Farklı ve güzel: Burcu Özberk
Farklı havası ve güzel enerjisiyle dikkatleri çeken 26 yaşındaki Burcu Özberk, “Önemli olan içinizdeki enerjiyi yansıtabilmek” diyor.
Röportaj: Gülru İncu
Fotoğraf: Emrey Özcan
‘Güneşin Kızları’ dizisi hem konusu hem de genç ve yetenekli oyuncularıyla izleyicileri ‘çarpma’yı başardı. ‘Muhteşem Yüzyıl’ ile tanıştığımız, ‘Güneşin Kızları’ ile yakınlaştığımız, zamanla iyice ısındığımız Burcu Özberk de özellikle genç izleyici kitlenin hayranlığını fazlasıyla kazanmış durumda.
Tiyatro eğitimi aldıktan sonra dizi furyasının albenili dünyasına kapılan genç oyuncuların sayısı çığ gibi artıyor ve aslına bakarsanız çoğu, başarılı projelerde gelecek vaat edecek kadar azimli, üstelik dizi setiyle tiyatro sahnesini aynı anda sürdürmeleri en basit anlatımıyla hayranlık uyandırıcı. Son dönemin sevilen oyuncularından Burcu Özberk, akademi çevrelerinin bu duruma hiç sıcak bakmadığını söylerken haklı oldukları çok nokta olduğunu da belirtmeden geçmiyor. Özberk’le ilk kez ‘Muhteşem Yüzyıl’da Huricihan Sultan’ı oynarken tanıştık ama asıl çıkışını ‘Güneşin Kızları’ndaki Nazlı karakteriyle yaptı. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde son sınıf öğrencisi olan Burcu Özberk gümüş ekranın alaylı değil okullu gençlerinden. Diziden arta kalan kısıtlı zamanında Erdal Beşikçioğlu’nun Tatbikat Sahnesi’nde ‘Marquis de Sade Quills’ ve ‘Woyzeck Masalı’ gibi oyunlarda da oynadı. Peki o kendini nasıl anlatıyor? İşte kendi sözleriyle oyunculuk macerası, aşk, güzellik, bakım ve ötesi…
Oyunculuk nasıl başladı?
8-9 yaşlarındayken ablamla beraber evimizin otoparkında kendi kendimize oyunlar oynardık, sonraları bunlar skeçler halini aldı. Mahallede tanıdığımız herkesi toplamaya başladık seyirci olsun diye. Böylece oyun oynama içgüdüsünü daha da ileriye götürdük. Oyunculuğu sevdiğimi ablamla oynadığım bu oyunlarda keşfettim.
‘Güneşin Kızları’na nasıl dahil oldunuz?
‘Muhteşem Yüzyıl’da oynadıktan sonra okulu bitirmek ve bu arada da tiyatro sahnesine çıkmak istedim. Her şeye ara verdim o sırada, birkaç tane de proje vardı, bu hikaye çok ilgimi çekti, özellikle Nazlı karakteri. Seçmelere katıldım ve diziye dahil oldum.
Oyunculuğun en sevdiğiniz yanı ne?
Oyunculuk hiç bitmiyor, sonsuza kadar devam eden bir şey. Çok mutsuz ettiği anlar oluyor. Tamamen duygularımızla var oluyoruz. Aynı zamanda beynini çok iyi kullanman, gözlem yapman, bunların hepsini de bir araya getirmen gerekiyor. Hiç bitmeyen bir tutku, çünkü çok özgürsün.
Oyunculuk için nelerden ilham alıyorsunuz?
Kendimde keşfettiğim yeni yönler, yeni duygular, kazandığım tecrübeler beni başka bir noktaya taşıyor. Birçok şeyden ilham alıyorsun. Mesela sahneye çıkmak çok geliştiriyor beni. Çünkü sahnede olduğun zaman canlısın. Bir seyircinin nefesini hissediyorsun. Birçok şey değiştiriyor, geliştiriyor seni ama en önemlisi sahnede olmak. Çünkü sahnede olduğun zaman kaçamıyorsun. Çıplaksın.
Akademik eğitimin oyunculuğuna katkıları neler sizce?
Çok fazla oyun oynadığın zaman hayatı bambaşka algılıyorsun. Bir oyunun dramaturjisini çıkarmak, karaktere bürünmek, o karakterden uzaklaşmak, o karaktere üçüncü bir kişi olarak bakmak çok zor. Bunları yaptıkça da insanın birçok yönü gelişiyor. Bunu geliştirdiğinde sahneye yansıyor. Çünkü ne kadar çok rol çalışırsan o kadar çok insan tanıyorsun. O rolleri çalışmak için de öyle insanları gözlemlemen, okuman, izlemen bunun bir şekilde matematiğini çıkartman gerekiyor. Oyunculuk aslında matematik işi. Bedenin aynı zamanda ruhunla birleşmesi gerekiyor, bunu yansıtmak gerekiyor.
Makyajla aranız nasıl? set dışında makyaj yapmayı seviyor musunuz?Eskişehir’de küçük bir yerde yaşıyordum. Sonra direkt okula başladım. Saçımda bir topuz, at kuyruğu… Derslerimiz çok yoğun geçtiği için makyajla falan uğraşmaya pek vaktimiz yoktu ama lise dönemimde çok komiktim. Kimliğimdeki fotoğrafa inanamıyorum mesela; allıklar, pembe ruj falan… Herkesin olduğu gibi benim de kokoş diye tabir ettiğimiz bir dönemim olmuş. Şimdi sette o kadar uzun süre makyajla kalıyorum ki diğer günler de makyaj yapınca cildim nefes almıyor gibi hissediyorum.
Makyaj yaptığınızda hangi renkleri tercih ediyorsunuz?
Daha çok kiremit rengini, kahve tonlarını tercih ediyorum. Pembelerle çok aram yok. Daha vamp şeyleri seviyorum, böyle eski Fransız kadınları gibi… Hafif bir gölge, hafif maskara, belki göz kalemi. Kiremit ya da kahve tonlarında bir ruj.
Özellikle tercih ettiğiniz markalar var mı?
En son Bobbi Brown’dan alışveriş yaptım ve çok memnun kaldım. Chanel, Mac, Clinic, The Body Shop da sevdiğim markalar arasında.
‘Güneşin Kızları’na dönecek olursak, nazlı ile benzer yanlarınız olduğunu düşünüyor musunuz?
Oynadığımız karakterle bir şekilde ortak nokta bulamıyorsak tutunamıyoruz. Nazlı Dürüst, dürtüleri kuvvetli bir kız ve kafasına koyduğunu yapıyor. O da benim gibi; net. Haldur huldur giriyor meseleye. Çünkü hissettiğini karşısındaki insana hemen ifade etmek istiyor.
Aşk ne ifade ediyor?
Aşk yenilik demek. Bir kurtuluş. Her şeyde aşk olmalı. Derler ya hani ‘Yemeği nasıl yaptın?’ diye. Aşkla yaparsan bambaşka olur. Dünyayı kurtaracak olan şeydir aşk.
Aşık olunca nasıl bir kadına dönüşüyorsunuz?
Aşkı çok yaşadığımı söyleyemem. Küçükken hepimiz aşık olmuşuzdur tabii. Büyüdüğümüz zaman daha platonik aşklar yaşadık. Ayaklarım hep yere sağlam basar. Aşık olduğumu hissettiğimde bile gardımı düşüremiyorum. Uyandığımda saçma sapan gülümsüyorum, çünkü hayatında yeni bir şey oluyor ve ona sahip olmak istiyorum. Onun enerjisiyle, yoğunluğuyla tüm günün geçiyor ve hayal kurmaya başlıyorum. Kendi mesleğimden kaynaklanan şeyler var; kafanda hikaye yaratıyorsun ister istemez.
Bir erkeği sizin için çekici kılan özellikler neler?
Zeka ve başarı. Hangi mesleği yaparsa yapsın işini tutkuyla yapan bir adama aşık olabilirim ya da sahnede gördüğüm zaman ayakları yere sağlam basıyorsa, ne istediğini biliyorsa. Yoldan geçen yakışıklı birine hiç sırf yakışıklı olduğu için ilgi duymamışımdır mesela. Beni düşünmeye iten insanlara ilgi duyuyorum genelde.
Günlük giyim tarzınızı nasıl tarif edersiniz?
Genelde sete gittiğim için spor giyinmeyi tercih ediyorum. Dışarıya çıkarken birçok parçayı bir araya getirmeyi seviyorum. Şort, etek, uzun hırkalar, gömlekler... Bence kusursuz bir stilin en büyük anahtarı da bu, insan kendini nasıl hissediyorsa öyle giyinmeli. O zaman enerjiniz dışarı yansıyor ve insanlar da seni öyle görmeye başlıyor.
Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?
Dürüst bir insanım. Sıcakkanlıyım. Dürüstlük olduğu kadar biraz patavatsızlık da var tabii. Kin tutmam. Çabuk parlarım ama çabuk unuturum. Beni rahatsız eden bir şeye hemen tepki gösteririm.
Takıntılarınız var mı?
Evet, olmaz mı? Mesleğimle ilgili her şeyin kafamda oturması gerekiyor. Her şeyi algılamam gerekiyor. Algılamadığım şeyleri anlamıyorum ve reddediyorum.
Peki, takıntılı olduğunuz objeler ya da markalar…
Tek kelimeyle ayakkabı diyebilirim. Şu an sınırsız sayıda ayakkabı istiyorum mesela. Her model olabilir, botlar, çizmeler… 1001 tane siyah elbisem de olabilir, hiç mahsuru yok ama hepsinin küçük küçük farklı detayları olmalı. Louboutin’e de kesinlikle tutkunum.
Aşılmasını istemediğiniz sınırlar, tahammül edemediğiniz durumlar neler?Bana müdahale edilmesini pek sevmem. Yay burcuyum. Yay burcu kadını da hakikaten özgürlüğüne düşkündür. Sınırlarım nettir. Birinin beni aşması için önce bana ulaşması lazım. Çok netim bu konuda.
Duygusal mısınız yoksa mantığınız mı önce gelir?
Göstermeyi sevmiyorum ama evet, duygusalım.
Güzel kadın kimdir size göre?
Güzellik gözdeki pırıltıdır. Yüzünde gülümseme olan insanların hepsi bana güzel geliyor. İçindeki enerjiyi yansıtan herkes güzel. Kendine güvenen kadın bambaşka duruyor. Sadece bir tişört, pantolon giymiş olsa bile döndürüp baktırıyor. Kendinden o kadar emin ki, gülümseyerek yürüyor adeta. İçindeki iyiliği yansıtan insanlar da favorim bu arada.
Sette makyajla geçen uzun saatlerin ardından cildinize özel bir bakım yapıyor musunuz?
En önemlisi cilt temizliği. Cilt yapıma uygun doğru temizleyici, tonik ve nemlendirici yetiyor. Zaten ekstra cilt bakımına gidecek zaman kalmıyor. Haftada bir gün izinliysem o gün uyuyorum veya gerçekten halletmem gereken işleri hallediyorum ya da masaja gidiyorum.
Peki ya saç bakımı, saçlarınız gerçekten parlak ve bakımlı görünüyor.
2-3 ayda bir kestirmeye özen gösteriyorum. Gerçekten kestirdikçe hem yenileniyor hem hacmi artıyor, daha güzel uzamaya başlıyor. En önemli adım kesim yani. Onun haricinde özel bakımlar yapmıyorum. Yıkıyorum, krem yapıyorum. Yurt dışından argan yağı ve maskesi getirttim bir de.
Parfüm alırken hangi kokuları tercih ediyorsunuz?
Temizlik kokusunu çok seviyorum. Yürüdüğün zaman ardında iz bırakan kokuları değil de sürdüğüm kokunun sanki benim tenimin kokusuymuş gibi durmasını seviyorum. Chloe’nin parfümlerini seviyorum mesela.
Son olarak, mesleğinizle ilgili aldığınız en büyük tavsiye ne?Dürüst olmalı, yaptığın işe inanmalısın. Okuduğuna inanman, inandığında da doğru ifade etmen lazım. ‘Ben artık oldum’ dememek lazım. Yaptığın işi yüreğinden yap. Nasıl oynasam diye düşünme, bırak kendini. O zaten seni bir yola götürecek. Gözünle, nefesinle, sesinle seyirciye ulaşmalısın ki onu bambaşka bir dünyaya götürebilesin.