Romantik bir rüya...

Çiçekli olan çalı türü bitkilerin serbest formu, diğer bitkilerin yanında hemen dikkat çekiyor. Bitki seçiminde farklı boylarda bitkiler tercih edilmiş. Bu sayede bahçede rahat bir nefes alınıyor. Arka planda kullanılan yüksek boylu bitkilerin yerini ön planda daha alçak türler alıyor. Bu sayede bahçede doluluk ve boşluk oranları dengelenmiş. Bahçenin geneline bakınca rahat nefes aldığını hissedebiliyorsunuz. Dinginlik kokan bu bahçede su sesi de elbet unutulmamış. Romantik bir hava katmak için süs havuzu doğru bir seçim. Bahçe avlusunda yer alan doğal taşlarla yapılmış fıskiyenin sesi, insana huzur veriyor. Arka planda ise sarmaşıklarla kaplı yeşil bir duvar ve hemen önünde pembe güller hem görüntüsüyle hem de hoş kokusuyla insanı büyülüyor.
Soğanlı bitkilerin yerini kadife çiçekleri, cam güzelleri, ateş çiçeklerinin alacağını şimdiden hayal edebiliyoruz. Bir bahçeyi daha da yaşanır kılmak için boylu ağaçlar olmazsa olmazları arasında yer alır. Elbette hem görsel hem de lezzetli bir bahçe planı için meyve ağaçlarını da es geçmemek gerek. Elma, armut, kiraz ağaçları bahçeye güzel bir görüntü katarken lezzetli meyveleriyle de baş döndürmeye devam ediyor. Bahçenin keyfi, gezerken olduğu kadar, oturma köşelerinde de çıkıyor tabii… Büyük bir bahçe olduğu için pek çok bölümde oturma alanlarına yer verilmiş. Sert zeminle yeşil doku başarılı bir şekilde buluştuğu için oturma alanları bütünlük oluşturuyor. Bu sayede günün her saatinde bahçenin farklı köşelerini keşfederken rahat bir nefes alabiliyorsunuz. Güllerle kaplı bir kameriye, yıllanmış bir ağacın altındaki ağacı çevreleyen ahşap bank, şekil verilmiş çit bitkilerinin arasına gizlenmiş ferforje sandalyeler, iki ağacın arasında kurulmuş bir hamak… Bahçenin dört köşesinde keyifli zaman geçirmek için mola köşeleri yaratılmış. Hangi ay, hangi mevsim olduğu fark etmez. Her gün bambaşka bir keyif alıyor insan bu harika bahçede...

Fotoğraflar: Christa Brand-Living4Media/Dijitalİmaj
Derleyen: Elif Ergün Tunçer/Ev Bahçe 

Almanya’nın Bayvera eyaletinde, 2000 metrekarelik bir bahçedeyiz. 19. yüzyıldan kalma binaların da bulunduğu bu büyük bahçe, temel olarak iki bölüme ayrılıyor. Bahçeyi gezmeye ilk bölümden başlıyoruz. Burada formal bitkilere ağırlık verilmiş. Her dem yeşil bitkilere form verilerek oluşturulan bu alan canlı heykellerin buluştuğu bir alanı anımsatıyor. Ligustrumlar, defneler şekil verilmiş halleriyle bahçenin bu bölümünde göze çarpıyor. Bizim şimşir olarak bildiğimiz Buxus sempervirens tüm güzelliğiyle yine bu alanda karşımıza çıkıyor. Şekil verilen bitkiler, düzenli budama sayesinde ilk günkü güzelliğini koruyor. Burada ayrıca çiçekli çalı türleri ve her dem yeşil çit bitkileri de kullanılmış.
Ana rengin yeşil olduğu bahçenin bu bölümünü pembe ve mor tonlarındaki çalı gruplarıyla taçlandırmayı unutmamış ev sahipleri. Bahçenin diğer bölümüne doğru ilerliyoruz. Burada çeşit çeşit güller yine ağırlığını koruyor. Hattabazı türler, görüntüsüyle nostaljik bir etki yaratıyor diyebiliriz. Mis kokulu güllere, lavantalar, bezelye çiçekleri, Agapanthuslar, şakayıklar ve hazeran çiçekleri eşlik ediyor, çiçekler farklı görüntüleriyle birbirini tamamlıyor. Farklı form ve renklere sahip çiçekleri bir arada kullanarak doğal bir bahçe görünümü elde etmeyi tercih etmiş ev sahipleri. Mor çiçekleriyle lavanta türleri, beyaz iri çiçekleriyle papatyalar, karanfiller diğer yeşil bitkiler arasında dikkat çekiyor. Bahçenin güzel görünümünün yanında aromatik çiçek kokulu olmasına da dikkat edilmiş. Çiçekli bitkilere eşlik eden formal her dem yeşil bitkiler bahçenin serbest formunu dengeliyor. Her sezon farklı çiçeklerle mevsimi karşıladıkları için bahçe asla çiçeksiz kalmıyor.