Jambo Masai Mara

Yazı: Özge Lokmanhekim

İstanbul’dan 6.5 saat süren uçak yolculuğundan sonra Kenya’nın başkenti Nairobi’de bir gece konaklıyoruz. Ertesi sabah erkenden Land Cruiser marka safari aracımızla Masai Mara’ya doğru yola çıkıyoruz. Meryl Streep ve Robert Redford’un başrollerini paylaştığı ‘Benim Afrikam’ (Out of Africa) filmini izlediniz mi bilmiyorum... Film Karen Blixen’in hayat hikayesini anlatıyor. Yol üzerinde, işte bu filmle tanınan Danimarkalı Karen Blixen’in şimdi müze olan evini ziyaret etmeyi atlamıyoruz...
Yol boyunca Kikuyu, Limuru, Maimahiu, Noluka, Moja, Niulele, Ekure, Siambii ve Narok başta olmak üzere küçük kasaba ve köylerden geçiyoruz. Tropikal meyvelerden oluşan öğle yemeğinden sonra toprak yolda ilerleyerek yaklaşık beş saat sonra Masai Mara savanalarına varıyoruz. Kişi başı 60 dolar ödeyerek ulusal parka giriş yapıyoruz. Rehberimiz safari süresince Kenya’dan Tanzanya’ya akan 395 kilometrelik Mara Nehri üzerinde sürüler halindeki hayvanların geçiş noktalarından birini bize göstereceğine söz veriyor.

İlk macera!
Masai Mara’da bizi ilk önce yavrusunu beslemek için akasya ağaçlarını deviren bir fil karşılıyor. Sonrasında kalabalık halde otlayan zebraları görüyoruz. Yolda önümüze kocaman bir zürafa ailesi çıkıyor. Otel yolunda avlanmaya çıkmış yaban domuzlarını, kudu, impala gibi farklı antilop türlerini, bir yaban öküzünün leşinin yanında av partisi veren sırtlan ve çakalları görüyoruz. Hava kararmaya başladığında, otele varmadan kocaman bir bufalo sürüsü önümüze çıkıyor. Ancak bize dik dik bakmalarından korkmuyorum, zira rehberimiz araç içinde güvende olduğumuzu söylüyor.
İkinci gün...
Ertesi sabah kahvaltıda kızarmış yeşil muz, haşlanmış ve fırınlanmış tatlı mısır, mercimek yemeğine benzeyen mbaazi, hamur işini andıran vitumbua ve maandazinin tadına baktıktan sonra sabah safarisi için yola koyuluyoruz. Yolda bir aslan ailesi ile karşılaşıyoruz, yol kenarında ise biri dişi diğeri erkek aslanı çiftleşmek üzere görüyoruz. Rehberimiz, aslanların yılda dört kez çiftleştiğini ve bunun toplam altı gün sürdüğünü, bu süre zarfında yemek yemediklerini söylüyor. 1-2 kare fotoğraf çektikten sonra aslanları daha fazla rahatsız etmememizi rica ediyor ve yola koyuluyoruz. Buradaki halk hayvanlara ve doğaya karşı çok saygılı. Bu toprakların hayvanların yaşam alanı olduğunu, kendilerinin ise burada sadece misafir olduğunu söylüyorlar.
Öğle yemeğinden sonra rehberimiz bizi 20 haneli bir Masai köyüne götürüyor. Köye girip dolaşmak ve fotoğraf çekebilmek için kişi başı 30 dolar ödüyoruz. Kapıda bizi Masaili erkekler dans ederek ve sıçrayarak karşılıyor. Öğreniyorum ki erkekler ne kadar yukarı sıçrarsa o kadar kuvvetli olduğuna inanılıyormuş. Masaili bir erkeğin ancak ayrı ev yapmak ve hayvan vermek şartıyla birden fazla eş alabildiğini, erkeklerde sünnetin 15 yaşında yapıldığını ve erkekliğin simgesi olarak sünnet sırasında çığlık atılmaması gerektiğini aksi halde o erkeğin savaşçı kabul edilmediğini, kadınların karşı cinse güzel görünmek için kulaklarını deldirip sonra bu delikleri büyüttüklerini, inek ve keçinin kanını da beslenmek için kullandıklarını rehberimizden öğreniyoruz. Gezimizin sonunda Masaili kadınların elleriyle yaptıkları takıları sattıkları bir pazar yerine geliyoruz. Boncuklardan yapılmış kolyeler, fil kuyruğundan yapılmış bileklikler, tahtadan yapılmış okların satıldığı bu pazarda kadınlar ve çocuklar şarkılar söyleyerek zaman geçiriyor. Burada bir sürü fotoğraf çektirip kendime fil kuyruğundan bir kolye ve boncuklu bir küpe aldıktan sonra köyden ayrılıp yola koyuluyoruz. Otele uğrayıp eşyalarımızı topladıktan sonra akşamüzeri Masai Mara’dan başlayan göçün varış noktasını görmek üzere Tanzanya’ya, Serengeti’ye doğru yola çıkacağız.

Kenya hakkında kısa kısa
• Kenya’da 70 farklı dil konuşuluyor. Resmi dil Swahili ve İngilizce.
• Kikuyular, Masailer, Luolar ve Kalenjinler başta olmak üzere büyüklü küçüklü 40 kabile yaşıyor. Giyimlerden ve taktıkları takılardan kimin hangi kabileden olduğu anlaşılabiliyor.
• Kenya’nın başkenti Nairobi adını Masai dilinde ‘soğuk su’ anlamına gelen ‘Enkare Nairobi’den alıyor.  

Nerede kalınır?
Eğer otel konforu arıyorsanız Mara Serena Lodge’ta, lüks bir şekilde çadırda kalmayı tercih ediyorsanız Kicheche Valley’de (www.kicheche.com), Sarova Mara Game Camp’ta (www.sarovahotels.com) ya da su aygırlarının bulunduğu bölgenin hemen yanında 50 tane çadırdan oluşan Fairmont’ta (www.fairmont.com/marasafariclub) ya da 17 çadırla hizmet veren Little Governor’s Camp’te konaklayabilirsiniz.