Tecrübeli ve yenilikçi: Melike Yıldırımtaş Öztürk

Melike Yıldırımtaş Öztürk ile tecrübesinin, yenilikçi tavrının ve aile geleneklerinin ışığında çıktığı yeni kariyer yolculuğunun ilk sayfasında bir aradayız.

Tecrübeli ve yenilikçi: Melike Yıldırımtaş Öztürk

Hayatı boyunca kendini geliştirmenin peşinde olan Melike Yıldırımtaş Öztürk, sanat yönetimi alanında aldığı eğitimin yanı sıra, kariyeri boyunca aile işlerinin içinde aktif şekilde rol almış ve ruhunda saklı çok yönlülük sayesinde kazandığı deneyimleri, girişimcilik arzusuyla bir araya getirmeyi başarmış. O, başarı kavramını ‘kendini gerçekleştirme çabası’ olarak yorumluyor ve başka başarılardan feyz almayı ise illüzyon olarak görüyor; çünkü hiçbir işin bir illüzyon, bir kopya olmaması gerektiğini düşünüyor. Sunday Skin markasının kurucusu Melike Yıldırımtaş Öztürk ile yeni kozmetik markasını, hayatın akışını takip eden deneyimlerini ve durmaksızın kendinin en iyi versiyonu olmakta başarılı kariyer yolculuğunun sırlarını birlikte keşfediyoruz.

Kariyer yolculuğunuzda yaşadığınız en önemli kırılma noktası neydi?
Hayatım boyunca bir kadın olarak iş hayatında var olmak ve bir hedefe ulaşabilmek için çabaladım. Maddi ve manevi olarak çok zorlu hayat mücadelelerinden geçtik ama biz üç kız kardeş olarak çalışmayı ve başarmayı hedefledik her zaman. Birçok kez düşsek de ‘hayatımızın altı, üstünden belki daha güzeldir’ motivasyonumuzu kaybetmedik. Herkesin yaşam hikayesi kendine büyüktür. Fakat bizim için düşmek, düz yolda olmaktan daha basit ve olağan bir durum haline dönüştüğü için her günde kırılma noktalarımız vardır. Ben, her yeni güne dünden öğrendiklerimi özümseyerek ve hep aynı başlangıç noktasından başlarım.

Yeni kozmetik markanızla iş dünyasında heyecanlı bir yolculuğa çıkıyorsunuz… Bu yolculuğun hazırlık aşamalarında neler yaşandı?
Planlama aşamasında çözüm odaklı ve ulaşılabilir ürünlerden yola çıktık. Soruna hizmet eden, pratik, prosedürlere boğmayan ve en önemlisi ulaşabilir fiyatlara sahip neşeli ürünleri, her kadına hizmet edebilmesi için tasarladık.

Yeni kariyer adımınız aslında bir aile geleneğinden de izler taşıyor. Ailenizin iş tecrübelerinden bu yeni adımınızda nasıl yararlandınız?
Plastik ambalaj alanında yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip aile işimiz, sektördeki gelişimimiz ve dijitalleşen dünya ile gelişen moda ve kozmetik alanlarına yapılan farklı atılımlarla çok yönlü bir hale gelmeye başladı. İlk dönemlerde sadece plastik ambalaj yaparken; daha sonra renkli kozmetik dediğimiz yurt içinde ve yurt dışında birçok marka için makyaj malzemeleri üretmeye başladık. Hemen akabinde, hazır ürün talebi ve imalatıyla devam eden süreçle yeni ürünler ve farklı yatırımlar gerçekleştirerek işimiz kendiliğinden başka alanlara taştı. Hiçbir zaman kendi markamız olmadı ama hep farklı markalara üretim yaptık. İçimizde ‘bir yerden başlamak’ adeta bir fikir bulutu olarak duruyordu. Günümüzde ise bu işi uzun soluklu, tüm deneyim ve bilgi birikimimizi bir araya getirerek, doğru konumlandırarak ve arz-talep dengesini gözeterek yapmaya karar verdik. Daha önce çokça başka markalar altından deneyimlenen ve beğenilen bir ürünümüzü sıkı bir araştırma sonrası seçtik. Bu ürünle yola çıkarak ve diğer deneyimlenen ürün çeşitlerimiz için heyecanlanarak tasarım alanında çalışmalarımızı başlattık.

Farklı sektörlerdeki deneyimlerinizi ve aldığınız eğitimi göz önünde bulundurduğunuzda nasıl bir ‘yönetici’ profili ortaya çıkıyor?
İş hayatımda her zaman ‘nezaket esastır’ düşüncesiyle var oldum. Burada bahsettiğim nezaket kavramı, sadece kibar olmak değil. Her şeyden önce halden anlamaktır ve her insana hak ettiği saygıyı hassas düşünceyle sergileyen olgun yaklaşımdır. Benim için birinci sıradaki liderlik ilkesi buradan geçer. Ben insana değer veririm, birlikte yürüdüğüm iş arkadaşlarımı aile gibi görür ve o değerde benimserim. İşlerimin hepsinde her bir çalışma arkadaşıma iyi bir lider olmanın yanı sıra; liderliğin, doğru olmanın ve yanlışı örtmek yerine kabul edip daha iyisi ile bütünleşmenin, saygın ve güvenilir olmanın önemini aşılamayı hedeflerim.

Markanız kendi alanında neyi değiştirmeye kararlı?
Markamızın ismi, aslında her kadının evinde kendine ayırdığı bakım gününden yola çıkarak yaratıldı. Pazar günleri, dinlenme ve bakım rutinlerinin yapıldığı; genellikle herkesin yeni haftaya zihinsel ve fiziksel olarak hazırlandığı gün olarak görülüyor. Pazar gününün doğru dinlenme ve iyi bir motivasyonla cildinize bir yansıması da oluyor. ‘Bugün ne kadar güzel görünüyorsun, sanırım hafta sonu iyi dinlendin’ gibi tepkilere karşılık, markamız Sunday Skin ile bakım rutininizi gerçekleştirdiğinizi ve bu sayede haftaya hazırlandığınızı söylemenizi istiyoruz. Her kadının güzellik ve bakım için ciddi bütçeler ayırmasına her zaman gerek olmadığını düşünüyoruz. Günlük rutinde düzenli yapılan pratik bakımlar, düzenli bir yansımayı da sağlayacaktır.

Güzellik ve bakım konusunda sizce bu yazın trendleri neler?
Bu sezon minimalizm moda. Daha fazla insanın cildinin doğal dokusunu ve minimalist cilt bakım rutinlerini benimsediğini göreceğimiz anlamına geliyor. Skinimalism trendi, bu yaz daha da güçlü bir şekilde devam edecek. Cilt dokusunu saklamayan minimal görünümler, transparan formüller ve doğal uygulamalar ön planda olacak.

Sizin ve markanızın yakın gelecekteki hayallerini neler süslüyor?
Dünyamda yansıttığım enerjinin, her insanın içinde olduğunu biliyorum ve rengarenk bir gökkuşağında herkesin kendine yakın bulduğu bir renginin var olduğuna da. Ben hepsinden kullanmak istedim. Bu yüzden hayallerimde, mutluluk veren hormonlarının gülümsemekten geçtiğini bilerek herkesin kendi rengini bulması ve doğal, pratik güzelleşmeyi çok uzaklarda aramadığı, benimsediği ürünleri yaratmak var.

Tecrübeli ve yenilikçi: Melike Yıldırımtaş Öztürk - Resim : 1

MERCEK ALTINDA

Çocukluğum: Muzırlıklarımla dolu hep.
İş hayatı: Sürprizlere gebe.
Başarı: Kendini gerçekleştirmektir.
Favori güzellik ürünüm: Sunday Skin Moistrzing Cream.
İmza aksesuarım: Ablalarımın hediyesi proje bir yüzük ve küpeler.
Playlist’imin ilk sırasında: Lara Di Lara & İlhan Erşahin-Fly.
Her sabah mutlaka: Filtre kahve.
Mesleğe ilk başladığımda: Çok küçüktüm.
Şu an okuduğum kitap: Reha Çamuroğlu-Son Yeniçeri.
En sevdiğim tatil rotası: Eşimle birlikte New York.

Fotoğraf: Serkan Ali Çiftçi