Doğası bambaşka: Özge Yağız
Doğal, dengeli ve yükselişte... Oyuncu Özge Yağız ile güneşi hissettiğimiz, sıcacık ve derinlikli bir ilk buluşma.
Dengeli, zaaflarından arınmış ve duru bir kalp. Oyuncu Özge Yağız, yıldız ışığını her geçen gün parlatırken, hayatının tam merkezini de sevgiyle dolduruyor. Dingin ve su gibi akıp giden bir yaz sabahında, Özge Yağız ile güneşe dokunduğumuz bir ilk buluşma gerçekleştiriyoruz.
Elele Ağustos Sayısından
RÖPORTAJ: SİMAY ENGÜR
FOTOĞRAF: EMRE YUNUSOĞLU
STYLING: ŞEYMA ARSLANER
SAÇ: MUTLU AHMET SİNAN
MAKYAJ: SERHAT ŞEN
FOTOĞRAF EKİBİ: SİNAN ARSLAN, ENES YURTBAY
STYLING ASİSTANI: GÜNEŞ BERFİN DOĞAN
MAKYAJ ASİSTANLARI: KEMAL ARDA GÜRDAL, BUKET ÖZ
DİJİTAL PROJE KOORDİNASYONU: BARAN ALIŞKAN
MEKAN İÇİN; ÇUBUKLU 29’A TEŞEKKÜR EDERİZ.
Hayatınızın nasıl bir dönemine denk geldik, şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Hayatımın, bahar tadında yazına denk geldiniz diyebilirim. Her şeyin dengede olduğu, her tadın olması gerektiği gibi ve gerektiği kadar geldiği, farkındalıklarımın beni çok iyi hissettirdiği bir dönemdeyim. Sevgi sözcüğünü, hayatımın tam orta noktasına alıp ondan bana uzatılan her dalın kıymetini bildiğim bir Özge ile baş başayım.
Baba dizisi, yeni sezonda da devam edecek. Bu projenin içinde yer almak, size nasıl hissettiriyor?
O kadar dinamik hissediyorum ki… Mesleğim, hayatıma zaten inanılmaz bir dinamizm katıyordu. Baba dizisi, bunu beş katına çıkardı diyebilirim.
Baba dizindeki tüm karakterler ve dizinin hikayesi seyirciyle müthiş bir bağ kurdu. Senaryodan nitelikli bir kadroya dek televizyon dizilerinin bu denli iyi olması ve seyircide bir karşılık bulması, maalesef az rastlanır bir durum artık. Yanılıyor muyum? Bu anlamda da Büşra karakteri, sizin için hayatınızın rolü olabilir mi? Ya da bir oyuncu için ‘hayatımın rolü’ diye bir şey var mıdır?
Kesinlikle, bu denli kıymetli geri dönüşlere az rastlanıyor sektörümüzde. O yüzden bu işin bir parçası olduğum için mutluluğum had safhada. İşimi her andığımda ‘iyi ki’ demek dilime pelesenk oldu. Hayatımın rolü diye bir pencere olduğunu düşünüyorum oyunculukta; ama Büşra için henüz hayatımın rolü diyemem gibi geliyor. Çünkü yolun çok başındayım deneyimlerim taptaze duruyor hala ceplerimde. Büşra benim için çok eşsiz bir yere sahip, ona hayat verdiğim için çok şanslı hissediyorum diyebilirim şimdilik…
Haluk Bilginer ile karşılıklı oynamak, her oyuncunun en büyük hayallerinden olsa gerek... Aynı kadroda olacağınızı öğrendiğinizde neler hissettiniz? Nasıl bir deneyim oldu sizin için?
Mesleğime başladığımda dile getirdiğim ilk hayallerimden biriydi ve gerçekleşti. Bu konuda duygularımı tarif etmekte çok zorlanıyorum, hayal dünyamın sınırlarını genişleten bu hayalime minnettarım. Az önce de bahsettiğim, dinamikliği artıran en önemli şeylerden biri Haluk Bilginer. Setin büyüğü, küçüğü, öğretmeni, babası, sesi, soluğu, gökkuşağı ciddi anlamda setin her şeyi. Onun enerjisinin yanında, sahip olduğunuz enerjiden bile utanıyorsunuz bazen. Her sayfasını ezberleye ezberleye okumamız gereken özel bir hikaye Haluk Abi…
Çekim sırasında sohbet ederken, Behzat Ç. dizisine de konuk oyuncu olarak dahil olacağınızı öğrendik. Süreç nasıl gelişti?
Konuk olacağım bölümün senaryosunu ulaştırdılar. Okuduktan hemen sonra hiçbir soru sormadan ‘tamam’ dedim. Bu durumda Erdal Beşikçioğlu’nun faktörü büyük tabii ki. Sahnelerimizden çok etkilendim, umarım çok keyifli bir iş çıkar ortaya. Sürpriz bir şekilde dahil oldum ve devamının sürprizlerle dolu olmasını diliyorum.
Arama motoruna ‘Özge Yağız’ yazdığımızda burcunuzdan, okulunuza ve bugüne dek rol aldığınız tüm dizilere ulaşabiliyoruz. Bu biyografik bilgilerin dışında Özge Yağız kimdir, boş günlerinde neler yapar, küçük mutlulukları nelerdir?
Set temposunun içindeyken, boş günlerimde vakit ayırdıklarımın ilk üçünde spor, cilt bakımı ve kitaplar var. Gezmeye ve öğrenmeye aşık bir insanım. Ruhumu beslemeye özen gösteriyorum. Mutfakta da çok zaman geçiriyorum benim için terapi.
Hatırladıkça umudunuzu tazeleyen çocukluk anılarınız var mı? O anılarda genellikle nerede ve kiminlesiniz?
Zihnimin beni yanıltmadığına inanıyorum, o kadar canlı ve beni gülümseten anılara sahibim ki her zaman şükrediyorum. Mekanlar hep farklı ama annem ve ablam her çocukluk anımda yanı başımdalar; çünkü hayallerimizle hep üç kız kardeş gibiydik. Babamı da es geçemem ama üçümüzün yeri ayrı.
Çocukken hepimizin hayal gücü en el değmemiş halinde, bahanelerden uzak, sınırsınız ve hatta yetişkinlerin gözünde komik… Siz o zamanlarda en çok neyin hayalini kuruyordunuz?
Büyümenin hayalini kuruyordum; çıldırıyordum büyümek için. Çok gülüyorum şimdi kendime.
İçinizdeki başka bir karaktere bürünme, taklit etme potansiyelini ilk ne zaman fark ettiniz?
İlkokulda, yıl sonu gösterilerimize hazırlanırken tiyatrodaki tüm karakterlerin repliklerini, arkadaşlarımın okuduğu şiirleri, şarkıları, parçası olmadığım dans koreografilerini bile ezberlerdim. Annem, gösterinin tamamına bu kadar hakim olma isteğime çok şaşırırdı. Bu yüzden beni sanata ve spora yönlendirdi. Ona çok şey borçluyum…
Instagram’da üç milyonu aşkın takipçiniz var, geniş bir hayran kitlesine sahipsiniz. Göz önünde olmak, şöhret; size iyi anlamda neler kazandırdı ve olumsuz diyebileceğiniz yönde sizden neler götürdü?
Yüz yüze tanışmadığım sayısız insanın gönülden sevgisine şahit olmak, paha biçilemez bir şey. Göz önünde olmak, perspektifinizi çok genişletiyor. Her şeyi çok daha kolay sindirmeyi, kabullenmeyi ve akışına bırakmayı öğretiyor. Olumsuzluk diye nitelendirmek istemem ama özel alan yaratmakta bazen güçlük çekiyorsunuz ister istemez.
“Hayatımın, bahar tadında yazına denk geldiniz diyebilirim. Her şeyin dengede olduğu, her tadın olması gerektiği gibi ve gerektiği kadar geldiği, farkındalıklarımın beni çok iyi hissettirdiği bir dönemdeyim.”
Gün içinde nasıl bir ruh hali içinde olursunuz? Neşeli ve mutlu olma hali, genellikle öyle olmaya çalıştığınız mı; yoksa hali hazırda zaten öyle hissettiğiniz, bozulmaması için çaba harcadığınız duygular mı?
Pozitif. Boş durmak bana kendimi iyi hissettirmediği için, kendimi her zaman bir şeylerle meşgul edip enerjimi düşürmemeye çalışırım. Komik ama bir şekilde ‘aman ağzımızın tadı kaçmasın’ mottosu içinde buluyorum kendimi.
‘Asla tahammül edemem’ dediğiniz bir karakter özelliği var mı, hangi tavırlar, sizde koşarak kaçma isteği uyandırır?
Kabalık ve gösteriş meraklılığı beni bulunduğum ortamdan hemen uzaklaştırır.
Peki, sizin kendinizle uzlaşamadığınız; kavga halinde olduğunuz konular var mı? En çok hangi hissin içindeyken ya da durumdayken kendinizle kavga halinde olursunuz?
Ağlarken kendimle çok kavga ederim; çünkü fazla hassas olmak beni bazen çok yıpratıyor.
“Büyümenin hayalini kuruyordum; çıldırıyordum büyümek için. Çok gülüyorum şimdi kendime.”
Şu sıralar geleceğe dair en büyük endişeniz nedir?
Salgın hastalıklar. Hepimiz zorlu bir pandemi süreci yaşadık, ciddi anlamda bizi daha da zorlayabilecek hastalıkları ve koşulları düşünmek beni endişelendiriyor.
Hangi konuda sonsuza kadar ‘tembellik hakkınız’ olmasını isterdiniz?
Gardırop-baza ikilisinde, yaz-kış düzenlemesi.
Herkesin aşkı yaşama ve tanımlama şekli birbirinden farklı. Sizin ‘aşk’ tanımınızda mutlaka olması gereken ve asla olmaması gereken şey ne?
Saygıyla birlikte gelen fedakarlıklar, aşkta hep olmalı. Özensizlik ve üslupsuzluk ise söz konusu dahi olmamalı.
‘İşte yaşamak bu!’ dediğiniz anlarda, nerede ve ne yapıyor olursunuz?
Bunu bir kalıba sığdıramam. Sevdiklerim, sağlıklı bir şekilde yanımda olduğunda her dakikayı her yerde ayrı güzel yaşıyorum.
Yaz mevsiminde ‘imza stilim’ diyebileceğiniz ve asla sıkılmadığınız kıyafetler, aksesuarlar hangileri?
Basic tişörtler ve crop top’lar. Bir de vazgeçemediğim çeşit çeşit yüzüklerim...
Bundan sonra hiç kıyafet almayacak olsanız; ancak tarzına hayran kaldığınız biri tüm kıyafetlerini size verecek olsa kimin adını söylerdiniz?
Olivia Palermo. Sadeliği de renkliliği de benim dozajımla o kadar iyi örtüşüyor ki… Tereddüt etmeden cevapladım bu soruyu.
Spor, sağlıklı beslenme, cilt bakımı rutinleri… Bunlar sizin için ne ifade ediyor?
Gerçek anlamda rutinlerim artık. Kendi sağlıklı yaşam düzenimi oturttuğumdan beri çok daha zinde ve farkındalığı yüksek birine dönüştüm.
Son olarak, oyunculukla alakalı gönlünüzde yatan en büyük hayaliniz nedir?
Unutulmaz bir sinema filminin hayalini kuruyorum şimdilerde.
“Yüz yüze tanışmadığım sayısız insanın gönülden sevgisine şahit olmak, paha biçilemez bir şey. Göz önünde olmak, perspektifinizi çok genişletiyor.”
SERBEST ATIŞ
Emma Morley karakterini ben canlandırmak isterdim.
Dalgaların her sabah duyduğum ilk ses olmasını isterdim.
Özür dilemenin ciddi anlamda bir erdem olduğunu herkesin anlamasını isterdim.
Görünmezlik süper gücüm olsun isterdim.