30’lara ilk estetik
Yaşlanmanın ilk sinyallerinin verildiği yaşlar 30’ların ortaları…
Sarkmanın
fizyolojisi bu; cildin tüm katlarda aşağı
yönde yer değiştirmesi... Cildin en alt
tabakası kasın üzerine yapışık olan
hattır ki Ultherapy bu katı sıkılaştırır
ve daraltır. En alt ile üst arasındaki
bağlantıyı sağlayan yaylar da sizin
kolajeninizdir. En üst tabaka da
cildinizin görünen üst yüzeyidir. Bu
nedenle buradaki akılcı çözüm
bozulmaya başlayan yatağın
önce oturduğu zemini tamir etmek
arkasından da yayların yeniden
yapılanmasını sağlamak. Ultherapy,
cilt altına 3 ve 5 milimetre derinliğe
ayrı ayrı verilebiliyor. Böylece, iki
soruna da çözüm sunuyor.
3 milimetrelik başlıkla yaylar yani
kolajen onarılması tetikleniyor,
5 milimetre başlıkla daha derinde
yaylı yatağın en alt kısmı daraltılıyor.
Böylece belirgin elmacıklar ve ön
plana çıkan çene ve çene konturu
oluşuyor, zamanla yanlış şekillenen
yüz hacmi tekrar eski formuna
kavuşuyor. 35 yaş hayatın en
verimli çağının başladığı dönem.
Doğru tedavilerle uzun süreler 35
yaşında görünmek mümkün.”
Yağ enjeksyonuyla
kalıcı çözüm
Yağ enjekte edilen bölgede
sürekli bir çözüm sağlanıyor ve
genellikle herhangi bir geri dönüş
gerçekleşmiyor. Alınan yağ ile
burun ve dudak çizgilerinin yanı sıra
yüz konturu doldurulabiliyor, çene
kemiği güçlendirilebiliyor, çene ucu
belirginleştirilebiliyor.
Problem: İnce çizgi,
nem kaybı, sarkma
Çözüm: Soft
botoks, ışık
dolgusu, Ultherapy
Nem kaybı
Uzmanlar bu dönemde ciltteki nem
dengesini korumanın çok önemli
olduğunu söylüyor. Kaybolan
nemi tekrar yerine koymak için
son dönemlerin en çok kullanılan
uygulamalarından biri ise ‘ışık
dolgusu’. Karataş, dolgu ve vitamin
terapisi arasında olan ‘ışık dolgusu’nun
cildin parlamasını ve yeniden onarılmasını sağladığını söylüyor:
“Bu uygulamayla ciltte dolgu efekti
yaratılmıyor çünkü içinde çapraz
bağları çok gevşek yapılandıran
hyalüronik asit var, aynı enjeksiyon
içinde cildin parlamasını ve yeniden
onarılmasını sağlayan vitaminler de
yer alıyor. Bu vitaminler cildinize antiaging
bakım da sağlıyor.”
Problem:
Cilt lekeleri
Çözüm: Glikolik
asitli peelıng
“30’lu yaşlardan sonra cildin rengi
ve yapısı değişmeye başlıyor.
Özellikle güneş ve solaryumu
seven kişilerin cildinde lekeler
oluşuyor, çizgiler belirginleşiyor ve
elastikiyette kayıplar meydana
geliyor. Sürekli aynı pozisyonda
yatmak bile kırışıklıkları, yüzdeki
doku kayıplarını artırıyor. Bir kişinin
sürekli aynı bölgesine gelen
güneş ışınları, aynı bölgeye
yüzünün üzerine yatması 35’li
yaşlarda yüzdeki asimetrik
yaşlanmaların oluşmasına neden
olabiliyor” diyor Medikal Estetik
Uzmanı Dr. Pınar Karagülle.
İnce çizgiler
“Doktor Bey yüzümde bir problem var
ama ne olduğunu çözemiyorum”
diye gelen hastalarımın genel
yaş ortalaması 35 diyor Medikal
Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş.
“Çünkü 30’lu yaşların ortaları cildin
sinyaller vermeye başladığı yaşlar.
Özellikle açık tenli ve hassas ciltlerde
ilk şikayetler; ince çizgiler, ciltteki
lekelenmeler ve hacim kaybı oluyor.”
Mustafa Karataş ince çizgilerin
daha da belirginleşmemesi için
‘Soft botoks’ uygulamasını öneriyor.
Botoks uygulamasının genç ciltlerde
daha hızlı çözüm vereceğinden
endişe duyulmaması gerektiğini
de vurguluyor. “15 ya da 30 gün
aralıklarla enjeksiyon sistemi ile yapılan
üç seanslık botoks tedavisiyle bir yıllık
anti-aging etkisi hissedebiliyorsunuz.
Bu, özellikle 35’li yaşlardaki kişilerin
en sık yaptırdığı uygulamalardan biri.
Böylece ileriye dönük önlem almış
oluyorlar.”
Problem: Göz
kapa ğı sarkması
Çözüm:
Blefaroplasti
(Göz kapağı estetiği)
“35 yaş civarındaki hastalarımızın
genellikle en sık başvuru nedenleri
göz çevresindeki sorunlar oluyor”
diyor Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı
Op. Dr. Alpaslan Topçu. “Ailesel
ve çevresel faktörlere bağlı
olarak özellikle kaşlarda düşme,
üst göz kapağında sarkma en
çok rastlanan şikayetlerden. Göz
çevresinde, yaşlanmanın en önemli
belirtilerinden biri olan göz çevresi
ve kaş düşüklüğü tedavisinde,
düşüklüğün şiddetine göre birçok
yöntem kullanılabiliyor. Botoks
uygulaması ile kaş yüksekliğinde
0.5-1 santimetre artma
sağlanabileceği gibi dolgu
uygulamalarıyla özellikle kaşın dış
kenarında yükselme sağlanabiliyor.
Bazen kaşın pozisyonu normal
olduğu halde, üst göz kapağındaki
cilt ve yağ fazlalığından dolayı, kaş
göreceli olarak düşük gözükebiliyor.
Bu durumda göz kapağı estetiği tek
başına yeterli olabiliyor.”
Yüzeysel peeling ajanı
Karagülle bu durumda glikolik asitli
peeling ve kremlerle cildi arındırmanın
mümkün olabileceğini söylüyor.
“Glikolik asit yöntemiyle derinin
epidermis tabakası kontrollü bir şekilde
kaldırılarak hücrelerin kendilerini
yenilemeleri ve cildin canlanması
sağlanıyor. Glikolik asit günümüzde
kullanılan en yaygın yüzeysel peeling
ajanlarından biri. Değişik yüzdelerde
glikolik asit bileşiği içeren ürünlerle
hazırlanan peeling, hekim tarafından
uygulanmalı. Bu işlem genellikle 4-6
seans sürüyor. Sonrasında mutlaka
nemlendirici, leke açıcı kremler, güneş
koruyucuların kullanılması gerekiyor.
Glikolik asit; akne tedavisinde,
parlaklığını kaybetmiş ve güneşten
hasar görmüş ciltlerde de tedaviye
yardımcı oluyor.”Problem: Orta yüz
deformasyonu
Çözüm: Yağ
enjeksiyonu
30’lu yaşların ilk yarısından sonra
yüzün alt ve üst düz bölgesinde
genellikle yer çekimine bağlı bir
düşme ve hacim kaybı meydana
geliyor diyor Estetik ve Plastik Cerrahi
Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel. Üst
yüz bölgesindeki çözüm yolunun
genellikle botoks olduğunu
ekliyor. Fakat problem orta yüzde
yaşanıyorsa burada yağ enjeksiyonu
devreye giriyor. “Yağ enjeksiyonu,
orta yüzde oluşan hataları yok
etmeye yardımcı oluyor. Kişinin
elmacık kemiklerinin çıkık olması her
zaman daha hoş bir görüntü yaratır.
Yapısal olarak bazı insanların orta
yüzü basık olur. Yaşla birlikte yanak
kısmındaki yağ paketi hem aşağıya
düşer hem de küçülür. Bu bölgeler
için çözüm olarak yağ enjeksiyonunu
öneriyoruz. Uygulama vücudun
yağlı bölgelerinden alınan yağ ile
gerçekleşiyor. Özel enjektelerle yağ
alınıyor, işleniyor ve yüzün gerekli
bölgelerine enjekte ediliyor. İşlem
lokal olarak yapılıyor.
Alt yüz bölgesindeki sarkmalar
35’li yaşlarda ortaya çıkan diğer
problemlerden biri de alt yüz
bölgesindeki sarkmalar. Uzmanlar
bu yaşlarda yüzün başka bir şekilde
hacimlenmeye başladığını ve bu
nedenle de sarkma meydana
geldiğini belirtiyor. Mustafa Karataş,
bu yaşlarda yanaklarınızı içe çekip,
boynunuzu gergin tuttuğunuzda
daha iyi göründüğünüzü hissedersiniz
diyor. “Burada sorun tam olarak çene
hattının bozulması ve yüz ovalinin
artık oval değil de yuvarlaklaşmaya
başladığının görülmesi. Bu
durumda dolgudan uzak durulmalı.
Olabildiğince alt yüz daraltılmalı ve
sıkılaştırılmalı. Burada yeni estetik
tekniklerinden biri olan Ultherapy
devreye girebilir. Ultherapy’nin ne
olduğuna gelince; Cildinizi yaylı bir
yatak gibi düşünün, o yaylı yatağı
kaldırın ve dik bir konuma getirin.
Eskimiş ve yayları gevşeyen yatak dik
konuma gelince üstüne yattığınız taraf
aşağıya doğru kayacaktır. İşte cildimiz
de bu yaylı yatak gibi. Gözlere gençlik
dokunuşu
Göz kapağı operasyonu
(Blefaroplasti) orta yaşlarda erken
yapılan estetik operasyonlarından
biri. Blefaroplasti, göz kapaklarındaki
fazla deriyi uzaklaştıran ve sarkmayı
gideren bir uygulama. Alpaslan
Topçu göz kapağı estetiği hakkında
şunları söylüyor: “Yaşlanma ile üst
göz kapağındaki deri fazlalaşıyor,
buradaki yağ dokusu öne doğru
bombeleşiyor. Alt göz
kapağında deri fazlalıkları katlar
yapıyor, yağ dokusu, zarların
gevşemesiyle öne doğru
fıtıklaşıyor, göz altında yer yer
çökmeler olabiliyor. Standart
olarak bu operasyonda üst göz
kapakları kapak kıvrımından,
alt göz kapakları kirpik
altından açılarak yağ dokusu
fıtıklaşmaları (herniasyon) için
(gerekirse fazla yağ dokuları
da alınarak) gerekli takviyeler
yapılıp, deri fazlalıkları alınarak
kapaklar gerginleşmiş bir şekilde
dikiliyor. Bu yolla yanağın üst
dış kısmı bir miktar gerilebiliyor.
Operasyon için genelde lokal
anestezi tercih ediliyor. Birkaç
hafta dış etkenlere duyarlı
olunabileceğinden, güneş
gözlüğü takılması gerekiyor.’’