FİLM GİBİ BİR HİKAYE
Aybüke Pusat'ın serüveni ise film gibi... Başarılı bir balerinken sakatlık geçirmiş, kendisini eve kapattığı bir süreç yaşamıştı... Konservatuvarda bale dersinde kalçasından sakatlanan genç oyuncu uzun süre tedavi gördü, ameliyat oldu, mesleğinden uzak kaldı. O mutsuz günlerde arkadaşlarının da desteğiyle Kim Milyoner Olmak İster yarışmasına katıldı. Yarışmadan o dönem 7500 lira kazandı. O yıl arkadaşıyla trenle Avrupa'yı gezecekti. Bir süre sonra da Miss Turkey 2014 yarışmasına katıldı. 3. olmuştu. Yarışmanın hemen ardından ‘Medcezir’ dizisine başlayıp oyunculuk dersleri aldı...
AYBÜKE PUSAT HAYATINI NASIL ÖZETLİYOR?
Aybüke Pusat, 2019 yılında Elele'ye verdiği röportajda şöyle söylüyor:
Hikayenizi dinlerken zaten bir film izliyor izlenimine kapılıyor insan. Başarılı bir balerin, sakatlanma ve kendini eve kapatma evresi, televizyonda bir bilgi yarışmasına katılma, ardından güzellik yarışması macerası, sonunda oyunculukla gelen ün ve işte bugün! Siz bugün geçmişe bakınca neler hissediyorsunuz peki? Nasıl bir yoldan yürüyüp buralara geldiniz?
Evet, film gibi diyebiliriz. Olmam gereken yerdeyim şu anda ama hiçbir şey planladığım gibi de olmadı bu yolda yürürken. Hatta bu yüzden, plan yapmayı da bıraktım. Biraz daha akışına bıraktım hayatı; daha doğrusu otomatik olarak bu yaşadıklarım bana bunu öğretti.
Hani John Lennon’ın şarkısında, “Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir” dediği türden bir şey yaşadığınız...
Aynen öyle. Gerçekten benim yaşadığım hikaye, bunun hikayesi aslında.
Kendinizle anlaşamadığınız zamanlar oluyor mu?
Her zaman. Kendimle kavgam hiç bitmez; her an. Herhangi bir sahneyi izlediğimde mesela, burası daha iyi olabilirdi diyorum ve bu bir haksızlık olarak algılanabilir bazıları için... Ama işte bu yolculukta böyle şeylere gerek var. İçten dışa kendimi itekleyici böyle bir güce ihtiyacım var ve ben bu şekilde buluyorum kendimi. Buna kendimi hırpalamadan, daha iyisini elde edebilmek için, içten dışa kendimi itekleme gücü diyelim.
Sıradan bir günde neler yapıyorsunuz?
Kahvaltı en sevdiğim öğün, o yüzden neredeyse yarım gün kahvaltı yapıyorum. Ufak bir yürüyüşümüz var, köpeğim olduğu için. Çok fazla bitkim var evde, onlara çok vakit harcıyorum. Geç kalkıp geç saatlere kadar da oturan biriyim, geceleri daha kreatif oluyorum, o yüzden geceleri değerlendirmeyi tercih ediyorum. Dans etmeye çalışıyorum, evde özel bir odam var. Sokaklarda dolaşmayı sevmiyorum, evde arkadaşlarımla olmayı tercih ediyorum, bu da Ankaralı olmaktan ileri geliyor herhalde.