"Osman Sınav'ın oğlu.

Orada 1,5 sene kaldım, nefret ettim ve geri döndüm. Üniversite sınavına tekrar hazırlandım. Şimdi Yeditepe Üniversite’sinde sinema-televizyon okuyorum.

Yönetmenliğe sıra ne zaman gelecek?
Bana göre, daha gitmem gereken çok yol var. Etrafımda yönetmen olmadan önce, 7-8 yıl asistanlık yapmış insanlar var. Etrafımdaki insanlar ne kadar yaparsın dese de, ben kendimi hazır hissetmiyorum. Bence biraz daha alaylı bir eğitime ihtiyacım var. Ama bu yaz bir arkadaşımla dört yıldır üzerinde düşündüğümüz bir proje vardı. Bu yaz senaryosunu hazırlayıp, bir festival filmi çekelim dedik. Mayıs’ta inşallah “motor” diyeceğiz.

Ünlü bir yönetmenin oğlu olmak, o kimlikle var olmak seni başka biri olmaya itti mi?
Osman Sınav’ın oğlu olmanın bana çok avantajı olmadı. Tam tersine dezavantajı oldu. Onun oğlu olduğumu sadece lisedeyken gizledim. Lisede öyle bir derdim vardı. İnsanlar benimle bu yüzden arkadaş olur diye saklıyordum. Ama sonra onu aşıyorsunuz. Zamanla saklamaktan vazgeçtim. Bir de neden saklayasınız ki gurur duymanız gereken bir şeyi… Gerçi daha önce birkaç deneyimim olmuştu ama oyunculuğu kesinlikle düşünmüyordum, belki dizi setinde çalışırım diye planlıyordum. Ama bu dizi için yaptığımız cast çalışmalarında “Barış” karakterine uygun kişiyi bulamadık.

Belki de babanın kafasında başından beri sen vardın…
 Sanmıyorum. Ben daha çok şakayla karışık “Bekir karakterini oynamak istiyorum” diyordum. Ama ciddi olarak onu bile sorsalar “hayır” derdim. Babam “Sen aslında oynarsın” dedi... Ben onu defalarca reddettim ve oyunculuk yapmak istemediğimi söyledim. Ama o sonunda beni oyuna getirdi. O zaman “Hiç değilse bir deneyelim” dedi ve deneme çekimleri yapıldı. Ben nasıl olsa kabul etmedim diye rahatım. Bir gün odama gelip “Rolü aldın!” dediler. Ondan sonra zaten kendimi sette buldum.

Oyunculukla aran nasıl?
Yapmakta olduğun işi seviyor musun? Oyunculuk eğlenceli bir iş, severek oynuyorum ama oyunculuğu profesyonel olarak düşünmüyorum. Aslında yönetmen olmak istiyorum. Ama benim şu anda oyunculuk yapmamın tek nedeni eğlenceli oluşu, ya da rolü almak zorunda kalışım değil. Aynı zamanda bir yönetmenin oyuncuyla nasıl konuşması ve iletişim kurması gerektiğini çok iyi bilmesi gerekiyor. Bunu anlamanın belki en kolay ve hızlı yolu, buydu.

Aslında önce konservatuara başlamışsın. Sonra okulu bırakmışsın… Yönetmenlik yapmak istediğin için miydi?
Bir sene Haliç Üniversitesi’nde konservatuar okudum. Benim asıl derdim burada üniversiteye girip, iyi bir puanla Amerika’ya yatay geçiş yapmaktı. Fakat olmadı. Konservatuar ortamı çok farklı, yapamadım. Öyle olunca başka bir yolla Amerika’ya gittim. Amerika fırsatı da çıkınca okulu bıraktım. Amerika’da da sinema-televizyon okuma fırsatı buldum.