Mercan tutulması
Pantone, bu yılın rengini living coral yani canlı mercan olarak belirlerken ilkbahar/yaz podyumları sürpriz bir şekilde mercan ve tonlarına boyandı. Biz de trendlerin yeni başrol oyuncusunu, dört moda tasarımcısına sorduk ve oy birliğiyle kabul edildi: Klişe renklerin yörüngesinden çıkan moda, mercan tutulmasında!
Röportaj: Simay Engür
Fotoğraf: Nurdan Usta
Saç: Onur Marangoz
Makyaj: Murat Akbulut
ECE KAVRAN
İtalya’da iç mimarlık eğitimi aldıktan sonra, hayallerini gerçekleştirmek üzere yine İtalya’da moda marka yöneticiliği okudu. Tüm sanat disiplinlerinden beslenerek kurduğu URUN markası ve sadelik felsefesi Ece Kavran’ı apayrı bir noktaya taşıyor.
Mercan ve tonları yaklaşan ilkbahar/yaz sezonunda öne çıkan renklerden. Sizin tüyolarınız neler?
Mercan tonları kontrast renklerle birkaç tonu karıştırarak kullanılabilir. Zenginliği taşıyor bu tonlar!
Moda haftalarında rastladığınız mercan rengi tasarımlardan favoriniz var mı?
Çok detay var ama tasarım demek çok zor. İşim gereği bütünden çok detayları görüyorum sanırım. Maalesef bütünde karışıklık, kaos ve kalabalık var moda dünyasında. Bütünlenmenin ancak seyrelmekle mümkün olduğunu anlayan çok az marka ve tasarımcı var.
2019 İlkbahar/Yaz sezonunun olmazsa olmaz parçası sizce ne?
URUN’un 1072 isimli bir modeli var, iplikten dokutarak özel bir kumaşla yaptığımız üç askılı bir tişört. Ben şimdiden her şeyle giyiyorum.
Tasarımlarınızı tek cümleyle özetleyebilir misiniz?
Sanatı tekrar düşünerek, modayı yeniden tercüme etmek.
Bir markayı marka yapan ana unsur nedir sizce?
Somut olan, üzerinize giydiğiniz, bir araya getirilmiş kumaş parçaları topluluğu ama bir markayı marka yapan işin soyut kısmı aslında. Giydiğinizde size anlattığı, size hissettirdiği, size anlattırdığı ve sizin adınıza başkalarına hissettirdiği...
Markanızın DNA’sı Türk modasına nasıl bir katkı sağlıyor?
URUN Türk modasının alışık olmadığı bir perspektif ve algı ile tasarlıyor. Bu zenginleştirip genişletmez mi sizce?
Sizin tasarımlarınızı giyen bir kadın, sizce kendini nasıl hissediyor olabilir?
Eşsiz, tam ve güçlü yani tam da olduğu gibi! Aslında fark etmediği ama olduğu gibi…
İlk gittiğiniz moda şovu hangisiydi ve size ne hissettirdi?
2010 yılında Pitti Uomo Fuarı’nda, Gareth Pugh dijital bir şov hazırlamıştı. Tavana yansıtılmış görüntüler, müzik, ambiyans hem alternatif bir dünya hissi veriyordu hem de deneyimsel olarak çok bütün ve çok etkileyiciydi.
İlham panonuzda genellikle neler var?
Her zaman müzik, her zaman resim, her zaman mimari, heykel, edebiyat, tiyatro, sanata dair ne varsa her şey. Şu sıralarsa heykel ağırlıkta diyebilirim.
Gelecek planlarınız neler?
URUN bir tasarım evi, dolayısıyla içinde sadece moda olmamalı. Sanata ve tasarıma dair her şeyi barındırma mantığıyla kuruldu 2014’te. Bu yıl itibarıyla içinde başka birçok sanat dalını da barındıracak. Evimiz genişleyecek diyebilirim!
FULYA İLKMEN
Istıtuto Marangonı Milano’da moda tasarımı üzerine yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra F.ILKK markasını kurdu. Şu anda Bebek’te bulunan mağazasında, her daim yaratıcı işlerin peşinde.
Mercan rengi yaklaşan ilkbahar/yaz sezonuyla birlikte yükselişe geçiyor. Sizin tüyolarınız neler?
Bu seneye kadar mercan günlük hayatta çok sık kullanılmayan, daha çok gece elbiselerinde tercih edilen ve genellikle feminen formlarda yorumlanan bir renk olarak algılanıyordu. Bu sene Pantone tarafında living coral’ın yılın rengi seçilmesiyle mercan günlük hayatımıza giriş yaptı. Renk ve desen kullanımında canlı, hareketli, yaşayan tonları tercih eden bir tasarımcı olarak bu durum beni çok heyecanlandırdı. Mercan tonlarını günlük hayatta kullanabilecek, rahat formlarda yorumlamayı tercih ediyorum. Enerjisi bu kadar yüksek bir rengin hayatımıza katacağı canlılığı mutlaka değerlendirmenizi tavsiye ederim. Mercan tonlarını yine enerjisi yüksek renklerle birlikte kullanmaktan çekinmeyin.
Moda haftalarında rastladığınız mercan rengi tasarımlardan favoriniz var mı?
Acne Studios’un mercan rengini 70’li yılların dans temasından ilham alarak ceket-pantolon takımı olarak yorumladığı ve turkuvaz renkli gömlekle tamamladığı tasarımı mercan renginin canlı ve yaşayan enerjisinin en güzel yorumu bana göre.
2019 İlkbahar/Yaz sezonunun olmazsa olmaz parçası sizce ne?
Canlı renklerden oluşan ceket veya yelek pantolon takım, ilkbahar/yaz sezonu için dolabınıza ve günlük hayatınıza renk katması için olmazsa olmaz parçalar.
Tasarımlarınızı tek cümleyle özetleyebilir misiniz?
F.ILKK özgür ruhlu, canlı ve yenilikleri keşfetmeyi seven bir marka.
Hangi noktada moda tasarımcısı olmanın zorlu bir kariyer yolu olduğunu fark ettiniz?
Her zaman yapmak istediğim işin tasarlamak ve üretmek olduğunu bilerek bu yolculuğa başladım. En başından beri markalaşma hedefim olduğu için kendimi her alanda geliştirmem gerektiğini ve bu yolculuğun zorluklarını bilerek adımlarımı attım. Önceliklerimin bilincinde ve planlı bir yapım var fakat bunun yanı sıra tutkularımla hareket eden ve içgüdülerime güvenen biriyim. Bir markanın sağlam bir şekilde kurulması, yönetilmesi ve vizyonunu geliştirmesi için farklı alanlarda deneyimler kazanmanın ve eğitim almanın önemine inanıyorum. Bu yüzden işletme eğitimi aldım, daha sonrasında yüksek lisansımı moda tasarım alanında tamamladım. Kariyerimi markamın her alanına hakim olacak şekilde planladım ve her gün kendim ve markam için araştırmaya, öğrenmeye devam ediyorum.
Markanızın DNA’sı Türk modasına nasıl bir katkı sağlıyor?
F.ILKK markasının hazır giyimde hem günlük kullanım rahatlığını koruyup hem de alışılmış kalıpların dışına çıktığını düşünüyorum. Çizimlerini kendi yaptığım desenler de özgün ve canlı bir dokunuş katıyor.
Sizin tasarımlarınızı giyen bir kadın, sizce kendini nasıl hissediyor?
F.ILKK kadınlarını keşfetmeyi ve yenilikleri seven, kendisini özgürce ifade eden, araştırmacı ve tutkulu olarak tanımlayabilirim. Özellikle kendilerini rahat ve özgün hisseden kadınların F.ILKK tasarımlarını tercih ettiğini düşünüyorum.
İlk gittiğiniz moda şovu hangisiydi ve size ne hissettirdi?
Tekstilci bir aileden geldiğim için küçük yaşlardan beri hem yurt içi hem yurt dışında çok sayıda koleksiyon sunumlarına ve defilelere katılma imkanım oldu. Tek düşündüğüm şey bu büyüleyici atmosferi yaratmak ve sunmak için arka planda aylarca süren hazırlıkların nasıl bir sabır ve emekle yapıldığı oldu. İlk gittiğim diyemeyeceğim ama canlı olarak o deneyimi yaşama imkanımın olmasını çok istediğim şov Hüseyin Çağlayan’ın 2007 İlkbahar/Yaz koleksiyon sunumuydu. Giysilerin tarih boyunca değişimini müthiş bir teknik alt yapıyla sunduğu koleksiyon tamamen modaya bakışımı değiştirdi ve derinleştirdi.
İlham panonuzda genellikle neler var?
Tasarımlarımda genellikle seyahatlerimden ilham alıyorum. Yeni kültürleri görmek, deneyimlemek ve keşfetmek beni ve tasarımlarımı canlı tutuyor. Bu sıralar akışı olan hareketli ve yaşayan formlar ilgimi çekiyor. Farklı dokuların ve renklerin hem uyumu hem de uyumsuzluğunu yakalayarak herkesin kendine dair bir parça bulabileceği tasarımlar üzerine çalışıyorum.
Gelecek planlarınız neler?
Hem fazlasıyla planlı hem de içgüdülerimle hareket eden biri olarak F.ILKK sürprizlere ve yeniliklere açık şekilde araştırmaya, tasarlamaya ve üretmeye devam edecek. Şu an Londra’da yaptığımız bir anlaşma var bir Türk kadın tasarımcı olarak aldığım tepkiler gerçekten gurur verici. Gelecek planlarımda da ulaştığım kanalları artırıp markamı en iyi şekilde geliştirmek ve temsil etmek var.
ZEYNEP KARTAL
İngiltere’de yaşayan tasarımcı, kendisiyle aynı ismi taşıyan markasını 2013 yılında kurdu. Zeynep Kartal, Lady Gaga’nın da aralarında bulunduğu birçok dünya yıldızının tercih ettiği tasarımlara imza atıyor.
Mercan rengi yaklaşan ilkbahar/yaz sezonuyla birlikte yükselişe geçiyor. Sizin tüyolarınız neler?
Pantone tarafından da yılın rengi seçilen living coral renginin benim için anlamı özel… Bu yıl kendi adımı taşıyan mücevher koleksiyonumun kutusunda bu renk tonuna da yer verdim. Mercanın özellikle siyah ve lacivert gibi baskın olarak tanımladığımız renkleri açtığını düşünüyorum. Mercan tonlarını marin temalarla kombinlemenizi tavsiye ederim. Kıyafet seçimlerinde kontrast tonlarla mercan rengini kullanmayı da önerebilirim. Mercanın yansımalı şifon elbiseleri, dore aksesuarlarla harmanlanarak ideal bir görünüm yakalanabilir. Gündelik hayattaysa mercan rengindeki şifon bir gömleği, mavi renkli bir jean’le bütünleştirebilirsiniz. Ayrıca aynı renge sahip mercan tonlarındaki pantolon ve ceket takımlarla beraber beyaz bir tişörtü hiç düşünmeden gardırobunuza eklemenizi de tavsiye ediyorum.
Moda haftalarında rastladığımız mercan rengi tasarımlardan favoriniz var mı?
New York Fashion Week’te Marc Jacobs’ın mercan rengi tasarımlarından favorilerim oldu.
2019 İlkbahar/Yaz sezonunun olmazsa olmaz parçası sizce ne?
Straplez model, etek kısmı anvelop elbiseler.
Tasarımlarınızı tek cümleyle özetleyebilir misiniz?
Her yaştan, her boydan ve her kilodan kadının hayatına bir şekilde dokunan, özel hissettiren tasarımlar.
En başından beri markalaşma hedefiniz var mıydı?
Doğduğunuz ve büyüdüğünüz yerin dışına çıkıp yabancı bir ülkede bu şekilde bir girişim yapmak ve kendinizi bir anda tanıtmak inanın kolay değil. Daha fazla efor sarf etmeli ve sabretmelisiniz. Markalaşmayı her zaman istiyordum, hayata geçirmemse eşimin beni cesaretlendirmesiyle oldu.
Markanızın DNA’sı Türk modasına nasıl bir katkı sağlıyor?
Ben bu konuya daha çok mikro yerine makro bir çerçeveden bakıyorum. Elbette ki pek çok tasarımcı arkadaşımın sektörümüze çok değerli katkıları oldu. Bu katkıları yurt dışında yaşayan bir moda tasarımcısı olarak keyifle takip ediyorum. Markalarımızın dünya çapında tanınıyor olması beni inanılmaz mutlu ediyor. Kendi kariyerime baktığımdaysa, yaptığım her defileden önce ülkemin tanıtımına katkı sağlayacak bir sergi gerçekleştiriyorum. Özellikle Türk kumaşlarını dünyaya tanıtmak büyük bir mutluluk...
Tasarımlarınızı giyen bir kadın, sizce kendini nasıl hissediyor?
Kariyerime ilk adım attığım günden itibaren tasarımlarımı giyen bir kadının kendisini rahat ve özgür hissetmesi önceliğim oldu.
İlk gittiğiniz moda şovu hangisiydi ve size ne hissettirdi?
Değerli moda tasarımcısı Vural Gökçaylı’nın defilesiydi, tabii ki çok heyecanlanmıştım.
İlham panonuzda genellikle neler var?
Nostaljik satırları, yeni rotaları ve mimari yapıları keşfetmek koleksiyon hazırlama sürecimde esin kaynağım oluyor. Birbirinden farklı duraklardan, tarihi yapılardan veya objelerden ilham alarak tasarladığım koleksiyonlar da oldu. Bunun yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu’na ve medeniyetler tarihine karşı ayrı bir ilgim var. Bu merakımdan dolayı Çelenk isimli 2019 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’mu III. Sultan Selim’in İngiliz Amiral Nelson’a armağan ettiği elmas broştan ilham alarak hazırladım. Ülkem tasarımlarıma hayat verme anlamında adeta bir cevher. Geçmişten beri farklı medeniyetleri ve kültürleri bir arada barındırmasından dolayı koleksiyon hazırlama sürecinde esin kaynaklarımdan. Şu aralarsa Kraliçe Victoria dönemine ait araştırmalar yapıyorum.
Gelecek planlarınız neler?
Planlarım hiçbir zaman bitmiyor. Adımı taşıyan bir moda akademisi açmayı çok istiyorum.
TUĞÇE ÖZOCAK
Antwerp Moda Akademisi’nde eğitimini tamamladıktan sonra uzun yıllar Mehtap Elaidi’yle birlikte çalıştı. Tuğçe Özocak şu anda Thırd markasının kurucusu ve tasarımcısı.
Mercan rengi yaklaşan ilkbahar/yaz sezonuyla birlikte yükselişe geçiyor. Sizin tüyolarınız neler?
Mercan o kadar kolay bir renk ki korkmadan kullanılabilir. Yazın hafif dönmüş ten rengimizle çok keyifli kombinler olacak. Biz mercan tonlarını Third SS19 koleksiyonunda full look olarak kullandık; şahsen beraberliklerini çok seviyorum. Ama tabii ki mercan ve beyaz birlikteliği de çok güzel.
Moda haftalarında rastladığınız mercan rengi tasarımlardan favoriniz var mı?
Sies Marjan’ın kolsuz, asimetrik kesimli ve uçları hafif kıvrımlı elbiseleri mercanda favorim.
2019 İlkbahar/Yaz sezonunun olmazsa olmaz parçası sizce ne?
Püsküllü her şey!
Tasarımlarınızı tek cümleyle özetleyebilir misiniz?
Hayatın eğlenceli yönlerine odaklanabilen, köklerine sahip, genç, renkli ve dinamik tasarımlar.
Hangi noktada moda tasarımcısı olmanın zorlu bir kariyer yolu olduğunu fark ettiniz?
10 senedir bu sektörde hem solo hem de geniş tasarım ekiplerinde çalışma fırsatı buldum. Zorlu bir kariyer yolu olduğunu kendi şirketimi kurup tasarım dışında da bir sürü dinamiği yönetmek zorunda kaldığımda hissettim. Ondan önceki deneyimlerimde sorumluluk bende olsa da ilgilenmemin gerekmediği bir sürü kısım vardı. Ancak kendi markamı kurduğumda tüm detaylarla ilgilenmem gerekti.
Markanızın DNA’sı Türk modasına nasıl bir katkı sağlıyor?
Türk modasına katkı bana büyük bir kavram gibi geldi çünkü Third henüz genç bir marka ve katkıda bulunabiliyorsam ne mutlu bana. Ama Türk modası içinde ne yapmak istiyorsun ya da hedefin ne diye sorarsanız; farklı ve esprili bir çizgi, biraz muzip bir tarz ile yola çıktığım markamı, köklerime bağlı kalarak büyütmek en büyük hedefim diyebilirim. Her geçen gün daha çok iş potansiyeliyle de bu hedefe yaklaşmaya çalışıyorum.
Sizin tasarımlarınızı giyen bir kadın, sizce kendini nasıl hissediyor?
Hafif ve mutlu. Yaptığım modellerde kalıpların rahat olmasına dikkat ediyorum. El örmelerinde ipliklerin yumuşak olması ve renklerde bir mutluluk yaymak hoşuma gidiyor.
İlk gittiğiniz moda şovu hangisiydi ve size ne hissettirdi?
Lisedeyken, okulum Antwerp Moda Akademisi’nin şovuna gitmiştim. Orada okuyabilmek hayal gibi gelmişti ve o an kendimi sihirli bir dünyada gibi hissetmiştim. Ne mutlu bana ki, sonra bu dünyanın bir parçası olabildim.
İlham panonuzda genellikle neler var?
Sanatçı ve yaratıcılıkla dolu bir ailem var, onlardan çok besleniyorum. Yaptıkları işler ve anılarımız beni çok besliyor. Mesela son zamanlarda, babamın 70’lerde yaptığı sayısız duvar resmi ve etnik desenleri beni çok etkiliyor. Hatta panomda bol bol görselleri bulunmakta. Bunun dışında gittiğim filmler, dinlediğim müzikler, sergiler, beni etkileyen tüm olaylar bu tasarım sürecine giriveriyorlar. Babamın işlerinin yanı sıra panomda ressam Fahrelnissa Zeid, 1940 trendleri, moda tasarımcısı Elsa Schiaparelli’nin düğme detayları asılı.Fonumda da Philip Glass etütleri çalıyor.
Gelecek planlarınız neler?
2019 Yaz koleksiyonum için Karma defileler altında, defile yapma imkanım oldu ve bu deneyimim bana ve markama çok şey kattı. Öncelikle defile yapmaya ve her sezon bir koleksiyon çıkarmaya devam etmek istiyorum. Ayrıca daha çok yurt dışına açılabilmeyi de çok isterim. Yakın gelecek planlarım ve hayallerim arasında Antwerp’te bir pop-up dükkanı açmak var.