Estetik mağduru olmayın!
Dolgu ve botoks uygulaması yaptırmak isteyenlerin çoğu tuhaf görünme kaygısı yaşıyor... Peki, bu kaygılar yersiz mi?
Aşırı doldurulmuş yüzler, şişik dudaklar, abartılı elmacık kemikleri, şişirilmiş yanaklar nedeni ile içeri kaçmış gözler, sivrilmiş kaşlarla kötücül bir ifade ile bakan yüzler… Peki gerçekten estetik uygulamalardan sonra böyle görünmek zorunda mısınız? Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel, cerrahi dışı estetik uygulamaların kullanım alanları ve uygulama sırasında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Cerrahi dışı estetik yüz uygulamaları neler?
Cerrahi dışı estetik uygulamalar, genellikle botoks (nörotoksin) ve dolgu uygulamaları ile cildi gençleştirmeye yönelik işlemler. Klinik ortamında, anestezi gerektirmeden kısa sürede uygulanabilen bu işlemlerin etkileri hemen görülüyor, iyileşme süreci gerektirmiyor ve hastaların yaşamı kesintiye uğramıyor. Sonuçların genellikle kalıcı olmaması ve tekrar gerektirmelerine karşın, kolay uygulanabilmeleri, hemen ve etkili sonuç vermeleri gibi pratik nedenlerden ötürü bu tür uygulamalara talep tüm dünyada büyük bir hızla artıyor. Artan talep, hem üretici firmaların daha etkili ve güvenilir ürünler geliştirmesini, hem de uygulayan hekimlerin deneyim kazanarak daha başarılı sonuçlar elde etmesini sağlıyor.
Botoksun kullanım alanları
Botoksun amacı mimik kaslarını geçici bir süre zayıflatıp, bu kasların neden olduğu mimik çizgilerini azaltmak. Botoks özellikle göz çevresinde ve alında kullanılıyor. Prof. Dr. Akın Yücel, hastaları en çok tedirgin edenin, uygulama sonrası kaşların sivrileşip şeytani bir ifadeye yol açması ve mimiklerin tamamen kaybolup ifadesiz bir görünüm oluşturması olduğunu söylüyor. Botoks doğru noktalara, uygun dozlarda uygulandığında bunların hiçbiri görülmüyor. Tam aksine yüze genel bir tazelik ve gençlik kazandırıyor, kaş çatmaya bağlı oluşan çizgileri ve göz kenarındaki kaz ayaklarını gideriyor, kaş kenarlarının yükselmesini ve kaşların şekillendirilmesini sağlıyor. Ancak üst göz kapağında deri fazlası olan hastalarda botoksta ısrar etmek, göz kapaklarının daha da düşmesine yol açabiliyor. Bu tür durumlarda önceliği göz kapağı cerrahisine vermenin daha doğru olduğu biliniyor. Botoks dudak köşelerinin kaldırılmasında, burun ucu düşüklüklerinin giderilmesinde, çene hattının yükseltilmesinde ve boyun bantlarının giderilmesinde de etkili sonuçlar veriyor. Bunların yanı sıra migren ve aşırı terleme için de botoks yıllardır başarıyla kullanılıyor. Botoksun etkisi geçici olduğu için ihtiyaca göre 4-6 ay kadar sonra tekrarlanması gerekiyor.
Yüzde dolgu uygulamaları
Yüz dolguları “kalıcı” ve “geçici” dolgular olarak ikiye ayrılıyor. 'Kalıcı dolgu' kulağa hoş gelse de sorun çıkarma potansiyeli yüksek bir uygulama… Kendi hastalarında hyalüronik asit içeren geçici dolguları daha fazla tercih ettiğini belirten Yücel, hyalüronik asitin aynı fayansların derzi gibi hücreler arasındaki boşluğu dolduran temel proteinlerden olduğunu söylüyor. Yaş ilerledikçe, özellikle yüz, boyun, dekolte ve el sırtları gibi güneş gören bölgelerde hyalüronik asit azalıyor. Bu proteinler laboratuvar ortamında üretilerek kullanıma sunuluyor. Kaliteli ürünler kullanıldığında sorun çıkarma olasılıkları oldukça düşük. Önemli avantajlarından biri de özel bir ilaç enjekte edilerek eritilebilmelerinin mümkün olması. Bu şekilde, beğenilmeyen sonuçlar hemen düzeltilebiliyor. Dolguların büyük bölümü yaklaşık bir yıl içerisinde vücut tarafından ortadan kaldırılıyor. Ancak, vücudun kollajen üretimini artırdığı için yenileyici bir etki oluşturuyor ve etkileri tam olarak sıfırlanmıyor.
Nasıl yaşlanıyoruz?
Önceleri yaşlanmanın sadece yer çekimi nedeniyle dokuların aşağı sarmasına bağlı olduğu düşünülüyordu, ancak artık, sarkmadan daha önemli sorunun yumuşak ve kemik dokusu kaybına bağlı olduğu anlaşıldı. Gözü çevreleyen kemik yapının erimesi kaşların düşmesine, elmacık kemiklerinin küçülmesi orta yüzün sarkmasına, burunla ağız arasındaki çizgilerin derinleşmesine; çene kemiğinin küçülmesi ise çene hattının bozulmasına, ağız köşelerinden aşağıya uzanan üzüntü çizgilerinin oluşmasına; orta yüzdeki ve göz çevresindeki yumuşak doku kaybı ise gözlerin derine kaçmasına, göz altlarının çukurlaşmasına yol açıyor. Orta yüzdeki kemik kayıpları burun ucunun düşmesine, üst dudağın uzayıp incelmesine ve dudaklarda barkod çizgileri denilen dikey kırışıklıkların oluşmasına neden oluyor.
Yaşlanan yüzde dolgu uygulamaları
Dolgu uygulamalarının öncelikli amacı, kaybolan destek dokularının yerine konması ve böylelikle yüzün yükseltilmesi. Derin dolgularla gözün kemik çerçevesi desteklenerek kaşlar, elmacık kemikleri desteklenerek ise orta yüz yükseltilebiliyor. Çene hattı ve ucu desteklenerek alt yüz ve gıdıdaki sarkma azaltılabiliyor. Kemik desteğinin tamamlanmasının ardından ikinci aşama, orta kademeli dolgularla yumuşak doku kaybının giderilmesi oluyor. Böylelikle göz altları dolduruluyor, yanaklar dolgunlaştırılıyor, burundan ağız köşelerine inen derin çizgiler ve ağız köşelerinden aşağıya inen üzüntü çizgileri gideriliyor. Burun tabanı desteklenerek burun ucu yükseltiliyor ve dudaklar dolgunlaştırılarak dudaklardaki uzamış görüntü gideriliyor. Son olarak da yüzeysel dolgularla ince cilt kırışıklıkları dolduruluyor ve tüm yüz cildinin gerginleşmesi sağlanıyor. Dolgu uygulaması öncesi yüzün doğru analiz edilmesi, öncelikle kemik desteğinin sağlanarak yüzün yükseltilmesi, sonra orta kademe ve yüzeysel dolgulara geçilmesi, doğal sonuçlar alınması için esas sayılıyor. Cilt sarkmasının fazla olduğu durumlarda dolgularda ısrar edilmesi, abartılı ve doğallıktan uzak bir görünüme neden oluyor.
Gençlerde dolgu uygulamaları
Yaşlanma dışında, yüzdeki yapısal kusurları düzeltmek için de dolgu uygulamaları yapılabiliyor. Gençlerde en sık elmacık kemiklerinin ve çene hattının belirginleştirilmesi, çenenin uzatılarak yüzün ovalleştirilmesi, orta yüzdeki basıklığın giderilmesi, burundaki ufak kusurların düzeltilmesi ve dudakların dolgunlaştırılması amacıyla dolgular kullanılıyor. Burada yüzün doğru analiz edilmesi ve uygulamanın yüz oranlarını düzeltecek şekilde yapılması önem kazanıyor. Tüm bunlara dikkat edildiğinde, dolgu ve botoks uygulamaları dışarıdan anlaşılmayan doğal sonuçlar veriyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel botoks ve dolgu uygulamalarında amacın tuhaflaşmış, dolgulu suratlar değil, doğal görünümlü, dengeli, genç ve çekici bir görünüm elde etmek olması gerektiğinin altını çiziyor.