"İlk karar doğru karar"
Lafı dolandırmadan konuşmayı sevenlerden, hayat felsefesini de ‘kısa ve öz’ üzerine kurmuş. Henkel Çamaşır Ev Bakım Bölümü Pazarlama Direktörü Nükte Gönenç Cider, hep daha ileri gitmek için rüzgarı arkasına almak istemiş, başarmış da…
Yazı: Gülru İncu
Fotoğraf: Nurdan Usta
ÜNİVERSİTE EĞİTİMİNİN BİTMESİ, YENİ BİR SAYFANIN AÇILMASI AÇISINDAN SÜRPRİZLERLE DOLUAMA BİLİNMEZLİKLERİNDEN DOLAYI BİR YANIYLA DA ÜRKÜTÜCÜDÜR. Çoğumuz tüm bu belirsizliklerle uğraşıp hayatımıza nasıl yön vereceğimizi bilemez halde oradan oraya koştururken, bir kısmımız da şansı yaver gitsin ya da gitmesin değişikliği kabul edip hayatta vites yükseltme cesaretini göstermiştir. Henkel Çamaşır Ev Bakım Bölümü Pazarlama Direktörü Nükte Gönenç Cider, işte bu cesur kadınlardan biri. Ortaokul ve liseyi İzmir Amerikan Koleji’nde okuyan, 2007 yılında ise Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra hemen iş hayatına atılan Cider, pazarlama analisti olarak Sony’de işe başlamış ve Sony Cyber-shot fotoğraf makinelerinin ürün yönetiminden sorumlu olmuş. Cider’le Henkel’in yollarının kesişmesi tam bu döneme denk geliyor. Sony’de bir yıl çalıştıktan sonra Henkel’e geçen Cider, önce ev bakım kategorisinde ardından da üç sene Viyana’da Ortadoğu ve Balkanlar'dan sorumlu olarak farklı markalarda marka müdürlüğü rolleri üstlenmiş. 2012 sonunda Türkiye’ye döndükten sonra Persil ve Tursil markalarından sorumlu olarak çalıştıktan sonra farklı ve daha hızlı tüketimin olduğu bir sektör denemek için Danone’ye geçmiş. O günleri şu sözleriyle anlatıyor Cider. “İki sene boyunca Danino markasından sorumlu olmak benim için çok farklı bir deneyimdi. Alıştığımdan farklı bir hedef kitleye, çocuklara hitap eden bir ürün ve kampanyalar tasarlıyordum. Bu sırada Henkel’de bir organizasyon değişikliği oldu ve teklif geldi. Ben de kabul ettim. 2015 yılının aralık ayından bu yana Henkel Çamaşır Ev Bakım Bölümü Pazarlama Direktörü olarak çalışıyorum.”
Neden pazarlama sektörünü tercih ettiğini sorduğumda gülerek sürdürüyor sözlerini; “Küçük bir çocukken hayalimde yatan meslek şarkıcılıktı. Televizyonda şıkır şıkır giyimli, saçları yapılı ve bol makyajlı şarkıcıları görüp ben de takıp takıştırır, onları taklit ederdim. 5-6 yaşlarındayken annemin gardırobundaki kıyafetlerle mağazacılık oynamaya bayılırdım. Dolabı her zaman çok derli topluydu ve bluzları benimkiler gibi katlı olmaz, askılarda asılı olurdu. Askılardan birini çekip ‘Bakın, bir de bu renk bluzum var. Beğendiğiniz etekle çok uyar’ diyerek tezgahtarlık yapardım. Belki de pazarlama kariyerimin ilk denemeleriydi bunlar.”
FARK YARATMALISINIZ
Cider, Viyana’da geçirdiği süre boyunca Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini ve bu ülkedeki tüketicileri tanıma şansı bulduğunu, bundan sonra daha farklı ve geniş bir coğrafyada stratejik pazarlama yaparak yeni tüketici profillerini keşfetmek istiyor. Hedefi ise uzun vadede satış tecrübesi edinerek genel müdürlük yapmak. Onun için profesyonel hayatta başarılı olmanın sırrı, yaptığınız işe gerçekten değer vermekte yatıyor tabii; bu da sorumluluk almayı beraberinde getiriyor. İşin özü aslında hepimizin bildiği ama zaman zaman göz ardı ettiğimiz bir gerçek; bizzat yaratabileceğiniz farkı bulmak ve bunun için çalışmak. “Özellikle büyük ölçekli ve çok sayıda çalışanı olan kurumsal şirketlerde tek başına sizin yaptığınız işin değerli olduğu bilinci önemli. Ben yapmasam da yapan biri bulunur diyorsanız ya işinizi ya da işe bakışınızı tekrar gözden geçirmelisiniz” diyor.
HAYAT FELSEFEM: KISA VE ÖZ “Hayat felsefenizi nasıl özetlersiniz?” diye sorduğumda Nükte Gönenç Cider, katıldığı bir workshop’tan bahsediyor. “Orada hayat mottomuzu yazmak üzerine çalışmıştık. Ben ‘Pupa Yelken’i seçtim. Yelken yapmıyorum ama hayata bakışımı anlattığı, kısa ve öz olduğu için seviyorum. Rüzgarı arkadan almak, hep daha ileri gitmek, yeni yerler yeni şeyler keşfetmek, hayattan keyif almak ve en önemlisi özgür olmak. Pupa yelken hepsini doğru karardır” diyor tereddütsüz. özetliyordu.” Cider, New York’un kendisini yansıtan bir şehir olduğunu düşünüyor ama bu şehrin onun için özel olmasının başka bir nedeni var. “Belki gerçekten çok sevdiğim belki de evlilik teklifini orada, Central Park’ta bir piknik sırasında aldığım için New York’un yeri bende çok ayrı” diye ekliyor gülerek. “Romantik bir film seti” gibi dediği Amsterdam’a her sene eşiyle gittiklerini söylüyor. Tabii bir İzmirli olarak Çeşme’yi de çok seviyor. Eylülde Maldivlere taş çıkaran Ilıca plajıyla ve güneşi batırmanın en güzel yeri olarak gördüğü Adabalık restoranıyla Çeşme vazgeçilmezlerinden. Son olarak, “Hayatta öğrendiğiniz en önemli şey ne?” diye soruyorum; “İlk karar en doğru karardır” diyor tereddütsüz.
CİLT BAKIMINA ÖNEM VERİRİM
Çok yoğun makyaj yapan biri değilim ama gerektiği zaman Mac pudra, Dior eyeliner ve maskara, Yves Saint Laurent göz altı kapatıcısı ve allığımı sürerim. Parfüm konusunda yıllardır Chanel Coco Mademoiselle’den vazgeçemedim. Göz ve dudak çevresinde yaşlanmaya karşı önlem olarak Shiseido’nun kremlerini kullanıyorum. Yüz temizliği ve nemlendirici olarak da tercihim Kiehl’s. Saç bakımına da önem veriyorum ve Davines’in ürünlerini kullanıyorum.
Vazgeçilmez 10'u
1. Ailem. Eşim ve ailem ilk aklıma gelen.
2. Evim. Benim için dünyadaki en huzurlu her.
3. Dürüstlük. Kendimden ve çevremdeki herkesten beklerim.
4. Başarı. Yaptığım iş her neyse, küçük ya da büyük, başarılı olmak için elimden geleni yaparım.
5. Arkadaşlarım. Hayat onlarla daha güzel.
6. Müzik. Her zaman arka planda olmalı.
7. İyi yemek. Çünkü Boğa burcuyum.
8. Denge. İş ve hayat dengesi kusursuz olmalı.
9. Güven. Evde eşime, işte ekibime tam güvenirim.
10. Mutluluk. Yaptığımız her şeyi mutlu olmak için yaptığımıza inanıyorum.
TEK PARÇA KIYAFETLER FAVORİM
Alışveriş yaparken en çok tek parça elbiseleri, özellikle de bu sene moda olan tulumları tercih ediyorum. Kırmızı, siyah, gri ve gece mavisi en çok kullandığım renkler. Tod’s ve Furla’nın çantalarını çok beğeniyorum. Topuklu ayakkabılarım genelde Nine West. Dilek Hanif’in tarzını çok beğeniyorum. Özgür Masur, Arzu Kaprol ve Selma Çilek de takip ettiğim modacılar arasında.