Erkekler mutfakta kadınlar maçta
Tıpkı, ‘Kadınlar futboldan anlamaz’ ya da ‘Evde yemeği erkek yapmaz’ gibi...
Yemek de
yaparım,
futbol da
konuşurum
/ Birsu Eren
Artık bir marka haline gelen spor
programı Maraton’u; Mustafa
Denizli, Şansal Büyüka ve derbi
haftalarında dünyaca ünlü hakem
Markus Merk ile birlikte sunuyor.
Aslında Bilkent Üniversitesi Tiyatro
Bölümü mezunu. Bir süre Devlet
Tiyatrosu’nda çalışmış, ardından
TRT’de spor programı yapmaya
başlamış. Altı aydır da, büyük bir
‘maraton’da! Ayrıca yine Lig TV’de,
Depar adlı programı sunuyor.
Futbola olan ilgisi ise, çocukluk
yıllarına kadar gidiyor.
“Çocukluğumdan beri, kadınlar
da dahil, çevremdeki tüm insanlar
futbolla çok ilgiliydi. Ama asıl
ilgim, Galatasaray’ın UEFA
kupasını almasıyla başladı. O
maçtan sonra, ben de daha fazla
futbolsever oldum. ‘Spordan ne
kadar anlıyorsunuz?’ diyorlar
bazen. Öyle bakarsak, haber
spikerleri için de, bahsettikleri
haberden ne kadar anlıyor demek
gerekir. Üstelik, pek çok kadın artık
futboldan gayet iyi anlıyor. Yemek
yapmakta mı başarılısın, futbol
muhabbetinde mi derseniz, ikisinde
de gayet iyiyim... Ama haddimi de
bilirim! Futbolla hiç ilginiz yok ama
bir şekilde ucundan, köşesinden
bulaşmak istiyorsunuz... O halde,
çok iyi bir karşılaşma izleyin!
Özellikle, bir Barcelona-Real
Madrid maçı tavsiye ederim. Bazen
öyle maçlar görüyoruz ki, ‘Bu mu
futbol’ diyoruz. Kötü bir maçla
başlarsanız keyif almazsınız ve
devamı gelmeyebilir. Laf aramızda,
tüm bu futbol aşkıma rağmen yine
de, futbol bana alışverişten daha
çok zevk veriyor diyemem.”
Evde
yemeği
hep ben
yaparım
/ Mehmet Özer
“Yemek yapmak benim için
kesinlikle bir tutku” diyor! Hayatta
kendini en özgür ve mutlu hissettiği
yerin ise, ocağın başı olduğunu
söyüyor! Bizim ‘Tülin Şahin’in eşi’
olarak tanıdığımız halkla ilişkiler
uzmanı Mehmet Özer, şu sıralar
Show TV’de Hayatın Tadı isimli
program ile karşımıza çıkıyor.
Aslında otelcilik eğitimi almış.
Yedi sene The Marmara otelinde
ziyafet koordinatörlüğü yapmış.
Yemeğe olan ilgisi ise kendini bildi
bileli zaten hep varmış. Henüz
12-13 yaşlarındayken, annesinin
arkadaşlarına parmak ısırtacak
kekler, pastalar yaparmış…
“Devamlı yeni tarifl er deniyorum,
değişik lokantalara gidiyorum,
dünyaca ünlü şefl erin kitaplarını
okuyorum. Yemek, artık hobinin
ötesine geçmiş bir durum benim
için. Düşünün, her gün iki, üç
tane yeni tarif deniyorum. Yemek
yaparken hissettiğim duygu
kesinlikle, adrenalin! Resmen
heyecanlanıyorum. Evde de
yemekleri hep ben yapıyorum zaten.
Tülin’le 10 senedir birlikteyiz ve
hiç yemek yapmadı. Bu öyle bir
durum ki, misafirliğe gittiğimizde
bile yemekleri bana yaptırıyorlar.
Kadınlar mı mutfakta iyi, erkekler
mi bilemiyorum, çünkü asıl önemli
olanın ‘el lezzeti’ denilen şey
olduğuna inanıyorum. Mutfağın
kadınların alanı olduğunu da hiç
düşünmedim. Yemek yapmak
dışındaki bütün zevklerim zaten
gereğinden fazla erkeksi! Örneğin,
sıkı bir futbol fanatiğiyim. Yemek
haricinde haftanın yedi günü, günde
altı saat maç izleyebiliyorum. Hatta
ikinci lig maçları olsa bile…”
Dizi değil,
maç
ve spor
programı
izliyorum
/ Merve Toy
Spor takipçilerinin yakından tanıdığı
isimlerden Merve Toy, şu anda
Show TV’de spor haberlerini, Lig
TV’de Günaydın Futbol ve Günün
Sonu programlarını ve SporMax
kanalında basketbol maçlarını
sunuyor. Marmara Üniversitesi
Radyo Televizyon Bölümü mezunu.
Show TV’de, spor bölümünde, önce
iki sene boyunca tüm kamera arkası
işleri öğrenmiş... Altı senedir de
ekran önünde!
“Açıkçası, ofsayt nedir, ben de spor
bölümünde çalışmaya başlayınca
öğrendim. Erkek arkadaşlarımla bir
araya geldiğimde ise, konunun bir
şekilde futbola gelmesi, kaçınılmaz
bir son! Zaten beni ya forma ya
bilet için arıyorlar genellikle. Erkek
alanına müdahale etmek, kesinlikle
tatmin edici bir duygu. İşim gereği
elbette bütün maçları izliyorum.
Ama dizi mi? Asla! İşin aslı, buna
fırsatım da olmuyor.
Bu sene neler mi olacak?
Taraftarının ve tüm Türkiye’nin
hayranlıkla izlediği oyuncuları
getirdiği için Beşiktaş transfer
anlamında en başarılı takımdı. Ama
ben Trabzonspor’un şampiyon
olacağını, Fenerbahçe’nin ikinci
olacağını, iki takım arasında gidip
geleceğimizi, Bursaspor’un da
UEFA’ya gideceğini düşünüyorum”
Her gün yemek
yaparım,
nadiren maç
izlerim
/ Murat Bozok
İşletme eğitimi almış fakat
Amerika’ya aşçılık okumaya
giderek, hayatındaki rakamları;
un, su, şekerle yer değiştirmiş.
Farklı ülkelerde Michelin yıldızlı
mekanlarda en iyi şeflerle birlikte
çalıştıktan sonra, Türkiye’ye dönerek
ortağı Ali Selçuk ile Mimolett’i
açmış. Bir yandan da “Ben kendime
örnek alacak yazılar bulamıyordum,
bari birileri için yönlendirici olayım”
diyerek bir blog açmış. Bu yazıları
zaman zaman Sofra dergisinde de
yayınlanıyor. Şefimiz, aynı zamanda,
Milliyet Cadde’de yazıyor. Yakında
bir de kitap çıkarmayı planlıyor.
“Türk kültüründe, evde mutfakta
kadınların dominant olduğu bir
gerçek. Profesyonel alanda ise
erkekler ağır basıyor. Gerçi bu
denge, son 10 yılda değişti. Açılan
aşçılık okulları, televizyonlardaki
yemek programları ve aşçılığın
giderek yükselen bir değer olması
bunu hızlandırıyor.
Ve biliyorsunuz ki, erkekler sahip
oldukları her şeyi, hoşlandıkları bir
kadını etkilemek için kullanabilirler.
Ben de yemek yapabilme
kabiliyetimi bu alanda bir silah
olarak kullanmadım dersem, yalan
söylemiş olurum. Birini etkilemek
istiyorsunuz ya da aniden bir
misafiriniz geldi diyelim. Hızlı,
pratik ve güzel bir yemek yapmak
istiyorsanız, Mimolett’te imza
yemeğimiz olan kaz ciğerini tavsiye
ediyorum. Tedarik edebileceğiniz
yerler de gün geçtikçe artıyor.
Pişirmesi oldukça kolay. İyi bir
kaz ciğerinden etkilenmeyecek kişi
tanımıyorum. Futbola gelince…
Aramın çok da iyi olduğunu
söyleyemem. Çok nadir maç izlerim.
Yemek yapmayı tercih ediyorum.”Yemek
yapmak
benim için
terapi / Arda Türkmen
Hatırlıyorsunuzdur, Issız
Adam filminden sonra en çok
konuştuğumuz konulardan biri,
yemek yapan erkekler ve Leblon
olmuştu! Mekanın sahibi Arda
Türkmen’i de işte o zaman tanıdık.
Şimdiyse, CNN Türk’te Arda’nın
Mutfağı isimli programda izliyoruz.
Türkmen, aslında yurt dışına giderek
aşçılık eğitimi almak istemiş ama
ailesi izin vermeyince, işletme
bölümünde okumuş. Ancak Roka
isimli catering şirketini kurarak ve
ardından da restoran açarak, yemek
işine bir şekilde bulaşmış.
“Evde yemeği anneler yaptığı için,
yemek dendiği zaman kadınlar
bir adım öne çıkıyor. Fakat
Osmanlı’dan beri aslında aşçılık,
erkek mesleğidir. Çünkü ağır
çalışma şartları söz konusu. Günde
8-10 saatten aşağı çalışmıyorsunuz.
Ciddi bir fi ziksel efor gerekiyor.
Ben de yemek yapmayı ve misafi r
ağırlamayı gerçekten çok seviyorum.
Öyle ki, elimi kese biçe öğrendim
çoğu yemeği. Bu iş beni müthiş
rahatlatıyor ve mutlu ediyor; ne
stresim kalıyor ne de kaygım! Benim
için ciddi bir terapi diyebilirim. Aynı
zamanda çok da eğlenceli. İyi yemek
yapmak biraz içten geliyor ama ben
çok okuyorum ve araştırıyorum.”
Kocanızın
eşi sizsiniz,
metresi
tuttuğu takım
/ Ebru Gürsoy
Aslında 10 senedir ekranlarda! Hal
böyle olunca, ne zaman rastlasak,
“Ben bu kızı nereden tanıyorum”
diyoruz! Marmara Üniversitesi
İletişim Fakültesi Radyo Televizyon
ve Sinema Bölümü mezunu. Basın
mecrasına, bir döneme damgasını
vuran Arena programıyla adım
atmış. Ardından, hava durumundan
magazine, sağlıktan emlağa, sabah
haberlerinden kültür sanata pek
çok program sunmuş. Bir cebine
de oyunculuk yeteneğini koymuş;
Kampüsistan ve Sensiz Olmuyor
dizilerinde rol almış. Şimdi, beş aydır
Lig TV’de! Ana haberleri ve SporMax
kanalında basketbol maçlarını
sunuyor.
“Futbol ekranında erkek hegemonyası
bozuldu uzun zamandır. Bu alanda,
bayrağı bizden önce taşıyanlar
sayesinde, erkekler tarafından daha
kolay kabul edildik. ‘Bunlar da bir şey
bilmiyor canım!’ şeklindeki önyargı,
eskisi gibi sert değil. Futbolun içine
düşünce zaten anlamak zorunda
kalıyorsunuz, anlamaya başlayınca
da seviyorsunuz. Sevdikçe daha iyi
anlıyorsunuz. Bu böyle gelişerek ve
değişerek devam ediyor.
Ben özellikle maç izlemeyi çok
seviyorum. Aslında sadece taraftarken,
daha çok maç izlemeye giderdim.
Tribün virüsü içinize girince ona
engel olamıyorsunuz. Artık daha çok
ekrandan izleyebiliyorum gerçi ama
Galatasaraylıyım ve yeni stat açılınca
mutlaka maça gideceğim. Sporla bu
kadar iç içe olmaya başladığımdan
beri, ‘Senin evinde maç izlemek çok
keyifl i’ şeklinde iltifatlar alır oldum.
Bu durum, erkek arkadaşımın
da elbette hoşuna gidiyor. Benim
kadınlara tavsiyem, futbolu anlamaya
çalışsınlar. Sonuçta bu bir avantaj.
Yapacak bir şey yok; sonuçta
kocanızın eşi sizsiniz ama metresi
tuttuğu futbol takımı!”