Arkadaşlığa en zarar veren durum: Haber alamayınca kızdırdım mı diye şüphe ediyor musunuz?

Sağlam arkadaşlık her zaman tamir edilebilir. Bu da arkadaşlık zeminini sağlamlaştırır. Peki arkadaşınızdan cevap alamıyor musunuz? O zaman şüpheye düşmek yerine onunla konuşun...

Arkadaşlığa en zarar veren durum: Haber alamayınca kızdırdım mı diye şüphe ediyor musunuz?

Endişeli biriyseniz muhtemelen kendinize yakın olduğunuz insanların onlardan biraz haber alamadığınızda size kızıp kızmadığını sormuşsunuzdur.

Başarısız olan her plan, birkaç saat veya gün boyunca cevapsız kalan her mesaj, siz ve diğer kişi arasında  alarm sebebidir. Hemen sonuca varıyorsunuz ve merak ediyorsunuz: “Yanlış bir şey mi yaptım? Bana kızgın mı?” Normalde konuşkan olan arkadaşınız sizi şüpheye dönüştürebilir. O kendi hayatını yaşamakla meşgulken, sen onu bir şekilde gücendirdiğine dair kanıt aramak için kafanı kurcalıyorsun. Bana kızgın mı?

ORTADA BİR ŞEY YOKKEN "ACABA BANA KIZDI MI?" DİYE DÜŞÜNÜYORSANIZ...

Kaçınılmaz olarak, bu tür tahminler arkadaşlarınızla paylaştığınız bağları incitebilir. Birine sürekli size kızgın olup olmadığını sorarsanız bu karşıdaki kişiyi eninde sonunda rahatsız edecektir. 

Psikoterapist Anna Poss, "Bir kişinin değişen davranışının nedenini senin hatan olduğunu varsaymak, potansiyel olarak seninle hiçbir ilgisi olmayan bir şeyi kişiselleştirmektir" diyor.

Bu düşünce tarzı aynı zamanda biraz narsisttir. Çünkü, arkadaşının hayatındaki her şey aslında senin etrafında dönmüyor. Arkadaşlığa en zarar veren durum: Haber alamayınca kızdırdım mı diye şüphe ediyor musunuz? - Resim : 1

Her zaman insanları üzdüğünüz için endişeleniyorsanız, bu varsayımın sizin için neden var olduğunu olduğunu anlamaya çalışmakta fayda var. Endişelerinizi gidermek ve her şeyin yolunda olduğuna dair size tekrar tekrar güvence vermek için sorumluluğu arkadaşlarınıza ve ailenize yüklemek adil bir davranış değil.

Arkadaşlığa en zarar veren durum: Haber alamayınca kızdırdım mı diye şüphe ediyor musunuz? - Resim : 2

Endişeli bir bağlanma tarzınız olabilir. Genellikle çocuklukta oluşan bağlanma tarzımız, yakın ilişkiler bağlamında başkalarıyla duygusal olarak bağ kurma ve ilişki kurma şeklimizdir. Endişeli bağlanma stillerine sahip kişiler, ilişkileri hakkında daha fazla güvenceye ihtiyaç duyarlar. Denver'da bir psikoterapist olan Brittany Bouffard, "Her şeyin yolunda olup olmadığı veya yanlış bir şey yapıp yapmadığınız konusunda çok fazla endişelenmeniz gereken bir ebeveyniniz veya bakıcınız olsaydı, bugün hala yakın ilişkilerde böyle endişelenebilirsiniz" dedi. Endişeli bir bağlanma tarzı, kendinizi suçlamanıza da yol açabilir.


"Bana kızgın mı?" diye merak etmek yerine ne yapmalı?

Bir arkadaşlığın iletişiminde  dikkate değer bir değişiklik olduysa direkt ona ulaşmak, kafada kurmak yerine konuşmak daha yararlıdır. Çünkü, aslında gerçekten de kolayca düzeltilebilecek basit bir yanlış anlama olabilir. 

Çoğu zaman birisi uzaklaşıyor gibi hissettiğinizde, aslında bunun sizinle hiçbir ilgisi olmayabilir. Arkadaşınızın, hakkında konuşmaktan çekindiği veya utandığı kişisel sorunları veya diğer insanlarla sorunları olabilir.