"Başarılı ve farklı olduğumu biliyorum”
Tüm bunların getirdiği popülerliği ise çok seviyor…
Yeni programınızda insanların dileklerini
hayata geçirmeye çalışıyorsunuz… Size
böyle bir fırsat verilse siz ne yapmak
isterdiniz?
Sanırım yine bu dünyaya benden daha şanssız
gelenler için bir şeyler dilerdim. Ben şanslıyım
çünkü bu dünyanın tüm güzelliklerine
sahibim, sağlıklıyım, gencim, kafama
koyduğum çoğu şeyi yapabilecek kapasiteye ve
özgür iradeye sahibim. Elindekiyle yetinmeyi
bilen ama hiçbir zaman tamamdır diyebilip
hayallerinden vazgeçen biri olmadım.
İstediklerinize kavuşmak için çok çalışmanın
yeterli olduğuna inananlardanım. Şunu da
söylemeliyim ki başka insanların gözlerindeki
parıldamayı yakalamak dünyalara bedel
bir duygu, o yüzden keşke daha şanssız
herkesin dileğini gerçekleştirebilecek bir
sihirli değneğim olsaydı ve bu sayede tüm
güzellikleri onlarla da paylaşmak için hepsine
birer umut kapısı aralayabilseydim.
30 yaşın en çok neyini sevdiniz? Bu yaşlarda
en çok neler keşfettiniz kendinizle ve
hayatınızla ilgili?
Sandığım kadar korkutucu olmamasını
sevdim. Ciddiyim! 30 yaş kadınlar arasında
en korkutucu dönemeç olmuştur nedense
hep. Oysa bir kadın için hayatının en güzel
başlangıcıymış. Hem ruh hem de görünüm
olarak kendimi yenilenmiş hissediyorum.
Dur, keşif yeni başlıyor sayılır, daha yeni
bastım!
Sizi ilk tanıdığımız günlerden bu yana
stiliniz nasıl bir evre geçirdi sizce?
Olgunlaştı, yer yer sadeleşti diyebilirim ama
çok fazla bir fark yok. Geçmişten bugüne
resimleri bir araya getirdiğimde bir bütünlük
görüyorum.
Nefes almak istediğinizde neler yaparsınız?
Çok net! Evim, Bora, dostlarım ve ailem.
Dışarıdan bakıldığında çok güzel ve
uyumlu bir ilişki tablosu çiziyorsunuz.
İlişkiniz şu an nasıl bir dönemde?
Nelerden hoşlanır, en çok nelere
gülersiniz?
İlişkimizin en güzel ve özel yanı başından
beri çok doğal olması. İkimiz de olduğumuz
gibiyiz. Kendi duygularımız doğrultusunda
yaşıyoruz. Canımız ne isterse onu yapıyor,
yaşadıklarımızın değerini bilerek büyük
bir keyifle ‘anı’ yaşıyoruz. Bora, kendiyle
barışık, derin duygu ve düşüncelere sahip
çok özel bir erkek. Benim gözümde onu
başkalarından farklı kılacak çok fazla unsura
sahip. Onu benim için değerli kılan da bu.
Bu yaza dair planlarınız neler?
Ailemle kısa bir tatil planım var, sağ olsun
sevgili yapımcım bana nefes izni verdi.
Capri’de beş gün geçireceğim. Ondan sonra
aralıksız tempoya devam! Hafta sonları
Alaçatı’ya kaçabilirsem benden şanslısı
yok.
Alışveriş için ne kadar zaman
harcıyorsunuz?
Genelde ne alacağımı çok iyi bilirim ve
çoğunlukla telefonla arayıp ayırtırım.
Bu sistemle çok uzun zaman harcamak
zorunda kalmıyorum. Ama o günü
alışveriş günü ilan ettiysem veya
Paris’teysem ve keyif günümse tüm
gün zevkle ve seçicilikle vakit ayırmaya
bayılırım.
Aynı anda marka yüzü
olmak, televizyon programı
yapmak, tasarımlar
üretmek… Nasıl bir
dönemdesiniz şu an?
Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar
yoğun olduğumu hatırlamıyorum.
Bazı günler uyumak için vaktim oluyor
sadece. Farklı alanlarda, aynı anda
bambaşka projeler üretmek insanı içsel
dinamikleri bakımından da farklı boyuta
taşıyor, her projenin birbirini tetikleyen
katkıları oluşuyor. Bu dinamizmden keyif
alıyorum.
Mesleğiniz sorulduğunda cevabınız ne
olur?
Tabii ki okuduğum ve en iyi bildiğim
konu olan tasarım. Kesin olan şu ki
bugün yapmış olduğum işlere dair tüm
yeteneklerim bir anda yok olsa bile gözüm
kapalı beni sürükleyecek tek şey tasarıma
olan tutkum.
Nasıl bir kariyer haritası çiziyorsunuz?
Başarılı ve farklı olduğumu biliyorum.
Eskiden bu kadar net cevap verebilecek
konumda görmüyordum kendimi. Oysa
şimdi, hiç düşünmediğim alanlarda da bir
şeyler yapabildiğimi görüyorum. Dinamik,
yenilikçi ve gerçekten inandığım projeleri
tercih ettiğim için yaptığım işlerden zevk
alıyorum. Başarı cesaret ve seçicilikle
oluyor ancak. Şu anda kademe kademe
projelere evet diyorum, bu projelerin de
bana gelecekteki hayatımda hem finansal
hem de prestij açısından büyük katkılar
sağlayacağına inanıyorum.
Göz önünde ve popüler olmanın en çok
neyini seviyorsunuz? Bu sizin tercihiniz
gibi görünüyor…
Popüler ve medyatik olup bu duyguyu
sevmeyen çok az kişi olduğuna
inanıyorum. Tabii ki zor tarafları var.
Bazen kendi halinizde olmak, görünmez
olmak istediğiniz zamanlar oluyor,
tatsız şeyler yazılıyor çiziliyor. Ama
her güzel şeyin bedeli olduğu gibi, siz
de keyif aldığınız zamanların bedelini
ödüyorsunuz dönem dönem. Sonra
bir gün yolda bir grup genç veya yaşlı
yolunuzu kesiyor “Sizi çok seviyoruz”
diyor. Siz de akşam bu motivasyonla
gülümsüyorsunuz objektiflere. Hepsi bu!
Sürekli konuşulmak, güneşlendiğiniz her
kareyi gazetelerde görmek, kıyafetlerinizin
eleştirilmesi, ilişkileriniz hakkında yorumlar
yapılması… Neler hissettiriyor tüm bunlar
size? Bunlara karşı nasıl bir kalkanınız var?
Kalkanlar yarattığınız müddetçe
onların getirdiği ağırlıklarla yaşamak
zorunda kalırsınız. Ama bunu bu şekilde
isimlendirmek gerekiyorsa benim en büyük
kalkanım olduğum gibi olmam. Kibarlık
olsun veya durumu kurtarayım diye asla
istemediğim cevapları vermem mesela.
Eleştirilmek ise çok doğal. İyi analiz ederim,
ders almam gereken bir konu varsa hemen
farkı anlarsınız ama bir gerçekliği, doğruluğu
yoksa çok önemsemem. Nihayetinde neyin ne
olduğu hep ordadır. Görmeyi bilmek gerekir
ki gören görüyor...
Gardırobunuza eklediğiniz son üç parça...
Nicholas Kirkwood’un Rodarte
için tasarladığı heykelsi sanat eseri
görünümündeki sandaleti, fosforlu sarı bir
Panama şapkası ve el yapımı tik’ten yapılmış
Made in Italy marka güneş gözlüğü.
Marka tutkunuz var mı? Şu sıralar
aldığınız en ucuz parça hangisi?
Marka ve moda hızlı değişken ve yorucu
bir yolculuğun yoldaşları gibidirler. Onlara
takıntılı halde yaşarsanız demode olmaya
mahkumsunuzdur. Stilinizi hayat yapınız
oluşturur. Stil aslında etrafa yaydığınız
aura’nız ve enerjinizin dışarıya vurgulanmış
halidir. Zaten oturmuş bir stile sahipseniz
hürsünüzdür, markaya ihtiyacınız yoktur.
Dolabımdaki en ucuz marka sanırım
Portobello sokak pazarından aldığım
vintage düğmelerim.
Siz en çok kimin stilini beğenirsiniz?
Sıkıcı ve tutucu stillere karşı bir başkaldırı
edasıyla yanıt vererek giyinebilen herkesi…
Yani özgür ruhlu herkesi beğenirim.
Şu sıralar Anna Dello Russo ve Daphne
Guinness listemin başında yer alıyorlar.
Stil demişken tasarıma önem veren Braun
markasıyla bir araya gelişinizi anlatır
mısınız biraz?
Braun marka ekibi, yeni ürünü olan Silképil
7 Çift Etkili Epilatör için mükemmel
bacakları temsil edecek bir isim arayışı
içindeydi. Yaptıkları değerlendirmeler
sonucunda hem bacaklarımın güzelliği hem
de tasarıma olan aşkım nedeniyle Braun
Silk-épil 7 Çift Etkili Epilatör’ün marka
sözcüsü olarak beni tercih ettiler. Teklif
bana geldiğinde çok mutlu oldum çünkü
benim de son dönem hedefl erim arasında
Braun gibi hem uluslararası arenada kendini
kanıtlamış hem de doğrudan kadınlarla
ilgili bir projede yer almak vardı.
Sizin projeyi kabul etmenizdeki en önemli
sebepler nelerdi?
Benim için estetik ve güzelliğin birinci kuralı,
mükemmel ve pürüzsüz bacaklardan geçiyor.
Bacaklarımın güzelliği için her zaman en
iyi ürünleri tercih ediyorum. Kullandığım
ürünlerde tasarım, yenilik ve kalite benim
için çok önemli. Braun Silk-épil 7 Çift Etkili
Epilatör tam da böyle bir ürün. Gerçekten
de çift etkili epilatörün tasarımına ve yüksek
performansına hayran kaldım. Hem pratik
hem de kadınların ihtiyaçlarını anlayarak en
iyi şekilde karşılıyor. Dolayısıyla teklifl erini
hiç düşünmeden kabul ettim.
Herkesin imrenerek baktığı
bacaklarınızın bakım sırlarını bizimle
paylaşır mısınız?
Haftanın beş günü spor yapıyorum, bol
su içiyorum, bebe yağını ve badem yağını
karıştırıp duştan sonra bacaklarıma
sürüyorum, beslenmeme dikkat ediyorum
ve pürüzsüz bacaklarım için Braun Silk-épil
7 Çift Etkili Epilatör’ü tercih ediyorum.
Tasarımcı kimliğinizin de olduğunu
biliyoruz, en son ne tasarladınız?
Braun’un yeni ürünü Çift Etkili Epilatör’ün
‘Yeni bir cilt, yeni bir sen’ mesajını vermek
için bu yaza damgasını vuracak fermuar
şeklinde çok şık bir halhal tasarladım. Asla
dışarı onlarsız çıkmam dediğim aksesuarım
yüzüklerimdi, şimdi bunlara tasarladığım
halhal da eklendi.
Yurt dışındaki favori butikleriniz?
Colette (Paris), Bacan (Capri), Dover Street
Market (Londra), American Apparel
Favori yaz içkiniz?
İçinde taze meyve parçaları yüzen H20
Parfümünüz?
Kullanmıyorum maalesef alerjim var.
En sevdiğiniz restoran?
Mykonos’daki Namos.
En sevdiğiniz şehir?
İtalya’nın her yeri.
En sevdiğiniz tatlı?
Sütlü çikolata.