Hayalden gerçeğe
Çocukluk hayalinden gerçeğe dönüşen tasarım tutkusunu Cipela Mansion’la hayata geçiren Hidayah Hassan ile markası ve gelecek planları hakkında konuştuk.
Elele dergisi 2024 yılı Mayıs-Haziran sayısında yer almaktadır...
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Hayatımda önemli figürler var, bunlardan bazıları Audrey Hepburn, filmler, ayakkabılar… İnsan yaşamında pek çok dönüm noktasının aileden gelen duygular ve öğrendiklerimizle şekillendiğini düşünüyorum. Örneğin iş tarafında babam benim için büyük bir idoldür. Annemin beş çocuk büyütürken gösterdiği kararlılık, disiplin, hayata karşı tutkusu da her zaman ilham aldığım ve beni besleyen bir etkendir. Marka oluştururken anne ve babamın hayata karşı olan bakış açılarından faydalandığım bir süreç yaşadım diyebilirim. Ardından içimdeki girişimci ruh, tüm bu duygulardan beslenerek beni uluslararası bir marka oluşturmaya itti. Tabii bir şeye baştan başlamak ve hayellerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız öncelikli tek bir ihtiyacınız var: Sizinle hayalinizi paylaşacak insanların yanı sıra bu işi kurmak için gerekli olan yatırım. Biraz araştırma yaptım, Balkanlar’ı inceledim, Londra’daki gelişmelere baktım. Zaten Londra benim alışık olduğum bir yerdi, 11 yaşından beri babamla çok fazla seyahat ediyorum. O yıllarda çok fazla transit geçiş yapmamız gerekiyordu ancak seyahatlerimiz sırasında beni her zaman kendine çeken, hayran olduğum şehir İstanbul’du. Ben de hep İstanbul’da, Türkiye’de bir iş oluşturmayı hayal ettim. Üniversite yıllarımda da sık sık seyahat ederdim. Aslında ayakkabılara karşı olan ilgim çok uzun soluklu, tutkulu bir süreç. Audrey Hepburn tarzı ayakkabılar, bende tarifi olmayan bir heyecana yol açıyordu. Her ayakkabının bir hikayesi olduğuna inanırım; bazıları kavuşmalara ve yeni heyecanlara götürürken, bazıları tatsız anların eşlikçisi olabilir. Ancak ayakkabıların yaşadığımız her anda bizimle olması büyük bir hikayecilik anlayışına dönüştü benim için. 2012 yılı benim hayatımda dönüm noktası olan bir yıldı. Babamın sağlık sorunları nedeniyle Malezya’ya geri döndüm. Birçok işi denedim, araştırdım. Şu an Malezya’da bir fabrikamız var. Sağlıklı ve sürdürülebilir tedarik zinciri oluşturma konusunda tutkulu ve heyecanlıyız. Yakında Türkiye’de açılmak için sabırsızlanıyoruz. Özetlemek gerekirse rol modellerim, üniversite yıllarım, araştırma tutkum ve Audrey Hepburn, markamdan önceki hayatımın mihenk taşlarıdır.
Markanızın hikayesi nedir? Nasıl başladı?
Bir rüya ile. Çocuk sayılacak yaşlarda gördüğüm bir rüya ve daha sonraları eskizlerimde karalanan satırlar bana şunu gösteriyordu: Hem şık hem de rahat bir ayakkabı bulmanın zorluğu. Üstelik genel kanı, ayakkabının da sadece bir giyim aksesuarı olduğu yönündeydi. Ancak tabii ki bundan çok daha fazlası benim için. Az önce de söylediğim gibi, biz bir hikaye anlatıyoruz. Cipela Mansion’un hikayesini oluşturan da rahat, konforlu, şık ve tarza yönelik bir anlatımı benimsemekti.
Markanızın hangi değerler veya niteliklerle ilişkilendirilmesini istiyorsunuz?
Gelenekseli kıran kadınlar. En büyük değerimiz ‘rahatsız ama şık’ görünmeye itilen kadınların yeni tarz yaratmalarına imkan tanımak. Bir ayakkabı sizi rahatsız ediyorsa bir noktada onun şıklığı önemini kaybeder. Bilirsiniz gelenekselde ayakkabıyı ilerleyen saatlerde çıkarıp rahat bir ayakkabı giymenin hayali vardır. Biz bunun olmasını hiçbir zaman istemedik. Sizi tamamlayan, sizi özgür kılan parçanız her zaman rahat ve şık hissettirmeli.
Yeni bir model tasarlarken size ne ilham veriyor?
Hayal kurarım. Ancak hayalperest olmam. Kafamda canlandırdıklarım her zaman bir anlayışa ve ihtiyaca yöneliktir. Farklı koleksiyonlar üretiyoruz ve bu koleksiyonları oluştururken adım adım ona yönelik ihtiyaçları düşünür ve Cipela Mansion’un değerleriyle birleştiririm. Elbette bir konu daha var o da rüyalarım… Eğer bir tasarım için yoğunlaşmışsam o tasarımı önce rüyamda görürüm. Rüyamda gördüğüm şeylerden etkilenir, uyanır uyanmaz tasarımı bir kağıda çizer ve sonrasında bir iki ufak dokunuşla tasarım hazır olur. Bu yüzden de başucumda hep Rüya tabirleri kitabım yer almaktadır. Gördüğüm rüyanın yorumuna bakar ve bende bıraktığı yoğun bir renk var ise tasarıma uygulayacağım renkte böylece hazırdır.
Cipela hangi ülkelerde pazarda olacak?
Cipela Mansion olarak giyim ve ev sektöründe yer alıyoruz şu an. Malezya’da bir fabrikamız var. Yakın zamanda Türkiye’de de yer alacağız. Türkiye ve Malezya kültürlerini ortak noktada birleştiği giyim ve ev dekorasyonunda yer aldığı ürünlerlerle pazarda yer almak istiyoruz.
Bize koleksiyon hakkında bilgi verebilir misiniz?
Koleksiyonlarımızı ayrıştıran konu, biraz daha müşterilerin ihtiyaçlarını anlamaktan geçiyor aslında. Her müşterinin ihtiyacı aynı değil, her hikaye benzersiz olduğu gibi. Kimimiz daha pastel tonlar severiz, kimimiz daha klasik…Koleksiyonları oluştururken kişi ihtiyaçlarına yöneliyoruz.
Markanızın büyümesi için kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?
Türkiye pazarı için ayakkabı markamız bizim için bir başlangıç. Kısa vadede ayakkabı ve giyim ürünleri ile başladığımız bu yolculuk, gerçek anlamda uluslararası yatırımcı kimliğimiz ile uzun vadede devam ediyor olacak. İstanbul bu yolculuğumuzda bize köprü görevi göreceği için çok heyecanlıyız. Ayakkabı satışımız şu an online sitemiz üzerinden gerçekleşiyor. İlk mağazamız 6 ay içerisinde İstanbul’da, bir sonraki yaz sezonunda ise Bodrum ve Çeşme’de yer alacak.
Şu an hangi koleksiyonları hazırlıyorsunuz?
Balerin, gelin ayakkabıları ve okula dönüş koleksiyonları üzerinde çalışıyoruz. Bir de, bizi de çok heyecanlandıran İstanbul koleksiyonu var.
Markanızın ev koleksiyonu da olacak. Hangi ürünler yer alacak bu seride?
Gelinlik koleksiyonundan ev koleksiyonuna kadar geniş bir tasarım yelpazesi bulunuyor şu an. Onun üzerine çalışıyoruz. Bu ve bununla ilgili ürünlerimizi çok yakında paylaşacağız.