En yakın arkadaşım evleniyor
Arkadaşınıza düğün hazırlıklarında destek olun...
Düğün
Geldik son aşamaya. Burada bir kaçış yok
maalesef, ite ite gelinin yanında duracaksın.
Dur da zaten, bütün fotolarda muhakkak
yer al, dibinden ayrılma. Yarın, öbür gün
sen de evleneceksin, yalnız bırakmasın seni
çiyan! Sakın bedava diye içkilere verme
kendini, bir defa denedim biliyorum, nasıl
bir fesatlık ve pislikse benimki, içimde
kalmamış, en son vedalaşırken, ‘Hey
gidi heyy, sen bile evlendin. Biz bu kızın
evleneceğini hiç beklemiyorduk var ya,
geleni gideni eksik olmazdı’ demiştim.
Sarhoşum yani onlar da biraz alttan
alsalarmış, bir daha yüzüme bakmadılar.
Olan taktığım altına oldu. Şimdi ben
evlensem gelip takmazlar konuşmuyoruz
diye, keşke giderken onu da alsaydım.
Hah bir de takı takma mevzusu var ya,
onu takarken muhakkak foto çekilmiş
olsun, çeyrek taksan bile fotoğraf karesinde
burma bileziği tutarken çık. Ki yıllar
geçtikten sonra onu taktığını zannetsinler.
Öncesinde suratına bakmadığın teyzelere
şimdi iyi davranabilirsin, oğulları büyük
ihtimalle düğündeler çünkü. Her şeyi
kendin için yaptığın halde, gelin hanıma
yaptığın fedakarlıkları ara ara suratlarına
vur. Muhakkak şöyle bir şey de mesela,
‘Bugün çok sevdiğim kuzenimin de düğünü
vardı ama ben yanında olmayı tercih ettim.
Çünkü sen benim için değerlisin.’
Yani kısacası: Her ne kadar beni bırakıp
evlenmiş olsan da, artık eskisi gibi dedikodu
yapamayacak, çapkınlık yapamayacak, gece
içip içip kusamayacak, eski sevgililerimizi
arayamayacak, beraber tatile çıkamayacak,
bir gecede 20 mekan dolaşamayacak,
sabahlara kadar bazen ağlayamayacak,
ağda partileri veremeyecek olsak bile sen
benim arkadaşımsın. O kadar değerlisin
ki, hayatımda tek önemli olan şey benken,
şimdi sen mutlu ol diye kıskançlığımı içime
gömerek omuzlarını tutup yanında poz
veriyorum.Alışveriş aşaması
Arkadaşımla beraber kendimize yaz için
minicik şortlar, bikiniler bakıp tatil için
plan yapmamız gerekirken, şu yaptığımız işe
bak. O modaevi senin, bu modaevi benim
gezip duruyoruz, sadece biz ikimiz gezsek
eyvallah bir de akraba denilen karıncalar
var yanımızda. Sürekli kaşındırıyorlar beni,
yanlarında espri yapamıyorsun, makaraya
alamıyorsun, gerdek gecesi geyiklerine
giremiyorsun. Birazcık yırtık olduğun
an ‘gelinin sürtük arkadaşı’ damgasını
yiyorsun. Bir de çok bencilce bir tomar
kişi işini gücünü bırakıp, gelin hanımın
giyeceği beyaz güpürü seçmeye gidiyor.
Burada yapılması gereken tek şey, ilk iki
çağırmasında bahane bulmak. İlk gezmede
çünkü nereden alınacağı teyit edilir,
ikincisinde yer bulunup gelinlik seçilir.
Üçüncüsünde ise rötuşları atılır gelinliğin.
O sebeple son aşama hem kısa hem geri
dönüşsüz hem de kolay olandır. Orada
yanında olursanız önceki gelmeyişlerinizi
unutur gider. Hayat hep öyledir zaten
sonları hatırlarsın, başları formalite.
Kuaför tantanası
En nefret ettiğim hadise budur.
Düğünlerin kadınları sadece
çirkinleştirmek için yapıldığına
inanıyorum. O kuaförden çıkan hiçbir
kadın güzel olamıyor. O maşalı kaskatı
saçlar, o iğrenç mavi farlar, pavyona
çıkacakmış gibi sürülmüş simler,
90’lardan beri değişmeyen abiye elbiseler.
Bütün kadınlar aynı kişiymiş gibi
geliyor. Hatta bence bunlar toplanıp
dünyayı ele geçirebilir. Aklınız varsa, sırf
gelinin yandaşısınız diye size bedava bile
yapsalar kuaförde yaptırmayın o saçları.
Topuz parasının asgari ücret olduğu bir
mekanda bile gelenek değişmiyor çünkü;
seni o kapıdan mutasyona uğramışsın
gibi çıkartıyorlar. Fön çektirin, ne
bileyim alttan salaş topuz yaptırın ama
Allah’ını seven o maşa denilen hadiseyi
yaptırmasın. Ben de o yüzden sadece
fönümü çektirdim bekledim. İşte
burası bekar kızlar için en korkunç alan
oluyor, sen beklerken çünkü yanına
kadınlar gelip ‘Sen evli misin?’ diye
soruyorlar. Ondan sonrası cinayete kadar
uzanabiliyor, çünkü bu sefer bacağıma
bir tane çocuk yapıştı bırakmadı,
kadının biri geldi ‘Ayyy çocuğunuz
çok tatlıymış, ben de senin gibi doğum
sonrası kiloları verememiştim, bak bir
macun var, Keriman abla evde yapıyor
sana onu vereyim’ dedi. Resmen kalp
krizi geçirecektim, ağzımı açamadım.
Çocuğu benim sanmasına mı, doğum
sonrası kilolara mı, bana akıl vermesine
mi kriz geçireyim bilemedim. İşte bu
sebeple bu kuaför olayını kendi bildiğiniz
yerlerde yapın, aman peşine dolanmayın
zaten gelin o sırada sizi pek umursamıyor
olacak.
Çeyiz serme
Sen tut iki üniversite bitir, yurt dışında
oku, bilmem kaç tane dil bil, aykırıyım
ben marjinalim diye gezin etrafta. Ama
tut, davul zurnayla aldır o eşyalarını bir
sürü kadına evde sergi yap. Hayatımda
ilk defa çeyiz serme diye bir olaya gittiğim
için anlayamadım ne yapacağımızı.
Gayet şıkır şıkır giyinip gittim. Meğer
gelinin evini temizleyecekmişiz. Oldu
canım; işim gücüm yok bütün günümü
hatunun evini silmeye ayıracağım. Ben
ki evde bulaşık fazlalaşınca ‘atsam mı
acaba bunları?’ diyen biriyim. Ayy bir
sinirlendim olayı anladığımda, elimde
temizlik süngerini gördüğüm an kan
beynime sıçradı. Tutsana bir kadın, mis
gibi yapsın evini. Hayır, bir de yine o
karınca akrabalarla yapıyoruz bu işi.
Bir sürü kadın minnacık evi temizliyor
ve birbirlerinin temizliğine laf sokup
duruyor. Hemen oradan kaçma planları
yapıyordum ki, artık geç olduğunu fark
ettim. Bari bu işten zevk alayım diyerek
yatak odasını aldım. Siz de muhakkak
orayı seçin, elbiseler takılar onları
düzenlemek daha zor ama daha eğlenceli.