Yine Elele'deki bir başka röportajda ise burcunu şöyle anlatıyor: Doğum haritamda Merkür baskın, ondan mıdır bilemiyorum ama çok düşünen biriyim. Fakat neticesinde gene içgüdüsel hareket ediyorum. Tam bir İkizler beynim var, hızlı hızlı ve çok düşünen ama her şeyi düşünen birine göre yine günün sonunda içgüdülerini takip eden... Sonuca baktığımızda çok da planlı yaşamıyorum aslında.
OYUNCULUK HAYALİ NASIL BAŞLADI?
Eda Ece, çocukluk hayallerini ise şöyle anlatıyor:Çocukluğumda farklı ilgi alanlarım oldu ama tiyatro her zaman vardı. Annem beni baleye, voleybola, piyanoya götürürdü… Benden geri dönüş alabildiği tek şey tiyatro oldu. Birçok tiyatro oyununda başrol oynadım ama ‘büyüyünce oyuncu olacağım’ cümlesini hiç söylemedim. Hatta büyüyünce herhangi bir şey olacağıma dair bir cümle söylemedim. Yeteneğim ve enerjimi kullanabileceğim eğlenceli bir hobiydi benim için.
DİZİNİN YILDIZ'I
Eda Ece, 2020 yılında Elele Dergisi'ne verdiği röportajda, "Yıldız bana uğurlu geldi. Birçok dizinin adını biliyoruz ama o dizinin içindeki karakterlerin adlarını bilmiyoruz. Yasak Elma’daki karakterlerin adının bu kadar biliniyor olması; oyuncu olarak başarıya ulaşıldığı anlamına geliyor. Dizi bir aile draması ve entrika hikayesi olarak başladı. Ben de ait olmadığı bir dünyaya sonradan giren, aslında kaba tabiriyle ‘sonradan görme’ dediğimiz, yüzeysel hayalleri olan; garson bir kızken; holding sahibi bir adamla evlenip yalıda oturmaya başlayan Yıldız’ı canlandırıyorum. Yıldız’ın birçok noktada küçük düştüğü ve bu dünyaya ait olmadığını düşündüren olaylar oldu. Ancak bu durumları çok dramatik ele almadım; aksi takdirde Yıldız’ın o dünyadan çekip gitmesi gerekirdi… Yeni ortamıyla başa çıkabilmesi için hayatı daha ti’ye alan; özgüveni yüksek ve renkli bir karakter çizmek istedim. Böylece seyircinin gözünde o dünyada kalmamın bir cazibesi oldu" demişti.
Eda Ece'nin o röportajda verdiği bazı yanıtlar şöyle:
‘İnsanlara sana nasıl davranacağını öğretmen gerekiyor’ cümlesini çok sevdiğinizi okumuştum. Bu biraz ‘Eğer siz beni severseniz; ben de sizi severim’ gibi bir alışveriş meselesi mi?
Bu Jennifer Lawrence’ın Oprah Winfrey’den aldığı bir tavsiyeymiş. ‘Bana böyle davranamazsın’ diyemeyen insanlar, içine atarak o tavırlara maruz kalıyorlar. İyilik yapana iyiyim, yapmayana kötüyüm gibi bir alışveriş olarak almadım bu cümleyi. Karşılıklı enerji ve tavırlarla seni nasıl ağırlamaları gerektiğini insanlara hissettirmek; karşılıklı bir durum yani…