İddiası sadeliği: Çağla Şikel

Hayata aşkla bağlı, pozitif bakan, enerjisiyle büyüleyen bir kadın... Çağla Şıkel sadece modelliği, sunuculuğu, oyunculuğu ile değil, stiliyle de her zaman göz dolduruyor.

İddiası sadeliği: Çağla Şikel

Röportaj: Aslıhan Sever
Fotoğraf: Serhat Hayri

BAŞARILI BİR KARİYERI OLAN, STİL SAHİBİ BİR ANNE!
Çağla Şıkel’i aslında hepimiz tabii ki gayet iyi biliyoruz. Ancak gerçekten tanıdıktan sonra, yani enerjisiyle karşı karşıya geldiğiniz zaman, neden bu kadar sevildiğini daha iyi anlıyor insan. Bu enerjinin kaynağı, kendisinin de söylediği gibi hayata pozitif bakması aslında. Enerjisiyle devleşen bir kadın o. Dolayısıyla zarafeti ve şıklığı da bu enerjinin gücünü gösterir nitelikte!

Yoğun bir dönemdesiniz. Televizyon programı, çocuklar, çekimler… Hiç nefes alacak vaktiniz oluyor mu?
Haftanın üç günü ‘Kız Tarafı Erkek Tarafı’ çekimleri var. Onun dışında defileler, çekimler oluyor. Gerçekten yoğun bir dönem… Ama işlerim bittiği gibi çocuklarımla plan yapıyorum. Onlarla geçirdiğim her an benim için çok önemli; onların büyümesini kaçırmak istemiyorum. Kalan vaktimde de spor yapıyorum. Tüm bunları severek ve aşkla yapıyorum dolayısıyla yorgunluk hissetmiyorum.

Sıradan bir gün sizin için nasıl başlar? Nasıl ilerler?
Haftanın hemen her günü erken saatlerde uyanıyorum. Eğer çekimim yoksa sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlıyorum. Gün içinde keyif aldığım şeyleri yapmayı tercih ediyorum. Mesela çizim yapıyorum… Asla aksatmamaya çalıştığım günlük sporumu da düzenli olarak yapıyorum. Bakım zamanım gelmişse Ayşegül Saltat ve Altuğ’a ve kuaförüm Cemil İrez’e uğruyorum. Çocuklar okuldan çıkana kadar kendi işlerimi bitiriyorum. Sonrasında tüm günümü çocuklarıma ayırıyorum. Onlarla geçirdiğim zaman en kıymetli zamanlarım. Genelde geç yatmıyorum, oğullarımla aynı saatte yatıp uyuyorum.

Stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Moduma göre değişiyor. Genelde sade parçalarla iddialı kombinler yarattığım bir tarzım var. Biraz rock biraz western havaları esiyor bu aralar bende…

Sizin sözlüğünüzde modanın anlamı nedir?
Belki klasik olacak ama bence moda, insanın kendine yakışanı giymesidir. Moda diye her şeyi birebir kopyalayıp tarzınızla örtüşmeyen giysi ve aksesuarları giyerek taklit etmek moda anlayışına ters düşen bir şey. Ben de modayı yakından takip eden biri olarak, yeni sezon trendlerini, hangi renklerin daha çok tercih edildiğini elimden geldiğince takip ediyorum. Fakat moda diye stilimin dışına çıkan parçaları giymeyi sevmiyorum.

Siz de bir koleksiyon hazırladınız. Nelerden ilham aldınız?
Ben senelerdir kendi kendime bir şeyler çizer, ufak tefek tasarımlar yapardım zaten. Bunun bir koleksiyona dönüşmesi çok da sürpriz olmadı benim için. Çizim yapmak bir terapi gibi, iyi geliyor bana. İlham kaynağım da hayatın kendisi aslında. Gördüklerim, giydiklerim hatta sevdiklerim… O an ne hissediyorsam kağıda onu yansıtıyorum. Koleksiyonum da yaşayan bir koleksiyon oldu. Sanırım sevilmesinin sebeplerinden biri de bu.

Nasıl bir süreç oldu sizin için tasarım aşaması?
Keyifli bir süreçti. Kadın silüetleri uzun zamandır yaptığım çizimlerdi… Çağla X Milla by Trendyol ile yaptığımız ilk koleksiyonda da bu sebeple kadın silüetleri öne çıkıyor. Her birinin içini de ince, zarif, geometrik desenlerle süsledim. Sonrasında aldığımız yorumlar da beni çok mutlu etti. İnsanlar benim bu yönümü bilmedikleri için şaşırdılar ancak tahminimizin üzerinde beğenildi ve ilgi gördü. Bu nedenle yeni projelerimiz hızla devam ediyor. Çok yakında yeni sürprizlerimiz de olacak.

Çağla Şıkel’in tasarımları özellikle kime hitap ediyor?
Tasarımlarımdaki her bir parçayı güçlü, kendine güvenen, iddialı ve dişiliğinin farkında olan kadınlar için tasarladım. Bu yüzden tamamen bu tasarım anlayışını benimseyen, kendine güvenen her kadın koleksiyonumdaki kıyafetleri rahatlıkla taşıyabilir.

Tamamen tasarıma yönelmeyi düşünüyor musunuz?
Bu konu hakkında kesin bir şey söyleyemem, zaman gösterecek. Ancak şundan eminim ki tasarım hayatım boyunca gelişerek ve büyüyerek devam edecek bir şey benim için.

Nasıl bir alışveriş kadınısınız?
Zamansız… Ne zaman nereden alışveriş yapacağım belli olmuyor.

Alışveriş yaparken kendinizi kontrol edebiliyor musunuz?
Evet. Alışveriş yaparken kontrolcüyüm. Giymeyeceğim hiçbir şeyi satın almam mesela. Boşa para harcamaktan hoşlanmam.

Mutlaka her sezon uğramadan geçmediğiniz markalar var mı?
Marka takıntım yok açıkçası. Hoşuma giden parçalar buldukça alıp giyiyorum.

En sık hangi markadan alışveriş yaparsınız?
Ayakkabıda favorilerim her zaman Giuseppe Zanotti ve Christian Louboutin. Balenciaga ve Barbara Bui’nin deri ceketlerini de severek kullanıyorum.

Bir insanı ‘şık’ diye tanımlayabilmeniz için nasıl bir görünüşünün olması lazım?
Başta kendine güvenen bir duruş çok önemli. Ne giyerseniz giyin, taşıyamadığınız sürece asla şık olamazsınız. Ve tabii ki vücudunuzu iyi tanıyor olmanız da bu işin birincil şartı. Vücudunuzdaki kusurları bilmek ve ona uygun giyinmek sizi gecenin en şık kadını yapabilir. Tarzınızdan ödün vermemeli ve sadece moda diye kendinize yakışmayan parçaları asla giymemelisiniz.

Önemli olan stil mi yoksa moda mı?
Bence stil daha önemli… Zaten siz kendi stilinizi oluşturduğunuzda modaya da bir anlamda kendi yorumunuzu katmış oluyorsunuz.

Modayı nereden takip edersiniz?
Kendimi bildim bileli her zaman modayla ilgili ve iç içeyim; yenilikleri, yaklaşımları yakından takip ederim. Tarz olarak beğendiğim, kendi stilime, karakterime, yaşam tarzıma uygun markaları yakın markaja alırım. Bu yüzden moda dendiği zaman tek yönlü bir takipten söz etmenin çok doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum.

Türkiye’deki sokak stilini beğeniyor musunuz?
Güzel bulduğum tarzlar var tabii ama genel olarak giyinmeye cesaretimiz yok bence. Ruhumuzu, kısacası bizi yansıtan parçalardan, ‘Acaba giysem rahatsız olur muyum?’ diyerek vazgeçiyoruz. Seçimlerimizde çoğunlukla özgür değiliz.

Bugüne kadar defilelerinde yürüdüğünüz tasarımcılar içinde çok beğendikleriniz hangileri?
Cengiz Abazoğlu; defilelerinde yürümekten büyük keyif aldığım ve çok sevdiğim bir modacı. Türk tasarımcılara hayranım. Yurt dışına bakma gereği hissettirmeyecek kadar güzel işler yapıyorlar. Raisa&Vanessa, Zeynep Erdoğan ve Selma Çilek de favorilerim arasında.

Bir kadın asla ne giymemeli?
Böyle bir sınırlama koymak çok yanlış olabilir. İçinde rahat ettiğiniz her parçayı rahatlıkla giyebilirsiniz. Sadece dikkat etmeniz gereken vücut ölçülerinize ve vücut yapınıza uygun giyinmek. Proporsiyonunuza uymayan hiçbir şeyi asla giymeyin!

Kendinize neyi yakıştırmıyorsunuz?
Kapri pantolonları sanırım.

Her kadının dolabında olması gereken, hayat kurtaran parça nedir?
Kesinlikle bir jean pantolon ve sade bir tişört! Bunun dışında her kadının dolabında mutlaka siyah bir elbise olmalı. Siyah elbiseler bir kadının kurtarıcı parçası diyebilirim. Ansızın bir davet olduğunda siyah elbise ile hemen hazırlanabilirsiniz.

Formunuzun sırrı ne? Hep inceliğinizi korudunuz…
Çok özel bir sırrım yok aslında. Düzenli bir yaşam tarzım var. Beslenme şeklime dikkat ediyorum, gün içinde öğün atlamamaya çalışıyorum. Tabii genetik olarak şanslı olduğumu da inkar edemem, metabolizmam hızlı çalışıyor. Onun dışında kahvaltıdan sonra mutlaka belli bir süre spor yapıyorum. Hayatımda sporun çok önemli bir yeri var. Sporu aksatmamaya çok özen gösteriyorum. Bol bol su içiyorum. Zaten düzenli beslenme ve sporla formunuzu korumanız mümkün.

Hiç tatlı yemiyor musunuz?
Tatlı yemek alışık olduğum bir şey değil; şeker kullanmadığım için tatlılar bana çok ağır geliyor.

Yemek düzeniniz nasıl? ‘Fiziğim için asla tüketmem’ dediğiniz yiyecekler var mı?
Dengesini kurduğum sürece her şeyi yerim. Kızartma ya da hamur işi zaten pek sevmiyorum ama sevseydim de asla yemem demezdim. Önemli olan vücudunu tanıyarak yediklerinin dengesini kurabilmek diye düşünüyorum.

Aksesuar olarak favori tercihleriniz neler?
Küçük ama pırıltılı kolye ve yüzükler favorilerim. Aksesuar kullanmayı çok seviyorum. Çoğu zaman o gün hissettiğim ruh haline göre kullanacağım takılarımı seçiyorum.

Sizce lüks nedir?
En büyük lüks, sağlık ve başarı. Parayla satın alınamayacak her şey bu hayatta kazandığınız en büyük lüks bence.

Vazgeçilmez makyaj malzemeleriniz neler?
Nuxe cilt nemlendiricim, Benefit allığım ve Nuxe dudak kremim vazgeçilmezlerim.

Favori parfümleriniz neler?
Coco Chanel, Lady Million ve Balenciaga.

Hayatınızın merkezinde ne var?
Oğullarım.

Kendinizde farklı ve iyi bulduğunuz noktalar neler?
Kendimi sevmek, spor yapmak, insanlara, hayata iyilik yapmak, güzel bakmak, hayatı, yaşamayı, insanları sevmek, karşılık beklemeden iyilik yapmak, yardım etmek, güvende hissetmek ve hissettirmek, iyi dostlar, iyi insanlar kazanmak, tanımak ve yüksek enerji.

Hayata hayalperest mi yaklaşırsınız yoksa realist mi bakarsınız?
Hayal kurmaktan hiçbir zaman vazgeçmem ama gerçekleri de asla göz ardı etmem.

Sizce hayattaki rolünüz ne?
Başarılı ve güçlü bir anne olmak.

Sevmediğiniz huylarınız var mı?
Fazla duygusal ve hassasım. Bu durum kendimi yormama sebep olabiliyor.

Aşk hayatınızın neresinde?
Tam ortasında! Çocuklarımla büyük bir aşk yaşıyorum mesela…

Rahatlamak için ne yaparsınız?
Rahatlamak için meditasyon ya da spor yapıyorum.