Cinsellikten keyif almıyor musunuz?
Yaşanmışlıklarınız, toplumsal baskılar, belki de duygudurum değişiklikleriniz kara kedi misali yatak odasında partnerinizle aranıza girmiş olabilir.
Yazı: Elif Gürsoy
Seks hayatınızda partnerinizle ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler var. Belki siz biraz eksiksiniz ya da partneriniz... Yatakta özel anlar paylaşırken, eskisi kadar istekli ya da hevesli olmadığınızı fark etmeye başladınız. Toplumsal etkilerden tutun da kişisel bakımınızdan hayati kaygılarınıza kadar her noktaya ucu dokunan cinsel isteksizliğiniz artık bir sorun haline geldi. Peki neden böyle oldu? Nerede o eski keyif aldığınız anlar? Aslında bu soruların dışında, “Şimdi ne yapmalısınız?”ın cevabını bulmak gerekiyor. Psk. Sena Sabanoğlu, cinsel isteksizlik konusunda bilmeniz ve uygulamanız gereken noktalara değiniyor.
İşin temelinden başlayalım. Cinsellik, cinsel istek tam olarak nedir?
Cinsellik; üremek için zevk alarak ve isteyerek yapılan bir dürtü. Yemek yemek, su içmek hatta uyumak gibi doğal bir ihtiyaç ve buna bağlı olarak yaşıyoruz. Bunun yanında cinsel istek ise kişinin karşı cins ya da hemcinsiyle cinsel birliktelik yaşama arzusudur. Hormonal ya da psikolojik olarak bir sıkıntı yaşamayan ve belirli vücut olgunluğuna erişmiş her canlı cinsel olarak birleşmek ve haz duymak ister.
“Cinsellik yalnızca cinsel birleşmeden ibaret değildir” diyebilir miyiz?
Cinselliği sadece iki vücudun birleşmesi olarak değerlendirmek yanlış olur. Buna iki ruhun birleşmesi de diyebiliriz. Biz insanları diğer canlılardan ayıran şeylerin başında duygularımız ve düşüncelerimiz geliyor. Partnerler arasındaki sevgi hissi, cinsel birlikteliğinizi en üst seviyede yaşamanıza yardımcı oluyor. Eğer çift birbirini gerçekten seviyor, birbirine sadakat ile bağlı kalabiliyor ve karşılıklı duygular besliyorsa sağlıklı cinsellik için her şey uygun hale geliyor. En zorlu sorunlar bile gerçek sevgi bağının varlığı ile aşılabiliyor.
Sağlıklı bir cinsel yaklaşım için partnerler arası iletişimin önemi nedir?
Partnerler arası iletişimin kuvvetli olması elbette cinselliği de yakından etkiliyor. Duygusal ilişkisi zayıf olan bir çiftten cinsel yaşamlarında muhteşem bir uyum beklenilmesi güç... Cinsellikle ilgili rahatça konuşabilmek sadece cinsel sorunları olan eşler için önemli değil. Uyumlu bir cinsel hayatı olan çiftler de cinsellikle ilgili rahatça konuşarak yolunda giden cinsel hayatlarını daha da renklendirebilir. Kişilerin birbirlerinden olumlu ya da olumsuz istek ve arzularını çekinmeden söyleyerek birbirlerini yönlendirmeleri, aralarındaki uyumu ve iletişimi arttırıyor. Ayrıca cinselliğin konuşulabildiği birlikteliklerde cinsel monotonluk da engellenmiş oluyor.Cinselliğin görev haline dönüşmemesi için eşlerin iletişimi çok önemli. İletişimin koptuğu birlikteliklerde cinselliğin zevk vermesi çok mümkün olmayabiliyor.
Cinsel isteksizlik nasıl meydana çıkıyor? Oluşumunda hangi duygu ve durumlar etkili oluyor?
Cinsel isteksizlik, biyolojik ya da psikolojik sebeplerden ortaya çıkabiliyor. Cinsel isteksizlikte eğer hormonal bir problem yoksa duygusal faktörlerden tetiklenmiş olabiliyor. Benzer durumlarda, cinsel isteksizlikte esas bilinmesi gereken temelde yatan neden veya nedenleri bulmak oluyor. Eşler arası iletişimsizlik, kadının ya da erkeğin kendi vücudundan rahatsız olması, partnerden oluşan problemlerin çözüme kavuşamaması hatta partnerin öz bakımına gerekli özeni göstermemesi gibi birçok neden sayılabiliyor.
İlişki sırasında, kadın isteksizliğini nasıl belli ediyor? Beden dili neyi, nasıl söylüyor ve gösteriyor?
İletişim yalnızca sözel olarak ilerlemez. Bu konuda dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de beden dili. Partnerler bazı durumlarda cinsel isteksizliğini gizlemeyi tercih edebiliyor. Bu durumda beden dili bize yol gösterici nitelikte oluyor. Vücut diliniz, ses tonunuz, mimikleriniz sözlü iletişimden çok daha fazla düşünceyi ve duyguyu karşınızdakine yansıtıyor. Cinsellikte de durum aynı. Cinsel birlikteliğiniz hakkında konuşurken veya partnerinizi eleştirirken hem kelimeleri dikkatli seçmeli hem tüm vücudunuzla verdiğiniz mesajı desteklediğinizden emin olmalısınız.
Toplumsal mit, baskı ve düşünceler de bu isteksizliği tetikliyor mu?
Tüm insanlar doğuştan cinsel dürtüye sahiptir. Bu durumu bir örnekle açıklarsak, olumsuz duyguların farkına varılmasını engelleyen bir “şemsiye” düşünelim. Bu şemsiye altında yer alan olumsuz duygular tipik olarak suçluluk, günahkarlık, anksiyete, şiddet, korku, tiksinme, toplumsal baskı, abartılmış-efsaneleşmiş cinsel hikayeler ve partnere gücenmedir. Tüm bu problemler cinsel isteği olumsuz yönde etkiliyor. Toplumumuzda cinsel sorunların altında yatan nedenlerin başında; cinsel bilgi, beceri ve tecrübe yoksunluğu geliyor. Diğer nedenleri sıralayacak olursak; çevresel faktörler, baskılar ve kulaktan dolma bilgiler... Bu konuda yapabileceğiniz en doğru şey ise kendinizi iyi eğitmek!Sağlıklı ve doğru kaynaklara ulaşarak ya da cinsel terapistlerden yardım alarak hem kendiniz için hem gelecek nesillere sağlıklı bireyler yetiştirilmesi için katkı sağlayabiliriz. Çevreden, internetten ve sosyal medyadan edindiğimiz bilgilere tam olarak güvenemeyiz. Anlatılan efsaneleşmiş ilk gece hikayeleri veya abartılan performans öyküleri sizin gelecekteki ya da şu anki cinsel hayatınızı olumsuz etkileyebiliyor.
Cinsel keyifsizlik ve isteksizliğin vajinismusla bir bağlantısı var mı?
Vajinismus; cinsel birleşme esnasından alt perinal kasların (aşk kasları) kişinin iradesinden bağımsız olarak kasılmasıyla birlikte cinsel birleşmenin tamamen imkansız hale gelmesi durumudur. Bazı kişilerde vajinusmus, cinsel isteksizlik ile maskelenmiş olarak görülebiliyor. Bu gibi durumlarda, sorun yaşayan çiftin bir uzmanla görüşüp, cinsel terapiden destek alması en doğrusu oluyor.
Söz konusu problemi yaşayan kadına, durumu iyileştirmek için partnerinin yaklaşımı nasıl olmalı?
Cinsellik ve cinsel sorunlar hassas bir konu. Bu sebeple sorunlarını konuşurken yaşanılan fikir ayrılıklarında ani tepkilerden kaçınmalı ve ses tonunun partneri kırmayacak şekilde olmasına dikkat edilmeli. Sorunları konuşurken, partneriniz ile aynı fikri paylaşmayabilirsiniz ancak onun isteklerine ve hislerine daha duyarlı davranabilirisiniz. Hislerinizi ya da duygularınızı karşı tarafa aktarırken “sen” dili yerine, “ben” dili tercih etmeniz işinizi kolaylaştırabiliyor. Örneğin; “Sen şöyle yapıyorsun” yerine, “Ben böyle hissediyorum” cümlesi kullanılmalı.
Cinsel keyifsizliğin üstesinden gelebilmek için kişi zihinsel olarak nasıl bir düşünce yapısını benimsemeye başlamalı?
Cinsellikte yapılan en büyük hatalardan bir diğeri ise sorunu yok saymak. Problemin varlığınının farkında olup, sorunu gidermek için neler yapılmalı diye düşünerek bunun üzerine gidilebilir. Unutmayın, her problemin bir çözüm yolu olduğu gibi cinsel sorunlarınızın da çözümü elbette ki var. Sorunlarınızı halı altına süpürmek yerine, çözüm arayışına giderek daha sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hayata sahip olabilirsiniz.
Cinsel keyifsizlik ya da isteksizlik tedavi edilebilir mi? Yöntemleri neler?
Psikolojik temelli diğer tüm cinsel problemlerin çözümü olduğu gibi cinsel isteksizlik ya da keyifsizliğin de tedavisi cinsel terapi ile mümkün. Çoğu zaman ilaca gerek kalmadan psiko-eğitim yöntemiyle yapılan cinsel terapi seansları ile hem kadının hem de erkeğin cinsel sorunları giderilebiliyor ve evliliğe dair temel sorunlar ortadan kaldırılabiliyor. Cinsel problemler ülkemizde çoğu zaman konuşulamayan, utanılan ve çekinilen bir konu olmuştur. Oysa cinsel sorunlar, kalp ya da diyabet kadar ciddi. Tedavi edilmediği takdirde kişinin tüm hayatını etkiliyor. Bu nedenle evlilikler sonlanıyor ve aileler dağılabiliyor. Her ciddi sağlık sorununda olduğu gibi bu konuda da profesyonel yardım almak problemlerinizi ortadan kaldırabiliyor. Son olarak; cinsel tedavi aşk yaratmaz. Sadece aşkı yaşamanıza engel olan sorunları ortadan kaldırmanıza yardımcı olur.
*Formsante dergisinden alınmıştır.