İnsanoğlu Ayağa Kalk!

Son dönemlerde başarılı öngörüleriyle astrolojiyle ilgilenmeyenlerin bile dikkatini çeken Hande Kazanova yaşadığımız kaos günlerini ve gelecekte neler olabileceğini yorumladı.

İnsanoğlu Ayağa Kalk!

Geçen sene 23 Mart’ta Portekiz Lizbon’da gerçekleşen 2. Uluslararası Astroloji Konferansı’na 2019-2020 Yıllarına Ekonomik Bakış sunumumla katılmıştım. Konferansta finansal astroloji prensipleriyle 2019 ve 2020 yılındaki tutulmaları ve bu tutulmaların ekonomiye ve hayatımıza yansımalarını inceledim. 2019-2020 yılları içindeki tutulmalar, Yengeç ve Oğlak aksında gerçekleşmekteydi. Özellikle Oğlak burcunda gezegen toplaşmaları ile tutulmalar, finans ve ekonomi dünyasıyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle 2019 yılı içinde oluşan Güney Ay Düğümü ve ağır gezegenlerin kavuşumları, ekonomide daralmaların devrede olacağının işaretleriydi. Ben de tüm bunları IMF, FED, Avrupa Birliği, Pentagon, Avrupa Merkez Bankası, Amerika, Çin, Rusya haritaları üzerinden inceledim. Sunumum çok dikkat çekti ama biraz karamsar olarak karşılandı. 2019 sonunda gerçekleşen parçalı Güneş tutulması, hemen 2020 Ocak başındaki Jüpiter-Güney Ay Düğümü kavuşumu, 10 Ocak’ta devreye giren Ay tutulması, 12 Ocak’ta gerçekleşen Satürn-Plüton kavuşumuyla 2020 yılı için verdiğim tablolar elbette gelecek beklentisi yüksek olan kişiler için felaket tablosu gibiydi. Hatta sunum bittikten sonra biri yanıma yanaşıp; “Hande Hanım, siz büyük bir durgunluktan ve bu durgunluğun ardından bir depresyon senaryosu çiziyorsunuz. Bu çok büyük bir senaryo, bunun olması için tüm toplumları ve dünyayı işin içine alacak büyük bir felaketle veya krizle karşı karşıya kalmamız lazım” demişti.

İşte biz de o senaryoyla karşı karşıyayız!

2020 yılına hepimiz büyük umut ve beklentilerle girdik ama tam da girmeden önce 26 Aralık’ta toprak elementinde 5 gezegenin buluşmasıyla oluşan ve 21 Haziran’a kadar etkili olacak bir parçalı Güneş tutulmasıyla girdik. O zamanlarda kaleme aldığım ve web sitemde paylaştığım tutulma yazımdan aynen alıntı yapıyorum.

“Tutulmanın Türkiye haritasına yansımasına bakarsak, tutulmanın 6. eve düştüğünü görüyoruz. Ulusal hizmet, iş alanları, sağlık sektörüyle ilgili alanlar, sağlığımız, memurlar, sosyal hizmetliler, işçi kesimi, çalışan kesim, belediyeler bu tutulmadan daha fazla etkilenecek. Yine ordu, donanma, polis gücünün bu tutulmayla birlikte önem kazanacağını söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde bu alanlarda önemli açılımlar oluşabilir. Kontrolcülük ve muhafazakarlık artabilir. Yine tutulmanın kendi haritasında 1. evde Oğlak burcunda oluşan gezegen toplaşmaları doğal afetlere, halkın sağlığına, depremlere işaret edebilir. Kendi sınırlarımızda hareketlenmelere, terör oluşumlarına, kavga ve çekişmelere dikkat etmeliyiz. Yine patlamalara, yangınlara, cinayetlere, kazalara karşı dikkatli olmalıyız. Ateşli salgın hastalıklar bu dönemde hortlayabilir. Bu dönemde askeri alana, güvenlikle ilgili konulara harcamalar artabilir. Yine borsada beklenmedik düşüşler görülebilir.”

Şimdi gelelim 2020 yılının ilk tutulmasına… Yine kendi sitemde yazdıklarımdan alıntılarla devam edelim.

“10 Ocak 2020’de gece saat 22.21’de Yengeç burcunun 3. dekanında bir parçalı Ay tutulması yaşanacak. Ay tutulmaları derin duyguları, yakın ilişkileri, ev ve aile hayatını etkiler. Alışkanlıklarımızla bağlantılıdır. Alışkanlıklarda ve davranışlarımızda oluşacak herhangi bir değişim, bizi derinden sarsar.

Dünya astrolojisinde Su elementindeki tutulmalar, su ve sularla ilgili konularda hızlı gelişmeleri, bulaşıcı hastalıkları, seller, su taşkınları, aşırı yağmurları, işçi sınıfının zorlanmasını, uyumsuzlukları, yerleşimle, mültecilerle ilgili konuları, gizemli cinayetleri ortaya çıkarabilir. Bu tutulma Türkiye haritasının 1. evine düşmekte. Halkımızın genel refahı, sağlık durumu, davranışları, alışkanlıkları önemli olurken bizleri ve toplumuzu etkileyecek felaketlere, depremlere, kazalara, yangınlara açık olabiliriz. Dış politikadaki siyasete halkın desteği düşük olabilir. Mars’ın ordu alanını çalıştırması, etrafımızda oluşan savaş havasını çok iyi koklamamızı ve buna göre sağlam, doğru kararlar vermemiz konusunda önemli olacak.”
-Ocak ayında yaşanılanları hatırlatmama gerek yok. Önce yer hareketlerinin fazlalığı, sonra İdlib olaylarının tırmanarak artması, şubat sonunda büyük acımız, kayıplarımızla ilerleyen ve bu tutulma noktalarının tetiklenmesiyle kapımıza dayanan Corona virüsü…

Astroloji döngülerle çalışır. Belirli periyotlarla tekrar eden tutulmalar, bize o dönemin nasıl geçeceği konusunda fikir verir. En son yaşadığımız Ay tutulmasının aksı Yengeç burcunu öne çıkartmakta; yani önce ailene, sevdiklerine, vatanına, evine ve güvenliğine önem vermelisin diyor!

9 Mart’ta oluşan dolunay bir Süper Ay’dı. Adının süper olması, Ay’ın Dünya’nın en yakın konumuna gelmesiyle bağlantılı. Yani Ay daha net görünüyor. Bir sonraki süper ay 8 Nisan’daki dolunayda ve bir sonraki ise 7 Mayıs’taki dolunayda oluşacak. Bu yüzden yılın ilk 4 aylık süreci oldukça önem arz ediyor.

8 Nisan-7 Mayıs’ta oluşan dolunaylarda Güneş Dünya’mıza daha yakın olacağı için duygu iniş çıkışlarımız, gelgitli düşünceler, alışkanlıklarımızdaki değişimler, psikolojik dünyamızı daha fazla etkileyebilir. Dünyamız üzerindeyse gel-gitlerin etkisinin artmasından kaynaklı olarak çeşitli doğa olaylarının artmasını bekleyebiliriz.

9 Mart’ta Başak burcunda oluşan dolunay, Corona virüsüyle tanışmamıza vesile oldu. İlk vakamızın haberini 10 Mart gecesi hep birlikte biraz dehşet ve korkuyla, dünyada neler olduğunu anlamaya çalışırken aldık! Başak burcu astrolojide sağlık (fizik, beden, ruh) ve sağlık sektörüyle alakalıdır. Neptün, hastalıkların ve enfeksiyon bulaşıcı hastalıklarla bağlantılıdır. Bu dolunayda Ay-Neptün karşıtlığı etkin olurken, Güneş de (yaşam, sağlığımız) Neptün’le kavuşum halinde bulunuyordu. Ayrıca Neptün kare ve karşıtlıkları panik, yön belirsizliği, korku, karmaşalarla bağlantılı olduğu için bir sonraki yeni aya, yani 24 Mart’a kadar hayatımızın en korkulu ve belirsiz zamanlarını yaşadık.

11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) saat 17.16’da bir Dünya salgınıyla karşı karşıya olduğumuzu açıkladı. Corona virüs’ü pandemik ilan etti. Ben de dünyada ilk görülen vaka haritasından ziyade, WHO’nun açıklama yaptığı bu haritayı dikkate alıyorum.
Şimdi gelelim bundan sonra neler olacağına...


Bundan Sonra Ne Olacak?

Dediğim gibi, nisan ayı büyük bir önem arz ediyor. Hemen nisan başında devreye girecek olan Jüpiter-Plüton birleşimi 24 derece Oğlak’ta oluşacak ve geçen sene gerçekleşen 16 Temmuz parçalı Ay tutulmasının noktalarını tetikleyecek. Jüpiter-Plüton kavuşumları kararlılık ve hırsla hareket etmeyi verirken, hükümetlerin ve yöneticilerin, büyük kurumların ekstrem kararlar almasını sağlayabilir. Bu Corona krizi bir müddet daha devam ederse, harekete geçmek istediğimiz noktalarda büyük sıkıntı ve sorunlarla karşılaşabiliriz. İsyankar, agresif tutumlar, kendi bildiğimizi okuma isteğimiz öne çıkabilir. İlişkilere büyük bir özenle yaklaşmak gerekecek. Maddi konulardaki istikrarsızlık, bir dönem sonra bundan faydalanmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürebilir.

Şubat sonunda, bu sene 20 Mart’ta Belgrad’da gerçekleşecek 20. Uluslararası Balkan Astroloji Konferansı’na hazırlanırken,  sunumum içinde 13 Mayıs’ta oluşacak Venüs gerilemesine dikkat çekmek istedim. Maalesef 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarıyla beraber Belgrad’taki konferansımız ve bir ay sonra gideceğimiz Utah’daki etkinliğimiz de iptal oldu.

Corona virüsü ve dünya ekonomisiyle yakından bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir noktadan size bahsetmek isterim. Amacım sizleri asla korkutmak ve paniğe sürüklemek değil, sadece döngülerin nasıl çalıştığını daha rahat aktarabilmek.

Modern astrolojide ilişkilerin ve paranın gezegeni olan Venüs, 8 yıllık periyotlarla gerilemesini gerçekleştirir. Bu sene 13 Mayıs’ta İkizler burcunda gerileyecek. Bu çalışmalarımı yaparken 8 yıl öncesi ve ondan öncesine bakmak gerekiyor. Ben de 2012 yılını incelerken, sevgili meslektaşım ve hocam Öner Döşer’in ‘Maksimum’ kitabına bir kez daha göz gezdirdim ve çok güzel bir makaleyle, bilgiyle karşılaştım. Şimdi orada yazılanlara bir göz atalım:

“5-6 Haziran 2012’de Venüs’ün Güneş’le döngüsünün inferior fazına giriyoruz. Inferior kavuşum; Venüs’ün Güneş ve Dünya arasından geçtiği zamandır. Inferior kavuşumda Venüs geçişi Dünya’ya en yakın konumdayken olur ve Zodyak’a göre Venüs geri gider gibi görünür.

Bu Venüs geçişi esnasında Venüs-Güneş’le inferior kavuşumda olacak. Ve bu kavuşumdan birkaç gün sonra Venüs sabah yıldızı olarak Doğu’da görülmeye başlayacak. Bu ilk görülmeye ‘Heliakal’ doğuş denmektedir. Mayalara göre Venüs bu konumda tehlike işaretçisidir.

Hastalıkların, salgınların, yıkımların, insanlığın yıkıcı dürtülerinin ortaya çıkacağını gösterir. Ayrıca Mayalar, Venüs’ün sabah yıldızı olarak görüldüğü bu dönemi liderlerin, yüksek makamdakilerin gözden düşmesine ya da başka toplumsal üzüntü yaratan olaylara işaret olarak görmüşlerdir.

Bilim tarafına bakacak olursak;
Bazı bilim insanları endemik (bölgesel) gribe neden olan virüsün Venüs gezegeninden kaynaklandığını iddia etmiştir. Bunlardan önemli bir tanesi olan İngiltere’deki Lockyer Gözlemevi’nden Donald Barber, 1937-1961 yılları arasında mantar benzeri bakterilerin Venüs’ün Güneş ile inferior kavuşumları ile bağlantılı olduğunu söylemekteydi. Venüs’ün manyetik alanının yetersiz olması nedeniyle bu gezegenin atmosferinin üst tabakasında iyonize halde bulunan gazlar güneş rüzgarlarıyla gezegenden ayrılır ve gezegen hizalanması sırasında bu bulut şeklinde kolonize olmuş bakteriler Dünya’nın atmosferine itilir. Kutup bölgelerinden rüzgarlar vasıtasıyla hava yoluyla yayılan bu virüsler dünya genelinde grip salgınlarına neden olmaktadır.

Şimdi 3 Haziran 2020’de Venüs-Güneş’le yeniden inferior kavuşumda olacak. İkizler burcunda oluşacak bu kavuşum, dünya genelinde mayıs ve haziran ayı boyunca ticari hayatı, iletişimi ve faaliyetleri etkileyebilir. Gelin durumu daha rahat anlamak için İkizler burcunun astrolojide temsil ettiği alanları sıralayalım. Medikal astrolojide İkizler burcu akciğerlerle, solunum yollarıyla ilişkilidir. Kollar, omuzlar, ellerdeki hastalıklar, sinir sistemi, uykusuzluk gibi rahatsızlıklar, astım, alerjiler yine bu burçla bağlantılıdır. Nefes ve nefes almayla ilgili sorunlar bu dönemde bizi zorlayabilir. Yine İkizler burcu iletişimin burcudur. Ticaret onun yönetimindedir. Satış, tanıtım, pazarlama, yazarlık, seyahat acenteleri, ofis yöneticiliği, radyo televizyon, dergiler, basım yayın, web tasarımcılığı, dijital alanlar, medya, gazetecilik, taşımacılık, sosyal medya uzmanlığı, yapay zeka, bilişim teknolojileri, e-ticaret, savunma ve güvenlik sistemlerini içerir. Bu sene 5 Mayıs’ta Kuzey ay düğümü İkizler burcuna geçeceği için bu alanların daha fazla ön plana geçmesi  bekleniyor ama Venüs bu alanlarda gerileyeceği için önce bu alanlarda bazı daralmalar, içe çekilmeler, ticaretin yavaşlaması da söz konusu olabilir.

1918-1919 daki İspanyol gribi pandemisinde ölüm nedenleri akciğer dokusunun sıvılaşması nedeniyle boğulmaydı. Yine bu salgın çıkmadan önce, 9 Şubat 1918 de Venüs-Güneş inferior kavuşumu gerçekleşmişti. Venüs gerileme dönemleri 8 yıllık periyotlarla bağlantılıdır.

2012 yılında da Güneş-Venüs inferior olduğu zamanlardan sonra dünya çapında SARS (MERS)  virüsü bölgesel olarak sıkıntı yaratmıştır.

O halde 2012 yılında SARS virüsünün ortaya çıkışına bakalım. İlk olarak Ürdün’de nisan ayında görülmüş. Ne olduğu anlaşılamamış. 10 Nisan 2012 tarihli haritaya baktığımızda Venüs-Güney Ay düğümü kavuşumu 05 derece İkizler burcunda kavuştuğunu görüyoruz. Mars Başak burcunda ve geri harekette, Venüs’e kare açısı bulunmakta.

6 Haziran 2012’de Venüs geçişinde Venüs ve Güneş 15 derece İkizler burcunda Kuzey Ay düğümü, nisan ayındaki Kuzey Güney Ay düğümleriyle aynı noktada ve Mars düzelmiş olarak Venüs ve Güneş’e yeniden kare açı yapıyor.

7 Eylül 2012 yılında insanlarda ilk defa Suudi Arabistan’da görülmüş. İnsanlara bulaşan bir hastalık olduğu bu tarihte ortaya çıkmış. Haritasına baktığımızda, Jüpiter’in tam 15 derece İkizler burcunda olduğunu ve Venüs geçiş haritasındaki Güneş ve Venüs kavuşumunu net tetiklediğini görüyoruz. Güneş’te Mars noktasını yine aynı dik açıyla tetiklemekte. Çok ilginç değil mi?

Peki bunları niye anlattım? Çünkü bu Venüs geçişi sonrasında 5 Haziran’da bir parçalı Ay tutulması gerçekleşecek. Bu tutulma da yine hastalık ve salgınlarla bağdaştırılan Neptün’le bağlantılı. Bu anlamda 12-13 Haziran’da kesinleşecek Mars-Neptün kavuşumu bağışıklık sistemimizi oldukça zorlayabilir. Bu tutulmayla beraber dünya önemli gerçekliklerle yüzleşecek. Daha global ve geniş önlemler, ekonominin canlanması için atılacak politikalarla bayağı uğraşılacak.

Bize söylenmeyen ama bizi yaşadıklarımızla farklı alanlara sokmak isteyen, dünyayı yöneten insanların haziran ve temmuz aylarında kaos ortamını iyice kızdırıp ekonomik birtakım çıkarımlar yapacakları çok açık. 2012 ve daha öncesinde 2003-2004 yıllarında ortaya çıkan SARS virüsünün insan yapımı biyolojik bir silah olduğunu, döngülerden ve farklılaşarak her seferinde yeniden insanlığı tehdit etmesinden anlıyoruz. Bunu da her seferinde Dünya manyetiğinin en zayıf olduğu zamanlarda yapmaları da durumu güçlendiriyor. Bu sefer işler iyice karışık, ok yaydan çıkmış gibi görünüyor. Komplo teorilerini sever misiniz bilmiyorum ama ben araştırmaya bayılırım. Yeni dünya düzenini oluşturmaya çalışan üst aklın, dünyayı yöneten bir avuç insanın, buna siz ne derseniz deyin, yaşlı ve hasta olan insanlar üzerinde etkili olan bu virüsle dünyayı ve nüfusu yeniden şekillendirmeye çalışmaları iddiası zaman zaman bana uzak gelmiyor. Satürn en çok yaşlı, bilge, deneyimli insanları temsil eder. Satürn’ün-Plüton’la kavuşumu bu yaşlı, zorlanan insanların üzerindeki baskı ve zorluğu gayet güzel anlatmakta. 22 Mart-2 Temmuz arasındaki dönemde Satürn burç değiştirerek Kova burcuna geçiyor. Bu da ölüm vakalarındaki artışın bilim adamlarına, bu hastalığı yenmek için uğraşan, toplum için çalışan insanlara yansıyacağını söylemek sanırım yanlış olmaz. Ama diğer taraftan çok önemli ilerlemeler de kaydedilecektir. Satürn-Kova bunu temsil ediyor çünkü.


MÜFREDAT DEĞİŞİYOR!

O halde biraz da yeni düzenden, sistemden, Satürn’ün burç değiştirmesinden bahsedelim. Ben oldum olası öğrenmeyi sevdiğimden, kendimi hep iyi bir öğrenci olarak tanımlarım. Bu hayat okulunda astroloji bana hayata farklı bakmayı öğretti. Satürn’ün burç değiştirmesi her zaman müfredatın, deneyim kazanacağımız konuların değişmesiyle bağlantılıdır. Yani karmamızla alakalıdır.

22 Mart 2020’de saat 6.58 itibarıyla karmanın efendisi Satürn, 2 yıl boyunca kaldığı Oğlak burcundan çıkarak Kova burcuna geçiyor. 2 Temmuz 2020’ye kadar Satürn Kova’nın ilk ayak seslerini hayatımızda deneyimlemeye başlayacağız. 2 Temmuz’da yeniden gerileyerek Oğlak burcuna geçecek olan Satürn, 17 Aralık’a kadar son 6 aylık görevini Oğlak burcunda tamamlayacak ve 17 Aralık 2020 itibarıyla 7 Mart 2023’e kadar Kova burcunda maharetlerini bize gösterecek.

Kova burcu denince akla ilk gelenler; özgürlük, özgünlük, bireysellik, insan hakları, demokrasi ve hümanizmdir. Ayrıca icatlar, keşifler, devrimler, hedefler, vizyonlar, yenilikçi hareketler Kova burcuyla bağlantılıdır. Kova insanı yüksek zekayı, dehayı, insanlık için faydalı adımlar atmayı, topluluk içinde örgütlenmeyi, ekip ruhunu, sosyalleşmeyi, arkadaşlıkları, sosyal çevreyi, takım çalışmalarını öne çıkarır. Rasyonellik ve irade ön plana çıkar.

Astrolojide temsil ettiği alanları sıralarsak; radyo televizyon, yenilikçi adımlar, elektrik, elektronik, endüstri ve mühendislikleri, yapıları, uzayla ilgili alanlar ve teknolojileri, havacılık sektörü, bilimsel gelişmeleri, adımları, interneti, astrolojiyi, astrologları, eğitim alanlarını, akademisyenleri, pilotları, makinistleri, sosyologları, sayabiliriz.

Yine insani ve toplumsal konu ve olaylar, bilgiler, entelektüel yaklaşımlar Kova’nın yönetimindedir. Hermetik astrolojide eski ve yeni arasında kurulan bir köprüyü temsil ettiği için köprüler, aracı görev, köprü görevi gören kurum ve kuruluşlar Kova burcuyla ilişkilidir. Toplum için mücadele etmek, daha insani şartlarda yaşamak, herkesin eşitliği, toplumsal egonun öne çıkması yine Kova’nın işidir.

Karma’nın yönetici Satürn’ün Kova burcunda dolaşımı bu saydığım alanlarda, kişilerin üzerinde ekstra bir yoğunluğun, sorumluluğun devreye girmesi anlamına geliyor. Bu yukarıda saydığım alanlarda kısıtlanmalar, sorunlar, engeller ve elbette onu takip eden süreçlerde yeni düzenlemeler, oluşumlar yaşanmaya başlayacak.

Bu 3 aylık dönemde bunun ilk adımlarını görmeye başlayacağız. Bir anlamda alışmamız ve bu yön değişikliğini hayatımıza katmamız için bunu bir geçiş süresi olarak düşünebiliriz. Ama unutmayalım ilk geçişler her zaman çok daha etkilidir.

Medikal astrolojide Kova burcu, dolaşım sistemi, damar problemleri, toplardamar sorunları, varisler, baldırlar, damar sertliği, ayak bilekleri ve bazı kan hastalıklarını temsil eder. Bu alanlarda sıkıntı ve sorunlar ortaya çıkabilir. Diğer taraftan Satürn Kova süreci tamamlandığında bu sektörlerde hızlı gelişmeler de karşımıza çıkabilir. Uyku sıkıntıları ve problemleri yine bu süreçte bizi zorlayabilir. Yine Kova burcu yön olarak batının kuzeyini, rüzgarlı havaları, fırtınaları, kasırgaları temsil ettiği için bu geçiş döneminde olumsuz hava koşullarına hazırlıklı olmalıyız!

Bu hayatta en önem verdiğimiz konuların başında kişisel özgürlük alanlarımız gelir. Düşüncelerimizi, fikirlerimizi serbestçe, rahat bir şekilde aktarmak, sadece zihinsel değil, toplum içinde de özgürce hareket etmek hepimiz için önemlidir. Şimdi tüm dünyayı ele geçiren Corona virüs salgınıyla beraber bireyselliğimizi koruyarak, topluma nasıl daha fazla faydalı olacağımızı göreceğiz!

Özgürlüğümüzün sınırlarını ve limitlerini görüyoruz! İster ilişkilerimizde, ister iş ortamlarımızda bizi zorlayan, kısıtlayan olayları ve durumları görüp bu olaylarla ilgili mecburiyetlerimizi fark edebiliriz! Satürn Kova’nın ilk ayak sesleri, arkadaşlıklarımıza, sosyal çevremize ortamlarımıza, bildiklerimize bakış açımızı değiştirecek. Bunun köklü değişikliklere gidebilmesi için şu son günlerde yaşadıklarımızı, sorumluluklarımızı, sınırlarımızı, keskin düşüncelerimizi daha genele yaymamız gerekecek! Sorumluluk bilincinin, kısıtlamaların, her alana yayılacağını öngörmek çok da yanlış olmayacaktır.

Sanıyorum bu 3 aylık dönemde teknolojiyle sosyalleşmeye açık olabiliriz. Bu da yeni gelişmeleri, internet ve sosyal medya üzerinden gelecek bir oluşumu tetikleyebilir. Kova’nın Uranüs’ten gelen şaşırtıcı ve şoke eden dalgalarını hayatımızın her alanında ağır bir etkiyle hissetmeye başlayabiliriz.

Satürn Kova’ya geçer geçmez, 30 Mart’ta Mars’ın da bu alana geçmesiyle beraber 31 Mart, 1 Nisan, 7-8 Nisan oldukça önem arz ediyor. Kontrollü enerjiyle hareket edeceğimiz bu dönemde bazı zorlanmalara, ölüm kalım meselelerine, yer hareketliliğine, askeri olaylara, gerginliklere bazı düşüncelerin kökten değişimine hazırlıklı olmalıyız. Toplumsal olaylar tüm dünyada hızlanırken, Uranüs’ün Satürn ve Mars’a görünümü çabuk tepkileri, isyankar ve devrimci hareketleri hızlandırabilir.

Daha anlatacak neler var neler! Yaz ayları boyunca etkili olacak Mars Koç burcu geçişi ve 10 Eylül’de başlayan Mars’ın Koç burcunda gerilemesi yılın ikinci yarısına damgasını vuracak. Önemli zamanlardan geçiyoruz! 2020 yılı hayatımızda önemli izler bırakacak ama bizi bir sonraki seviyeye hazırlayacak!

21 Aralık 2020’de Satürn-Jüpiter’le Kova burcunda kavuşum yaparak yepyeni çok uzun yıllara dayalı bir döngüyü başlatacak ve kısa vadeli bakarsak önümüzdeki 20 yılı politik, ekonomik, sosyolojik olarak şekillendirecek! Jüpiter-Satürn döngüleri bir elementi yaklaşık 200 yılda tamamlar ve aşağı yukarı 800 yılda bir aynı zodyak işaretine geri dönerler. Buna grand conjunction denir. Yani büyük birleşim.

Bu büyük birleşme, toplumsal konularda büyük değişiklikleri, karmaşaları, karışıklıkları, ekonomik döngülerde ise büyüme ve küçülmeleri hayatımıza taşır. Jüpiter büyüme ve genişleme, Satürn büzülme ve çekilmelerle ilgilidir. Hayatımızda her 5 yılda bir önemli dönüşümler ve değişimler yaşanır ve bunların hepsi Jüpiter-Satürn bağlantılarıyla paraleldir.
Şimdi bizler 21 Aralık 2020’de oluşacak yeni büyük birleşmenin öncesinde bir önceki birleşmenin tam da kapanma, küçülme fazındayız. Bu yüzden büyük bir temizlenme, arınma dönemi olarak görülen bu süreçte kadersel olgularla yüzleşiyoruz. Her zaman böyle olmuş. 2000 yılındaki Jüpiter-Satürn kavuşumundan önceki kapanma yıllarına 1999-2000 yıllarına bakarsak Türkiye’de çok büyük bir deprem yaşadık, tüm dünya ekonomik olarak bir krizin eşiğindeydi.

Yine bir önceki kavuşuma baktığımızda 1979-1980’li yıllar karşımıza çıkıyor. Bir önceki kavuşumun kapanma fazındaysa 1959-1960’lı yıllara bakmak gerek. Tüm bu başlangıç ve kavuşumlar öncesinde dünya değişimlerle sıkıntılı noktalardan geçmiş.
2020 yılına bakarken sizlerden hayatınızda son 5 yılda nelerin tamamlandığına, nelerin hayatınızdan çıktığına bakmanızı istiyorum...

Ufak bir not eklersek, 2001 yılının 18 yıllık Ay düğümleri tamamlamasını yaşayacağımız bir 2020 yılı bizi bekliyor. 2000-2001 yılında dünyada başlayan düzenin, karşılığını ve sonuçlarını alacağımız bu yıllarda hem finansal konulara hem de güvenliğimize ekstra özen göstermemiz gerekiyor. 11 Eylül 2001’de tüm dünyada büyük bir şok ve sarsıntı yaratan o günü hatırlarsanız, o büyük olaydan sonra dünyada dengelerin hangi yönde ve nasıl değiştiğini gayet net bir şekilde görürsünüz.

Evet dengeler değişiyor ve yepyeni bir düzene doğru gidiyoruz! Bilincimizin bir üst seviyeye hazırlandığı bu sürece doğru giderken önceliklerimizi, güvenliğimizi ve gelecekten neler beklediğimizi bizler belirleyeceğiz!

Birileri bizi istedikleri yöne doğru yönlendirmeye çalışsa bile bu düzene dur demek, meydan okumak, insanlığı yukarı çekmek, doğayı onurlandırmak, hayvanlara ve çevreye saygı göstermek, hepimizin aynı kökten geldiğini hatırlamak ve bu geçici dünyanın sadece bize ait olmadığının farkına varmak bu yılın bize anlatmak isteği mesajlara kulak vermek için şimdi ve bundan sonra İNSANOĞLU AYAĞA KALK!