Türkü Turan: “Yargılanmadığım her yerde özgür hissediyorum”

Kendini yeniden keşfeden oyuncu Türkü Turan ve ilk teklisi ‘Tamam’ ile yaşamın kıyısında, sahici bir buluşma.

Türkü Turan: “Yargılanmadığım her yerde özgür hissediyorum”

Bugüne dek Adını Feriha Koydum, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Tatar Ramazan, Maral, Acı Aşk, Dolunay, Yaşamayanlar gibi pek çok dizide; Celal Tan ve Ailesinin Acıklı Hikayesi, Toprağın Çocukları, Saklı, Put Şeylere gibi pek çok sinema filminde canlandırdığı karakterlerle tanıdığımız oyuncu Türkü Turan, bu kez yeni teklisi ‘Tamam’ ile sürpriz bir karşılaşmanın ilk adımını atıyor. Tamam şarkısı, kendi deyimiyle kimsenin birbirini anlamaya emek vermediği, tamir etmek yerine kaçıp gitmeyi tercih ettiği ve söylediklerinin altına başka anlamlar koyduğu bir dünyanın; yani hepimizin hikayesi. İlerleyen günlerde onu, yepyeni projelerde izlemeye devam edeceğiz; ancak hayatı algılayış biçiminin müzikle filizlendiği yerden; gerçeğin seyrek dokunmuş kumaşındaki yanılsamaları gören ve yaşadığımız sonsuz dilemmayı dile getiren Türkü Turan ile yeniden tanıştığınıza memnun olacağınıza eminiz.

Türkü Turan: “Yargılanmadığım her yerde özgür hissediyorum” - Resim : 1

RÖPORTAJ: SİMAY ENGÜR
KIYAFETLER: SUDİ ETUZ
SAÇ: MUHARREM ŞEN / YILDIRIM ÖZDEMİR
MAKYAJ: İREM YANAR
FOTOĞRAFLAR İÇİN; YÖNETMEN BUĞRA ALKIROĞLU VE GÜLCE BOYAV’A TEŞEKKÜR EDERİZ.

İlk single çalışmanız ‘Tamam’ şarkısı, bu yaz dinleyiciyle buluştu. Single çıkarma fikri, eyleme dönüşmeden önce nasıl bir zihinsel süreçten geçtiniz?
Bundan üç-dört sene önce yetenekli müzisyen arkadaşım Samet Evci’yle birbirimize sevdiğimiz parçaları atıyorduk. Zamanla müzik zevkimizin benzerliğini fark edip birlikte bir şarkı yapmayı denemeye karar verdik. Sonra ne olacağını düşünmeden eğlenerek çalışmaya başladık. Aslında ‘Tamam’ı iki sene önce yaptık; fakat araya hayati olaylar, iş yoğunluğu gibi faktörler girince bir yıl kadar askıda kaldı. Sonra Turgut Kerki şarkıyı dinledi ve çok sevdi. Bizi de cesaretlendirip ‘hadi buna klip çekelim, birlikte çalışalım’ dedi ve yapımcımız oldu. O da bana inanınca, bunu yapabileceğime olan inancım arttı ve profesyonel bir şekilde paylaşmaya ikna oldum. Yoksa muhtemelen hiç paylaşmazdım.

Geçmişte, sahne korkusu nedeniyle müzikle ilgili bir şey yapmadığınızı ifade etmişsiniz. Hayalinizi, korkularınızın önünde tutmaya cesaret ettiğinizde; yaşadığınız en büyük farkındalık ne olmuştu?
Geçen yaz abimin eşi İpek’i kaybettik. Benim için çok kıymetli biriydi ve aniden hayatımda yaşadığım en büyük değişimi doğurdu. Birinin pat diye yok olması düşüncesiyle burun buruna geldiğimde bunun bana da olabileceğini, korkularımla ölüp gitmek istemediğimi, değişmem gerektiğini düşündüm. Başkalarının ne düşüneceğine o kadar takılıyordum ki yazdığım, söylediğim, ürettiğim yeni bir şeyle kendimi göstermeye çok korkuyordum. Yas tutan insanların dönüşüm geçirmesi durumunu yaşadım diyebilirim. Şimdi keyifle yaptığım şeyleri, korkusuzca paylaşabilmeyi öğreniyorum ve kendimi çok özgür hissediyorum.

‘Tamam’ şarkısının sözleri de size ait. Şarkının hikayesini, yaratıcısından dinleyebilir miyiz?
Kimsenin birbirini anlamaya emek vermediği, tamir etmek yerine kaçıp gitmeyi tercih ettiği ve söylediklerinin altına başka anlamlar koyduğu bir dünyada yaşıyoruz. Hepimiz, başkalarında gerçeklik hasreti çekiyoruz belki ama pek azımız da gerçek olmaya cesaret edebiliyoruz. Tüm bunlar çok hastalıklı geliyor bana. İnsanlık gittikçe sahtelikle hastalanıyor. Oysa bir çocuk saflığında birbirimizi dinleyip anlamaya çalıştığımız zaman her şeyin nasıl kolaylaştığını da biliyoruz. İnsanın kendinin ne olduğunu farkına varabilmesi için başkalarının da farkında olması gerekiyor gibi geliyor bana. Dışarıya yüzeysel bakan, kendine de hep yüzeysel bakıyor. Ancak bunu kırabildiğimiz an varlığımızla tanışabileceğimizi düşünüyorum.

Klip, Ortaköy’de bir antikacı dükkanında çekilmiş, zannediyorum ki bu bilinçli bir tercihti. “Kimler gerçek kimler sahte kaybolurken ellerimde geri gelmez giden zaman…” sözleri, geçmişin ruhunu da içinde taşıyor; tıpkı bir antikacı dükkanındaki eski eşyalar gibi. Zaman, içsel dünyanızda sizin için ne ifade ediyor?
Zaman, zihnimizin evrilmesi için bir rota gibi. Yaş aldıkça akıllandığımız ama fiziksel gençliğimizi de kaybettiğimiz bir gerçeklikte yaşamak, biraz can sıkıcı. Zaman, insanı bireysel olarak ya daha iyi ya da daha kötü bir insan haline getiriyor. Acıyı hafifletiyor ama yeni acılar da getiriyor. Her şeyin dualiteyle (ikilik) var oluşunun en büyük kanıtı. Hem dost hem düşman gibi geliyor bana zaman. Yaptığımız ikinci şarkıda da zaman kavramı var, bu aralar kafamı çok kurcalıyor.

Gerçeklik de şarkının bir diğer teması. Günümüzde, özellikle de sosyal medyanın etkisi ile giderek sınırları kaybolan ‘gerçeklik algısı’, içinde bulunduğunuz medya dünyası ve ünlü olma haliyle; üzerine daha çok düşündüğünüz bir durum haline mi geldi?
Her şey hızla sahteleşirken çoğu insan da olduğu gibi görünmeye çekiniyor. Daha güzel, daha başarılı, daha zengin, daha arzu edilen birine dönüşmek için kendinden çıkıp başkası olmaya çalışmak, modern insanın laneti. Elbette medya dünyasında yapaylık daha çok göze çarpıyor; ama bunun genel bir insanlık sorunu olduğunu düşünüyorum. Toplum neyse, ne istiyorsa medya da bu talebi karşılamak için ona dönüşüyor.

Müzikal yolculuğunuzda sıradaki planlarınız neler ve şu anki en büyük hayalinizde kendinizi nerede görüyorsunuz?
Şu an ikinci şarkı bitmek üzere ve devamı da gelecek gibi görünüyor. Başkalarının yazdıkları metinleri oynamak, bir başkası olmak muhteşem bir deneyim, oyunculuğu ölene kadar yapmak istiyorum. Ama kendimi istediğim gibi ifade edebilmek için başka bir yol gerekiyordu. Müzik yapmak bütün sıkışmışlığımı alıp götürdü. Sahnede bir müzikalde oynamak, konser vermek ve bunları korkusuzca yapabilmek en büyük hayalim...

Türkü Turan: “Yargılanmadığım her yerde özgür hissediyorum” - Resim : 2
“Birinin pat diye yok olması düşüncesiyle burun buruna geldiğimde bunun bana da olabileceğini, korkularımla ölüp gitmek istemediğimi, değişmem gerektiğini düşündüm.”

Bir yandan da oyunculuk kariyerinize devam ediyorsunuz. Dijital bir proje için hazırlandığınızı duymuştum. Oyunculuk kariyerinizde şu anda neler oluyor, detay verebiliyor musunuz?
Şahane bir oyuncu kadrosuyla ‘Kadın Kafası’ isimli bir film çektik bu yaz başında. Ardından kısa bir festival filminde oynadım, ikisi de ortalığa çıkacağı günü bekliyor. Eylül’de bir sinema filminde daha oynayacağım ve görüştüğüm başka projeler de var. Her şey tüm hızıyla devam ediyor.

Peki, bir oyuncu olarak başarı sizin için ne anlam ifade ediyor?
Başarı benim için gelişmek, keşfetmek ve bu yolda giderken de keyif alabilmek demek. Başarı, mutlu olduğun şeyleri yapabilme lüksüne sahip olduğun, hayallerini gerçekleştirebildiğin ve etrafında sevgi olan bir hayat dizayn edebilmek demek. Bugüne dek oyunculuğa dair kalp kırıklıklarınız oldu mu? Yolunuzu kaybettiğiniz anlarda, asıl niyetinizi hatırlamak için kendinize sık sık hatırlattığınız motivasyonunuz neydi? Elbette oldu. İşini, kendini sürekli geliştirerek saygı ve disiplinle yapmanın yetmediği bir zamandayız. Sosyal medyada var olmak, sokakta mekanlarda daha sık görünmek ve hep güzel görünmek gibi yan uğraşlar edinmek gerekiyor. Yani kendini bir ürün gibi pazarlamak. Takipçi sayınız bile önemseniyor. Bu da oyuncu için kafa karıştırıcı ve sorgulamaları da beraberinde getiriyor tabii ki. Ama dönem, böyle bir dönem. Bu da geçer bence. Tabii zaman zaman benim de kafam karışıyor ve yolumu kaybediyorum, tekrar bulmak için kendimi hatırlamam gerekiyor. Bu işi yapmayı neden çok sevdiğimi, sette nasıl mutlu olduğumu, sokakta insanların yüzlerinde gülümsemeyle yaklaşmasını ne kadar sevdiğimi hatırlatıyorum kendime. Yazmayı, şarkı yapmayı ve başka şeyleri deneyerek de yaratıcılık hevesimi ateşliyorum.

Şu sıralar herkes ‘daha iyi hissetmenin’ peşinde… Özellikle zihinsel olarak şifa bulmak için siz neler yapıyorsunuz?
Herkes iyi hissetmek istiyor ama kimse iyi hissettirmek için emek vermiyor. Spiritüel meseleleri de genelde yanlış anladığımızı düşünüyorum. Kendini iyileştirmek isteyen çoğu insanın gittikçe bencilleşmesi tuhaf bir ikilem. Kendimizi bulurken, başkalarının da kendini bulmasına destek olmayı unutuyoruz. Ben herkesle ne kadar bir olup, ne kadar şifa verebilirsem o kadar şifalanıyorum.

Özgürlük kelimesiyle mesafeniz nasıl? Neleri özgürlüğünüz olarak tanımlar ve söz konusu bunlar olduğunda başkalarına söz hakkı tanımazsınız?
Yargılanmadığım her yerde kendimi özgür hissediyorum. Çünkü başkalarının alanına girmeden, orijinalliklerimizle yaşayabilmenin özgürlük olduğunu düşünüyorum. Elbette herkese söz hakkı tanırım ama karşımdakinin beni anlamaya çalışmayıp, söz yarışına girdiğini hissettiğim yerde de konuşmayı keserim.

Duruşu, tarzı ve hayata bakışıyla sizi etkileyen, ilham veren, hayranlık uyandıran kadınlar kimler?
Kendini her türlü boyunduruktan kurtaran, zor durumlardan korkmadan özgürlüğünü alıp çıkmaya çalışan, hele böyle bir coğrafyada ‘millet ne der?’ demeden kendi olabilen tüm kadınlara hayranım.

‘Çok eğlenmiştim’ diye hatırladığınız günlerde genellikle nerede ve ne yapıyor olursunuz?
Çok eğlenmişsem iyi bir müzikte dans etmiş, arkadaşlarımla derin sohbetlere girmiş ya da hiç görmediğim bir yeri gezmişimdir. Bir de sette çalışırken her zaman çok eğlenirim.

Moda anlayışınızı ve trendlere yaklaşımınızı marka etiketleri mi, rol modeller mi, yoksa sadece o sıradaki ruh durumunuz mu belirler?
Ruh halim etkiliyor çoğunlukla. Genel olarak modadan etkilenmiyorum, sevdiğim şeyleri bulup giyiyorum.

‘Onsuz asla’ dediğiniz bir güzellik rutininiz var mı? Cildiniz çok sağlıklı görünüyor, bunun için neler yapıyorsunuz?
Cilt bakımıyla bu sene tanıştım. Düzenli kullandığım tek şey göz kremi. Bunun dışında pek bir rutinim yok, makyaj yapmayı çok sevmememin de katkısı vardır eminim.

Son olarak, şu sıralar sizi en çok ne heyecanlandırıyor, planlarınız neler? Yakın gelecekte, sizi bir albüm hazırlığında ya da konser verdiğiniz bir sahnede görebilecek miyiz?
Müzik üretiminin bir parçası olmak, beni çok heyecanlandırıyor. Şimdilik tek tek şarkı yapıp biraz süreci öğrenmek istiyorum. Bir gün yeterli doygunluğa ulaştığımda albüm yapabilir, konser de verebilirim. Sonunu düşünmeden keyifle bir yolda gitmek çok güzel. Bilmem ki hayat gösterecek…