'Taçlı ve Güçlü' güzel
Çekim öncesi hazırlık...
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek
için verdiğiniz mücadeleden
bahsedebilir misiniz?
19 yaşındaydım. Henüz bilincin gelişmediği, belli bir sağlamlığa ulaşmadığınız bir yaş… Aslında şöhret, taşımasını bilmeyen insanı çok fena yakan ‘ateşten bir gömlek’. Gelişimini engeller, hiçbir şekilde çevrende gerçek dostun olmaz, yanına gelen her insan senden bir şey almaya bakar, insanlarla bire bir arkadaşlık kurma şansı azalır... Ben o dünyanın içindeki oyunu seyrettim, elimden gelen çabayı gösterdim ve belli bir noktaya geldim. Hedefime dördüncü yılımda vardım ve 11 senedir modellik yapıyorum.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Samimi olarak söylüyorum, ben bunun çok az olumlu tarafını gördüm. Bu bir sorumluluk; çünkü toplumun lokomotifi oluyorsunuz. Peki bunun sorumluluğunda olan kaç insan var? Ayrıca belli bir yaştan sonra beden artık başka bir şekle giriyor, yaşlanıyorsun. O zaman sende ne kaldı? Dış dünyaya ait duyduğun her istek, itibar, övgü, kibir aslında içeriden seni kemirdiği için şöhret, ruhsal gelişimi engelleyen bir şey...
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Yaşamdaki en büyük keşfim ‘kendim’im! Kendimi tanıyıp, kendimi keşfettim. İnsan kendini bildiği ve sevdiği sürece sahip olduklarının değerini anlıyor ve çevresiyle daha mutlu bir yaşam sürüyor.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Sağlıklı beslenmek, düzenli uyku, içki ve sigara kullanmamak. Bir de güzel bir aşk.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Uzun zamandır düzenli yoga yapıyorum. Fiziksel anlamda esneklik, filozofik anlamdaysa farkındalık getiriyor. Çünkü yoga yaparken beyniniz alfa frekansı yayıyor, bir süreliğine düşüncelerden arınıyorsunuz...
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Eşim, çocuklarım ve sevdiklerim için sağlık, mutluluk ve huzur diledim.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Belki eksiltebilirdi ama daha 24 yaşındayken hayatımın aşkı İbrahim ile beraber olmaya başlayıp, Atina’ya gittim. İşte o yıllar, kendimi tanıdığım, yaşamdan ne istediğime karar verdiğim ve istemediğim bazı huylarımı törpülediğim yıllardı. Kendime karşı verdiğim savaşta kazanan olduğum için bununla gurur duyuyorum. Artık herkesin tanıdığı, kimilerinin hayran olduğu ya da işten işe koşan ‘Demet Şener’ olarak değil; ‘Demet’ olarak mutlu olmayı öğrenmiştim. Üstüne üstlük deli gibi de aşık olmuştum.
Peki, kızınızın sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini ister misiniz?
Çocuklarım değil modellik, hangi mesleği seçerse seçsin, zorluklar yaşayacağını biliyorum. Onlar hangi yoldan gitmeyi tercih ederlerse, biz İbrahim’le hep onların yanında olacağız.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Elbette, çünkü yanında benim gibi tecrübeli bir annesi olacak. Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne? Yeteneğim. 12 yaşından beri yazıyorum. Ailedeki ismim ‘mektupçu’ydu; herkese yazardım. Profesyonel olarak yazmaya ise, doktora eğitiminden sonra başladım.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Uyku ve kahvaltı. Bunların yanında sigara ve alkol kullanmazsanız beş yaş genç gösterirsiniz. İş dışında hiç makyaj yapmam. Biz kadınları en güzel gösteren yer saçlar ve kirpikler. Saçlar için bir sonraki yıkamada şampuan kullanmamalarını, kirpikler içinse Hint yağını öneririm.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Açıkçası özel bir mücadele vermiyorum. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm ve sevebileceğim işleri yapıyorum. Örneğin bir programda ‘harf değiştiren bir hostes olur musun?’ dediklerinde, kibarca reddediyorum. Buna rağmen haber değeri olan biriyim. Başka bir işi de yapabiliyor olmak ve rüzgar sörfü gibi güç isteyen bir sporda bir kadının ciddi dereceler kazanması, sanırım insanların ilgisini çekti.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Rahat davranamıyorsun ve sorumluluğun artıyor. Nereye ve nasıl gitmem gerektiğine çok dikkat ediyorum. Yanımdaki arkadaşımın sevgilim olmadığını anlatmaya çalışacağıma, paparazzilerin olmadığı yerlere gidiyorum. Evet, hayatımı biraz kısıtlıyorum.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Evet. Kızım olursa mutlu olduğu işi yapmasını isterim. Belki benim yaptığım spordan zevk almayacak, çılgınca şeyleri tercih edecek. Güzellik yarışmasına katılmak isterse, en büyük destekçisi ben olurum; yarışmaların hoş bir deneyim olduğunu düşünüyorum.
Nefise Karatay Gücünü çalışmaktan alıyor
İstanbul doğumlu, 1997 yılında İnterstar Televizyonu’nun düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması’nda ikinci seçildi. Profesyonel olarak mankenliği bırakan Karatay, bir süre Amerika’da Kaplan Aspect Dil Okulları’nda eğitim aldı. 2009’dan bu yana CNN Türk’ün kültür-sanat programı ‘Afiş’in sunuculuğunu yapıyor. Haziran ayında Yusuf Day ile evleneceğini açıklayan Karatay, özel projelerde, tanıtım ve sunuculuk işlerinde çalışmaya devam ediyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Kraliçe seçilmek tabii ki mesleki hayatıma olumlu yönde çok şey kattı. Hiçbir zaman zirve mücadelem olmadı ve modelliği bir araç olarak görmedim. Modelken de işimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Ayrıca yarışmadan önce de televizyonda program yapıyordum. Bugün eskiye kıyasla sadece iş seçebilme lüksüne sahibim ve artık tamamen beni mutlu eden, geliştiren işler yapmak istiyorum. Bütün bunlar bunca yıllık çalışmam, tecrübem ve birikimim sayesinde oldu.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Açıkçası ben şöhrete varmak için öyle büyük mücadeleler yaşamadım, karşıma çıkan fırsatları doğru değerlendirip çok çalıştım, kendimi geliştirmeye ve hep beni bir adım öteye götürecek işleri yapmaya gayret ettim o kadar.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
İş olarak sizi olumlu yönde etkilerken, söz konusu özel hayat olunca durum tersine işliyor. Üzerinizdeki baskı artıyor. Şöhretiniz ne kadar fazlaysa, o kadar da özeliniz kalmıyor. Bu dengeyi iyi ayarladığımı düşünüyorum ve işim dışında fazla göz önünde olmamayı tercih ediyorum; çünkü böyle daha mutluyum.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Ben ne söylersem söyleyeyim, o hepimizin yaptığı gibi kendi istediğini yapacaktır. Ama en azından temelini doğru atabilmesini sağlamak isterim. İster modellik yapsın, ister Türkiye güzeli, doktorluk ya da başka bir meslek… Ben her zaman, her koşulda ona destek olurum, çünkü önemli olan onun ne istediği. Yeter ki temeli sağlam olsun, adımlarını doğru atabilsin.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Hiçbir zaman fazlaca hırsları olan bir insan olmadım. İlerlemek istediğim yolda, birtakım çıkarlar uğruna kimsenin boyunduruğu altına girmedim ve istemediğim hiçbir şeyi yapmadım. Bu nedenle içim rahat bir şekilde hayatıma, işime, istediğim, bildiğim ve içimden geldiği gibi devam ediyorum.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Şöhret, işin biraz süs kısmı gibi geliyor bana. Öncelikle şöhret için değil, yaptığım iş beni mutlu ettiği için varım. Hayatta şöhretten önemli ve beni mutlu eden başka şeyler var. Açıkçası bunları unutmadığım ve kendimi bildim bileli özel hayatıma aynı özeni gösterdiğim için şöhretin benden götürdüğü pek fazla bir şey yok.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Sitenin bahçesinde, çimenlerin üstünde yürürüm. Bazen sevdiğim bir arkadaşımla evde şiir günü düzenliyorum, üzerimdeki metal yorgunluğu atıyorum.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Danışmanım Mario Levi ile kitap haline getireceğimiz doktora tezime, sevdiklerim için papatyadan imzalar atmak.Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
İnşallah kızım olur ve kendi istediğiyle bu mesleği seçerse, her zaman destekçisi olurum.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Hemen hemen her gün bir şeyler keşfediyoruz, önemli olan farkına varabilmek.
Bulunduğunuz yer gelmeyi istediğiniz yer mi?
Neticede doyumsuz varlıklarız, insan hep daha iyisini istiyor ama istediğim yerdeyim diyebilirim.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Bunu her yerde dile getiriyorum; kese yapmak ve cildime düzenli bakım yaptırmak.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Hiçbir şey yapamayacak durumdaysam, kendimi duşa atıyorum.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Her yıl olduğu gibi kendim ve sevdiklerim için şans, sağlık ve huzur…
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Benim çıkış yaptığım yıllar sosyal magazinin de yükselişte olduğu yıllardı. Küresel güç öyle hızlıydı ki, Avrupa ve Amerika’daki top modelleri izleyip, onlar gibi pozlar verirdik. Ama Türkiye başka bir coğrafyada yer alıyor ve demografik kriterlerimiz farklı. Yaşadığınız ülkenin gerçeğini bilmeden şöhrete varmak çok sancılı bir süreç. 2004 yılı benim için dönümdür. Yüksek lisans yapmaya karar verdim ve zaten o noktadan sonra, eğer iyi bir modelseniz şöhrete ihtiyacınız kalmıyor.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Aksine, bana kattığı çok şey var. Bir kavramı yaşayarak öğrenmek insanı erken olgunlaştırıyor. Şu an üniversitede doktora yapabiliyorsam, sevmediğim biriyle her gün yan yana çalışmak zorunda değilsem ve en önemlisi kişisel gelişimime yatırım yapabilecek ekonomik bağımsızlığa sahipsem inanın eksileri çok eskide kaldı.
Hande Subaşı Gücünü sakinliğinden alıyor
Ankara doğumlu. Özel Tevfik Fikret Lisesi mezunu. İstanbul Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü’nü yarıda bıraktı. 2005 Miss Turkey güzellik yarışması birincisi. Profesyonel anlamda mankenliğe özel işlerle devam etse de, asıl olarak dizi, sunuculuk ve sinema alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Güzelliğin, kraliçe seçilmeseydim de, kendime çizdiğim yolda ya da herhangi bir meslek dalında mutlaka olumlu yönde getirilerinin olacağına inanıyorum. Ama görsel alanda çalışmak istediğim için tabii ki bu yarışma benim için iyi bir basamak oldu. Ancak yaşamda hiçbir şey için güzelliğin tamamıyla yeterli gelmediğini de bilmek lazım.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz nedir?
Beyin gücü. Ben bunu sörf yaparken denedim, düşeceğim diye düşündüğümde mutlaka düşüyordum. Ne zaman ki yarışmalarda birinciliği hayal ettim, derecelerim o zaman geldi.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Uyku. Erken yatıp, erken uyandığımda ya da tersinde çok farklı gözüktüğümü biliyorum.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Yüzüyorum. Suyun içinde kendime dönebilmek bana huzur veriyor. Lise yıllarında piyano çalardım ama şimdi yapamıyorum.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Beynim ve kalbime inanarak dünya şampiyonu olmak istiyorum. Bir de, ikinci okulumun temellerini atmak.
Ebru Güzel Gücünü yazmaktan alıyor
İstanbul doğumlu. 2002 Best Model ve 2003 (Asia) Miss Tourism Intercontinental güzellik yarışması ikincisi. Marmara Üniversitesi’nde İletişim yüksek lisansı yaptı, Mimar Sinan Üniversitesi’nde moda tarihi dersi aldı. Misafir öğretim elemanı olarak ders veren ve Yeditepe Üniversitesi’nde antropoloji alanında doktora tezini tamamlamak üzere olan Güzel, bir buçuk yıldır Cumhuriyet Pazar’da yazıyor, bir süredir de Elele dergisi için röportajlar yapıyor. Bağlı olduğu Uğurkan Erez Modellik Ajansı’nın bazı defilelerinde, sunuculuk ve televizyon projelerinde yer alıyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Yarışmalarda aldığım dereceler bana güç katmadı. Güzelliğin kapı açan bir güç olduğunu asla inkar etmiyorum ama yeterli değil. O kapıdan nereye varmak istediğinize aklınız karar veriyor. Aksi takdirde kapı yüzünüze de çarpabilir.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Kesinlikle su. Sudan daha güzel bir şey olamaz. Hemen bir bardak su için. Aslında çok su içen biri değilim ama suyu çok severim. Bana kalsa bütün gün sudan çıkmam. En basiti bir duş almak, suyu teninizde hissetmek... Bence bu en iyi güzellik reçetesi.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Hemen dışarı çıkarım. Bazı insanlar yalnız yapamaz, dışarı çıkmak için bir arkadaşa ihtiyaç duyar. Bense yalnızlıktan çok keyif alırım. Temiz hava, yürüyüş, bir kafeye oturup kahve içmek bana iyi geliyor. Bazen telefonumu kapatıp kendimi spora veririm. O an ulaşılamıyor olma duygusu beynimi çabuk boşaltır.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Bu sene iş açıklığı ve kız arkadaşlarımla güzel bir yurt dışı seyahati diledim. Mümkünse önümüzdeki yaz Londra’ya yerleşmek istiyorum. Çok net siparişler veririm, çünkü evren klişe olan sağlık, para, mutluluk gibi siparişleri algılamıyor. Algılasa bile zaman belirtilmediği için askıda kalıyor. O yüzden en güzeli çok net, zamanı belli olan ve dürüst siparişler vermek; herkese tavsiye ederim işe yarıyor.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Cildimi gül suyu ile temizliyorum. Bir parça pamuğa gül suyu dökerek yüzümü ve boynumu aşağıdan yukarıya doğru hareketle siliyorum. Hem gözeneklerimi derinlemesine temizliyor hem de cildimi rahatlatıyor.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Duruma göre değişiyor. Güzel bir duş almak veya arabama binip deniz kenarında biraz nefes alabilmek iyi geliyor.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Her şeyden önce sağlık. Sonrasında başarılı bir kariyer, huzur ve mutluluk diledim. Umut ediyorum hepimiz adına çok güzel bir yıl olur!
Merve Büyüksaraç Gücünü podyumdan alıyor
Ankara doğumlu. 2006 Miss Turkey yarışmasında birinci seçildi. Yeditepe Üniversitesi Endüstriyel Ürünler Tasarımı Bölümü mezunu. Tekne içi ve dış mekan tasarımı yapıyor. Bu yıl, mezuniyet projesi olarak tasarladığı çelik kapı sayesinde, Kale Kilit ikincilik ödülünü aldı. Uğurkan Erez Modellik Ajansı’na bağlı. Mankenliğin yanında HTV’de Afrodit’e Öğütler programını sunuyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Hayatımı çok değiştirdi diyemem ama pek çok insanla tanışmam için bana bir fırsat sağladı. Güzellik fırsat, fırsat da güç getiriyor, bunu inkar edemem. En basiti, bulunduğum ortamda ya da iş görüşmesine gittiğim zaman dikkat çekiyorum. Sıradan bir insanın çok emek harcayarak geldiği noktaya, benim daha kısa sürede gelebilme olasılığım var.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Kesinlikle hayır.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Sanırım bedenim, zihnim, duygularım, yani hepsinin bütünlüğünden oluşan varlığım. ‘İnsan’ olmayı öğreniyoruz.
Basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz var mı?
Nefes egzersizi, Tai Chi ve ek antrenman yapmak beni mutlu ediyor. Zihin berraklaşınca güzelleşiyorsun. Tabii ki insanın kendini dıştan da desteklemesi gerekiyor. Sabah yüzümü mutlaka gül suyuyla yıkarım, sonra krem kullanırım.
İçiniz sıkıldığında, kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Antrenman yapıyorum, nefes egzersizi yapıyorum... Sabrediyorum. Doğa ve yürüyüş bana iyi geliyor.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Her şeyden önce huzur istiyorum. Bugün kafama taktığım şeyleri takmamayı ve çevremdekilerden kötülük görmemeyi diliyorum.
Tuğçe Kazaz Gücünü dostla rından alıyor
Balıkesir doğumlu, 2000 Elit Model Look ikincisi ve 2001 Miss Turkey birincisi. Profesyonel olarak basketbol oynadı. Türkiye’deki genç kızların dünya ajanslarıyla çalışabilmesi amacıyla ajans patroniçeliğine soyunan ve modelliğe zirvede devam eden Kazaz, Tai Chi Ch’uan felsefesiyle ilgileniyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Kraliçe seçilmek bir yerlere gelmek adına tabii ki bazı şeyleri hızlandırıyor. Genç yaşta ekonomik özgürlüğümü elime almam önemli bir kazanç. Çünkü bana dünya içinde hareket etme, seçim yapma özgürlüğü verdi. Onun dışında ‘varlığıma’ bir güç kattı mı? Hayır.
Çağla Kubat Gücünü rüzgardan alıyor
İzmir doğumlu. İtalyan Lisesi’ni birincilikle bitirdi. ÖSYM’nin üniversitelere giriş sınavında ilk 500’e girdi, İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nden onur öğrenci olarak mezun oldu. 2001 Miss Turkey ikincisi. Profesyonel olarak rüzgar sörfü yapan Kubat, 2003 IFCA Avrupa Slalom Şampiyonası’nı kazandı. 2007-08 PWA Dünya Şampiyonası beşincisi ve 2011 Türkiye şampiyonluğuyla unvanın sekizinci kez sahibi oldu. Mankenliği bırakmasının ardından televizyonda yer almaya devam eden ve Alaçatı’da Çağla Kubat Windsurf School’u kuran Kubat, bu yaz Ayvalık ve Bodrum’da şubeler açmayı hedefliyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Televizyon başarılı olacağımı düşündüğüm bir alandı ama oraya nasıl ulaşacağımı bilemiyordum. İşte güzellik yarışması, oraya daha hızlı ulaşabilmemin yolunu sağladı. Yarışmadan önce sunucusu olmayı hayal ettiğim ‘Hiçbir Yerde Yok’ programını, derece aldıktan sonra ben sunmaya başladım. Kraliçe seçilmeseydim bu imkanı zor yakalardım.
Demet Şener Kutluay Gücünü ailesinden alıyor
Bursa doğumlu. Nişantaşı Kız Lisesi mezunu. 1995’te Miss Turkey güzellik yarışmasında birinci seçildi. En zirvede olduğu yıllarda, İbrahim Kutluay ile iki yıl Atina’da yaşadı. 2005 tarihinde evlenen ikilinin İrem ve Ömer isimli iki çocuğu var. Gaye Sökmen Ajans’a bağlı olan Kutluay, özel televizyon projeleri, defile ve tanıtımlarda mesleğini sürdürüyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Kraliçe seçildiğimde henüz 18 yaşımı doldurmamıştım. Fakat o yaşlarda bile bana sunulan imkanların ve açılan kapıların önemini, bana kattıklarını anlayabiliyordum. Şimdi geriye dönüp baktığımda bu fırsatları iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. İyi bir kariyer yaptım ve hala bu mesleğin meyvelerini yiyorum.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Genç yaşta çok meşhur olup, iyi paralar kazandım. Bu süreçte ailem hep yanımdaydı. Ne kadar iyi yetiştirilsek de, küçük yaşta kazanılan şöhret ya da unvan bazen dünyanın benim etrafımda döndüğünü, her istediğimin olabileceği duygusunu hissetmeme neden oldu. Ama bunları da yara almadan atlattım.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Bu, kendi kendine gelişen bir süreç. Miss Turkey seçildikten sonra hemen hemen her moda tasarımcısının defilesinde yer aldım ve pek çok kez yurt dışı işlerinde bulundum. Belki klişe gelecek ama şöhret olmak uğruna doğrularımdan asla ödün vermem. Zaten ben şöhret değilim, çünkü sokakta pek çok kişi beni tanımaz bile. Belki ileride çok daha ünlü olurum ya da olmam ama önemli olan kişinin yaşadığı her şeyi sindirebilmesi ve bunun farkındalığıyla yaşaması.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Parapsikolojiye çok inanan ve yakından ilgilenen biriyim. En büyük keşfim ‘enerji’ diyebilirim. Enerjiyi hissederim; kendi bedenimde, çevremde, etrafımdaki insanlarda... Altıncı hissim çok kuvvetli. Bence herkes bulunduğu çevreyi iyi seçmeli, enerjisinden olumsuz etkilendiği yerde durmamalı.
19.yüzyılın önemli yazarlarından Charles Reade, “Güzellik güç, gülümsemeyse onun kılıcıdır” demiş. Aradan geçen iki yüzyıl sonra güzelliğin güç olmadığını savunanlar var mıdır; bilemiyorum. Nasıl ki varsıl bir erkek iktidar sahibiyse, güzellik de kuşkusuz kadın için büyük bir güç. Bir mübadele aracı! Kadınların çoğunun neden güzelleşmeye çalıştığı ve güzellik endüstrisinin engellenemez yükselişi ortada: ‘Var olma mücadelesi!’ İnsanlığın tarıma geçişiyle birlikte değişen cinsiyetler arası güç eşitsizliği, bugün kadınların görünür olma mücadelesini yeterince açıklıyor. Peki, güzellik; şöhret, başarı, kariyer, statü, zenginlik ya da saygınlık getirir mi? Örnekleri var. Götürdüğü şeyler var mı? Onun da örnekleri var. Güzellik, her yaşta ve koşulda yaşama evet diyen bir kişilikte ve Reade’in dediği gibi gülümseyen bir yüzde buluşunca estetik bir şölene dönüşüyor. Ötesi yıkım, benlik bölünmesi ya da kölelikten başka bir şey değil. Yepyeni bir yılın ilk ayında, konuyu olumlu tarafından ele alalım dedik ve güzellere sorduk: “Güzellik, yaşamınıza neler getirdi; neleri götürdü?”
19 yaşındaydım. Henüz bilincin gelişmediği, belli bir sağlamlığa ulaşmadığınız bir yaş… Aslında şöhret, taşımasını bilmeyen insanı çok fena yakan ‘ateşten bir gömlek’. Gelişimini engeller, hiçbir şekilde çevrende gerçek dostun olmaz, yanına gelen her insan senden bir şey almaya bakar, insanlarla bire bir arkadaşlık kurma şansı azalır... Ben o dünyanın içindeki oyunu seyrettim, elimden gelen çabayı gösterdim ve belli bir noktaya geldim. Hedefime dördüncü yılımda vardım ve 11 senedir modellik yapıyorum.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Samimi olarak söylüyorum, ben bunun çok az olumlu tarafını gördüm. Bu bir sorumluluk; çünkü toplumun lokomotifi oluyorsunuz. Peki bunun sorumluluğunda olan kaç insan var? Ayrıca belli bir yaştan sonra beden artık başka bir şekle giriyor, yaşlanıyorsun. O zaman sende ne kaldı? Dış dünyaya ait duyduğun her istek, itibar, övgü, kibir aslında içeriden seni kemirdiği için şöhret, ruhsal gelişimi engelleyen bir şey...
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Yaşamdaki en büyük keşfim ‘kendim’im! Kendimi tanıyıp, kendimi keşfettim. İnsan kendini bildiği ve sevdiği sürece sahip olduklarının değerini anlıyor ve çevresiyle daha mutlu bir yaşam sürüyor.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Sağlıklı beslenmek, düzenli uyku, içki ve sigara kullanmamak. Bir de güzel bir aşk.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Uzun zamandır düzenli yoga yapıyorum. Fiziksel anlamda esneklik, filozofik anlamdaysa farkındalık getiriyor. Çünkü yoga yaparken beyniniz alfa frekansı yayıyor, bir süreliğine düşüncelerden arınıyorsunuz...
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Eşim, çocuklarım ve sevdiklerim için sağlık, mutluluk ve huzur diledim.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Belki eksiltebilirdi ama daha 24 yaşındayken hayatımın aşkı İbrahim ile beraber olmaya başlayıp, Atina’ya gittim. İşte o yıllar, kendimi tanıdığım, yaşamdan ne istediğime karar verdiğim ve istemediğim bazı huylarımı törpülediğim yıllardı. Kendime karşı verdiğim savaşta kazanan olduğum için bununla gurur duyuyorum. Artık herkesin tanıdığı, kimilerinin hayran olduğu ya da işten işe koşan ‘Demet Şener’ olarak değil; ‘Demet’ olarak mutlu olmayı öğrenmiştim. Üstüne üstlük deli gibi de aşık olmuştum.
Peki, kızınızın sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini ister misiniz?
Çocuklarım değil modellik, hangi mesleği seçerse seçsin, zorluklar yaşayacağını biliyorum. Onlar hangi yoldan gitmeyi tercih ederlerse, biz İbrahim’le hep onların yanında olacağız.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Elbette, çünkü yanında benim gibi tecrübeli bir annesi olacak. Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne? Yeteneğim. 12 yaşından beri yazıyorum. Ailedeki ismim ‘mektupçu’ydu; herkese yazardım. Profesyonel olarak yazmaya ise, doktora eğitiminden sonra başladım.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Uyku ve kahvaltı. Bunların yanında sigara ve alkol kullanmazsanız beş yaş genç gösterirsiniz. İş dışında hiç makyaj yapmam. Biz kadınları en güzel gösteren yer saçlar ve kirpikler. Saçlar için bir sonraki yıkamada şampuan kullanmamalarını, kirpikler içinse Hint yağını öneririm.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Açıkçası özel bir mücadele vermiyorum. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm ve sevebileceğim işleri yapıyorum. Örneğin bir programda ‘harf değiştiren bir hostes olur musun?’ dediklerinde, kibarca reddediyorum. Buna rağmen haber değeri olan biriyim. Başka bir işi de yapabiliyor olmak ve rüzgar sörfü gibi güç isteyen bir sporda bir kadının ciddi dereceler kazanması, sanırım insanların ilgisini çekti.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Rahat davranamıyorsun ve sorumluluğun artıyor. Nereye ve nasıl gitmem gerektiğine çok dikkat ediyorum. Yanımdaki arkadaşımın sevgilim olmadığını anlatmaya çalışacağıma, paparazzilerin olmadığı yerlere gidiyorum. Evet, hayatımı biraz kısıtlıyorum.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Evet. Kızım olursa mutlu olduğu işi yapmasını isterim. Belki benim yaptığım spordan zevk almayacak, çılgınca şeyleri tercih edecek. Güzellik yarışmasına katılmak isterse, en büyük destekçisi ben olurum; yarışmaların hoş bir deneyim olduğunu düşünüyorum.
Nefise Karatay Gücünü çalışmaktan alıyor
İstanbul doğumlu, 1997 yılında İnterstar Televizyonu’nun düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması’nda ikinci seçildi. Profesyonel olarak mankenliği bırakan Karatay, bir süre Amerika’da Kaplan Aspect Dil Okulları’nda eğitim aldı. 2009’dan bu yana CNN Türk’ün kültür-sanat programı ‘Afiş’in sunuculuğunu yapıyor. Haziran ayında Yusuf Day ile evleneceğini açıklayan Karatay, özel projelerde, tanıtım ve sunuculuk işlerinde çalışmaya devam ediyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Kraliçe seçilmek tabii ki mesleki hayatıma olumlu yönde çok şey kattı. Hiçbir zaman zirve mücadelem olmadı ve modelliği bir araç olarak görmedim. Modelken de işimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Ayrıca yarışmadan önce de televizyonda program yapıyordum. Bugün eskiye kıyasla sadece iş seçebilme lüksüne sahibim ve artık tamamen beni mutlu eden, geliştiren işler yapmak istiyorum. Bütün bunlar bunca yıllık çalışmam, tecrübem ve birikimim sayesinde oldu.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Açıkçası ben şöhrete varmak için öyle büyük mücadeleler yaşamadım, karşıma çıkan fırsatları doğru değerlendirip çok çalıştım, kendimi geliştirmeye ve hep beni bir adım öteye götürecek işleri yapmaya gayret ettim o kadar.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
İş olarak sizi olumlu yönde etkilerken, söz konusu özel hayat olunca durum tersine işliyor. Üzerinizdeki baskı artıyor. Şöhretiniz ne kadar fazlaysa, o kadar da özeliniz kalmıyor. Bu dengeyi iyi ayarladığımı düşünüyorum ve işim dışında fazla göz önünde olmamayı tercih ediyorum; çünkü böyle daha mutluyum.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Ben ne söylersem söyleyeyim, o hepimizin yaptığı gibi kendi istediğini yapacaktır. Ama en azından temelini doğru atabilmesini sağlamak isterim. İster modellik yapsın, ister Türkiye güzeli, doktorluk ya da başka bir meslek… Ben her zaman, her koşulda ona destek olurum, çünkü önemli olan onun ne istediği. Yeter ki temeli sağlam olsun, adımlarını doğru atabilsin.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Hiçbir zaman fazlaca hırsları olan bir insan olmadım. İlerlemek istediğim yolda, birtakım çıkarlar uğruna kimsenin boyunduruğu altına girmedim ve istemediğim hiçbir şeyi yapmadım. Bu nedenle içim rahat bir şekilde hayatıma, işime, istediğim, bildiğim ve içimden geldiği gibi devam ediyorum.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Şöhret, işin biraz süs kısmı gibi geliyor bana. Öncelikle şöhret için değil, yaptığım iş beni mutlu ettiği için varım. Hayatta şöhretten önemli ve beni mutlu eden başka şeyler var. Açıkçası bunları unutmadığım ve kendimi bildim bileli özel hayatıma aynı özeni gösterdiğim için şöhretin benden götürdüğü pek fazla bir şey yok.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Sitenin bahçesinde, çimenlerin üstünde yürürüm. Bazen sevdiğim bir arkadaşımla evde şiir günü düzenliyorum, üzerimdeki metal yorgunluğu atıyorum.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Danışmanım Mario Levi ile kitap haline getireceğimiz doktora tezime, sevdiklerim için papatyadan imzalar atmak.Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
İnşallah kızım olur ve kendi istediğiyle bu mesleği seçerse, her zaman destekçisi olurum.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Hemen hemen her gün bir şeyler keşfediyoruz, önemli olan farkına varabilmek.
Bulunduğunuz yer gelmeyi istediğiniz yer mi?
Neticede doyumsuz varlıklarız, insan hep daha iyisini istiyor ama istediğim yerdeyim diyebilirim.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Bunu her yerde dile getiriyorum; kese yapmak ve cildime düzenli bakım yaptırmak.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Hiçbir şey yapamayacak durumdaysam, kendimi duşa atıyorum.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Her yıl olduğu gibi kendim ve sevdiklerim için şans, sağlık ve huzur…
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Benim çıkış yaptığım yıllar sosyal magazinin de yükselişte olduğu yıllardı. Küresel güç öyle hızlıydı ki, Avrupa ve Amerika’daki top modelleri izleyip, onlar gibi pozlar verirdik. Ama Türkiye başka bir coğrafyada yer alıyor ve demografik kriterlerimiz farklı. Yaşadığınız ülkenin gerçeğini bilmeden şöhrete varmak çok sancılı bir süreç. 2004 yılı benim için dönümdür. Yüksek lisans yapmaya karar verdim ve zaten o noktadan sonra, eğer iyi bir modelseniz şöhrete ihtiyacınız kalmıyor.
Andy Warhol’un dediği gibi herkesin 15 dakikalığına şöhret olmak için yarıştığı bir çağda, şöhretin yaşamınızdan eksilttiği ne(ler) oldu?
Aksine, bana kattığı çok şey var. Bir kavramı yaşayarak öğrenmek insanı erken olgunlaştırıyor. Şu an üniversitede doktora yapabiliyorsam, sevmediğim biriyle her gün yan yana çalışmak zorunda değilsem ve en önemlisi kişisel gelişimime yatırım yapabilecek ekonomik bağımsızlığa sahipsem inanın eksileri çok eskide kaldı.
Hande Subaşı Gücünü sakinliğinden alıyor
Ankara doğumlu. Özel Tevfik Fikret Lisesi mezunu. İstanbul Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü’nü yarıda bıraktı. 2005 Miss Turkey güzellik yarışması birincisi. Profesyonel anlamda mankenliğe özel işlerle devam etse de, asıl olarak dizi, sunuculuk ve sinema alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Güzelliğin, kraliçe seçilmeseydim de, kendime çizdiğim yolda ya da herhangi bir meslek dalında mutlaka olumlu yönde getirilerinin olacağına inanıyorum. Ama görsel alanda çalışmak istediğim için tabii ki bu yarışma benim için iyi bir basamak oldu. Ancak yaşamda hiçbir şey için güzelliğin tamamıyla yeterli gelmediğini de bilmek lazım.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz nedir?
Beyin gücü. Ben bunu sörf yaparken denedim, düşeceğim diye düşündüğümde mutlaka düşüyordum. Ne zaman ki yarışmalarda birinciliği hayal ettim, derecelerim o zaman geldi.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Uyku. Erken yatıp, erken uyandığımda ya da tersinde çok farklı gözüktüğümü biliyorum.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Yüzüyorum. Suyun içinde kendime dönebilmek bana huzur veriyor. Lise yıllarında piyano çalardım ama şimdi yapamıyorum.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Beynim ve kalbime inanarak dünya şampiyonu olmak istiyorum. Bir de, ikinci okulumun temellerini atmak.
Ebru Güzel Gücünü yazmaktan alıyor
İstanbul doğumlu. 2002 Best Model ve 2003 (Asia) Miss Tourism Intercontinental güzellik yarışması ikincisi. Marmara Üniversitesi’nde İletişim yüksek lisansı yaptı, Mimar Sinan Üniversitesi’nde moda tarihi dersi aldı. Misafir öğretim elemanı olarak ders veren ve Yeditepe Üniversitesi’nde antropoloji alanında doktora tezini tamamlamak üzere olan Güzel, bir buçuk yıldır Cumhuriyet Pazar’da yazıyor, bir süredir de Elele dergisi için röportajlar yapıyor. Bağlı olduğu Uğurkan Erez Modellik Ajansı’nın bazı defilelerinde, sunuculuk ve televizyon projelerinde yer alıyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Yarışmalarda aldığım dereceler bana güç katmadı. Güzelliğin kapı açan bir güç olduğunu asla inkar etmiyorum ama yeterli değil. O kapıdan nereye varmak istediğinize aklınız karar veriyor. Aksi takdirde kapı yüzünüze de çarpabilir.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Kesinlikle su. Sudan daha güzel bir şey olamaz. Hemen bir bardak su için. Aslında çok su içen biri değilim ama suyu çok severim. Bana kalsa bütün gün sudan çıkmam. En basiti bir duş almak, suyu teninizde hissetmek... Bence bu en iyi güzellik reçetesi.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Hemen dışarı çıkarım. Bazı insanlar yalnız yapamaz, dışarı çıkmak için bir arkadaşa ihtiyaç duyar. Bense yalnızlıktan çok keyif alırım. Temiz hava, yürüyüş, bir kafeye oturup kahve içmek bana iyi geliyor. Bazen telefonumu kapatıp kendimi spora veririm. O an ulaşılamıyor olma duygusu beynimi çabuk boşaltır.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Bu sene iş açıklığı ve kız arkadaşlarımla güzel bir yurt dışı seyahati diledim. Mümkünse önümüzdeki yaz Londra’ya yerleşmek istiyorum. Çok net siparişler veririm, çünkü evren klişe olan sağlık, para, mutluluk gibi siparişleri algılamıyor. Algılasa bile zaman belirtilmediği için askıda kalıyor. O yüzden en güzeli çok net, zamanı belli olan ve dürüst siparişler vermek; herkese tavsiye ederim işe yarıyor.
En basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz ne?
Cildimi gül suyu ile temizliyorum. Bir parça pamuğa gül suyu dökerek yüzümü ve boynumu aşağıdan yukarıya doğru hareketle siliyorum. Hem gözeneklerimi derinlemesine temizliyor hem de cildimi rahatlatıyor.
İçiniz sıkıldığında kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Duruma göre değişiyor. Güzel bir duş almak veya arabama binip deniz kenarında biraz nefes alabilmek iyi geliyor.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Her şeyden önce sağlık. Sonrasında başarılı bir kariyer, huzur ve mutluluk diledim. Umut ediyorum hepimiz adına çok güzel bir yıl olur!
Merve Büyüksaraç Gücünü podyumdan alıyor
Ankara doğumlu. 2006 Miss Turkey yarışmasında birinci seçildi. Yeditepe Üniversitesi Endüstriyel Ürünler Tasarımı Bölümü mezunu. Tekne içi ve dış mekan tasarımı yapıyor. Bu yıl, mezuniyet projesi olarak tasarladığı çelik kapı sayesinde, Kale Kilit ikincilik ödülünü aldı. Uğurkan Erez Modellik Ajansı’na bağlı. Mankenliğin yanında HTV’de Afrodit’e Öğütler programını sunuyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Hayatımı çok değiştirdi diyemem ama pek çok insanla tanışmam için bana bir fırsat sağladı. Güzellik fırsat, fırsat da güç getiriyor, bunu inkar edemem. En basiti, bulunduğum ortamda ya da iş görüşmesine gittiğim zaman dikkat çekiyorum. Sıradan bir insanın çok emek harcayarak geldiği noktaya, benim daha kısa sürede gelebilme olasılığım var.
Peki, bir kızınız olursa, sizin geçtiğiniz yollardan geçmesini tavsiye eder misiniz?
Kesinlikle hayır.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Sanırım bedenim, zihnim, duygularım, yani hepsinin bütünlüğünden oluşan varlığım. ‘İnsan’ olmayı öğreniyoruz.
Basit, ucuz ve doğal güzellik reçeteniz var mı?
Nefes egzersizi, Tai Chi ve ek antrenman yapmak beni mutlu ediyor. Zihin berraklaşınca güzelleşiyorsun. Tabii ki insanın kendini dıştan da desteklemesi gerekiyor. Sabah yüzümü mutlaka gül suyuyla yıkarım, sonra krem kullanırım.
İçiniz sıkıldığında, kendinizi rahatlatmak için neler yaparsınız?
Antrenman yapıyorum, nefes egzersizi yapıyorum... Sabrediyorum. Doğa ve yürüyüş bana iyi geliyor.
2012 yılında evrene ne sipariş verdiniz?
Her şeyden önce huzur istiyorum. Bugün kafama taktığım şeyleri takmamayı ve çevremdekilerden kötülük görmemeyi diliyorum.
Tuğçe Kazaz Gücünü dostla rından alıyor
Balıkesir doğumlu, 2000 Elit Model Look ikincisi ve 2001 Miss Turkey birincisi. Profesyonel olarak basketbol oynadı. Türkiye’deki genç kızların dünya ajanslarıyla çalışabilmesi amacıyla ajans patroniçeliğine soyunan ve modelliğe zirvede devam eden Kazaz, Tai Chi Ch’uan felsefesiyle ilgileniyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Kraliçe seçilmek bir yerlere gelmek adına tabii ki bazı şeyleri hızlandırıyor. Genç yaşta ekonomik özgürlüğümü elime almam önemli bir kazanç. Çünkü bana dünya içinde hareket etme, seçim yapma özgürlüğü verdi. Onun dışında ‘varlığıma’ bir güç kattı mı? Hayır.
Çağla Kubat Gücünü rüzgardan alıyor
İzmir doğumlu. İtalyan Lisesi’ni birincilikle bitirdi. ÖSYM’nin üniversitelere giriş sınavında ilk 500’e girdi, İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nden onur öğrenci olarak mezun oldu. 2001 Miss Turkey ikincisi. Profesyonel olarak rüzgar sörfü yapan Kubat, 2003 IFCA Avrupa Slalom Şampiyonası’nı kazandı. 2007-08 PWA Dünya Şampiyonası beşincisi ve 2011 Türkiye şampiyonluğuyla unvanın sekizinci kez sahibi oldu. Mankenliği bırakmasının ardından televizyonda yer almaya devam eden ve Alaçatı’da Çağla Kubat Windsurf School’u kuran Kubat, bu yaz Ayvalık ve Bodrum’da şubeler açmayı hedefliyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Televizyon başarılı olacağımı düşündüğüm bir alandı ama oraya nasıl ulaşacağımı bilemiyordum. İşte güzellik yarışması, oraya daha hızlı ulaşabilmemin yolunu sağladı. Yarışmadan önce sunucusu olmayı hayal ettiğim ‘Hiçbir Yerde Yok’ programını, derece aldıktan sonra ben sunmaya başladım. Kraliçe seçilmeseydim bu imkanı zor yakalardım.
Demet Şener Kutluay Gücünü ailesinden alıyor
Bursa doğumlu. Nişantaşı Kız Lisesi mezunu. 1995’te Miss Turkey güzellik yarışmasında birinci seçildi. En zirvede olduğu yıllarda, İbrahim Kutluay ile iki yıl Atina’da yaşadı. 2005 tarihinde evlenen ikilinin İrem ve Ömer isimli iki çocuğu var. Gaye Sökmen Ajans’a bağlı olan Kutluay, özel televizyon projeleri, defile ve tanıtımlarda mesleğini sürdürüyor.
Güzelliğin büyük bir güç olduğunu kabul edersek, kraliçe seçilmek yaşamınızı ne yönde değiştirdi?
Kraliçe seçildiğimde henüz 18 yaşımı doldurmamıştım. Fakat o yaşlarda bile bana sunulan imkanların ve açılan kapıların önemini, bana kattıklarını anlayabiliyordum. Şimdi geriye dönüp baktığımda bu fırsatları iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. İyi bir kariyer yaptım ve hala bu mesleğin meyvelerini yiyorum.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Genç yaşta çok meşhur olup, iyi paralar kazandım. Bu süreçte ailem hep yanımdaydı. Ne kadar iyi yetiştirilsek de, küçük yaşta kazanılan şöhret ya da unvan bazen dünyanın benim etrafımda döndüğünü, her istediğimin olabileceği duygusunu hissetmeme neden oldu. Ama bunları da yara almadan atlattım.
Şöhrete varmak ve orada kalabilmek için verdiğiniz mücadeleden bahsedebilir misiniz?
Bu, kendi kendine gelişen bir süreç. Miss Turkey seçildikten sonra hemen hemen her moda tasarımcısının defilesinde yer aldım ve pek çok kez yurt dışı işlerinde bulundum. Belki klişe gelecek ama şöhret olmak uğruna doğrularımdan asla ödün vermem. Zaten ben şöhret değilim, çünkü sokakta pek çok kişi beni tanımaz bile. Belki ileride çok daha ünlü olurum ya da olmam ama önemli olan kişinin yaşadığı her şeyi sindirebilmesi ve bunun farkındalığıyla yaşaması.
Yaşamınızdaki en büyük keşfiniz ne?
Parapsikolojiye çok inanan ve yakından ilgilenen biriyim. En büyük keşfim ‘enerji’ diyebilirim. Enerjiyi hissederim; kendi bedenimde, çevremde, etrafımdaki insanlarda... Altıncı hissim çok kuvvetli. Bence herkes bulunduğu çevreyi iyi seçmeli, enerjisinden olumsuz etkilendiği yerde durmamalı.
19.yüzyılın önemli yazarlarından Charles Reade, “Güzellik güç, gülümsemeyse onun kılıcıdır” demiş. Aradan geçen iki yüzyıl sonra güzelliğin güç olmadığını savunanlar var mıdır; bilemiyorum. Nasıl ki varsıl bir erkek iktidar sahibiyse, güzellik de kuşkusuz kadın için büyük bir güç. Bir mübadele aracı! Kadınların çoğunun neden güzelleşmeye çalıştığı ve güzellik endüstrisinin engellenemez yükselişi ortada: ‘Var olma mücadelesi!’ İnsanlığın tarıma geçişiyle birlikte değişen cinsiyetler arası güç eşitsizliği, bugün kadınların görünür olma mücadelesini yeterince açıklıyor. Peki, güzellik; şöhret, başarı, kariyer, statü, zenginlik ya da saygınlık getirir mi? Örnekleri var. Götürdüğü şeyler var mı? Onun da örnekleri var. Güzellik, her yaşta ve koşulda yaşama evet diyen bir kişilikte ve Reade’in dediği gibi gülümseyen bir yüzde buluşunca estetik bir şölene dönüşüyor. Ötesi yıkım, benlik bölünmesi ya da kölelikten başka bir şey değil. Yepyeni bir yılın ilk ayında, konuyu olumlu tarafından ele alalım dedik ve güzellere sorduk: “Güzellik, yaşamınıza neler getirdi; neleri götürdü?”