyice kurulanmalı ve en önemlisi başka bir depilasyon ya da epilasyon yöntemine geçilmeli. Bu yöntemler arasında son dönemlerin en favori tedavi yöntemi lazer epilasyon; tabii ki uzman ellerde yapılması şartıyla.
S: Popomda ara ara sivilceden büyük şeyler oluşuyor, bir süre sonra geçiyor. Ne yapmam gerekiyor?
C: Genital bölgedeki kılların bir kısmı kendi kendine deri altında koleksiyon yapabiliyor. Yine şişman ve terleme şikayeti fazla olanlarda daha sık görülüyor. Bu kıl batmaları deri içerisinde kılın büyümesini engellemiyor. Kıl, deri altında uzamaya devam ediyor. Bir süre sonra ya da dönem dönem bu kıl yumağına mikrop bulaştığında sivilce yapısı gelişiyor. Bazen çok ağrılı şişlikler yapabiliyor. Enfeksiyon kendini sınırlandırdığında sorun geriliyor. Çoğunlukla bir şişip bir gerileme yapıyorlar. Bu sorunları sık yaşayanların hijyene çok dikkat etmesi, kilo kontrolünde bulunup terlemelerini azaltmaları gerekiyor. Sorunları şiddetli ise dermatoloğa başvurması sıkıntının daha da büyümesini engellemiş oluyor. Bazen tıbbi tedavi bazen de cerrahi kesi gerektirebiliyor.

UZ. DR. ŞERAFETTİN SARAÇOĞLU
ÖZEL ELİT POLİKLİNİĞİ

S: 26 yaşındayım, ne zaman antiaging ürünleri kullanmaya başlamalıyım?
C:
Kişinin kronolojik yaşı önemli. Fakat deri yaşı da en az kronoloji kadar önemli. Deri yaşlanmaya aslında daha çocukluk yaşlarında başlıyor. Elastik doku kaybı 10’lu yaşlarda görülüyor. Lekeler çillenme şeklinde de olsa yine çocukluk yaşlarında başlıyor. Antiaging malum yaşlanmayı engellemek anlamı taşıyor. Bu durumda ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi. Antiaging ürün kullanımına başlamak için 20’li yaşlar uygundur. C vitaminli bir serum ve güneş koruyucu ürünler 26 yaşındaki bir cilde genellikle yeterli. C vitaminli ürünler gerek deri destek doku yenilenmesi gerekse lekelerin rengini açabilmek için temel ürün olarak kabul ediliyor. Güneş koruyucu ürünler ise deriyi en yıpratan dış etken olan güneşin olumsuz etkilerini azaltmada önemli.
S: Gömleğimde sürekli ter lekesi oluşuyor. Endişelenmeli miyim?
C:
Bazen ilaçlar, kilo alımı, hormonal veya metabolik sorunlara bağlı olarak bazen de altta bir neden olmadan terleme artışı olabiliyor. Bu durum süreklilik arz ediyor ve beraberinde başka sorunlar da yaşanıyorsa mutlaka bir dermatoloji uzmanınca muayene edilmeli. Kol altı terlemesinin kontrolü için antiperspirant krem, losyon gibi ürünlerin kullanımı oldukça yaygın. Bu ürünlerden alüminyum tuzu içerenleri etkili fakat uzun süreli kullanımı sakıncalı. Kısa süreli rahatlama amacı ile kullanılması ve daha sonra kullanımının azaltılarak kesilmesi uygun olur. Kol altı galvanoterapi cihazları ile terleme kontrolü sağlanabiliyor. Genelde 20 günlük kullanım ile iki ay bazen daha uzun süreli terleme kontrol edilebiliyor.
Botoks ile 5-12 ay terleme kontrolü sağlanabiliyor. Yeni bir teknikle ise deri altındaki ter bezlerinin bulunduğu bölgeye seçici mikrodalga akımı uygulanarak ter bezleri tamamen tahrip ediliyor. Bu sayede terleme kontrolü bir seansta yüzde 80, kontrol seansıyla ise yüzde 96 başarı elde ediliyor.