Gülümse, odaklan ve değiştir!
Kendi hayatı da, ‘Türk filmleri’ni aratmayan Aykut Oğut.
Aykut Oğut, aslında bir sinema, tiyatro oyuncusu ve
seslendirme sanatçısı. 1996 yılında mesleğini yapmak üzere,
‘dil bilmeden’ Amerika’ya yerleşmiş. Benzin istasyonlarında
çalışmaktan tutun da bulaşıkçılık yapmaktan, beş parasız
kaldığı için parklarda yatmaktan, kaçak olduğu için sürekli
polisten kaçmaktan depresyona girmiş! Amerikalı yaşam koçu Darel
Rutherford ile tanışınca hayatı değişmiş. Darel’ın yarattığı, ‘Çözüm Olmak’
sistemini öğrendikten sonra, ‘Sır - SECRET’ belgeselinden tanıdığımız
Mike Dooley ile çalışmaya başlamış. Son olarak da bildiklerine Abraham
- Hicks öğretilerini katmış. İki üç yıl gibi kısa bir süre içinde hayatını
komple değiştirmiş ve üç sistemi birleştirip, Esra Banguoğlu ile birlikte
Ay-ra organizasyon altında ‘G.O.D’yi geliştirmiş. Aykut Oğut, bir yandan
oyunculuğa devam etmekte, bir yandan da hayat koçluğu yapmakta.
Yaşadıklarınızın hayatınıza etkileri
neler oldu?
Şimdi geriye dönüp baktığım zaman iyi
ki hepsi başıma gelmiş diyorum; çünkü
benim hikayemi duyanlar, kendilerinin
de becerebileceklerine inanmaya
başladılar.
En dibe vurduğunuz dönemde nasıl bir
çıkış yaptınız?
İlk fark ettiğim, ‘değişmem gerektiği’
oldu. İnanç sistemimi değiştirmek!
O zaman zaten olaylar kendiliğinden
değişmeye başlıyor.
İnsanlara en zor anlarında sorunlarıyla
başa çıkmaları için ne önerirsiniz?
Sorunların aslında birer illüzyon
olduğunu kabul etmeleri gerek. Sonra
kendilerine bir baksınlar. Çözüm odaklı
mı yaşıyorlar, yoksa sorun odaklı mı?
Her zaman bir çözüm vardır; bunu
sakın unutmayın. İlk olarak soruna
gülümseyebilmeniz lazım. Bir an için
bile olsa, “Tamam bu dert başımda ama
neyse daha kötüsü bile olabilirdi yahu, ne
mutlu ki .... şu şu şu hayatımda yolunda
gidiyor” diyebilmek.
G.O.D sisteminden bahseder misiniz?
Benim yarattığım basit bir isimden başka
bir şey değil. Gülümse, odaklan, değiştir
anlamına gelmekte. G.OD sistemi sizin
kapandaki fare gibi aynı tekerleğin
içinde dönüp durmanızı durdurmak için
tasarlanmıştır. Ego oyunu, ilk andan son
ana kadar oyunun içindedir.
G.O.D sistemi kapsamında size
başvuranlarla telefonda görüşmeler
yapıyorsunuz.
Önemli olan birbirimizin yüzünü
görmek değil, ne dediğimizi dinlemek.
Bir ara, ben de yüz yüze seanslar yaptım;
fakat bazı yan etkileri olmadı değil.
Seanslara başlamadan önce
hayli disiplinli bir sözleşmeden
bahsediyorsunuz; bu ne anlama geliyor?
Burada bahsettiğim, kendi üzerinde
çalışma ve günlük hayatını bire bir
gözleme disiplini. Bunu ben öğrencilerim
için yapamam, onlar ancak kendileri için
yapabilirler. Ben en azından benimle
çalışmaya başlayanların bazı kuralları
anlamalarını sağlamak ve egonun
onları kandırabileceği kaçış yollarını
engellemek açısından bu kuralları
uyguluyorum.
Kişisel gelişim konusunda şöyle bir yanlış
anlaşılma var, kişisel gelişim hafta sonu
konken partisi gibi yapılmaz. Eğlenceli
olmaz demek istemiyorum. Aksine süper
eğlenceli olmasından yanayım. Sadece
haftanın bir günü kendi üzerinizde
çalışıp, altı günü eski hayatınızın aynısını
yaşayarak bu işi beceremezsiniz.
Seanslar ne kadar sürüyor? Neler
yapılıyor?
Seanslar haftada bir, bir saat şeklinde
yapılıyor. Yaptığım sadece benimle çalışan
insanlara, yaşadıkları sorunlar ile ilgili
değişik bir bakış açısı sunmak. Kiralık
kavramlar dediğim bir şey var; bizim
hayatımızı yöneten ve başkalarından
ödünç aldığımız kavramlar. Bunları
sorgulamadan hayatımıza aldığımız için
sorunlar yaşıyoruz zaten; işte biz bunları
sorgulamaya başlıyoruz. Çok basit bir
örnekle açıklayayım.
“Seni seviyorum” ne demek?
Hepimizin her zaman kullandığı bir
kavram. Ama ne anlama geliyor?
Henüz bir defada açıklayabilen olmadı.
Her öğrencim, “Aaa, yani şey işte, ya
işte seni seviyorum” gibi cümleler
kurup durdular. Kullandığınız bir
kavram var, buna göre hareketlerinizi
belirliyorsunuz ama daha ne demek
olduğunu bile bilmiyorsunuz. Daha
kötüsü sonradan kalkıp, “Beni sevmiyor
işte” diyebiliyorsunuz. İyi, güzel de,
daha ‘seviyorum’ kavramının ne demek
olduğunu açıklayamadınız ki, sevilip
sevilmediğinize karar verebilesiniz.
Bu seansları uygulayan kişiler,
kendilerindeki gelişimleri ne kadar
sürede fark edebiliyorlar?
Tamamen kişiye göre değişiyor. 3 haftada
harika sonuç alanlar var, 6 ayda sonuç
alanlar var. Olay tamamen, ne kadar bu işi
derine götürmek istediğinizle orantılı.
İlişkiler workshop’u da düzenliyorsunuz.
Eşlere faydası ne oluyor bu çalışmanın?
İlişkiler üzerine yaptığımız çalışmalar
kesinlikle, ‘evlilikleri düzeltme’ çalışmaları
değil. Seminerlerimize gelen öğrencilerden
bazıları boşanmaya karar verdi, bence
harika. Demek ki zaten yolunda gitmeyen
bir ilişkiyi bitirmeye karar vermişler. Aynı
şekilde boşanmak üzere olan bazı çiftler olaya farklı bakmayı öğrendi ve şu anda
harika evlilikleri var. Olay iki yöne de
gidebilir. İlişki dediğimiz olayı sadece karıkoca
ilişkisi olarak sınırlamamak lazım. İki
insanın bir araya geldiğinde oluşturduğu
dinamiğe ilişki diyoruz. Kardeşinizle sorun
yaşıyorsanız bu da ilişki çalışmasının bir
parçası.