Böcekler aslında gezegen için faydalı canlılar olabilirler. Onlar bir anlamda bu gezegenin harıl harıl çalışan işçileri. Ancak ne yazık ki, üzerlerinde taşıdıkları bakteriler ve mikroplar insan metabolizması için son derece tehlikeli. Özellikle de henüz bağışıklık sistemi güçlenmemiş küçük çocuklarımızın kırılganlığını düşünecek olursak, yaşam alanlarımızda böceklerin yuvalanmasına ve üremesine neden izin vermediğimizi daha iyi anlayabiliriz.

Dünyanın en büyük nüfusuna sahip olan ve bir üreme döneminde tek başına binlerce yumurta bırakabildikleri için nüfusları hiçbir zaman da azalmayan böceklerin en sevdikleri işlerden biri de mutfaklarımıza dadanmak olur. Mutfakta pişen yemeklerden ortama yayılan yağ buharı haşereler için cezbedici bir feromon gibidir. Ancak, insanlar ve böcekler sağlık nedeniyle bir arada yaşamaması gereken canlılardır ve biliyoruz, bazı zamanlar, onları mutfaklarınızdan uzak tutmak hiç de kolay olmayabiliyor.

Peki, haşeresiz bir mutfak için bilmemiz gereken 4 altın tavsiye nedir?

1. Gider borularını daima temizleyin ve geceleri kapatın

Yaşadığımız şehirler dışarıdan bakınca insanoğluna aitmiş gibi görünebilir ama şehrin altındaki kanalizasyon kanalları haşerelerin istilası altındadır. Sizin uyuduğunuz karanlık saatlerde onlar yüzlerce metre kanalizasyon borusunu minik ayaklarıyla pıtı pıtı pıtı aşarak, lezzetli yemek kokularını veya gider boruları içinde kalıp çürümüş besin kokularını takip ederek mutfağınıza kolayca ulaşırlar. Gider borularınızı düzenli olarak temizlemeniz ve geceleri gider ağzını kapatmanız çok yararlı bir girişim olacaktır.

 2. Bahçeler, böceklerin yaşam alanlarıdır

Toprak, ağaçlar, bitkiler... Doğanın bu güzel detayları böceksiz olmaz. Onları yiyerek beslenen böcekler kadar, onların arasında yaşayan sayısız böcek de çoğu zaman evinizin duvarlarından tırmanarak açık pencerelerden ve balkonlardan evinize sızar ve iştah açıcı kokuların geldiği mutfağınıza yönelirler. Bunların bazıları yürümekle de hiç zaman kaybetmez, kalın kanatlarıyla pır pır havalanıp, birkaç saniyede mutfağınıza dalabilirler, ki burada bildiğimiz sineklerden bahsetmiyoruz. Gecenin bir vakti göz göze geldiğinizde koşarak kaçmak isteyeceğiniz derecede itici karaktere sahip bazı böceklerin aynı zamanda hiç utanmadan uçabildiğini bilseniz... Pencerelerinize sineklik taktırmak için bir saniye bile düşünmezsiniz.

 3. Dışarıdan eve taşınan böcek yumurtalarına dikkat

Siz ne kadar önlem alırsanız alın, o böcekler o eve girecek! Bu arkadaşlarımız, yüzlerce yıl önce, eskiden en savaşçı, en dayanaklı, en bilgili denizcilerin bile bir ömür boyu gidemediği kıtalara, bir geminin içindeki meyvelerde, sebzelerde ve üstelik larva şeklinde, yumurta şeklinde kendilerini transfer edebilmiş yetenekte canlılar. Daha aklı basmayan bebe haliyle o kıtadan bu kıtaya ulaşabilen bir canlı, marketten alıp balkonda unuttuğunuz bir patatesin, domatesin, salatalığın, elmanın kabuğuna sakladığı yumurtalarıyla sizin evinize sızamayacak mı sanıyorsunuz? Sızıyorlar! Buna karşı ne yapabilirsiniz. Çok fazla şansınız yok ama hızlı çürüdüğünü gözlediğiniz sebzeyi meyveyi evinizde tutmayın. Siz farkına bile varmadan o çürük meyvelerin içinden sekiz ayaklı bir arkadaşımız çıkıp mutfakta lavabonun altına yuvasını kuruverir.

 4. Çok eşya, çok kamuflaj demektir

Acı ama gerçek, bir evde ne kadar çok eşya yoğunluğu varsa, haşerelerin saklanıp yuvalanabilecekleri o kadar çok seçenek var demektir. Özelliklere süpürgelerin ulaşamadığı, temizlik yapmanın zor olduğu köşe alanları, lavabo altları, dolap dipleri, fırın – buzdolabı arkası, kalorifer peteklerinin ulaşamadığınız kısımları... Elinizin, kolunuzun, süpürgenizin ulaşamadığı her ufacık kıvrım potansiyel bir böcek yuvası olabilir. Bunun bilincinde olarak evinizi dekore ederken, süpürgenizin her alana ulaşabileceği daha geniş ve ferah bir tasarım tercih edebilirsiniz ama bu son derece zor bir iştir. Her evi bu bilinçle dekore etmek, neredeyse imkansız bir görevdir diyebiliriz. Siz yine de temizlik yaparken, dip köşe bucak alanlara her zamankinden daha fazla özen gösterin.