Göz alıcı Müjde Uzman

Göz alıcı hali ve kendinden emin tavrı, yıldız ışığını mükemmel bir dengeyle ortaya çıkarıyor. Oyuncu Müjde Uzman, kariyer zirvesine uzanan yolculuğunda alkışları ve meraklı bakışları peşinden sürüklüyor.


RÖPORTAJ: BARAN ALIŞKAN
FOTOĞRAF: ERMAN İŞTAHLI
STYLING: MİNA TANAY & BURCU ÇAM/816 STYLING
SAÇ: AKIN ÜNAL
MAKYAJ: HİDAYET KORKMAZ
FOTOĞRAF ASİSTANLARI: ESRA NUR TOPAL, TALHA ELMAS, BERKE KAYA
VIDEO: BEGÜM BESTE BENGÜ
VIDEO ASİSTANI: EMİRHAN TOPÇU

Haftada bir gün renkli ışıklarla büyük hikayeler anlatan bir kutunun karşısında önemli bir randevumuz var. Bu randevu, ajandamızda önemli olduğu her halinden belli olsun diye kırmızı kalemle not alınmış. Sanki sessiz ve gizli bir anlaşmanın taraflarıymışız gibi pür dikkat ekrana odaklandığımız bir randevu aynı zamanda. Henüz ikinci sezonuna tanıklık ettiğimiz Kızılcık Şerbeti dizisi, işte böyle özel bir noktada artık. Kısa sürede bir fenomene dönüşmeyi başaran yapım, herkesin kendini doğal olarak içinde bulduğu özel bir hikaye. Nereye baksak, kiminle konuşsak bu hikayenin peşinde olduğunu görüyoruz. Neden bu kadar sevildiğine ve nasıl böyle bir etki yarattığına dair birçok söz söylendi, söylenmeye de devam edecek, çok belli. Biz ise hayranlıkla takip ettiğimiz ve açık konuşmak gerekirse buluşma ihtimalimiz doğduğu andan itibaren heyecanımızı gizleyemediğimiz oyuncu Müjde Uzman’ın, bizi mest eden yeteneklerinin ve hayat verdiği karakterin etkisi altındayız. Haksız mıyız? İtirazı olan varsa şimdi konuşsun. Çünkü birazdan onu daha yakından tanıyacağınız bir sohbetin parçası olacaksınız.

Öğlen vakti bir araya geldiğimiz stüdyoda, hazırlıkları tamamlamış ve konuğumuzu bekliyoruz. Birazdan Müjde Uzman kapıda görünüyor, ona çok yakışan ve doğuştan sahip olduğu kendinden emin tavrıyla bizimle buluşuyor. Tanıştığımıza memnun olacağımız çok net. ‘Göz alıcı’ tanımına tam anlamıyla uyan karelerin ortaya çıktığı setimizde nihayetinde bir boşluk yaratarak sohbet etmeye başlıyoruz. Genel olarak çok merak ettiğim bir soruyu yöneltiyorum Müjde Uzman’a; sohbetin tıkandığı noktada anlattığı kurtarıcı bir anı ya da favori hikayesi var mı? Bu, sahiden tanıştığımız herkesle ilgili merak ettiğim özel bir soru. Onun hakkında kesinlikle doğru bir kanıya kapılacağınız cevabı ise şöyle:

“Benim sohbetimin tıkandığı pek görülmemiştir. Anlatacak bir şeyim hep olur. Ama bazen biriyle elektrik tutmaz, sohbet akmaz, o zaman bir şey anlatmaya çalışmak yerine genelde ortamı terk etmeyi tercih ederim, zaman kaybetmenin bir manası yok.” Gerçekten de anlatacak, paylaşacak bir şeyleri mutlaka olan, size bundan keyif aldığını hissettiren biri var karşımızda. Ayrıca kendinden emin tavrı burada da karşınıza çıkıyor. Söylemiştik! Zaman kaybetmeme fikri ise bir süre uzaklara dalmama neden oluyor, not alıyorum. Şu sıralar Kızılcık Şerbeti dizisinde Alev Arslan’a hayat veren oyuncu Müjde Uzman, bugüne dek; Kiralık Aşk, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Savaşçı, 20 Dakika, Muhteşem Yüzyıl, Aşk Bir Hayal, Evlilik Hakkında Her Şey gibi birçok dizi; Kutsal Damacana 4, İllegal Hayatlar, Dost Kazığı, 8 (Sekiz) ve Hadi İnşallah gibi birçok sinema filminde karşımıza çıktı. Yakın gelecekte ise ‘Kadınlara Mahsus’ filmiyle yeniden beyaz perdede yer alacak. Hayat verdiği karakterler hakkında konuşmadan önce ise hayat yolculuğunda kendi rolünü nasıl tanımladığını merak ediyoruz. Şu sözlerle yanıt veriyor: “İnsan aklını, elindekileri, fırsatlarını ve şansını iyi değerlendirirse, hayat yolculuğunu minik ittirmeler ve dokunuşlarla yönlendirebilir. Hayat her saniyesi çok kıymetli bir şey, ben bu gerçeğin çok farkında olarak, bu olguyu her an aklımda tutarak yaşarım. Ömrümü en verimli şekilde geçirmek en büyük önceliğimdir.” Sorular ve yanıtların bir tenis maçı gibi hızla karşılık bulduğu, güzel bir günün ardından ortaya çıkan tüm detaylar bizi fazlasıyla heyecanlandırıyor. Paylaşmak için sabırsızlanıyoruz, lütfen bize katılın.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 1

Hayatınızın nasıl bir dönemine denk geldik? Bugünlerde nasıl hissediyor ve nasıl bir dönem yaşıyorsunuz?
Hayatımın en iyi dönemlerinden birindeyim bence. İyiden kastım; olgun, ne istediğimi ve ne istemediğimi her zaman çok iyi bilmeme rağmen uygulamalı şekilde hayata en verimli şekilde geçirebildiğim, hem dinamik hem huzurlu, dengeli hissettiğim bir dönemimdeyim.

Uzun bir süredir sizinle tanışıyor olmanın mutluluğu içerisindeyiz ama ekranlarda tanışmadan öncesi nasıldı, mesela nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Kurduğunuz hayaller gerçekleşti mi?
Benim çocukluğum, dünyanın ve ülkemizin geldiği noktayı baz aldığımda, kendimi şanslı saydığım bir dönemde geçti. Okul, aile hayatım, arkadaş çevrem; oynadığım, daha sonra dolaştığım, gezdiğim sokaklar hep yüzümde gülümsemeyle hatırladığım anılara dönüştü. Benim en büyük hayalim aslında kurduğum ilişkileri ömür boyu sürdürebildiğim, anılarımla bugünümü birleştirebildiğim bir hayat yaşamaktı. Hayat el verdiği kadarıyla başardığımı da düşünüyorum.

Halkla ilişkiler eğitimi, Elite Model Look birinciliği, sunuculuk, kurumsal deneyimler ve oyunculuk… Kariyer yolculuğunuz boyunca keşke veya iyi ki dediğiniz anlar oldu mu? Son noktada oyunculukta karar kılmak nasıl bir yol ayrımıydı?
Birçok farklı alanda tecrübe sahibi olmaktan çok memnunum. Bu bilinçli yaptığım bir tercihti zaten. Çünkü öğrenmeyi ve deneyimlemeyi çok seviyorum. Tek kişi gibi değil, bir ömre birkaç hayat sığdırmış şekilde yaşamak benim için önemli. Keşke dediğim tek bir şey var o da sınavını kazandığım konservatuara gitmemiş olmak. Bunun dışında, oyunculukta karar kılma kısmı pek kontrolümde ve bilinçli şekilde -benim için nadir görülen bir durum- olmadı aslında. Hayat akışım içerisinde, kendime kattığım ek dallardan biriydi, sonra bir baktım ki ana yola dönüşmüş.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 2

Kızılcık Şerbeti, Türk televizyon tarihinin önemli yapımları arasına adını çoktan yazdırdı. Peki, dizinin böylesi bir başarıya ulaşmasının ve herkes tarafından ilgi görmesinin alametifarikası ne olabilir? Kızılcık Şerbeti bunu, kısa sürede nasıl başardı?

Hikayemiz, bugüne kadar dizilerde pek ele alınmayan bir konu. Denk geldiğimiz dönem ve hikayeyi anlatış biçimimizin özeni ve şekli çok etkili oldu diye düşünüyorum. Zamanlama ile birlikte anlatım dilimiz ve doğru oyuncu seçimi izleyiciyi çok hızlı yakaladı. Birleştiricilik, empati, komedi, eleştiri ve gerçekçilik iç içe. Başarıyı getiren de tüm bunların birleşimi sanıyorum.

Peki, yapım ve Müjde Uzman nasıl bir araya geldi? Senaryoyu ilk okuduğunuz andan bu yana geçen süreyi göz önünde bulundurduğunuzda, öngörüleriniz gerçekleşti mi, şaşırdığınız ya da beklentilerinizi tam olarak karşılamayan bir gelişme yaşandı mı?

Bu iş ve rol bana hayatımın çok kritik, dönüm noktası diyebileceğim bir zamanında geldi açıkçası. Üstelik, bugüne kadar bana teklif edilmemiş bir karakterdi. İlk sevincim bu olmuştu, farklı bir yönümü gösterebilecektim. Hemen sonrasında ise beni çeken şey, yapımcımızın işi yapma sebebiydi; birleştirici, sevgi dolu ve çözümcül bir hikaye anlatmak istiyordu, aynı zamanda cesurdu da, elini taşın altına koymak niyetindeydi. Benim için bunlar çok yeterli oldu.

Dizide hayat verdiğiniz Alev Arslan, kendine has tavrıyla birçok hayrana sahip özel bir figüre dönüştü. Kendinden emin ve bir o kadar uçarı, dobra ve bir o kadar içten, kısacası herkesin tanışmaktan memnun olduğu bir karakter. İlk bakışta görünenin dışında, sizce Alev nasıl biri?

Alev’i o kadar hızlı sahiplendim ki, kendimi onu yıllardır tanıyormuş gibi hissediyorum. Yazılan repliklerin ve sahnelerin dışında ben de alt metnine onlarca done ekliyorum iç dünyamda. Bence yüzeyde yaşananların altında, Alev çok kırgın ve çok kırılgan bir kadın. Herkesin farklı savunma mekanizmaları olduğu gibi, Alev de kendi mizacına uygun bir yöntem geliştirmiş büyürken. Bu kadar şakacı, ofansif ve vurdumduymaz davranmasının, kendini bu şekilde göstermesinin altında yatan sebep, sevilmemekten ve kırılmaktan korkan tarafı bence.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 3

Alev Arslan, birçok kişinin bağ kurduğu, hiç olmazsa kendine yakın hissettiği özel bir karakter. Bize katılır mısınız? Etkisi altına almayı başaran bu karaktere hayat verirken nasıl bir hazırlık süreci yaşıyorsunuz?

Evet, Alev çok sevildi. Hem de hatalarıyla, tabiri caizse günahıyla ve sevabıyla kabul edilen bir karakter oldu. İzleyicimize ve tabii ki senaristlerimize çok teşekkür ediyorum. Ben Alev’i çok içimden gelerek, çok hissederek canlandırmaya başladım. Senaryoda yazanları içselleştirdim ve açık konuşmak gerekirse hem Alev’in hem de benim karakterim bunu yapabilmeme çok müsaitti. Yönetmenlerimiz ve senaristlerimiz de karakteri oluştururken bana güzel bir alan sağladılar. Ben de bunu elimden gelen en doğru şekilde kullanmaya gayret ettim ve ediyorum.

Alev’in Müjde’den, Müjde’nin Alev’den öğrendiği bazı şeyler var mı?

Olmaz mı! Ben onun neşesini hayatıma çok kattım mesela, sorunları daha hızlı geride bırakabilme yetisi de feyz aldığım hallerinden. Ayrıca kelime dağarcığıma da normalde pek benlik olmayan enteresan kelimeler girdi tabii. Ben de ona, senaryonun izin verdiği kadar sağduyu ve denge, biraz da mantık katmaya gayret ediyorum. Birbirimize güzel uyumlandık kanımca.

Söz konusu Alev olduğunda, aşktan bahsetmemek imkansız. Alev’in aşk hayatı hakkında birkaç ipucu alma şansımız var mı? İç açıları eşit Abdullah-Rüzgar-Alev üçgeni, şu an çok bilinmeyenli bir denklemde yer alsa da; ilerleyen haftalarda mutlu bir son görebilir miyiz?

Elbette bu konuda bir ipucu veremem. Açıkçası bazı tahminlerim olsa bile, kesin sonucu ben de bilmiyorum. Tek bildiğim, Alev’in hayatında çok emin olduğu ve ona göre davrandığı günlerin sona erdiği. Sarsıldığı ve kuşkusuz, bir dönüşüm sürecine girdiği. Hepimizin böyle bir dönemi olmuştur muhakkak. Doğru bildikleriniz, net konuştuklarınız bir gün gelir, hayatın hiç beklenmedik gelişmeleri sonucu tepetaklak olur. İki aile de böyle bir dönemden geçiyorlar zaten ve Alev de bu değişimden payına düşeni alıyor.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 4

Hayatta olmak, bu kadar. Daha doğrusu ölmemiş olmak. Benim en büyük pozitif itici gücümdür ve birçok şeyi başarmamın, üşenmememin, ertelemememin sebebidir.

Aşk herkes tarafından farklı şekilde tanımlanıyor ve şüphesiz biricik haliyle yaşanıyor... Sizin romantik dünyanızda aşk tam olarak neyi temsil ediyor? Müjde Uzman bir aşkın başrolünde nasıl biri; romantik bir aşık mı, yoksa iyi bir yol arkadaşı mı?
İkisi de olabilmiş olmayı diliyorum… Aşk kontrol edilebilen bir his değil zaten. Oldu mu, kaçarı yok… Ama öncelikle arkadaş da olabilmek, önce insan olarak sevmek ve sevilmek, karşımdaki insanın gelişimine engel olmamak ve tabii ki benimkine engel oluşturulmaması benim için çok önemli. Öğretilmiş cinsiyet rollerine göre değil de birbirinin zevkine, huyuna, alanına saygı duyarak, keyif alarak ve keyif vererek yaşanabilirse, ne mutlu.

Aynı zamanda önümüzdeki ay vizyona girecek ‘Kadınlara Mahsus’ filmiyle de buluşacağız. Filmin hikayesini ve anlatmak istediklerini sizden dinleyebilir miyiz?
Kadınlara Mahsus, Kızılcık Şerbeti çekimlerine başlamadan hemen önce, çok severek yer aldığım bir proje. Birbirinden çok farklı karakterlerde bir grup kadının yine farklı problemler sonucu bir araya gelişini ve değişim, dönüşüm süreçlerini merkeze alıyor. Bu süreçte de birbirlerine yaslanacak birer omuz, dayanacak sağlam birer destek olmalarının hikayesini anlatıyor.

Toplumsal konularda söyleyecek sözü olan, farkındalık ve destek gerektiren konularda geri durmayan, aktif rol oynayan biri olduğunuzu biliyoruz, tanık oluyoruz. Gündemle ilgili düşüncelerinizi kamuoyuyla paylaşırken hiç yanlış anlaşılmaktan korktuğunuz oluyor mu?
Asla korkmuyorum. Susmanın, sorunları sadece öteleyeceğine, hatta daha kötü hale getireceğine inanırım. Bir kişiye dahi olsa ulaşmak, ufak da olsa bir zihne, bir kalbe iyilik, güzellik tohumu ekebilmek; yanlış anlaşılmak veya eleştirilmek pahasına da olsa asla geri durmayacağım, çok ama çok önemsediğim bir şey. Cesur olmak her zaman kolay değil ama birilerinin bunu yapması gerek, belki benden, sizden, bizlerden güç bulan birileri var hiç tanımadığımız, bunun sorumluluğunu her zaman iliklerime kadar hissediyorum. O yüzden de bazen zor da olsa ileri atılma gücünü o olasılıktan alıyorum. Bir gün benim de ihtiyacım olabilir birinden veya bir hareketten cesaret bulmaya. Hayat bu, belli olmaz. Birbirimizden başka kimsemiz yok, bunu unutmadan yaşamamız gerek.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 5

Her an, ‘o an’ için bir potansiyel, her an çok özel, her an olasılıklarla dolu.

‘Denge’ kavramıyla ilişkiniz nasıl? Hayatın her alanında kurulan veya kurulmuş denge veya dengeli olmak sizde hangi duyguları uyandırıyor? Sizi tam olarak mutlu hissettiren bir anda neler yaşanıyor?
‘Dengede olmak’, hayatımın başrolündeki his olabilir, elzemdir de. Benim için birçok şeyi simgeler; hem hayatı dolu dolu yaşayabilmemi hem de bunu yaparken kendime ve etrafımdaki hiçbir şeye, hiçbir açıdan zarar vermememi garanti etmemi sağlar. İç dünyamda ve dış dünyada adalettir. Duygusal olarak tam ve bütün hissedebilmemin en önemli yapı taşıdır. Denge kurmadığım, kuramadığım zaman gerçekten uzay boşluğunda gibi hissederim ve çok huzursuz olurum. Beni tam olarak mutlu hissettiren bir ana gelirsek; enteresan, o kadar çok kurduğum bir cümledir ki bu ve çok da sık anlattığım bir hal. Hatta ben şöyle tanımlarım: ‘Hani bazen bir anda bütün gezegenler doğru sıralanmış gibi hissedersin ya’ derim... Bunun oluşabilmesinin yolu, benim için yine içinde denge barındıran şeylerden geçiyor… İstediğim, hayal ettiğim bir şeyin tam istediğim ve hayal ettiğim şekilde, tam da olması gereken zamanda olması, bunun hem çabayla hem de tesadüfler yardımıyla gerçekleşmesi. İşte o anlar bana çok büyülü geliyor, çok mutlu oluyorum. Bu anların oluşması için de uğraşırım.

Her şeyi değiştiren, sizi bugüne getiren o sihirli an neye benziyordu? Bugünden geriye bakınca ‘o an’ hafızanızda nasıl yer etmiş?
Ben öyle tek bir an olduğunu düşünmüyorum veya inanmıyorum diyelim. Her an, ‘o an’ için bir potansiyel, her an çok özel, her an olasılıklarla dolu. Hayatımın her anını bu fikirle yaşadığımda, güzellikler artıyor zaten. O yüzden gördüğünüz bir kuş, saptığınız bir sokak, dinlediğiniz bir insan veya başını okşadığınız bir kedi; içinizde bir sürü değişime ve dönüşüme sebep oluyor bence. Hepsi aslında çok büyük, sadece biz öyle anlamlandırmamışız; hep çok büyük, çok acayip durumlara, anlara bağlı bırakmışız sihrimizi. Ben öyle yapmamaya gayret ediyorum.

Bugüne dek içinde bulunmaktan, yer almaktan ve bir parçası olmaktan en çok gurur ve mutluluk duyduğunuz proje neydi ve size tam olarak nasıl hissettirmişti anımsıyor musunuz?
Çok şükür bütün işlerimi hep çok isteyerek tercih ettim. Hepsinde farklı motivasyonlarım ve sebeplerim vardı ama zorunda kalmaktansa bedel ödeyip ‘tercih etmeme hakkımı kullanma’ cesaretini gösterdim. Dolayısıyla hepsini çok seviyorum.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 6

Peki, tam tersi? Bir parçası olmaktan ya da yaşamaktan hiç hoşlanmadığınızı, huzursuz olduğunuz veya tabiri caizse nefret ettiğiniz anlarda neler oluyor? Böylesi anlar için bir kaçış planınız var mı?
İş bazında sıkıntı yaşadığım projeler oldu elbette ama hayat böyle bir şey. Sadece iş değil; arkadaş ortamı, tanımadığımız insanlar, hatta bazen aile ortamlarında bile zaman zaman hoşumuza gitmeyen bir sürü duruma maruz kalabiliyoruz. Sanırım o anlardaki tek kaçış yolum, dümdüz doğruyu söylemek ve ‘hayır’ diyebilmek. Bedel ödemeyi göze alabilirseniz, hiç kimse ve hiçbir şey sizi iyi hissettirmeyen bir yerde veya durumda zorla tutamaz. Bu maalesef hem çok zor, aynı zamanda da çok basit bir gerçektir…

Müjde Uzman’ın hayata dair bir meydan okuması var mı? Sizi her sabah yataktan kaldıran ve ‘mücadeleye’ devam ettiren o motivasyonu merak ediyoruz…
Hayatta olmak, bu kadar. Daha doğrusu ölmemiş olmak. İnsanlara bunu söylediğimde genellikle otomatik olarak ‘negatif oma, saçmalama’ gibi tepkiler alıyorum. Bunlar sanırım biraz ezberlenmiş, biraz da üzerinde çok düşünülmeden otomatiğe bağlanmış tepkiler. Halbuki benim en büyük pozitif itici gücümdür ve birçok şeyi başarmamın, üşenmememin, ertelemememin sebebidir.

Şöhreti kendine yakıştıran ve kariyer çizgisini sürekli yukarıya taşıyan biri olarak; sizce şöhret, kişiye ne kazandırıyor ve bunun karşılığından ondan ne istiyor ve götürüyor?
Şöhret nedir? Bence şöhret diye bir şey yok. Tamamen insan psikolojisi sebepli ve insan icadı bir kavram.
Her mahallenin, sınıfın, meslek grubunun, apartmanın şöhretlisi, ünlüsü olur mesela... Hayatım boyunca bilinmenin, tanınmanın bu kadar istenen bir şey olmasını ilginç buldum. Elbette görülmek, duyulmak isteyen bir ruhun, bunları başarmak için seçtiği yollardan biri olabilir ama bu bambaşka bir durum ve psikolojinin konusu. Oraya girmek benim haddim değil. Bunun dışında, zararının faydasından çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bir kere özgürlük kısıtlıyor ki bu da çok saçma. Ama oluyor. Bir anda isteyen herkes hakkınızda söz sahibi olma gücünü görüyor kendinde. Bunu hadsizce de yapsa, yapabileceğini düşünüyor. ‘Örnek olma’ zorunluluğu ve baskısı yükleniyor; kendi deneyim sürecinizden, zamanınızdan, hayatınızdan yemeniz gerekiyor, hatta bu sizden alenen bekleniyor. Yaşamadan, tecrübe etmeden, düşüp tekrar ayağa kalkmadan; kim, kime nasıl ve ne şekilde ‘örnek’ olabilir ki? Bu cümleleri, ünlü olduğum veya bunlara maruz kaldığım için kurmuyorum, gözlemlerimden çıkarım yapıyorum. Ama şu konuda netim; temel hak ve özgürlüklerimi kısıtlayan hiçbir şeye ve hiç kimseye hayatımda yer olamaz.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 7

Sosyal medya, röportajlar ve televizyon programları sizi daha yakından takip edenlerin hali hazırda radarında. Sizi yalnız bırakmayan hayranlarınız da doğal olarak sizinle ilgili birçok şeyi biliyor ve takip ediyor. Onların sizin hakkınızda ilk kez öğreneceği bir şey var mı?
‘Doğru şarkı’yı doğru zamanda çalma takıntım var, tabii buna takıntı denirse. Mesela köprüden geçeceksem, dakikalar öncesinden o gün hangi şarkıyı dinlemeyi istediğimi düşünüp, onu ayarlarım. Güneşi batırırken de geçerli bu. Ortamda dinlemeyi o an istemediğim bir müzik çalıyorsa, konsantre olamam, yani müziği mutlaka benim seçmem lazım. O anki ruh halime göre doğru seviyede sesle, doğru şarkının çalması gerek.

Oyunculuk gibi sayısız bakışın odağında bir mesleği icra ettiğinizi hesaba katarsak, iltifatlara ve eleştirilere karşılama konusunda nasılsınız, size nasıl hissettiriyor?
İltifat da eleştiri de karşımdakine ve bana bir şey katacaksa kabul ettiğim kavramlar. Kastım ise sadece iyi hissettirmek değil. İltifatı ele alırsak yeni bir bilgi vermeli, bir içgörü sağlamalı. Ben gördüğüm güzelliği, iyiliği, veya zarar verdiğini düşündüğüm bir şeyi eleştiri olarak söylemeyi seviyorum evet, ama salt fiziki güzellikle ilgili cümleleri duymanın veya söylemenin çok da bir yararı olduğunu düşünmüyorum.

‘Beni ben yapan budur!’ dediğiniz bir özelliğiniz var mı?
Adaletli olma dürtüm; plan program yapmaya, pratiklik ve verimliliğe olan sevdam, keyif almaya ve müziğe olan düşkünlüğüm.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 8

Bedel ödemeyi göze alabilirseniz, hiç kimse ve hiçbir şey sizi iyi hissettirmeyen bir yerde veya durumda zorla tutamaz. Bu maalesef hem çok zor, aynı zamanda da çok basit bir gerçektir…

Gün içinde içinizden en çok geçirdiğiniz bir düşünce, iç sesinizin kronik bir gündemi var mı?
Kesinlikle, ‘en fazla şeyi, en pratik ve verimli şekilde nasıl yaparım?’ ve ‘güneşin batışını izleyebilecek miyim?’ gündemim.

Stilinizin kendinizi ifade etme noktasında nasıl bir rol üstlendiğini düşünüyorsunuz? Kendine yakışanı giyenlerden mi, akşına bırakanlardan mı, yoksa trendlere uyum sağlayan biri misiniz?
Rahat olmak. Tek kriterim bu. Moda da trendler de hiçbir zaman ilgimi çeken konular olmadı. Rahat ettiğim bir kıyafeti sonsuza kadar giyebilirim. Renk uyumuna dikkat ediyorum sanırım bir tek. Onun dışında ortama uygun ve rahat hissettiğim sürece ben tamamım.

Cildiniz için özel bir bakım rutini uyguluyor musunuz?
Özel bir bakım rutinim yok ama temizleme ve kremleme diyebiliriz. Krem sürmeyi çok seviyorum ama kullandığım belli ve net ürünler yok. O an içgüdüsel olarak seçip kullanıyorum. Makyajlı kalmayı sevmediğim için yüzümü temizlemeyi ihmal etmem, kuruluk hissini de sevmediğim için mutlaka krem kullanırım. Bunlar dışında doğal ve farklı bitkilerin toniklerini kullanmayı da seviyorum.

Böylesi yoğun bir set programı arasında bu kadar fit görünmeyi nasıl başarıyorsunuz? Sporla aranız nasıl, düzenli bir egzersiz programınız var mı?
İnanın hiçbir şey yapmıyorum. Sporu en son pandemi döneminde, evde kendi kendime yaptım. Eskiden dönem dönem düzenli şekilde devam ettiğim sportif dönemler yaşadım, ama o kadar. Sanırım asla yerimde durmayışımdan da kaynaklanıyor, genetik şansın dışında. Evde dahi sürekli bir şeyleri toplar, temizler, kaldırır halde olduğumdan ister istemez fit kalıyor olabilirim.

Göz alıcı Müjde Uzman - Resim : 9

Dengede olmak, hayatımın başrolündeki his olabilir, elzemdir de.

Yapılacaklar listenizde bir Youtube kanalı projesi olduğunu görüyoruz ama mutlaka daha fazlasının da geleceğini düşünüyoruz. Yanılıyor muyuz? Dijital yayıncılık alanında ve gelecek planlarınızda bizi neler bekliyor?
Zamanım olsa yapmak istediğim bir sürü şey var ama önceliğim gerçekten Youtube kanalımı bir an önce açmak. Çünkü tek projeyle istediğim birçok şeyi yapabileceğim. Benim kanalım daha çok aksiyon ve deneyim üzerine kurulu, hobilerimi, keyif aldığım şeyleri, öğrenmek istediklerimi içeriğe dönüştürmek amacındayım. Bir de geçmişi mutlaka yaşatmak istediğim konular var; radyo programları, müzik kanalları ve VJ’lik gibi. Çok mutluyum ki dijital ve yeni mecralar, ‘yeni’ olsalar da eskiyi yaşatmak için de birer fırsat oldular. En kısa zamanda o alanlarda bir şeyler yapacağım umarım.

Son olarak, gelecekteki Müjde Uzman röportajımızda mutlaka hangi soruyu sormalıyız?
“Dolu dolu, istediğin gibi yaşadın mı?” yeterli sanırım…

TEK BAKIŞTA

Nerede kendini dinler?
Sessiz ve yalnız olabildiği her yerde.

Neyi unutamaz?
Orta okul yıllarını, sevdiği herkesi, mükemmel dengede hissettiği anları, şarkı sözlerini.

Neyi hatırlayamaz?
Yapılan kötülükleri, atılan kazıkları.

Başarıyı nasıl kutlar?
Deniz kenarında, gün batımıyla, güzel bir yemek ve içki eşlik edebilir.

Neyi yemekten bıkmaz?
Barbunya.

Dostları ona nasıl seslenir?
Müjdat ve Müj.

En çok kimi arar?
Uzun süredir bu kişi menajerim ve dostum Rahşan.