İnsanoğlu Ayağa Kalk!
Son dönemlerde başarılı öngörüleriyle astrolojiyle ilgilenmeyenlerin bile dikkatini çeken Hande Kazanova yaşadığımız kaos günlerini ve gelecekte neler olabileceğini yorumladı.
Geçen sene 23 Mart’ta Portekiz Lizbon’da gerçekleşen 2. Uluslararası
Astroloji Konferansı’na 2019-2020 Yıllarına Ekonomik Bakış sunumumla
katılmıştım. Konferansta finansal astroloji prensipleriyle 2019 ve 2020
yılındaki tutulmaları ve bu tutulmaların ekonomiye ve hayatımıza
yansımalarını inceledim. 2019-2020 yılları içindeki tutulmalar, Yengeç
ve Oğlak aksında gerçekleşmekteydi. Özellikle Oğlak burcunda gezegen
toplaşmaları ile tutulmalar, finans ve ekonomi dünyasıyla yakından
ilişkilidir. Bu nedenle 2019 yılı içinde oluşan Güney Ay Düğümü ve ağır
gezegenlerin kavuşumları, ekonomide daralmaların devrede olacağının
işaretleriydi. Ben de tüm bunları IMF, FED, Avrupa Birliği, Pentagon,
Avrupa Merkez Bankası, Amerika, Çin, Rusya haritaları üzerinden
inceledim. Sunumum çok dikkat çekti ama biraz karamsar olarak
karşılandı. 2019 sonunda gerçekleşen parçalı Güneş tutulması, hemen 2020
Ocak başındaki Jüpiter-Güney Ay Düğümü kavuşumu, 10 Ocak’ta devreye
giren Ay tutulması, 12 Ocak’ta gerçekleşen Satürn-Plüton kavuşumuyla
2020 yılı için verdiğim tablolar elbette gelecek beklentisi yüksek olan
kişiler için felaket tablosu gibiydi. Hatta sunum bittikten sonra biri
yanıma yanaşıp; “Hande Hanım, siz büyük bir durgunluktan ve bu
durgunluğun ardından bir depresyon senaryosu çiziyorsunuz. Bu çok büyük
bir senaryo, bunun olması için tüm toplumları ve dünyayı işin içine
alacak büyük bir felaketle veya krizle karşı karşıya kalmamız lazım”
demişti.
İşte biz de o senaryoyla karşı karşıyayız!
2020
yılına hepimiz büyük umut ve beklentilerle girdik ama tam da girmeden
önce 26 Aralık’ta toprak elementinde 5 gezegenin buluşmasıyla oluşan ve
21 Haziran’a kadar etkili olacak bir parçalı Güneş tutulmasıyla girdik. O
zamanlarda kaleme aldığım ve web sitemde paylaştığım tutulma yazımdan
aynen alıntı yapıyorum.
“Tutulmanın Türkiye haritasına
yansımasına bakarsak, tutulmanın 6. eve düştüğünü görüyoruz. Ulusal
hizmet, iş alanları, sağlık sektörüyle ilgili alanlar, sağlığımız,
memurlar, sosyal hizmetliler, işçi kesimi, çalışan kesim, belediyeler bu
tutulmadan daha fazla etkilenecek. Yine ordu, donanma, polis gücünün bu
tutulmayla birlikte önem kazanacağını söyleyebiliriz. Önümüzdeki
dönemde bu alanlarda önemli açılımlar oluşabilir. Kontrolcülük ve
muhafazakarlık artabilir. Yine tutulmanın kendi haritasında 1. evde
Oğlak burcunda oluşan gezegen toplaşmaları doğal afetlere, halkın
sağlığına, depremlere işaret edebilir. Kendi sınırlarımızda
hareketlenmelere, terör oluşumlarına, kavga ve çekişmelere dikkat
etmeliyiz. Yine patlamalara, yangınlara, cinayetlere, kazalara karşı
dikkatli olmalıyız. Ateşli salgın hastalıklar bu dönemde hortlayabilir.
Bu dönemde askeri alana, güvenlikle ilgili konulara harcamalar
artabilir. Yine borsada beklenmedik düşüşler görülebilir.”
Şimdi gelelim 2020 yılının ilk tutulmasına… Yine kendi sitemde yazdıklarımdan alıntılarla devam edelim.
“10
Ocak 2020’de gece saat 22.21’de Yengeç burcunun 3. dekanında bir
parçalı Ay tutulması yaşanacak. Ay tutulmaları derin duyguları, yakın
ilişkileri, ev ve aile hayatını etkiler. Alışkanlıklarımızla
bağlantılıdır. Alışkanlıklarda ve davranışlarımızda oluşacak herhangi
bir değişim, bizi derinden sarsar.
Dünya astrolojisinde Su
elementindeki tutulmalar, su ve sularla ilgili konularda hızlı
gelişmeleri, bulaşıcı hastalıkları, seller, su taşkınları, aşırı
yağmurları, işçi sınıfının zorlanmasını, uyumsuzlukları, yerleşimle,
mültecilerle ilgili konuları, gizemli cinayetleri ortaya çıkarabilir. Bu
tutulma Türkiye haritasının 1. evine düşmekte. Halkımızın genel refahı,
sağlık durumu, davranışları, alışkanlıkları önemli olurken bizleri ve
toplumuzu etkileyecek felaketlere, depremlere, kazalara, yangınlara açık
olabiliriz. Dış politikadaki siyasete halkın desteği düşük olabilir.
Mars’ın ordu alanını çalıştırması, etrafımızda oluşan savaş havasını çok
iyi koklamamızı ve buna göre sağlam, doğru kararlar vermemiz konusunda
önemli olacak.”
-Ocak ayında yaşanılanları hatırlatmama gerek yok.
Önce yer hareketlerinin fazlalığı, sonra İdlib olaylarının tırmanarak
artması, şubat sonunda büyük acımız, kayıplarımızla ilerleyen ve bu
tutulma noktalarının tetiklenmesiyle kapımıza dayanan Corona virüsü…
Astroloji
döngülerle çalışır. Belirli periyotlarla tekrar eden tutulmalar, bize o
dönemin nasıl geçeceği konusunda fikir verir. En son yaşadığımız Ay
tutulmasının aksı Yengeç burcunu öne çıkartmakta; yani önce ailene,
sevdiklerine, vatanına, evine ve güvenliğine önem vermelisin diyor!
9
Mart’ta oluşan dolunay bir Süper Ay’dı. Adının süper olması, Ay’ın
Dünya’nın en yakın konumuna gelmesiyle bağlantılı. Yani Ay daha net
görünüyor. Bir sonraki süper ay 8 Nisan’daki dolunayda ve bir sonraki
ise 7 Mayıs’taki dolunayda oluşacak. Bu yüzden yılın ilk 4 aylık süreci
oldukça önem arz ediyor.
8 Nisan-7 Mayıs’ta oluşan dolunaylarda
Güneş Dünya’mıza daha yakın olacağı için duygu iniş çıkışlarımız,
gelgitli düşünceler, alışkanlıklarımızdaki değişimler, psikolojik
dünyamızı daha fazla etkileyebilir. Dünyamız üzerindeyse gel-gitlerin
etkisinin artmasından kaynaklı olarak çeşitli doğa olaylarının artmasını
bekleyebiliriz.
9 Mart’ta Başak burcunda oluşan dolunay, Corona
virüsüyle tanışmamıza vesile oldu. İlk vakamızın haberini 10 Mart gecesi
hep birlikte biraz dehşet ve korkuyla, dünyada neler olduğunu anlamaya
çalışırken aldık! Başak burcu astrolojide sağlık (fizik, beden, ruh) ve
sağlık sektörüyle alakalıdır. Neptün, hastalıkların ve enfeksiyon
bulaşıcı hastalıklarla bağlantılıdır. Bu dolunayda Ay-Neptün karşıtlığı
etkin olurken, Güneş de (yaşam, sağlığımız) Neptün’le kavuşum halinde
bulunuyordu. Ayrıca Neptün kare ve karşıtlıkları panik, yön
belirsizliği, korku, karmaşalarla bağlantılı olduğu için bir sonraki
yeni aya, yani 24 Mart’a kadar hayatımızın en korkulu ve belirsiz
zamanlarını yaşadık.
11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) saat
17.16’da bir Dünya salgınıyla karşı karşıya olduğumuzu açıkladı. Corona
virüs’ü pandemik ilan etti. Ben de dünyada ilk görülen vaka haritasından
ziyade, WHO’nun açıklama yaptığı bu haritayı dikkate alıyorum.
Şimdi gelelim bundan sonra neler olacağına...
Bundan Sonra Ne Olacak?
Dediğim
gibi, nisan ayı büyük bir önem arz ediyor. Hemen nisan başında devreye
girecek olan Jüpiter-Plüton birleşimi 24 derece Oğlak’ta oluşacak ve
geçen sene gerçekleşen 16 Temmuz parçalı Ay tutulmasının noktalarını
tetikleyecek. Jüpiter-Plüton kavuşumları kararlılık ve hırsla hareket
etmeyi verirken, hükümetlerin ve yöneticilerin, büyük kurumların ekstrem
kararlar almasını sağlayabilir. Bu Corona krizi bir müddet daha devam
ederse, harekete geçmek istediğimiz noktalarda büyük sıkıntı ve
sorunlarla karşılaşabiliriz. İsyankar, agresif tutumlar, kendi
bildiğimizi okuma isteğimiz öne çıkabilir. İlişkilere büyük bir özenle
yaklaşmak gerekecek. Maddi konulardaki istikrarsızlık, bir dönem sonra
bundan faydalanmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürebilir.
Şubat
sonunda, bu sene 20 Mart’ta Belgrad’da gerçekleşecek 20. Uluslararası
Balkan Astroloji Konferansı’na hazırlanırken, sunumum içinde 13
Mayıs’ta oluşacak Venüs gerilemesine dikkat çekmek istedim. Maalesef 11
Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarıyla beraber Belgrad’taki
konferansımız ve bir ay sonra gideceğimiz Utah’daki etkinliğimiz de
iptal oldu.
Corona virüsü ve dünya ekonomisiyle yakından
bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir noktadan size bahsetmek isterim.
Amacım sizleri asla korkutmak ve paniğe sürüklemek değil, sadece
döngülerin nasıl çalıştığını daha rahat aktarabilmek.
Modern
astrolojide ilişkilerin ve paranın gezegeni olan Venüs, 8 yıllık
periyotlarla gerilemesini gerçekleştirir. Bu sene 13 Mayıs’ta İkizler
burcunda gerileyecek. Bu çalışmalarımı yaparken 8 yıl öncesi ve ondan
öncesine bakmak gerekiyor. Ben de 2012 yılını incelerken, sevgili
meslektaşım ve hocam Öner Döşer’in ‘Maksimum’ kitabına bir kez daha göz
gezdirdim ve çok güzel bir makaleyle, bilgiyle karşılaştım. Şimdi orada
yazılanlara bir göz atalım:
“5-6 Haziran 2012’de Venüs’ün
Güneş’le döngüsünün inferior fazına giriyoruz. Inferior kavuşum;
Venüs’ün Güneş ve Dünya arasından geçtiği zamandır. Inferior kavuşumda
Venüs geçişi Dünya’ya en yakın konumdayken olur ve Zodyak’a göre Venüs
geri gider gibi görünür.
Bu Venüs geçişi esnasında Venüs-Güneş’le
inferior kavuşumda olacak. Ve bu kavuşumdan birkaç gün sonra Venüs
sabah yıldızı olarak Doğu’da görülmeye başlayacak. Bu ilk görülmeye
‘Heliakal’ doğuş denmektedir. Mayalara göre Venüs bu konumda tehlike
işaretçisidir.
Hastalıkların, salgınların, yıkımların, insanlığın
yıkıcı dürtülerinin ortaya çıkacağını gösterir. Ayrıca Mayalar,
Venüs’ün sabah yıldızı olarak görüldüğü bu dönemi liderlerin, yüksek
makamdakilerin gözden düşmesine ya da başka toplumsal üzüntü yaratan
olaylara işaret olarak görmüşlerdir.
Bilim tarafına bakacak olursak;
Bazı
bilim insanları endemik (bölgesel) gribe neden olan virüsün Venüs
gezegeninden kaynaklandığını iddia etmiştir. Bunlardan önemli bir tanesi
olan İngiltere’deki Lockyer Gözlemevi’nden Donald Barber, 1937-1961
yılları arasında mantar benzeri bakterilerin Venüs’ün Güneş ile inferior
kavuşumları ile bağlantılı olduğunu söylemekteydi. Venüs’ün manyetik
alanının yetersiz olması nedeniyle bu gezegenin atmosferinin üst
tabakasında iyonize halde bulunan gazlar güneş rüzgarlarıyla gezegenden
ayrılır ve gezegen hizalanması sırasında bu bulut şeklinde kolonize
olmuş bakteriler Dünya’nın atmosferine itilir. Kutup bölgelerinden
rüzgarlar vasıtasıyla hava yoluyla yayılan bu virüsler dünya genelinde
grip salgınlarına neden olmaktadır.
Şimdi 3 Haziran 2020’de
Venüs-Güneş’le yeniden inferior kavuşumda olacak. İkizler burcunda
oluşacak bu kavuşum, dünya genelinde mayıs ve haziran ayı boyunca ticari
hayatı, iletişimi ve faaliyetleri etkileyebilir. Gelin durumu daha
rahat anlamak için İkizler burcunun astrolojide temsil ettiği alanları
sıralayalım. Medikal astrolojide İkizler burcu akciğerlerle, solunum
yollarıyla ilişkilidir. Kollar, omuzlar, ellerdeki hastalıklar, sinir
sistemi, uykusuzluk gibi rahatsızlıklar, astım, alerjiler yine bu burçla
bağlantılıdır. Nefes ve nefes almayla ilgili sorunlar bu dönemde bizi
zorlayabilir. Yine İkizler burcu iletişimin burcudur. Ticaret onun
yönetimindedir. Satış, tanıtım, pazarlama, yazarlık, seyahat acenteleri,
ofis yöneticiliği, radyo televizyon, dergiler, basım yayın, web
tasarımcılığı, dijital alanlar, medya, gazetecilik, taşımacılık, sosyal
medya uzmanlığı, yapay zeka, bilişim teknolojileri, e-ticaret, savunma
ve güvenlik sistemlerini içerir. Bu sene 5 Mayıs’ta Kuzey ay düğümü
İkizler burcuna geçeceği için bu alanların daha fazla ön plana geçmesi
bekleniyor ama Venüs bu alanlarda gerileyeceği için önce bu alanlarda
bazı daralmalar, içe çekilmeler, ticaretin yavaşlaması da söz konusu
olabilir.
1918-1919 daki İspanyol gribi pandemisinde ölüm
nedenleri akciğer dokusunun sıvılaşması nedeniyle boğulmaydı. Yine bu
salgın çıkmadan önce, 9 Şubat 1918 de Venüs-Güneş inferior kavuşumu
gerçekleşmişti. Venüs gerileme dönemleri 8 yıllık periyotlarla
bağlantılıdır.
2012 yılında da Güneş-Venüs inferior olduğu
zamanlardan sonra dünya çapında SARS (MERS) virüsü bölgesel olarak
sıkıntı yaratmıştır.
O halde 2012 yılında SARS virüsünün ortaya
çıkışına bakalım. İlk olarak Ürdün’de nisan ayında görülmüş. Ne olduğu
anlaşılamamış. 10 Nisan 2012 tarihli haritaya baktığımızda Venüs-Güney
Ay düğümü kavuşumu 05 derece İkizler burcunda kavuştuğunu görüyoruz.
Mars Başak burcunda ve geri harekette, Venüs’e kare açısı bulunmakta.
6
Haziran 2012’de Venüs geçişinde Venüs ve Güneş 15 derece İkizler
burcunda Kuzey Ay düğümü, nisan ayındaki Kuzey Güney Ay düğümleriyle
aynı noktada ve Mars düzelmiş olarak Venüs ve Güneş’e yeniden kare açı
yapıyor.
7 Eylül 2012 yılında insanlarda ilk defa Suudi
Arabistan’da görülmüş. İnsanlara bulaşan bir hastalık olduğu bu tarihte
ortaya çıkmış. Haritasına baktığımızda, Jüpiter’in tam 15 derece İkizler
burcunda olduğunu ve Venüs geçiş haritasındaki Güneş ve Venüs
kavuşumunu net tetiklediğini görüyoruz. Güneş’te Mars noktasını yine
aynı dik açıyla tetiklemekte. Çok ilginç değil mi?
Peki bunları
niye anlattım? Çünkü bu Venüs geçişi sonrasında 5 Haziran’da bir parçalı
Ay tutulması gerçekleşecek. Bu tutulma da yine hastalık ve salgınlarla
bağdaştırılan Neptün’le bağlantılı. Bu anlamda 12-13 Haziran’da
kesinleşecek Mars-Neptün kavuşumu bağışıklık sistemimizi oldukça
zorlayabilir. Bu tutulmayla beraber dünya önemli gerçekliklerle
yüzleşecek. Daha global ve geniş önlemler, ekonominin canlanması için
atılacak politikalarla bayağı uğraşılacak.
Bize söylenmeyen ama
bizi yaşadıklarımızla farklı alanlara sokmak isteyen, dünyayı yöneten
insanların haziran ve temmuz aylarında kaos ortamını iyice kızdırıp
ekonomik birtakım çıkarımlar yapacakları çok açık. 2012 ve daha
öncesinde 2003-2004 yıllarında ortaya çıkan SARS virüsünün insan yapımı
biyolojik bir silah olduğunu, döngülerden ve farklılaşarak her seferinde
yeniden insanlığı tehdit etmesinden anlıyoruz. Bunu da her seferinde
Dünya manyetiğinin en zayıf olduğu zamanlarda yapmaları da durumu
güçlendiriyor. Bu sefer işler iyice karışık, ok yaydan çıkmış gibi
görünüyor. Komplo teorilerini sever misiniz bilmiyorum ama ben
araştırmaya bayılırım. Yeni dünya düzenini oluşturmaya çalışan üst
aklın, dünyayı yöneten bir avuç insanın, buna siz ne derseniz deyin,
yaşlı ve hasta olan insanlar üzerinde etkili olan bu virüsle dünyayı ve
nüfusu yeniden şekillendirmeye çalışmaları iddiası zaman zaman bana uzak
gelmiyor. Satürn en çok yaşlı, bilge, deneyimli insanları temsil eder.
Satürn’ün-Plüton’la kavuşumu bu yaşlı, zorlanan insanların üzerindeki
baskı ve zorluğu gayet güzel anlatmakta. 22 Mart-2 Temmuz arasındaki
dönemde Satürn burç değiştirerek Kova burcuna geçiyor. Bu da ölüm
vakalarındaki artışın bilim adamlarına, bu hastalığı yenmek için
uğraşan, toplum için çalışan insanlara yansıyacağını söylemek sanırım
yanlış olmaz. Ama diğer taraftan çok önemli ilerlemeler de
kaydedilecektir. Satürn-Kova bunu temsil ediyor çünkü.
MÜFREDAT DEĞİŞİYOR!
O
halde biraz da yeni düzenden, sistemden, Satürn’ün burç
değiştirmesinden bahsedelim. Ben oldum olası öğrenmeyi sevdiğimden,
kendimi hep iyi bir öğrenci olarak tanımlarım. Bu hayat okulunda
astroloji bana hayata farklı bakmayı öğretti. Satürn’ün burç
değiştirmesi her zaman müfredatın, deneyim kazanacağımız konuların
değişmesiyle bağlantılıdır. Yani karmamızla alakalıdır.
22 Mart
2020’de saat 6.58 itibarıyla karmanın efendisi Satürn, 2 yıl boyunca
kaldığı Oğlak burcundan çıkarak Kova burcuna geçiyor. 2 Temmuz 2020’ye
kadar Satürn Kova’nın ilk ayak seslerini hayatımızda deneyimlemeye
başlayacağız. 2 Temmuz’da yeniden gerileyerek Oğlak burcuna geçecek olan
Satürn, 17 Aralık’a kadar son 6 aylık görevini Oğlak burcunda
tamamlayacak ve 17 Aralık 2020 itibarıyla 7 Mart 2023’e kadar Kova
burcunda maharetlerini bize gösterecek.
Kova burcu denince akla
ilk gelenler; özgürlük, özgünlük, bireysellik, insan hakları, demokrasi
ve hümanizmdir. Ayrıca icatlar, keşifler, devrimler, hedefler,
vizyonlar, yenilikçi hareketler Kova burcuyla bağlantılıdır. Kova insanı
yüksek zekayı, dehayı, insanlık için faydalı adımlar atmayı, topluluk
içinde örgütlenmeyi, ekip ruhunu, sosyalleşmeyi, arkadaşlıkları, sosyal
çevreyi, takım çalışmalarını öne çıkarır. Rasyonellik ve irade ön plana
çıkar.
Astrolojide temsil ettiği alanları sıralarsak; radyo
televizyon, yenilikçi adımlar, elektrik, elektronik, endüstri ve
mühendislikleri, yapıları, uzayla ilgili alanlar ve teknolojileri,
havacılık sektörü, bilimsel gelişmeleri, adımları, interneti,
astrolojiyi, astrologları, eğitim alanlarını, akademisyenleri,
pilotları, makinistleri, sosyologları, sayabiliriz.
Yine insani
ve toplumsal konu ve olaylar, bilgiler, entelektüel yaklaşımlar Kova’nın
yönetimindedir. Hermetik astrolojide eski ve yeni arasında kurulan bir
köprüyü temsil ettiği için köprüler, aracı görev, köprü görevi gören
kurum ve kuruluşlar Kova burcuyla ilişkilidir. Toplum için mücadele
etmek, daha insani şartlarda yaşamak, herkesin eşitliği, toplumsal
egonun öne çıkması yine Kova’nın işidir.
Karma’nın yönetici
Satürn’ün Kova burcunda dolaşımı bu saydığım alanlarda, kişilerin
üzerinde ekstra bir yoğunluğun, sorumluluğun devreye girmesi anlamına
geliyor. Bu yukarıda saydığım alanlarda kısıtlanmalar, sorunlar,
engeller ve elbette onu takip eden süreçlerde yeni düzenlemeler,
oluşumlar yaşanmaya başlayacak.
Bu 3 aylık dönemde bunun ilk
adımlarını görmeye başlayacağız. Bir anlamda alışmamız ve bu yön
değişikliğini hayatımıza katmamız için bunu bir geçiş süresi olarak
düşünebiliriz. Ama unutmayalım ilk geçişler her zaman çok daha
etkilidir.
Medikal astrolojide Kova burcu, dolaşım sistemi, damar
problemleri, toplardamar sorunları, varisler, baldırlar, damar
sertliği, ayak bilekleri ve bazı kan hastalıklarını temsil eder. Bu
alanlarda sıkıntı ve sorunlar ortaya çıkabilir. Diğer taraftan Satürn
Kova süreci tamamlandığında bu sektörlerde hızlı gelişmeler de karşımıza
çıkabilir. Uyku sıkıntıları ve problemleri yine bu süreçte bizi
zorlayabilir. Yine Kova burcu yön olarak batının kuzeyini, rüzgarlı
havaları, fırtınaları, kasırgaları temsil ettiği için bu geçiş döneminde
olumsuz hava koşullarına hazırlıklı olmalıyız!
Bu hayatta en
önem verdiğimiz konuların başında kişisel özgürlük alanlarımız gelir.
Düşüncelerimizi, fikirlerimizi serbestçe, rahat bir şekilde aktarmak,
sadece zihinsel değil, toplum içinde de özgürce hareket etmek hepimiz
için önemlidir. Şimdi tüm dünyayı ele geçiren Corona virüs salgınıyla
beraber bireyselliğimizi koruyarak, topluma nasıl daha fazla faydalı
olacağımızı göreceğiz!
Özgürlüğümüzün sınırlarını ve limitlerini
görüyoruz! İster ilişkilerimizde, ister iş ortamlarımızda bizi zorlayan,
kısıtlayan olayları ve durumları görüp bu olaylarla ilgili
mecburiyetlerimizi fark edebiliriz! Satürn Kova’nın ilk ayak sesleri,
arkadaşlıklarımıza, sosyal çevremize ortamlarımıza, bildiklerimize bakış
açımızı değiştirecek. Bunun köklü değişikliklere gidebilmesi için şu
son günlerde yaşadıklarımızı, sorumluluklarımızı, sınırlarımızı, keskin
düşüncelerimizi daha genele yaymamız gerekecek! Sorumluluk bilincinin,
kısıtlamaların, her alana yayılacağını öngörmek çok da yanlış
olmayacaktır.
Sanıyorum bu 3 aylık dönemde teknolojiyle
sosyalleşmeye açık olabiliriz. Bu da yeni gelişmeleri, internet ve
sosyal medya üzerinden gelecek bir oluşumu tetikleyebilir. Kova’nın
Uranüs’ten gelen şaşırtıcı ve şoke eden dalgalarını hayatımızın her
alanında ağır bir etkiyle hissetmeye başlayabiliriz.
Satürn
Kova’ya geçer geçmez, 30 Mart’ta Mars’ın da bu alana geçmesiyle beraber
31 Mart, 1 Nisan, 7-8 Nisan oldukça önem arz ediyor. Kontrollü enerjiyle
hareket edeceğimiz bu dönemde bazı zorlanmalara, ölüm kalım
meselelerine, yer hareketliliğine, askeri olaylara, gerginliklere bazı
düşüncelerin kökten değişimine hazırlıklı olmalıyız. Toplumsal olaylar
tüm dünyada hızlanırken, Uranüs’ün Satürn ve Mars’a görünümü çabuk
tepkileri, isyankar ve devrimci hareketleri hızlandırabilir.
Daha
anlatacak neler var neler! Yaz ayları boyunca etkili olacak Mars Koç
burcu geçişi ve 10 Eylül’de başlayan Mars’ın Koç burcunda gerilemesi
yılın ikinci yarısına damgasını vuracak. Önemli zamanlardan geçiyoruz!
2020 yılı hayatımızda önemli izler bırakacak ama bizi bir sonraki
seviyeye hazırlayacak!
21 Aralık 2020’de Satürn-Jüpiter’le Kova
burcunda kavuşum yaparak yepyeni çok uzun yıllara dayalı bir döngüyü
başlatacak ve kısa vadeli bakarsak önümüzdeki 20 yılı politik, ekonomik,
sosyolojik olarak şekillendirecek! Jüpiter-Satürn döngüleri bir
elementi yaklaşık 200 yılda tamamlar ve aşağı yukarı 800 yılda bir aynı
zodyak işaretine geri dönerler. Buna grand conjunction denir. Yani büyük
birleşim.
Bu büyük birleşme, toplumsal konularda büyük
değişiklikleri, karmaşaları, karışıklıkları, ekonomik döngülerde ise
büyüme ve küçülmeleri hayatımıza taşır. Jüpiter büyüme ve genişleme,
Satürn büzülme ve çekilmelerle ilgilidir. Hayatımızda her 5 yılda bir
önemli dönüşümler ve değişimler yaşanır ve bunların hepsi Jüpiter-Satürn
bağlantılarıyla paraleldir.
Şimdi bizler 21 Aralık 2020’de oluşacak
yeni büyük birleşmenin öncesinde bir önceki birleşmenin tam da kapanma,
küçülme fazındayız. Bu yüzden büyük bir temizlenme, arınma dönemi olarak
görülen bu süreçte kadersel olgularla yüzleşiyoruz. Her zaman böyle
olmuş. 2000 yılındaki Jüpiter-Satürn kavuşumundan önceki kapanma
yıllarına 1999-2000 yıllarına bakarsak Türkiye’de çok büyük bir deprem
yaşadık, tüm dünya ekonomik olarak bir krizin eşiğindeydi.
Yine
bir önceki kavuşuma baktığımızda 1979-1980’li yıllar karşımıza çıkıyor.
Bir önceki kavuşumun kapanma fazındaysa 1959-1960’lı yıllara bakmak
gerek. Tüm bu başlangıç ve kavuşumlar öncesinde dünya değişimlerle
sıkıntılı noktalardan geçmiş.
2020 yılına bakarken sizlerden
hayatınızda son 5 yılda nelerin tamamlandığına, nelerin hayatınızdan
çıktığına bakmanızı istiyorum...
Ufak bir not eklersek, 2001
yılının 18 yıllık Ay düğümleri tamamlamasını yaşayacağımız bir 2020 yılı
bizi bekliyor. 2000-2001 yılında dünyada başlayan düzenin, karşılığını
ve sonuçlarını alacağımız bu yıllarda hem finansal konulara hem de
güvenliğimize ekstra özen göstermemiz gerekiyor. 11 Eylül 2001’de tüm
dünyada büyük bir şok ve sarsıntı yaratan o günü hatırlarsanız, o büyük
olaydan sonra dünyada dengelerin hangi yönde ve nasıl değiştiğini gayet
net bir şekilde görürsünüz.
Evet dengeler değişiyor ve yepyeni
bir düzene doğru gidiyoruz! Bilincimizin bir üst seviyeye hazırlandığı
bu sürece doğru giderken önceliklerimizi, güvenliğimizi ve gelecekten
neler beklediğimizi bizler belirleyeceğiz!
Birileri bizi
istedikleri yöne doğru yönlendirmeye çalışsa bile bu düzene dur demek,
meydan okumak, insanlığı yukarı çekmek, doğayı onurlandırmak, hayvanlara
ve çevreye saygı göstermek, hepimizin aynı kökten geldiğini hatırlamak
ve bu geçici dünyanın sadece bize ait olmadığının farkına varmak bu
yılın bize anlatmak isteği mesajlara kulak vermek için şimdi ve bundan
sonra İNSANOĞLU AYAĞA KALK!