Siz neden seks yapıyorsunuz?
İki kişi arasındaki en mahrem ama aynı zamanda en özel anlar cinsel ilişki sırasında yaşanıyor. Bazen partnerini memnun etmek, bazen de karşılıklı haz almak için yaşanan cinsellikteki en önemli nokta ise birbirini seven iki kişinin karşılıklı güven duyması oluyor.
Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal
Cinsel arzu; insanın içinde var olan, doğuştan sahip olduğu bir dürtü. Bir başkasıyla bu arzuyu paylaşmanın en sevgi dolu ve keyifli yolu ise seks yapmaktan geçiyor. Eski devirlerde seks yapmanın en büyük amacı, nesillerin devamlılığını sağlamaktı. Oysa günümüzde sadece üremek için değil, aynı zamanda zevk almak, fiziksel ve ruhsal boşalma yaşamak için de seks yapılıyor. İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden birinin sadece fiziksel değil, duygusal ve ruhsal açıdan da sekse ihtiyaç duyması olduğunu belirten Psikolog Banu İkizgül ile seksin insan hayatındaki yerini ve önemini konuştuk.
Bir ilişkide seksin rolü nedir?
Seks, iki kişi arasında yaşanan özel bir durum. Çifti birbirine bağlıyor, yakınlaştırıyor sevgi ve sadakati arttırıyor. İkili arasında samimiyeti güçlendirerek, birbirlerine bağlanmasını sağlıyor. Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin temelinde seks, seksin temelinde ise sağlıklı ve mutlu bir ilişki yatıyor. Cinsel ilişki boyunca salgılanan endorfin, kişilerin hem fiziksel hem de ruhsal açıdan iyi hissetmesini sağlıyor.
Kadınlar ile erkeklerin sekse bakışı farklı oluyor, neden?
En temel nedenler arasında fizyolojik ve anatomik açıdan farklı olmaları yer alıyor. Kadın da erkek de farklı cinsel donanımlara sahip. Her iki cinsiyet arasında cinsel istek, ilişki, saldırganlık ve esneklik konularında kendine özgü farklar bulunuyor. Bu, cinsel davranışların yanı sıra duygu ve düşünceleri de etkiliyor. Yapılan çalışmalara göre cinsel duygulara karşı, erkeklerin beyinlerinde kadınlarınkinden iki kat daha fazla boşluk bulunuyor. Aynı zamanda testosteron seviyeleri yani beynin seks motoruna benzin depolayan hormonu da kadınlara oranla 10-100 kat daha fazla salgılanıyor. Diğer nedenleri ise toplum tarafından verilen erkeklik ve kadınlık hakkındaki kültürel görüşler, inanç sistemleri, imajlar ve beklentiler oluşturuyor. Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğin sekse bakış açısını etkiliyor. Kadınların seks yapması ayıplanırken, erkeklerin her an sekse hazır olması gerektiği öğretiliyor.
Şehvet, bağlılık gibi duyguların seks üzerine nasıl bir etkisi oluyor?
Kadın erkek ilişkisinin öncelikli ihtiyacı şehvet ama bizlere bu duygunun kötü, ayıp, yanlış olduğu ve evlilik kurumunun kutsallığına uygun olmadığı öğretiliyor. Ancak gerçek tam tersi! Çünkü şehvet biterse aşk da, arzu da, ilgi de bitiyor. Bunların olmadığı bir evlilik ise sadece ev arkadaşlığından ibaret oluyor. Seks, bağlanmanın ve yakınlaşmanın en etkili yollarından biri. Kişinin bağlı ve kendini güvende hissettiği bir ilişkide seks yapması, en büyük cinsel ve ruhsal doyumlar arasında yer alıyor. En önemli cinsel organ beyin olduğundan sadece bedenin değil, beynin de doyurulması gerekiyor.
Erkeklere oranla, kadınların tek gecelik ilişkilere çok da sıcak bakmadığı söyleniyor, bu doğru mu?
Bu bizi yine toplumun kadına ve erkeğe bakış açısına götürüyor. Bir erkek tek gecelik ilişki yaşadığında ve bunu anlattığında kahraman ilan ediliyor. Kadınlar da ise tam tersi. Hem ayıp, hem de toplum tarafından tasvip edilmeyen bir davranış olarak karşılanıyor. Yapılan bir araştırmada erkekler birlikte oldukları partnerlerinin sayılarını abartma eğilimindeyken, kadınların olduğunda daha az sayı söylediğini gösteriyor. Ayrıca kadınlar genel olarak seksin daha çok romantik tarafıyla ilgileniyor. Duygusal taraf kadında daha yoğun oluyor. Kadınlar cinsel açıdan uyarılmadan önce nasıl ki aşk ve sevgi istiyorsa, erkekler de sevgiyi tadabilmek ve tattırabilmek için önce cinselliğe gerek duyuyor.
Kadınların romantizm beklentisine erkeklerin verdiği cevaplar yeterli oluyor mu? Yoksa çiftler arasında sorunlara yol açabiliyor mu bu acelecilik?
Her zaman yeterli olmuyor. Bu da ilişkide çatışmalara yol açıyor. Kadın için cinsel tatmin ancak duygusal tatminle bütünleştiğinde anlam ve değer kazanıyor. Cinselliği, duygusal ve uzun süreye gereksinimi olan bir şey olarak görüyor. Ayrıca cinsel ilişki bittikten sonra da sevgi, şefkat ve tutkunun devam etmesini istiyor. Aynı duyguları partnerinin de hissetmesini bekliyor. Kadınlar sevilmek, erkekler ise anlaşılmak istiyor. Romantizm, hediyeler ve lüks restoranlara para harcamak değil. Sadece küçük jestler ve ilgi bile kadının kendini daha özel ve biricik hissetmesini sağlayabiliyor.
Günlük yaşantıdaki hangi durumlar (stres, heyecan, üzüntü ve benzerleri) seks yapma isteğini, nasıl ve neden etkiliyor?
Stres hormonları, seks hormonlarının salgılanmasını azaltarak, cinsel isteği azaltıyor. Ayrıca stresliyken kişi kendini yorgun ve endişeli hissediyor. Bu nedenle de cinsel istek duyamıyor. Seks yapma isteğini etkileyen bir diğer faktör de ilişkiden kaynaklanan problemler oluyor. Sürekli çatışma, partnerle anlaşamama ve ilişkideki huzursuzluk da seks yapma isteğini azaltıyor.
Seks ilişkiyi ne derece kurtarabilir? Yani kötü giden ilişkiyi yatak odasında düzeltmek mümkün mü?
Seks ilişkiyi güçlendirir ama kötü giden bir ilişkiyi kurtaramaz. Çiftlerin sorunlarını karşılıklı iletişimle, konuşarak çözmesi gerekiyor. Çözümü sadece cinsellikte ya da yatak odasında aramak ise sağlıklı sonuç veremiyor.
Bir araç olarak cinsellik…
Belki sizin için cinsellik; sadece haz almak, partnerinizle güzel ve keyifli vakit geçirmek, duygularınızı birbirinize hissettirmek anlamını taşıyor. Ancak bunun tam tersi durumlarla da karşılaşılmıyor değil! Örneğin; bir kadın, cinselliği isteklerini kabul ettirmek için kullanırsa partneri bunu anlayabilir mi? Psk. Banu İkizgül, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Cinselliği, ruhun ve bedenin paylaşılması dışında kişisel bir amaç veya bir şeyler elde etmek için kullanmak ilişkinin kalitesini bozabiliyor. Ayrıca cinsellikle günlük hayatın birtakım kazanımlarını birbirinden ayrı tutmak gerekiyor. Sevişmede elde edilebilen en büyük kazancın, partnerle paylaşılan hazlar ve güzel anlar olması önem taşıyor. Çünkü cinsellikle daha fazla sevgi veya gelecek garantisi elde etmeye çalışmak, o ilişkinin masumiyetini bozabiliyor.”
* Formsante dergisinden alınmıştır.