Fark yaratan öğretmen Dilek Livaneli
İmkansızlıklardan ortaya çıkardığı mucizelerle ilham veren bir öğretmen.
Bir köy okulu öğretmeni olarak, tüm zorlukların iyi yönlerini görerek ve mücadeleci ruhunu hiç kaybetmeyerek yola devam etti. İmza attığı her işe sevgisi, saygısını kattı ve sorumluluklarının farkında olarak ‘gerçekten’ başardı! Dilek Livaneli, ‘Bir Dilek Yetmez’ kitabıyla dokunduğu hayatları, kendi yaşamını ve başarılarla dolu yol hikayesini tek tek anlatıyor. Bu kitap sayesinde onunla tanışacak ve tanıştığınıza çok memnun olacaksınız.
Röportaj: Baran Alışkan
Birçoğumuz hayatta iz bırakmak ister; ama yalnızca bazılarımız bunu başarır. Siz, hayata iz bırakmanın yanı sıra birçok hayata da iz bırakmayı başarmış ilham veren birisiniz. Bugünden geçmişe baktığınızda sizin hayatınızda hangi an veya anlar iz bıraktı?
Çok güzel, mutlu bir çocukluk dönemi geçirdim. Küçükken oynadığımız oyunlar gelecekte seçeceğimiz mesleğe dair bize ipuçları veriyor aslında. İki kardeşimle birlikte hep ‘öğretmencilik’ oynardık. Bugünlere gelmem bir çocuk hayaliyle başlamış oldu. ‘Ben bir öğretmenim’ derken bile çok büyük onur ve gurur duyuyorum. Hayal edin, bir köy okuluna atanıyorum tek başımayım ve bir kadınım. Ne yapabilirim? Müdür de, öğretmen de, memur da, hizmetli de benim okulda.
Üzerimde ciddi bir sorumluluk var. Herkesin ilkel ve imkansız dediği bir ortamda bir ışık saçmak, bir değişim, dönüşüm süreci başlatmak istiyorum ve dört sınıf bir arada eğitim vermek için mücadele edeceğim. İletişim becerilerimi ve sosyal girişimcilik ruhumu harekete geçirdiğim an, tam da o andır. Okula giderken o yolun patikalığı, uzaklığı, kuş sesleri beni köy okulu öğretmenliği ile yüzleştirmişti. İlerde dalgalanan bir bayrak gördüm ve sevgiyle bakan, merakla coşkuyla ‘Yaşasın, köyümüze öğretmen gelmiş!’ diye cıvıldayan çocukları gördüğüm an, benim kendimi eğitime adadığım andır. O an öyle bir andı ki, beni öyle bir harekete geçirmişti ki, sonraki on yıl içinde yaptıklarıma bazen kendim bile inanmakta zorluk çektim.
‘Bir Dilek Yetmez’ mutlaka okunması gereken ve sayfalarından umut taşan bir kitap. Okuyucular, kitaba başlamadan önce sizden mutlaka neyi duymalı?
Nerdeyse beş yıl üzerinde çalıştığım ve sindire sindire yazdığım ‘Bir Dilek Yetmez’, bir köy okulu öğretmeninin umudunu ve yaptığı işe inancını hiç kaybetmeden, kültürü nasıl yakından tanıyıp ihtiyaçları nasıl belirlediğini, sorunlara nasıl çözümler ürettiğini ve köy okulu öğretmenliğinden küresel öğretmenliğe uzanan yolculuğunu tüm içtenliği ile anlattığı yaşanmış gerçek bir değişim hikayesidir. Okuyucu kitaptaki yaşanmış öykülerde lego parçaları misali her şeyin tek tek nasıl yerine oturduğuna şahit olacak, her hikayeyi gözünde canlandırarak benimle birlikte yaşayacak. En önemlisi, ‘durumdan vazife çıkarmak’ eyleminin hakkını vererek hissedecek. Hem okul ve çocuklar hem de köy halkı için nasıl bir yoktan var etme mücadelesi verdiğimi zaman zaman duygulanarak, bazen şaşırarak bazen de gülerek okuyacaklar. Bu kitabı sadece eğitim camiasına değil, toplumun her kesimine ilham vermeyi amaçlayarak yazdım.
Samsun Kumköy’den Londra’ya uzanan ilham veren yolculukta Dilek Livaneli neler yaşadı?
Ah, neler yaşamadı ki... Kitapta ilmek ilmek ördüğüm, ilk günden bugüne kadar başımdan geçen tüm olayları en ince ayrıntısına kadar içtenlikle anlattım. Tutku, umut ve inançla devam ettiğim öğretmenlik yolculuğumda karşılaştığım tüm zorluklara rağmen yapmak istediklerim için asla vazgeçmedim. Gülümseyerek ve umut dağıtarak yoluma devam ettim. Özellikle kırsal bölgede bir değişim, dönüşüm ve gelişim süreci başlatmak ve buna liderlik edebilmek bana cesaret verdi. Sadece öğrencilerim için değil, onların aileleri ve köy halkı için yaptığım çalışmalardan ve köy kadınlarının sosyal, kültürel ve ekonomi alanında gelişimlerine yönelik yaptığım rehberlik ve liderlikten dolayı Avrupa Parlamentosu Uluslararası Lider Kadın Ödülü’ne sahip olmam umutsuzluğu yok saymamın sonuçları aslında.
Geçmişten bugüne kazandığınız başarılar, yaptıklarınız ve projeleriniz geleceğin teminatı. Bugün neler yapıyorsunuz ve gelecekte nasıl sonuçları olacağını öngörüyorsunuz?
Türkiye’de on altı yıl boyunca köy okulu öğretmenliği yaptım. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yılın öğretmeni seçildim. Kırsal bölgede kalkınma süreci başlattım ve ‘Eğitim-Öğretim-Üretim’ felsefesiyle bir model oluşturdum. 2015 yılında ‘Eğitim Nobeli’ olan Global Teacher Prize’a aday gösterilen ve dünyanın en iyi öğretmenleri listesine adını yazdıran ilk Türk öğretmen oldum ve ‘Eğitim Elçisi’ seçildim. İngiltere’de iki farklı alanda eğitim bursu kazandım.
Şimdi de Londra’da doksan farklı milletten çocuğun eğitim gördüğü International School of London’da öğretmenlik mesleğimi devam ettiriyorum. Dünya çocuklarıyla çalışmamın yanı sıra Avrupa’daki Türk çocuklarına yönelik Türkçe Anadil Eğitim Programı geliştirdim ve Unesco ile çalışmalarımı sürdürüyorum. Yanı sıra kendi Türkçe drama atölyemi kurdum. Dünya Öğretmen Statüsü endeksinde de aktif olarak yer alıyorum. Tüm bunları yaşarken Türkiye’deki öğretmen adaylarına yönelik “Bir Dilek Yetmez” hareketi başlattım ve şehir şehir gezip eğitim fakültelerine gönüllü olarak motivasyon eğitimleri vermeye başladım. Son beş yıl içinde 15 binden fazla öğretmen adayına ulaştım. Köy okulu öğretmenlerine gönüllü olarak mentörlük yapmaya da devam ediyorum. Çünkü ben biliyorum ki her şeyin daha iyisi vardır ve buna ulaşmak için çalışmak gerekir. Yakın gelecekte Dilek Öğretmenlerin çoğalacağına inancım sonsuz.