Masalsı bir ada
Didem İnselel, Cunda’nın doğasına ve huzurlu atmosferine hayran kalmış.
Gittiğim her yerden incik boncuk almayı çok sevdiğim için Cunda, bu özelliğiyle de tam bana göre. Issız gibi görünen her sokakta cıvıl cıvıl dükkanlarla karşılaşıyorsunuz. Ve sokaklarda adanın asıl sahipleri kedilerle… Ben gerçekten hiçbir yerde hayvanların insanlarla bu kadar iç içe, rahat ve mutlu yaşadığına rastlamamıştım. Vaktiniz olursa arabanıza atlayıp tüm koyları gezin derim ben. Yolun bitimindeki plajın orada satılan ev yapımı harika reçellerden mutlaka alın. Dönerken ardınızda ne bıraktığınızı kuşbakışı görmek isterseniz, Rahmi Koç’un restore ettirerek bir kütüphaneye çevirdiği yel değirmenine çıkın. Cunda’yı seyrederken benim için de bir kahve için… Geçen yıl Cunda’ya yolum ilk düştüğünde anladım ki bu son olmayacak... Daracık sevimli sokakları, bir masalın içindeymişsiniz hissi veren yel değirmenleri, sahil boyunca uzanan ışıl ışıl denizle iç içe balıkçıları, dondurmacıları, çay bahçeleriyle çocukluğumun yazlık havasını yeniden yaşadığım Cunda’ya bayıldım. Cunda’ya kaçamak yapmak isteyenlere kalmak için sahilin bir arka sokağındaki Nesos’u tavsiye ederim. Şirin bahçesi, hamakları, huzurlu atmosferi ve misafir perver personeliyle kafa dinleyebileceğiniz harika bir otel. Cunda’ya gidip de meşhur Taş Kahve’ye uğramazlık etmeyin sakın, adaçayı muhteşem. By Nihat ve Ada Restoran’da ne yerseniz çok lezzetli. Özellikle sıcak otu mutlaka deneyin. Yemekten sonra illaki lokma… Uzun kuyruklarda geçirdiğiniz zamana değecek.