Ve yine beni cesaretlendirdiğiniz için teşekkür ederim… Çetin Çetindaş… Kendisi karanlık oda deneyimini şöyle anlatıyor… Bu pratik her şeyden önce insanın kendini bilme ve içindeki gücü ortaya çıkarma sürecine hizmet eder. Karanlıkta kalmanın melatonin sentezini körüklüyor olması, antioksidan kapasitesinin artmasına, hücresel boyutta onarım kapasitesini artırmasına ve hatta telomer kısalma hızının yavaşlamasına zemin hazırladığını belirten araştırmalar bulunmaktadır. Yani bu süre içerisinde yaşlanmayı durdurarak, kendimizi baştan yaratıyoruz diyebiliriz. Bu pratiğin amacı da tam olarak bu: önce anne rahminden dünyaya geliyoruz, daha sonra yaşadığımız tüm deneyimler ışığında bu sefer bilinçli olarak karanlık bir odaya çekilip kendimizi yaşamın rahminden yeniden doğuruyoruz. Kaya Kalpa adı da işte buradan geliyor.
Düzenleyici bir hormon olan melatonin bilincin daha ince katmanlarının açılması için yeterli bir hazırlık süreci yaratır. Böylelikle zihin ve beden daha önce deneyimlemediği incelikte bir algı sürecine geçiyor. Karanlığa bu kadar yoğun maruz kaldığımızda beyin bu süreçte, sevgi ve şefkatin aşkın deneyimlerini kolaylaştıran 5- metoksi-dimetiltriptamin (5-MeO-DMT) ve dimetiltriptamini (DMT) sentezler. Melatonin ana organ sistemlerini etkileyerek sempatik sinir sistemini susturur ve zihnin ve bedenin günlük olarak yenilenmesini sağlar.
Şikel’in bu paylaşımına tepki Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’ndan geldi. Prof. Dr. Müftüoğlu, Çağla Şikel’e yanlış bilgilendirildiğini belirterek, "Sevgili kardeşim kıymetli Çağlacığım… Çağlacığım. Bunlar güzel deneyimler ama sana aktarılan bilgiler yanlış ya da eksik bilgiler…Sempatik sistemimiz susarsa biz de bedenen susarız… İnziva ruhsal yaklaşımlar için mükemmel bir deneyimdir ama kime ne zaman ne süre ile ??? Arkasında bilinmezlikleri olan riskli bir meditasyon alanıdır..Deneyim için kutluyor ve teşekkür ediyorum…Devamını çarşambaya programda anlatırım…Harika bir gün dilerim" yorumunu yaptı.