Bu yılın estetik modası

Her yeni yıl farklı yöntemlerle karşımıza çıkan estetik dünyasında bu yıl neler moda olacak? Hangi yöntemler trendlerin gerisinde kalacak, hangileri zamana meydan okumanın önüne geçecek? İşte güzellik dünyasına yön verecek son trendler!

Bu yılın estetik modası

Yazı: Nilgün Yıldız Konakçı

Yükselen antiaging trendleri
Şunu söyleyelim; 2018 yılıyla beraber antiaging uygulamaları hiç olmadığı kadar öne çıkıyor. Uygulamalar artık daha pürüzsüz bir ten, daha biçimli bir siluet ve yaşsız bir güzellik hedefliyor. Buna ulaşmanın yolu ise yeniliklerin yanında eski yöntemlerin farklı şekillerde uygulanmasından geçiyor.

Botoksta yeni yaklaşımlar
Antiaging endüstrisinde sarsılmaz bir yere sahip olan botoksun yeni kullanım alanları 2018 yılında ön plana çıkmaya başlıyor. Medikal Estetik Hekimi Dr. Mustafa Karataş, “Mimik kasları yerine cilde yüzeysel olarak yapılan botoks enjeksiyonları özellikle Amerika’da popüler olmaya başladı. Mikro-botoks tekniğiyle yani hem yüzeysel olarak hem de çok az miktarda botoks kullanarak cildin görünümünde önemli bir fark yaratılabileceği keşfedildi” diyor. Gözeneklerin görünümünün küçülmesini, cildin daha pürüzsüz bir görünüme kavuşmasını amaçlayan bu işlem, özellikle yağlı cilde sahip olanların ilgisini çekecek gibi görünüyor. Çünkü mikro-botoksun önemli bir etkisi de ciltteki sebum üretimini azaltmak. Botoksun bir diğer etkisinin de kadınsı yüz hatları yaratmak olduğunu biliyor muydunuz? Dr. Karataş, botoksun bu alanda da giderek daha fazla kullanılacağını belirtiyor: “Sert, köşeli bir çene, yüze sert ve erkeksi bir görünüm veriyor. Botoks, bu görünümü yumuşatmak ve yüze daha feminen bir ifade vermekte son derece başarılı. Eskiden böyle bir sorunu çözecek malzemeye sahip değildik. Daha doğrusu botoksun yüz hatlarını yumuşatabileceğinin farkında değildik. Artık sadece birkaç dakikada çene kaslarına minik bir doz botoks enjeksiyonu yapılarak bu bölgedeki kasların aktivitesi hafifletildiğinde çene bölgesi daha yumuşak, kadınsı bir görünüme kavuşuyor.”

Bu yılın estetik modası - Resim : 1

Badem gözlerin çekiciliği
Çekiciliğin sırrının gözlerinizin şeklinde gizli olduğunu biliyor muydunuz? Neyse ki genetik kodunuzda yazılı olanla yetinmek zorunda değilsiniz. Giderek daha çok kadın göz şeklini değiştirmek için neştersiz uygulamalardan destek alıyor. Dr. Mustafa Karataş, “Kusursuz güzelliğin en belirgin özelliklerinden biri estetik bir göz hattına sahip olmaktır. En çok istenen göz şekli ise bizim badem göz dediğimiz göz şekli. Gözün orta kısmı yuvarlak bir formdadır, kenarlardan yukarı doğru hafifçe çekiktir ve isminden de anlaşılacağı gibi bir badem formundadır” diyor. Dr. Karataş, eskiden göz şeklini değiştirmenin tek yolunun cerrahi müdahaleler olduğunu ama bugün neştersiz uygulamalarla da gözlere badem şekli vermenin mümkün olduğunu belirtiyor: “Elimizde daha çekici bakışlar yaratmamızı sağlayan pek çok malzeme var. Mesela hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri doğru kullanıldıklarında gözleri şekillendirmek için harika bir malzemedir.” Badem şeklindeki gözler, hafif çekik gibi duran ama göz kapakları çok derinde olmayan bir forma sahip. Göz kapaklarının üzerindeki kaş alanı dar, kaşlarsa yüksektir. Göze şekil vermek istiyorsanız, göz altlarını, göz kapaklarını, göz kapağı ve kaş arasındaki mesafeyi de göz önüne almalı, bu unsurlara da müdahale etmek gerektiği de unutulmamalı.

Bu yılın estetik modası - Resim : 2

Dolgun dudaklar mı, hacimli yüzler mi?
Hacimli ve dolgun dudaklarla daha çekici görüneceğinize inanıyorsanız, bir daha düşünmenizde fayda var çünkü kalın dudaklar herkese yakışacak diye bir kural yok. Eskiden herkesin abartılı dudaklarla çekici görüneceği düşünülürdü. Artık bu yaklaşım yerini doğal görünen, dengeli bir yüz yaratmaya bıraktı. Mesela eğer minyon, zarif hatlarınız varsa kocaman dudaklarla güzel değil komik görünürsünüz. Peki, bu dudak enjeksiyonlarından faydalanamayacağınız anlamına mı geliyor? Yüzünüzdeki dengeyi göz önüne alan bir uzmanın elinde dudaklarınız, fazla hacim verilmeden de daha çekici bir görünüme kavuşabilir. Dudak dolgularında kullanılan teknikler de zaman içinde gelişerek, daha doğal uygulamaları mümkün kıldı. Mesela dudak kalbini küçük bir dokunuşla belirginleştirerek dudaklarda kontur oluşturmak giderek popülerleşiyor. Artık kimse abartılı, fazla yapılı görünmek istemiyor. Bir dudak modelini alıp tüm yüzlere yerleştiremezsiniz, kişinin kemik yapısını, hatlarını hatta dudaklarıyla burnu arasındaki mesafeyi bile göz önüne almanız gerekiyor. Bu da kişiye özel bir yaklaşım anlamına geliyor.

Kombinasyon tedaviler
Dr. Mustafa Karataş antiaging trendlerinde kombinasyon tedavilerin ön plana çıktığını söylüyor: “Eskiden bir probleme tek bir sistemle müdahale edilirdi. Artık en iyi sonuçların kombinasyon tedavilerle alındığını biliyoruz. Mesela kaşlardaki düşüklüğü ele alalım. Kaşların aşağı doğru olması, yüze yorgun, depresif bir ifadenin yerleşmesine neden oluyor. Bazen genetik eğilim nedeniyle, çoğu zaman da yaş almayla ortaya çıkan bu problemde de en etkili sonuçlar için kombine tedavilerden faydalanabilirsiniz.” Dr. Karataş, bu kombinasyonlardan birinin Ulthera teknolojisi ve organik iplerle kaş asma olduğunu söylüyor. Bu iki sistem ayrı ayrı kullanıldığında başarılı sonuçlar elde edilse de ikisini bir arada uygulamak tedavinin başarısını önemli ölçüde artırıyor. Her iki sistemin de etki mekanizmaları farklı. Ulthera cilt altına ısı enerjisi göndererek kolajen ve elastin liflerini daha kaliteli, daha çok üretim yapmaları için tetikliyor. Cildi sıkılaştıran bu tek seanslık tedavi, kaşlarda lift etkisi yaratıyor. İşlem kaş çevresine uygulanıyor ve 5-10 dakika süren tedaviden hemen sonra bile kaşlarınızın kalktığını, gözlerinizin açıldığını fark etmeniz hedefleniyor. Ancak işlemin nihai sonucunun ortaya çıkması ortalama altı hafta kadar sürüyor. Organik iplerle kaş asma ise yine klinik ortamda yapılan bir işlem. Cilt altındaki stratejik noktalara yerleştirilen iplerin gerilmesiyle kaşlar yukarı doğru çekiliyor. Kaşlardaki lift etkisini işlemden sonra görebiliyorsunuz. Ayrıca cilt altına yerleştirilen ipliklerin kolajen ve elastin üretimini tetiklemesi sayesinde bu etki giderek artıyor ve birkaç hafta sonra nihai sonuç ortaya çıkıyor.

Bu yılın estetik modası - Resim : 3

Kök hücre tedavisi
Cildinizin donuk ve cansız görünmesinden şikayetçiyseniz, kremler ya da serumlarla gideremediğiniz bu problemin çözümü kök hücre tedavisinde olabilir. Son yıllarda bilim dünyasının ilgi merkezinde olan kök hücre tedavisinin, cilt kalitesini artırmakta, cilde parlak ve taze bir görünüm vermekte son derece başarılı olduğu görülüyor. Bu işlem, yüzüne yabancı bir madde enjekte edilmesini istemeyenler için iyi bir alternatif çünkü yüzünüze yine sizden alınan kök hücreler enjekte ediliyor. Kök hücre tedavisinin hücresel boyutta bir gençleşme sağladığını da belirtmekte fayda var. Yani karşınızda yüzünüze gençliğin ışıltısını verirken, cildinizdeki yaşlanma etkilerini hücresel boyutta geri çeviren bir tedavi bulunuyor. Bu işlem için hastanın kulak arkasından ince biyopsi iğnesiyle 3 mm'lik bir doku alınıyor. Alınan doku laboratuvara gönderiliyor ve içindeki fibroblastlar laboratuvar ortamında ayrıştırılıyor. Cildin genç görünümünden sorumlu olan bu hücreler çoğaltılıyor. Tüm bu süreç yaklaşık dört hafta sürüyor. Sonrasında da kendi hücrelerinizden elde edilen bu serum, mezoterapi yöntemiyle cilde enjekte ediliyor. Cildin durumuna göre altı hafta aralıklarla iki-üç seans uygulanan bu tedavinin etkisini ilk seanstan birkaç hafta sonra gözlemlemeye başlıyorsunuz. Etkinin kalıcılığı ve cildi yaşlanma etkilerine dirençli kılmak için yılda bir kür yaptırılması tavsiye ediliyor.

Önleyici plastik cerrahi
2018 yılının estetik trendlerinde öne çıkanlardan biri de “Önleyici Plastik Cerrahi”. Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hamidreza Samani “Dünya yıldızlarının son trendi olan bu yöntemle, kişiye göre daha erken yaşlara inebilmekle birlikte 25’li yaşlardan itibaren başlayan ciltteki yorgun ifadeleri ve kırışıklıkları düzenli aralıklarla uyguladığımız tek seansla ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Bu yöntemi uygulamanız için iş yoğunluğunuz arasında kendinize öğle saatlerinizi ayırmanız yeterli. Sadece 30-40 dakikalık bir seans sonucunda, düzenli uygulama ve takip sayesinde örneğin 30 yaşındaysanız gerçekte 45 yaşına geldiğinizde 30 yaşınızdaki görünümünüze benzemeniz hedefleniyor. Estetik cerrahinin bu boyutu çok daha erken yaşta birtakım bilgileri (detaylı çekilmiş fotoğraflar, vücut analizi) arşivleyerek, değişikliklerin başladığı andan itibaren devreye girip, çok daha küçük çaplı müdahalelerle ileriki yaşlarda gerekecek büyük operasyonların ihtiyacını çok daha ileriki yaşlara taşıyor” diyor.

Bu yılın estetik modası - Resim : 4

Şimdi kendiniz olma zamanı!
Uygulamadan önce yüzün her açıdan görünüşünün, ışık ve gölge yansımalarıyla üç boyutlu bir değerlendirilmesini yaptıklarını söyleyen Op. Dr. Samani, “Önleyici plastik cerrahi uygulamaları, teknolojik imkanlarla birlikte alanlarını genişletiyor ve büyük cerrahi müdahalelerin yaşını çok daha ileriki yaşlara erteliyor. Örneğin; göz çevresi ve alında oluşan mimik çizgilerine botoks enjeksiyonu ile müdahale yapılmadığı takdirde ileriki yaşlarda meydana gelen derin ve kalıcı cilt katmanlarının giderilmesi kolay olmuyor” diyor. Erken dönemde botoks uygulaması ile cildin kalıcı deformasyonunun önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bölgesel ve genel yağlanmaların oluşmaya başladığı anda müdahale, ileri derece yağlanmada görünen selüliti engelleyip geri dönüşü olmayan bir cilt deformasyonunu durdurmuş oluyor. Büyümeye ve sarkmaya başlamış bir memeyi daha küçük ve neredeyse hiç iz bırakmayacak bir operasyonla toparlamak hastayı daha büyük izler bırakacak operasyondan kurtarmış oluyor. Kalıcı deformasyonlar oluştuktan sonra alınacak sonuçların, bu problemleri yavaşlatmayı hedefleyen önleyici müdahaleler kadar iyi olmadığını belirten Op. Dr. Samani, “Erken yaşlarda yenileme hızı yaşlanmadan çok daha fazla olduğu için kaybedilen hücrelerin yokluğu hissedilmez yani yaşlanmayıp tam tersi gelişmeye devam ederiz. Belli bir yaştan sonra yapılanma ve yenilenme giderek azalıyor ve birçok organ için yenilenme ve yıkım eşitleniyor. Bu dönemden sonra yaşın ilerlemesi ile yavaş yavaş yenilenmemenin belirtileri ortaya çıkar” diyor. Gençleşme ve güzelleşme sağlayan bu yöntemin yeni dünyanın yeni keşfi olduğunu ifade eden Op. Dr. Hamidreza Samani, bu uygulamanın sadece uzman doktorlar tarafından yapılması gerektiğinin de altını çiziyor.

Saç uygulamaları da gündemde
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Eser Aydoğdu ise 2018 trendlerini şöyle sıralıyor:
• Ameliyatsız estetiklerde fokuslu ultrason ile yüz germe, nem ve gençlik aşıları ile somon DNA, 2018’de de başarısı devam eden uygulamalardan olacak. İple yüz askılama da aynı şekilde popülerliğini koruyacak. Mikroblading kaş tasarımları ve organik dudak dolgusu ise 2018’de ön planda olacak.

• Estetik ameliyatlarında ise vaser lipo başarısı sebebi ile oldukça tercih edilen uygulamalardan.

• Tıraşsız yapılan Fue Saç ekimi ise saçını kısaltmak istemeyen erkeklere mutluluk verici bir haber olacaktır. Doğal ve bitkisel boyaların çıkması ile de saç pigmentasyonu veya saç simulasyonu ise saç problemi yaşayanlarda tercih sebebi olacaktır. Saç pigmentasyonu veya simulasyonu dediğimiz işlem ise daha önce saç ekimi yaptırmış kişilerde, saçlı derinin saç gibi boyanmasıyla daha sık ve doğal görünmesine sebep oluyor. Yine arka bölgeden saç dokusu alınmış kişilerde herhangi bir iz kalmışsa saç simulasyonu ile bu iz düzeltilebiliyor. Özellikle kadınlarda eğer saç ekimine uygun değilse ve saç dipleri boş ve seyrek görünüyorsa Saç pigmentasyonu oldukça mutluluk verici sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.

• Fokuslu ultrason yaş sınırı olmadan, ameliyatsız estetik isteyen, yüzünde sarkma ve gevşeme olan erkek-kadın herkese uygulanabiliyor. Yine yüzün ışıl ışıl olmasını sağlayan dolgular, mezoterapiler ve nem- gençlik aşıları bazı kişilerde zamanı geriye almak, bazı kişilerde zamanı durdurmak, bazı kişilerde de yaşlanmayı geciktirmek için tercih edilecek.

• Vaser lipo ise herhangi bir sağlık problemi yoksa, hastane ortamında gerçekleştirilen bölgesel yağ alma işlemi. Erkek-kadın fark etmeden herkese uygulanabiliyor fakat bir kilo verme ameliyatı olmadığını unutmamak gerekiyor.

* Formsante dergisinden alınmıştır.