İş ve hayat armonisi
Başarıyı bir gün ulaşılıp bitecek bir hedef değil; kendini sürekli geliştirerek, yeni deneyimlerle süregelen bir yolculuk olarak gören Zümrüt Yezdani Kedik ile çok yönlü kariyer yolculuğunu konuştuk.
Zümrüt Yezdani Kedik, doktor bir baba ve avukat bir annenin, futbol meraklısı ve müziğe tutkun kızı olarak büyüdü. İstanbul Üniversitesi’nde aldığı hukuk eğitiminden sonra, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde eğitim hayatını sürdürmüş ve ardından Bilgi Üniversitesi’nde ekonomi hukuku bölümünde yüksek lisansını tamamlamış. Zümrüt Yezdani Kedik, iş hayatının içerisinde ve karar mekanizmasının bir parçası olma fikrinin cazibesiyle kariyerini şirket avukatı olarak sürdürmeye karar vermiş. Kariyeri boyunca hobilerinden ve kişisel tutkularından hiç vazgeçmeyen; hukuk, müzik ve futbol gibi üç benzemezi hem iş hem özel hayatında harmanlayan özel bir ismin kariyer yolculuğuna davetlisiniz.
Kariyer yolculuğunuzda yaşadığınız dönüm noktasında neler yaşandı ve o kırılma noktası sizi bugün bulunduğunuz noktaya nasıl getirdi?
Annemin avukat olması sayesinde hukuk dünyasını çok küçük yaşta tanıdım. Özel sektörde avukat olmaya bu süreçte karar verdim. Kariyer yolculuğumun dönüm noktası ise 12 yıl önce yaşanan ve şu an hukuk, kurumsal iletişim ve dış ilişkiler direktörlüğünü yürüttüğüm Pernod Ricard Türkiye’de işe başlamam ve genel müdürümüz Selçuk Tümay ile yaptığım iş görüşmesiydi. Kendisinin yıllar içerisindeki güveni ve bana verdiği sorumlulukların büyümesiyle şirket içindeki kariyerim de çok yönlü olarak şekillendi.
Peki, başarılı bir kariyerin ‘olmazsa olmaz’ özellikleri nelerdir?
Meraklı olmak, entelektüel olarak kendini geliştirmek, yaptığınız işlerde fark yaratmak, işinizi yaparken eğlenmeyi ve paylaşmayı unutmamak ve ‘başarı yolunda her yol mübahtır’ demeden değerlerinizi her zaman korumak en önemli özellikler. Futbolda bir terim vardır: Fair play. Daha çok dürüst oyun anlamına gelir. Ben iş hayatında da fair play’e inanırım. Kariyer basamaklarını tırmanırken başkalarının üzerine basarak değil, kendinizi sürekli geliştirerek ve yaptığınız işi daha iyi yaparak, iş ve ekip arkadaşlarınızla dayanışma ruhunu koruyarak yola devam etmeye…
İçinde bulunduğunuz sektörü göz önünde bulundurduğunuzda, sizi, ekibinizi ve markalarınızı ‘özel kılan’ hangi değerlerin olduğunu düşünüyorsunuz?
Şirket vizyonumuz ‘keyifli anların yaratıcıları’ ve ekipçe bu vizyonu gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Çok değerli markalarımız var ve hepsi insanların keyifli anlarına eşlik ediyor. Kazandıran, kazanan, hem eğlenen hem eğlendiren bir şirket olmamız bizi özel kılıyor diye düşünüyorum. Başarımızın en büyük sırrı ise şahane ekibimiz!
İş dışında neler yapıyorsunuz ve iş-hayat dengesini nasıl kuruyorsunuz?
Kariyerim devam ederken bir yandan kişisel ilgim nedeniyle spor hukuku alanında eğitim aldım. Yıllar içerisinde TFF Tahkim Kurulu üyeliği, BJK Denetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. Halen Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve Paralimpik Komitesi Hukuk Kurulları üyesiyim. Bu alanlardaki tecrübem iş hayatına doğrudan yansıdı ve ikisi birbirini her zaman besledi. Bir diğer tutkum olan müziği de her zaman hayatımda tuttum ve şirket bünyesinde ‘The Bottles’ isimli bir müzik grubu kurduk, yarışmalarda dereceler aldık ama hepsinden önemlisi çok eğlendik. Denge konusundaysa en büyük şansım Pernod Ricard gibi eğlence kültürünün parçası olan keyifli bir şirkette çalışmak. Dolayısıyla benim için iş-hayat dengesi değil, iş-hayat harmanı var.
MERCEK ALTINDA
- Kariyer: Liyakat.
- İş hayatı: Tüm hayatımın güzel bir parçası.
- Hedef: Gidilen yolda öğrendiklerinle değişen ve dönüşen.
- Her sabah mutlaka: Çocuklarımı öperim.
- Mesleğe ilk başladığımda: Bugünkü gibi heyecanlıydım.
- İlham veren bir kitap: Bugünü Yaşama Arzusu – Irvin D. Yalom.
- Güzellik rutinimin olmazsa olmazı: Yüz yogası ve gülümsemek!