Mahremiyet
Günümüz dünyasında özel hayatın sınırları artık çok farklı.
Eskiden özel hayatın sınırları başkalarına
tümüyle kapalıydı. Mahremiyet dediğimiz
zaman, aile içindeki geçimsizlikler, yakın
arkadaşınızla yaşadığınız tatsız bir olay,
eşinizle kavganız bile başkalarından
gizlenirdi.
Hatta eskiden en hızlı çapkınların bile bir
mahremiyet anlayışı vardı. Yaptıklarıyla
övünmek bir yana, herhangi bir kadınla
ilişkilerini sonsuza dek inkar ederlerdi.
Günümüz dünyasında, özel hayatın sınırları
artık çok farklı. Dünyanın herhangi bir
yerinde tanımadığımız sıradan birinin
özel hayatına ait bilgilere, fotoğrafl ara,
görüntülere, saat kaçta, nerede, kiminle
buluştuğuna bile rahatlıkla ulaşabiliyoruz
artık.
Çünkü insanlar, sanal paylaşım ortamlarında
bu kişisel bilgilerini rahatlıkla başkalarına
sunabiliyor. Eskiden en yakınlarının bile
görmesini istemeyecekleri fotoğrafl arını
buralara eklemekten keyif alıyor.
Teknoloji devriminin aynı zamanda
birbirinden çok farklı kültürler arasında
ahlak anlayışını yeniden biçimlendireceğini
kimse fark edememişti başta.
Geçmişte, ünlülerin hayatı bile bu denli göz
önünde değilken, şimdi herkes kendi çapında
star hayatı yaşıyor.
Yeni teknolojik gelişmeler sayesinde,
herkesin birbirinin paparazzisi olması
gibi bir durum çıktı ortaya. İnsanlar gece
kulüplerinde bile cep telefonlarıyla sürekli
fotoğraf çekiyor. Kendinizi hiç tanımadığınız
birinin facebook sayfasında görmeniz işten
bile değil.
Ortalıkta gayet rahatlıkla satılan casus
aletleriyle birilerini gizli kameraya kaydetmek
de iyice kolay bir hal aldı. Onu bir yana
bırakın; sevgilinizin çektiği bir fotoğraf,
fantezi yapmak için kayda aldığınız bir
sevişme anı, daha sonra türlü şekillerde
başkalarının eline geçebiliyor.
Aslında çok ilginç bir biçimde herkes elinde,
masasında özel hayatının bütün ayrıntılarını
taşıyor. Cep telefonunda, bilgisayarında...
Üstelik bu aletlerin çalınması, kaybolması,
buradaki bilgilere ulaşılması hiç de zor değil.
Devletin yaptığı dinlemeleri, gizli kayıtları,
birtakım servislerin çalışmalarını bir yana
bırakın, sıradan biri olarak bile, yaptığınız
her şey kayıt altında aslında.
Dünyanın hemen her yerinde artık
sokaklarda kameralar var. Polis
kameraları, güvenlik kameraları, yolda,
iş yerlerinde, otellerde, mağazalarda,
alışveriş merkezlerinde, havaalanlarında,
istasyonlarda, sitelerde, kimi apartmanlarda,
doktor muayenehanelerinde, avukat
bürolarında, asansörlerde, gece kulüplerinde,
lokantalarda, aklınıza gelecek hemen her
yerde 24 saat kayıt tutuyor.
Telefonlarınızdan kimi aradığınız,
mesajlarınız, daha sonra bir suç
oluşturabileceği düşüncesiyle silinmiyor.
Mailleriniz, bilgisayardaki yazışmalarınız
ne kadar güvenli, orası da ayrı bir soru.
Eskiden, ‘batakhaneye düşmek’ diye
bir deyim vardı; günümüzde, ‘internete
düşmek’ diye bir deyim var. Biz belki
yalnızca ünlülerin başına bu türden şeyler
geldiğini sanıyoruz, ama aslında liseliler
bile birbirlerinin garip görüntülerini
internete koyuyor; ayrılan ve kavga eden
eşler, sevgililer öç almak için mahrem
ayrıntıları burada yayabiliyor. Hatta öyle
ki, sizin adınıza haberiniz bile olmadan,
bir sayfa açılıp siz fark edene kadar sizin
adınıza yayın yapılabilir.
Her an bir kaydınız internette karşınıza
çıkabilir.
Artık kimse dokunulmaz değil.
Hele ki ünlüyseniz...
Ama işin ilginç bir yönü daha var.
Bugüne kadar seks kasetleri ortalığa
saçılan ünlüler bu durumdan zarar
görmekten çok fayda sağladı. Paris
Hilton’u, Pamela Anderson’u, Britney
Spears’ı düşünün. Hadi onların işi bu
diyelim, özel hayatları hakkında olmadık
şeyler ortaya çıkan Berlusconi’ye,
Sarkozy’ye, Clinton’a ne diyeceksiniz?
Nasıl ki bunca yıldır her yaz kadınları
bikiniyle gördüğümüz halde, hala
dünyanın en gelişmiş ülkelerinde
bile bikini dergileri çok satıyorsa,
başkalarının mahremiyetine, gizli
hayatına duyduğumuz merak ve
dedikodu saplantımız da azalacak gibi
görünmüyor.
Ünlü olmak, herkesin tanıdığı bir isim
olmak, sizi bir anlamda başkalarının
eğlence nesnesi haline getiriyor.
Yalnızca işinizle değil, aynı zamanda
yaşadığınız hayatla da, bu eğlence isteğini
karşılamanız bekleniyor.
Bu beklentiyi ne kadar karşılarsanız o
kadar ünlü oluyorsunuz.
Aynı zamanda ortaya çıkan bütün
bu skandallar, izleyenlerin, okurların
kendi hayatlarında yaşadıkları ya da
yaşamak istedikleri ama bir biçimde
engellendikleri bütün durumları
evcilleştirmelerini, normalleştirmelerini
de sağlıyor. Galiba giderek artan merakın
asıl nedeni de bu.