Başrolde aşk var!
Gerçek aşkın parlaklığından bir şey yitirmediğini kanıtlayan dört ünlü çiftle, ikonik aşıkların fotoğraflarını yeniden yorumladık.
Fotoğraf: Nurdan Usta
Röportaj: Simay Engür
Styling: Feray Kanpolat
Saç: Harun Güllüel
Makyaj: Çağatay Serhat, Çiğdem Yartaşı
Styling Asistanları: Sudenaz Tuğcu, Çağlayan Çavdaroğlu
Kıyafetler için; Marella, Nine West, Nillush Vintage, H&M, Cos, İnci, Brooks Brothers, Mango, Pink, Alberto Guardiani, Tudors, Biella, Zara, Bensimon, Bey, Divaresse, MJM, Silvian Heach'e teşekkür ederiz.
“Öyle Değiştirdik ki Dünyayı
Uyanık Akıllı Dürüst Enayi
Bir Tek Aşk Var!
Aşk Var mı? Var... Aşk Var
Kaf Dağının Ardına Kaçsa Bile Aşk Var
Yatak Çarşaflarına Sıkışsa Bile Aşk Var
Yalnız Bir Titreşim Olsa
Ya da Bir Kıpırtı Kalsa Bile Aşk Var”
---Bülent Ortaçgil---
Adına şiirler yazılan, uğruna dağlar delinen, her kitaba her filme sızmadan konunun netlenemediği, yeri geldiğinde nefes aldırmayan kimi zamansa oksijen kaynağı haline gelen aşk modern zamanın eğip bükemediği belki de tek şey! Ve bazı aşklar tarihe kazınacak, unutulmayacak, ilham alınacak kadar gerçek!
DOĞA RUTKAY
Aşk, eşimi tanıyana kadar; tanımlanamayan uçan bir cisimdi. Şu an aşkın birçok anlamı var. Kendinizi keşfettiğiniz, kendinizi dövdüğünüz, kendinizi sevdiğiniz, kendinizi beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz ne varsa bunu biri gösteriyor; senin anlamını sana anlatıyor. Daha güçlüyüm, çünkü iki kişiyim artık. Kerimcan’ın bir birey olduğunu unutmuyorum, saygılı ve edepli yaklaşıyorum. İlişkilerin bu kadar yoz olduğu bir dönemde; sonsuz saygı duymak modern insanın deliliği oluyor galiba! Frida ve Diego’nun fotoğrafı tek kelimeyle ‘üretmek’ demek. Aslında hazin bir aşk ama Frida’yı Frida yapan Diego’ya duyduğu yüksek gönüllü aşk belki de… Biz de üretken bir çiftiz! Çok konuşuruz, çok tartışırız, üretiriz yani.
Frida ve Diego Oliveira
KERİMCAN KAMAL
Aşk, bir delilik hali; ilişkiyse onun tedavi edilmiş biçimi. İkisi birlikte olduğu zaman ilişkiler devam edebiliyor. Yanımda Doğa var! Beni benim kadar düşünen ve seven biri olduğunu biliyorum. Diego ve Frida’ya bakınca tutku görüyorum. Her zaman Frida’nın tek taraflı aşkı konuşulur ama bence Diego’nun da Frida’dan vazgeçemeyen bir tarafı var. Aynı tutkuyu ve birbirinden vazgeçememe hali Doğa’yla benim aramda da var.
PINAR TUNCEGİL
Aşk, bir an. Aşk öyle bir an ki; sonrasında başka yoğunlukta duygular devreye giriyor. İki kişinin arasındaki, sözsüz ama çok güçlü bir anlatım dili diyebilirim. Alper’le karakterlerimiz birbirinden çok farklı fakat iki ayrı uçta insanın bir arada yaşayabilmesi, bizim en büyük deliliğimiz! Sevgimiz beni daha güçlü kılıyor çünkü sınırlarımı zorlayabiliyorum. Audrey Hepburn’de de zarifliğin ve naifliğin ardındaki güçlü ve tutkulu kadını görebiliyorum. Günümüzde tutkuların peşinden gidilmiyor, her şey çok hızlı tüketiliyor; ama Audrey öyle değil! Birbirlerine bakışları, insanın ruhuna dokunuyor.
Audrey Hepburn ve Mel Ferrer
ALPER SALDIRAN
Her şeyin üstünde tuttuğumuz, çıkarsız ve saf bir aşkımız var. Kıvılcım var, alevler yanıyor ama bu alevleri sürekli kılacak olan şey; ilişkiyi yaşama biçimimiz. Bizim saygı üzerine inşa edilmiş bir ilişkimiz var; ama aşkımızı her şeyin önüne koyarak, en büyük deliliği yapıyoruz bir yandan. Aşk bizi daha güçlü kılıyor; çünkü ‘dünya önüme gelsin, şöyle bir üflerim giderler’ diyorsun. Muhteşem bir motivasyon bu! Audrey Hepburn ve Mel Ferrer fotoğrafıysa, ‘tek vücut’ olmayı ifade ediyor benim için. Tıpkı Pınar ve ben gibi.
MELİS KAYGILAROĞLU
Aşk, karın ağrısı. Uraz, heyecandan karnımı ağrıtabiliyor her gün; karnımda hala kelebekler var! Aramızdaki ilişki, heyecan, tutku ve dürüstlüğe dayalı. Elimde bavulumla, henüz bir aydır tanıdığım adamın evine taşındım. Ardından üç aydır tanıdığım adamla, bilmediğim bir şehirde evlendim. Hiç hayır demedim, koşulsuz peşinden gittim ve gitmeye devam ediyorum. Sizce de biraz delilik değil mi? Serge Gainsbourg ve Jane Birkin’in aşkları da deli, mantık dışı. Biz de hep öyle olduk ve iyi ki de öyleyiz. Onların birbirlerine bağlılıkları kadar; bağımlılıklarından da etkileniyorum. Tıpkı bizim gibi! Her zaman sırtımı dayayabileceğim bir ‘ben’ daha var. Yeter ki kalbimiz bir olsun; çünkü aşkın gücü sadece kalpten gelirse işe yarar.
Jane Bırkın ve Serge Gainsbourg
URAZ KAYGILAROĞLU
Her ortamda ve koşulda birbirini kollayan, ara sıra büyük kavgalar etsek bile hiçbir şey olmamış gibi devam eden, şirketimizin bozulmaması için her şeyi yapmaya hazır iki sevgiliyiz. Bu yüzden aşk, ortaklık bence. Hiç tanımadığım güzel bir kıza benimle birlikte yaşamasını teklif ettim. Daha sonraysa yanımdan ayrılmasını hiç istemediğim için, kimselerin haberi olmadan evlenme teklifi ettim. O günlerden beri birbirimizi yükseltmenin yollarını arayarak geçiyor zamanımız. Serge ve Jane’in fotoğraflarına baktığımda, birbirlerine olan bağımlılıklarını görüyorum. Her duyguyu zirvede yaşayışlarını, bize benzetiyorum.
AYLİN KONTENTE KUL
Aşk, birini her haliyle, her gün, yeniden, defalarca sevme hali... Öyle ki onu kaybetmemek için, kendinden kaybetmeye izin verdiğin haller. Karşılıklı beslenen bir verme hali ama asla karşılıksız beslenemeyecek bir doğa olayı! Aşk eşittir sevda. Bugün Aylin, Alper’e sevdalı, huzurlu, güvende, aidiyette. Hep yeniden keşfettiğim, hep öğrendiğim bitmeyen bir oyun gibi... Nicoletta Braschi ve Roberto Benigni, Hayat Güzeldir filminde sihirli ‘oyun’ duyguları ve çocuksu umutlarıyla beni çok etkiliyor. Üstelik gerçekten aşıklar! Onlar da oyuncu ve sette birbirlerine sevdalanmışlar; bizim gibi… Alper’le tanıştığım üçüncü ayda evlilik teklifine evet dedim. Dokuzuncu ayda evlendik. 11’inci ayda anne olmaya karar verdim. Sesli söyleyince kulağa inanılmaz geliyormuş!
ALPER KUL
Aşk için ne gerekiyorsa hiç düşünmeden yapılır, bir bakmışsın yaşam enerjin olmuş artık. Bu yüzden Aylin’le birlikteyken, kendimi tam hissediyorum. Eksik hissettiğin zaman, hayata karşı güçlü de olmazsın. Roberto ve Nicoletta’nınki de bizimki gibi set aşkı, o yönden ikimize benzetiyorum. Esinlendiğimiz fotoğraf karesiyse tek kelimeyle ‘huzur’ diyebilirim.
Nicoletta Braschi ve Roberto Benigni