Evde Tek Başına 30 yaşında!

Düşük bütçeli bir aile komedisi olarak başlayan ve 30 yılda büyük bir fenomene dönüşen, ekipteki herkesin ama özellikle çocuk oyuncu Macaulay Culkin’in hayatını değiştiren Evde Tek Başına (Home Alone), evde yanlışlıkla tek başına kalmış bir çocuğun, evini hırsızlardan koruma çabasını beyaz perdeye taşıyan unutulmaz bir kült olmayı başardı.

Yönetmen ve yazar John Hughes’ın çocuklarından birini yanlışlıkla evde unutsa neler olabileceğini düşünmesiyle başlayan senaryo süreci, yönetmenliğinin ilk yıllarındaki Chris Colombus’un da mesleğine dair umutlarını yitirmişken, yeni bir umut kapısı olmuştu.

“Çaresizce iş arıyordum ve o dönem Chevy Chase ile anlaşamadığım için bir filmi bırakmak zorunda kalmıştım. Chase ile çalışmak Donald Trump ile film çekmeye benziyordu. Sanırım John, filmi bırakmamdan kendi bakış açısına göre memnun olmuştu. İki hafta sonra bana iki senaryo yolladı, biri Evde Tek Başına’ydı. Yönetmenliğe devam etmemi sağlayan kişi John’du.” diye o dönemi anlatan Chris Colombus, “Bu film sayesinde Noel dönemine farklı bir bakış açısı getiriyordu. Noel yılın en duygusal ve güzel zamanı olarak lanse edilse de Evde Tek Başına’da buna karşıt bir durum vardı ve bu filmin bir dev bir canavara dönüşmesini sağladı.” diye devam etti.

Macaulay Culkin Tek Seçenekti

Yazar John Hughes, filmin senaryosunu yazarken aklında hep Macaulay Culkin’in olduğunu belirten cast direktörü Janet Hirshenson, aslında hızlı bir şekilde başka adayları da değerlendirmiş. Daha sonra onun gibi hala Noel Baba’ya inanacak kadar küçük yaşta ve deneyimli bir çocuk bulamamış. Yönetmen Colombus’a göre de Macaulay, hem büyüleyici hem de komik hem de gerçekten çocukça davranan bir oyuncuymuş. Bir kulağının hafif kepçe olması, onu kusursuz bir aday yapmıştı.

Çocukların hem eğitimlerine devam etmesi hem de sete gelebilmeleri zaman konusunda cimri olmaları gereken bir durum yaratmış. Çocuklara hızla yetişebilmeleri için verilen scooterlar da sonunda hep bir soruna yol açtığı için aslında hiç iyi bir fikir olmamış. Çünkü çoğu zaman bu scooterlar sette çocukların eğlencesine malzeme olmuş.

Filmden akıllardan kalan en özel detaylardan biri de eve girmeye çalışan iki hırsızın da birbirinden başarılı iki isim olmasıydı: Joes Pesci ve Daniel Stern. Özellikle Daniel Stern’ün ücreti yüksek bulununca başka bir adayla devam edilmiş ama kimse Joe Pesci ile aynı kimyayaı yakalayamayınca, Stern geri dönmüş. Diğer yandan Martin Scorsese ile yıllarca harikalar yaratsa da Joe Pesci kendisi de itiraf etmiş, en tanındığı rolü Evde Tek Başına’daki Harry’miş. 

Michael Jackson İle Röportaj Yapmak

Culkin’in abisi rolündeki Devin Ratray, o zaman öğrenci olduğu için bir okul ödevini belgesel olarak hazırlıyormuş. Macaulay, sete ziyarete giden Michael Jackson’ın yanına gidip Devin’in röportaj yapıp yapamayacağını sormuş ve Jackson bir an bile düşünmeden “Tabii ki” demiş. Devin Ratray bu an için hayatımın anısı yorumunu yapıyor: “Değil röportaj yapabileceğimi, sete geleceğini bile bilmiyordum. Ne soracağım hakkında bir fikrim yoktu ama o dönem klibinde model Iman’ı öptüğü bir şarkısı popülerdi. Ben de “Iman’ı öpmek nasıl bir his?” diye sordum, gülmeye başladı ve o andan sonra çok rahat sohbet ettik.” diyerek 30 yıl öncesinin muhteşem bir anını hatırlıyor.

Seti kurarken bir ritim yakalamaya çalışan Colombus ve ekibi, tuzakların güvenli olduğundan emin olduktan sonra iniş çıkışlı bir ritim tutturmayı hedeflemişler. Oldukça iyi planlanan sahneler için “Kartları havaya atıp beklediğiniz bir an değildi, her şeyi çok iyi planlamıştık ve başı sonu belliydi.” diye anlatıyor yönetmen Chris Colombus.  

Filmde düşük bütçeden dolayı pek görsel efekt kullanılmamış. Çoğu zaman tehlikeli bir sahnede dublörler oldukça sıkıntılı anlar yaşıyormuş. Hatta bir sahnede dublörün yaşadığı tehlikeli bir anı filmde şiddeti düşürülmüş şekilde gösterebilmek için gerçek ve çizgi film seslerini bir arada kullanmışlar.

30 Yıllık Eskimeyen Bir Macera

Evde Tek Başına ABD’de 16 Kasım 1990 yılında gösterime girdikten sonra, Şubat 1991’e kadar gişede birinci sırada yer almış. Chris Colombus, bu başarıya inanamadığını ve kısıtlı sayıda sinemada gösterime girmiş filminin bu başarısının büyüleyici olduğunu söylüyor.

Chris Colombus’a göre, yıllar geçmiş olmasına rağmen her yıl filmin hatırlanması, gösterilmesi ve hala sevilmesi müthiş bir duygu ve arkasında bırakacağı mirasın içinde kendi yolunu bulmuş bu filmin olması kendisini çok mutlu ediyor.