Erkekler seksi, kadınlar sevişmeyi seviyor!
Kadınların Venüs’ten mi, yoksa Mars’tan mı geldiği hala çözülmemiş olsa da erkeklerin yatakta kadınlar kadar duygusal olmadığı dünyalı oldukları kadar gerçek bir bilgi. Kadınlar romantizmi, erkekler erotizmi sever. Peki bu iki farklı düşünce yatağa girdiğinde ne olur? Ya iç savaş ya da dünyalar arası bir savaş çıkar. Savaşın mağdurları ise genelde yatakta mutluluğu yakalayamamış kadınlar olur.
Yazı: Nilgün Yıldız
Biz kadınlar ve ‘Ah şu erkekler!’ Ne birlikte yapabiliyoruz ne de onlardan ayrılabiliyoruz. Onlarla olunca bazen mutlu bazen mutsuz oluyoruz ama ne olursa olsun onlardan vazgeçemiyoruz. Durum böyle olunca da yataktaki çatışmalar kaçınılmaz oluyor. Özellikle de erkekler çoğu zaman kadınları anlamıyor. Biz kadınlar her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp romantik bir gecenin hayalini kurarken, erkekler sanki her şeyi berbat etme çabası içinde oluyorlar. Çünkü biz kadınlar romantizmi severken erkekler erotizmi tercih ediyor.
Psikolog Serap Güngör, bu durumu şöyle açıklıyor: “Kadın ve erkeğin kafasında ‘ideal cinsel ilişki’ konusunda çok değişik kavramlar ve yaklaşımlar bulunuyor. Erkek sadece fiziksel boşalım düşlerken, kadın duygusal tatmin peşinde oluyor. Kadın için aşk, paylaşım, şefkat ve ilgi ‘mükemmel teknik’ten önce geliyor. Kadın için cinsel tatmin ancak duygusal tatminle bütünleştiğinde anlam ve değer kazanıyor. Kadınlar cinselliği duygusal, uzun süreye gereksinimi olan bir şey olarak görüyor. Ayrıca cinsel ilişki bittikten sonra da sevgi, şefkat, tutkunun devam etmesini istiyor ve aynı duyguları partnerinin de hissetmesini bekliyor. Kısacası kadınlar için cinselliğin dünü, bugünü ve geleceği oluyor. Kadınlar hayatlarının her alanı gibi cinsel yaşamlarını da ara ara gözden geçirilip yenilenmesi gereken bir şey olarak görüyorlar. Erkek, cinsel yaşama kadına göre daha teknik açıdan bakıyor. Erkekler toplumsal önyargıların aksine sekse daha meraklı oldukları halde, cinsel ilişkide klasik kalıplarla yetinirlerken, kadınlar ilişkiye renk katmak için büyük çaba harcayan taraf oluyor.”
Romantik kadınlar
İki cinsin hormon yapısındaki farklılığı, çocukluktan edindikleri alışkanlıkları, toplum tarafından belirlenen rolleri, yetiştiriliş özellikleri, öğrenilmiş birtakım davranış modelleri ve şartlanmaları farklı oluyor. Bu farklılıklarda en fazla göze çarpansa kadının daha duygusal ve romantik oluşu; erkeğinse bu kavramlara uzaklığı oluyor. Kadınlar yapıları gereği hem yatakta hem de sosyal yaşamlarında erkeklere göre daha fazla romantizm yaşıyorlar. Kadın ve erkeğin kafasında ‘ideal cinsel ilişki’ konusunda çok değişik kavramlar, yaklaşımlar bulunuyor. Erkek sadece fiziksel boşalım düşlerken, kadın duygusal tatmin peşinde oluyor. Yani kadın önce sevgi, şefkat, tutku ile uzun ön sevişme, sonra cinsel birleşme ile bir bütünü oluşturma, en sonunda da bütünün devamlılığını hissetme adına yine sevgi, şefkat, tutku ve yakınlığı yaşamak istiyor. Sonuç olarak diyebiliriz ki; erkekler seksi, kadınlar ise sevişmeyi seviyorlar. Seks erotizmi, sevişmek romantizmi besliyor.
Romantizmin cinsellik üzerindeki etkileri neler oluyor?
Psikolog Serap Güngör, “Romantizm, çiftlerin arasında yoksun olan iletişimin güçlenmesini sağlıyor. Güçlenen iletişim sayesinde neredeyse hiç denebilecek kadar az konuşulan cinsellik hakkında iletişime geçilebiliyor. Bilindiği gibi, ani bir heyecan ya da mutluluk hissi cinsel dürtüleri harekete geçirmekte önemli rol oynayan hormonların salgılanmasını tetikleyebiliyor. Erkeklerin romantik anlar yaratması ve küçük sürprizler yapması, uzun zamandır hayali kurulan ya da beklenen bir davranışı gerçekleştirmeleri, küçük jestler yapmaları, partnerlerine yakınlaşmaları, onları dinlemeleri, anlamaya çalışmaları oldukça önemli. Kadınların özel ve değerli olduklarını hissedebilecekleri davranışlarda bulunmaları ve güzel sözler söylemeleri, çiçek almanın önemini kavramaları, kısacası partnerlerinin duygusal gereksinimlerini karşılamaları ve romantik alışkanlıklar yaratmaları, partnerlerinin dişiliğini beslediği kadar, onların da erkekliklerini destekliyor. Böylece unutulmaz ve sürekliliği olan bir cinselliğin tadına varmak mümkün olabiliyor” diyor.
Dişiliğinizi ortaya çıkarın!
Yüz hatlarını ortaya çıkaracak kadar yapılan bir makyaj, kendine yakışan bir saç modeli ve seksi simgeleyen takılar... Aslında, kendine bakan, makyajını yapan, süsüne dikkat eden, kıyafetini özenle seçen, kilosuyla barışık ve seksi bir kadın olduğunu önce kendisi hisseden her kadın alımlı ve çekici olabiliyor. Bu çekicilik bir de ses tonunda yatan albeni ve şehvetli hareketlerle süslenirse, doğuştan gelen ve görünmez bir silah olan dişiliği ortaya çıkarmak bir hayli kolay! Dişil enerjiyi açığa çıkarmada başarılı olabilmek için sadece yatakta değil, mahrem hayatın her yerinde kadınların kadın olduklarını hissetmeleri ve hissettirmeleri, kadın olarak görünür olmaları çok önemli… Sosyal yaşamda olduğu gibi cinsellikte de, dişilik yanından çok dişli oluşunu ön plana çıkaran kadın feminenlikten bir hayli uzaklaşabiliyor. Sonuç olarak, kadınlık ile dişilik arasındaki o ince çizgi, bir kadının kendini görünür kılmasında saklı…
Modern kadın ve cinsellik
Modern kadının çalışma hayatındaki yeri de cinselliği etkileyebiliyor. Psikolog Serap Güngör, “Kadınlar toplumdaki statülerini arttırdı ve erkeklerle aynı düzeye çıkma hakkını yakaladı. Kadınların elde ettiği bu güç ve bu gücün getirmiş olduğu güzellikler elbette gurur verici. Ancak kadınların ve erkeklerin doğalarından kaynaklanan psikolojik ve sosyal rollerinin unutulmaması gerekiyor. Cinselliğin bir güç savaşı gibi algılanması bir zaman sonra iki tarafı tatmin etmeyecek durumlara sürükleyebiliyor. Cinsellik kadınların ve erkeklerin yarışmalarına veya güç gösterilerine lüzum bırakmayan çok özel ve mahrem bir yaşantı. Kadın-erkek eşitliği kavramı, güç gösterileri, üstünlük kurma çabaları cinselliğe yansıtılmamalı. Bazen erkek bazen de kadın dengeli bir şekilde uyuma ve ahenge ulaşmalı, haz alıp haz verebilmeli. Yatakta kadın ve erkeğin doğaları gereği var olan farklılıklarının görmezden gelinmesi seks hayatına zarar verebiliyor, hem erkeklerde hem de kadınlarda cinsel istekte azalmaya veya cinsellikten soğumaya yol açabiliyor. Bu nedenle, kadınların ve erkeklerin cinsel rolleri arasındaki çizgi tamamıyla ortadan kalkmamalı” diyor.
Erotizm neden erkeklerin tercihi?
Kadın ve erkek, fiziksel anlamda birbirinden farklı olduğu gibi cinsel düşünce açısından da bir hayli farklı. Bu farklılık erkekler sadece seks düşünüyor, ilk tercihleri erotizmdir diye yorumlanmamalı. Çünkü kadınlar cinsel açıdan uyarılmadan önce nasıl ki aşk ve sevgi istiyorsa, erkekler de sevgiyi tadabilmek ve tattırabilmek için önce cinselliğe gerek duyuyor. Diğer bir deyişle, kadınların cinsel arzu duymadan önce duygusal doyuma ulaşmaları gerekiyorsa, erkeklerin de cinsel ilişki boyunca duygusal açıdan tatmin olduklarını söyleyebiliriz. Dolayısıyla, erkeklerin cinselliğe düşkün oldukları yanılgısının altında, aslında cinsel ilişki aracılığı ile duygularını yeniden yüzeye çıkarma arzuları var.
Erotik olmak için neler yapılabilir?
Belki bu sözler sizin de zaman zaman aklınıza geliyor ama son anda sarf etmekten çekindiğiniz için kelimeler boğazınızda düğümleniyor. Bunlar sahiplenilme duygusunu yansıtan sözlerdir: ‘Seninim’, ‘bana sahip ol’, ‘seni arzuluyorum’, ‘bana istediğini yapabilirsin’ gibi cümleler, kadınlar tarafından cinsel birliktelik sırasında söylendiğinde, hemen hemen tüm erkekleri uyarabiliyor. Bu gibi sözler erkekte sahiplik duygusunu alevlendiriyor ve erkek kendini daha güçlü hissediyor. Bir başka deyişle, kendini ‘daha erkek’ hissediyor. Bundan dolayı erkek genelde buna büyük bir istekle karşılık veriyor ve sahip olma duygusunu ortaya koyuyor. Genellikle, erkekler erotizmde kadınlara oranla daha sert bir dil kullanıyor. Ama bu olumsuz bir durum değil. Aksine, erkeklerin böyle bir dil kullanması sonucunda çoğu kadının bu tür bir yaklaşımdan hoşnut kaldığı biliniyor. Bu şekilde, çiftler farkında olmadan birbirine en derin duygularını ifade ediyor, içlerindeki duyguları kontrolsüzce ortaya koyuyorlar. Hatta, konuşarak sevişmeleri sayesinde tam anlamıyla birliktelik sağlandığını da fark ediyorlar. Kadınlar, genellikle erkeklerden ‘seni istiyorum’, ‘sana doyamıyorum’, ‘sana aşığım’ gibi beğeni ifade eden cümleleri duymaktan hoşlanıyorlar. Erkeğin kendi gücünü ve kadını arzuladığını hissettirdiği cümleler kadınların heyecanlanmasına yol açıyor.