Filiz Aygündüz'den yeni kitap ‘Annem Beni Görsün’
Modern derdimiz ‘görülmek’ ve ‘görmek’ üzerine yeni düşüncelere davet eden bir eserin yaratıcısı Filiz Aygündüz ile tanıdık hisler üzerine konuşmanın tam sırası!
Röportaj: Baran Alışkan
Fotoğraf: Ercan Arslan
Yeni kitabınız ‘Annem Beni Görsün’ sayfaları arasında bizi nasıl bir dünya bekliyor?
Çocukluğumuzda ilk bakım verenimiz olan annemiz tarafından dikkate alınmadığımızda, görülmediğimizde ve anlaşılmadığımızda, bu durumun yetişkinlikte bize nasıl büyük sorunlar yaratacağını anlatan ‘görmek’ ve ‘görülmek’ üzerine bir roman. Aşksız ilişkilerin yoğun olduğu günümüzde, birbirine aşkla bağlanan ve yaralarını birlikte tedavi eden Zeynep ve Alp’in hikayesi.
Romanın ve karakterlerin yaratım sürecinde neler yaşadınız?
Sosyal medyada aldığımız like’lar üzerinden moral motivasyonumuzun belirlendiği ve görüldüğümüzü hissettiğimiz günümüzde, görülmemiş olmanın nelere yol açabileceğini anlatmak istedim. Bütün karakterleri de bu istek doğrultusunda kurguladım.
‘Görülme’ arzumuzu nasıl yorumlarsınız?
Psikolojik açıdan sağlıklı bir arzu. Herkes görülmek, fark edilmek, anlaşılmak ister. Bu isteğin tatmin edilmemesinin faturasını yetişkinlikte ödüyoruz. Öte yandan, şirazesinden çıkmış sağlıksız bir görülme isteği de var. Takipçi sayısı düştü diye depresyona girenler oluyor. Dengesini bulmak önemli. Bulamıyorsak da üzerinde çalışmamız gereken hayati bir konu bana kalırsa.
‘Annem Beni Görsün’ kitabınızı bir alıntıyla tanımlamanız gerekseydi, bu cümle hangisi olurdu?
“Birine onu çok sevdiğini söylemekten daha fazla bir görme biçimi var mı?” Görmekten korkmamalıyız, sevdiğimizi söylemekten...