Çok cool!
Modern ve klasik tasarımın buluştuğu Mercedes Benz G serisi kendine hayran bırakıyor. En merak ettiğim otomobillerin başında gelen seri ile uzun bir uçak yolculuğu sonunda buluşabildik. Fransa Perpignan’dayız... Seri ve rotamız hakkında bilgileri alıp yola çıkıyoruz. En kırmızısından G serisi bizde.
Yazı: Arzu Sözeri
1979 yılından bu yana dış tasarım anlamında neredeyse hiçbir değişikliğe uğramayan G- Serisi, yenilenen versiyonunda da ikonik tasarım unsurlarını kaybetmeden özgün ve karakteristik yapısını korumaya devam ediyor; yalın ama çarpıcı bir görünüme sahip. Karakteristik kapı kolu ve kapıların kapanma sesi, sağlam ve dayanıklı dış koruma kaplamaları, bagaj kapağına dışarıdan sabitlenen stepne ve göze çarpan ön sinyal lambaları gibi bütün karakteristik unsurlar yeni G-Serisi’nde de korunmuş.
İç mekan modern dünyanın aynası sanki. Bir adet büyük ekran ve orta konsolun üzerinde üst bölümünde yer alan merkezi medya ekranı... Her biri 12.3 inç büyüklüğünde bu iki ekran tek bir cam altında birleşerek geniş dijital ekranlı kokpiti meydana getiriyor. G-Serisi, birbirine tamamen zıt olan arazi aracı ve üst sınıf lüks segment niteliklerini mükemmel bir şekilde harmanlıyor. Malzeme kalitesi kadar uygulanan işçilik kalitesi de hemen dikkat çekiyor. Dış tasarımdaki detayların birçoğunun iç mekanda da kullanıldığı fark ediliyor. Örneğin farların yuvarlak formu, kokpitin dış kenarlarındaki havalandırma ızgaralarına yansıyor. İkonik sinyal lambalarının şekli hoparlörlerde de görülüyor. Ön yolcu tarafında tutamak veya üç adet kilitli diferansiyele ait kumanda grubu G-Serisi için karakteristik olup kullanılmaya devam ediliyor.
Hız zamanı
Ve sonunda... Navigasyona bağlandık yoldayız. Enfes yeşilliklerin, üzüm bağlarının içindeyiz. Asfalttan patikaya, girmediğimiz yol kalmıyor. Bir de fotoğraf çekme peşindeyiz. Sanırım uzun süredir en çok fotoğraf çektirdiğim seyahat oldu. Toprak yolda ilerlerken koltukların savrulduğumuz yöne doğru kavraması gibi aşırı nazik hareketler yolculuğu neşelendiriyor. İlk buluşma noktasındayız. Programda yer alan off road’a katılmayı aklımdan bile geçirmemiştim; fakat ekip ısrarcı. Emniyet kemerimi bağlayarak arka koltuktaki yerimi alıyorum. Şoförümüz yılların deneyimli otomobil editörü Okan Altan ve Alman eğitmenle unutulmayacak bir off road macerası yaşıyorum.
Otomobile dönecek olursak... Yeni G-Mode üstün arazi sürüş özellikleri sunma noktasında önemli bir rol üstleniyor. Dynamic Select üzerinden seçilmiş olan sürüş karakterinden bağımsız olarak üç diferansiyel kilidinden birinin devreye girmesi veya arazi takviyesi Low Range’in devreye alınmasıyla birlikte yeni G-Serisi, G-Mode’a geçiş yapıyor. Söz konusu off-road modu süspansiyonun sertliği ayarlanabilir amortisörlerini, direksiyonu ve gaz pedalının tepkime hassasiyetini ayarlıyor, gereksiz vites değişimini önlüyor ve böylece en zorlu arazi koşulunda bile kontrollü ve yüksek performanslı bir sürüş sunuyor. Sistemin aktif olmasıyla gösterge panelinde bir G ikonu belirliyor. G, her türlü zemini büyük bir özgüvenle aşıyor, sürücü en dik sürüş pozisyonlarında dahi santimetre hassasiyetle manevra yapabiliyor ve geri bildirimi yüksek direksiyon sistemi sayesinde lastiklerin zemine tutunma koşulunu algılayabiliyor.
Yeni G-Serisi’nde asfalt yollarda daha fazla dinamizm ve sürüş konforu sunmak üzere hareket edilmiş. Yeni ön aks konsepti sayesinde G-Serisi’nin asfalt performansı önemli oranda artıyor ve asfalt üzerinde atak ve konforlu bir sürüş sunarken aynı zamanda sürücüye en üst düzeyde direksiyon hissi ve hakimiyeti sunuyor.