Özge Özberk, bir masal kahramanını andırmıyor mu sizce de? Ama ben
onunla bu röportajı yaptıktan ve onu tanıdıktan sonra, Heidi mi, Kırmızı
Başlıklı Kız mı, yoksa Polyanna mı tam olarak karar veremedim. Aslında,
bir Prenses'i anımsatmıyor da değil! Bu yüzden Cem Yılmaz ona Prenses
Ceku rolünü vermiş olmalı. G.O.R.A. ve A.R.O.G'un güzel yıldızı Özge
Özberk, bu rol için aslında biçilmiş kaftan. Halkıyla bütünleşen bir
prenses diyebiliriz onun için. Çünkü pek çok ünlünün, hakimiyeti altında
ezildikleri yüksek ego, ünlü olmayanlara karşı çizdikleri sınır hattı,
sivrilikleri, kendini önemseme olayı Özge Özberk'te zerre yok. Son
derece pozitif biri. Kapris nedir hiç bilmiyor; ''o ne, yenir mi, bir
tatlı mı'' diyor gülümseyerek...
Kimileri onu ilk olarak ''Çemberimde Gül Oya'' dizisi ile hatırlasa da,
aslında tiyatro asıllı bir oyuncu Özberk. Alt yapısı sağlam
anlayacağınız. Yıllarca BKM'de oynamış. Çağan Irmak'la tanışması, onun
dizisinde rol alması ise tam bir dönüm noktası olmuş hayatında. Ama bu
noktaya kolay gelmemiş. ''Beni kimse kolumdan tutup bir yerlere
götürmedi. Bu çok önemli! Kendi çabamla buralara geldim'' diyor.
A.R.O.G, 5 Aralık'ta vizyonda... Filmle ilgili yorumlarınızı alabilir miyiz önce?
Olağanüstü bir film oldu. Herkes ''Vay be, biz de böyle bir şey
yapabiliyor muymuşuz'' diyecek. Görsel olarak kesinlikle 10 numara bir
iş çıktı ortaya. Cem ve senaryosu ile ilgili nasıl kaygımız yoksa
kostümler ve görsellik anlamında da hiçbir kaygımız yok. Dünya çapında
bir iş oldu.
Uzaydaki macera bu kez İlk Çağ'da devam ediyor. İlk Çağ'da bizi neler bekliyor?
Logar bizi ziyarete geldiği sırada aslında iyi niyetle gelmediğini
görüyoruz. Arif'i İlk Çağ'a yolluyor. Filmin dörtte üçü İlk Çağ'da
geçiyor, kabilelerin içinde; Arif ve arkadaşlarının hikayeleri
şeklinde... Ozan Güven bu kez bambaşka bir karakteri canlandırıyor.
Özkan Uğur da öyle. Zafer Algöz çok başarılı; müthiş bir karakter
çıkardı ortaya.
Herkes İlk Çağ'da, peki Prenses Ceku nerede ve ne yapıyor?
Sürekli internet başında, ilk çağa merak sarmış şekilde görüyoruz onu,
araştırmalar yapıyor. Bakalım Arif'i günümüze döndürebilecek mi? Ben
zaten filmin başında ve finalinde varım. Filmle ilgili çok anlatmak
istediğim şey var ama daha fazla ipucu veremeyeceğim.
O halde, sizin oyunculuktaki ilk çağlarınıza dönelim. İlk kez ne zaman ''ben oyuncu olacağım'' dediğinizi hatırlıyor musunuz?
Aslında ben bunu çok geç söyledim çünkü çok çekingen bir çocuktum.
Kendimi rahat hissettiğim çevrede çok rahattım ama yan sınıfa bir şey
sormaya girdiğimde elim ayağım titrerdi. Misafirliğe gittiğimizde ''hadi
gidelim'' diye tuttururdum. Otobüste ''inecek var'' deyip düğmeye
basamazdım, biri inerse onunla beraber inerdim. Çok vahimdi durumum
yani... Dolayısıyla, oyuncu olma kararını biraz geç verdim.
Nasıl üstesinden geldiniz peki?
Bu durum lise sona kadar böyle devam etti. Lise bittikten sonra bir
ajansa kaydoldum ve Kemal Sunal'ın ''Şaban Askerde'' dizisinde üç bölüm
oynadım. O zaman bile hala dememiştim ''oyuncu olacağım'' diye. '94
yılında ise BKM kuruldu. İşte o ekibe katıldıktan sonra oyuncu olmaya
karar verdim aslında. Her şeyin çok yeni olması korkmama vakit
bırakmadı, daha çok merak uyandırdı. ''Otogargara'', ''Sen Hiç
Ateşböceği Gördün Mü'', ''Bana Bir Şeyhler Oluyor'' oyunlarında rol
aldım. 10 sene BKM'de oynadım.