Haşimato tiroiditi
İleri evrede hipotiroidi tablosuna yol açan haşimato tiroiditi, sık görülüyor ve zaman zaman belirti vermeyebiliyor. Kadınlarda, erkeklere oranla daha fazla görülen bu rahatsızlık, eğer kontrol altına alınmazsa gebelikte düşük ihtimalini arttırıyor.
Tiroit bezinin kronik enflamasyonla
seyreden ve tiroit dokusuna zaman içinde hasar
vererek hormon üretiminde azalmaya yol açan Haşimato tiroiditi,
ilerlediğinde hipotiroidi tablosuna neden oluyor. Sık görülen bu hastalığa,
otoimmünite genlerinin hazırladığı bir ortam yol açıyor. Ancak ortaya
çıkması için mutlaka tetikleyici bir faktör gerekiyor. İyot tüketimi,
ciddi ve uzun süren stres hali, hamilelik, doğum yapmak, bakteriler ve
virüsler en bilinen tetikleyiciler arasında yer alıyor. Bu hastalığın ortaya
çıkışını önlemenin mümkün olmadığını belirten Acıbadem Bakırköy
Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ender
Arıkan, “Haşimato tiroiditi her dönemde görülebilse de yaşlanmayla beraber
artış olması bekleniyor. Kadınlarda, erkeklere oranla daha sık görülen
Haşimato tiroiditi açısından, aile öyküsünde bu hastalığın varlığı riski
yükseltiyor” diyor. Prof. Dr. Arıkan, Haşimato tiroiditi hakkında merak
edilen soruları yanıtladı.
Bu hastalığın görülme sıklığı nedir?
Tüm toplumlarda çok sık görülüyor.
Özellikle iyot alımının artışına bağlı olarak ve yaşla beraber görülme
sıklığı artıyor.
En sık ve belirgin olarak hangi
semptomlarla ortaya çıkıyor?
Bu hastalığa ait bir semptom bulunmuyor.
Haşimato tiroiditi, kanda tiroit otoantikorlarının yüksekliği ve/ veya
tiroit ultrasonundaki yapısal değişikliklerle karakterize oluyor. Tiroit
bezinin fonksiyonlarında azalmaya yol açmadıkça, kişide herhangi bir şikayet
yaratmıyor. Eğer hipotiroidi gelişmişse sebepleri farklı olsa da
hipotiroidin kendine ait semptomları ortaya çıkıyor. Bunlar da Haşimato
tiroiditinin değil, hipotiroidin semptomları oluyor.
Geç dönemde fark edilmesi kansere yol
açabiliyor mu?
Haşimato tiroiditi ile tiroit kanserinin
gelişimi arasında mutlak bir ilişki bulunmuyor. Tiroit kanserlerinin
gelişimi için, tiroit dokusunda nodüllerin meydana gelmesi ve bunlardan
bazılarının kansere dönüşmesi gerekiyor. Haşimato tiroiditi zemininde
nodül gelişimi hızlanabiliyor. Bu nedenle de kansere yol açtığı yönünde
bir düşünce bulunuyor. Hastalığın geç veya erken teşhis edilmesinden
ziyade, herhangi bir nedenle gelişmiş tiroit nodülünün erken dönemde fark
edilmesi daha büyük önem taşıyor.
Haşimato tiroiditine eşlik eden
hastalıklar var mı?
Bu rahatsızlık açısından asıl sorun,
bağışıklık hücrelerinin hafızasındaki bir karışıklık sonucu bağışıklık
yanıtının normalde olmaması gereken şekilde tiroit hücrelerine karşı
yönelmesi ve hücre sayısını azaltan bir sürecin başlaması. “Otoimmünite”
olarak tanımlanan bu tabloya bağlı reaksiyonların temelinde ise genetik
faktörler belirleyici oluyor. Bu tür genetik faktörleri taşıyan hastalarda,
diğer otoimmün rahatsızlıkların ortaya çıkması da kolaylaşıyor. Romatoid artirit, vitiligo, erken menopoz,
alopesi areata, Tip 1 diyabet, otoimmün karaciğer hastalıkları, ankilozan
spondilit ile ülseratif kolit gibi otoimmün hastalıklar, Haşimato
tiroiditine eşlik edebiliyor.
Tanı koymak için hangi yöntemler
kullanılıyor?
Hastalığın tanısında hem tiroit
antikorlarının ölçümü (Anti-TPO ve Anti-Tg), hem de tiroit ultrasonundan
faydalanılıyor. Klasik olarak antikorların bir ya da ikisinin yüksekliği ile tiroit ultrasonunda görülen yapısal
değişikliklerin varlığı tanıda önem taşıyor. Bazı hastalarda antikorlar
yüksekken yapısal kusura rastlanmıyor, bazılarında ise yapısal kusur varken
antikorlar normal olabiliyor.
Tedavisi nasıl yapılıyor?
Tiroit hormonu seviyesi normalse ilaca ihtiyaç duyulmamasının yanında hastanın hormonal değerleri altı
aylık ya da yıllık periyotlarda takip ediliyor. Nodül varlığında ise
oluşumun özelliklerine göre biyopsi önerilebiliyor ya da yine altı aylık veya yıllık ultrasonlarla kontrol ediliyor.
Eğer hipotiroidi gelişmişse, tiroit hormon replasman tedavisine başlanıyor.
Bazı durumlarda hastalık “haşitoksikozis” olarak adlandırılan, hipertiroidik
bir fazda yakalanıyor. Bu tabloda, hastanın klinik bulguları ve sintigrafik
çalışmalarına dayanılarak durumun geçici bir hipertiroidi olduğu
anlaşılabiliyor. Hastaya herhangi bir tedavi verilmeden laboratuvar takipleri
yapılıyor.
Hastaların ömür boyu ilaç kullanması
gerekiyor mu?
Haşimato tiroiditi hastalarının,
hipotiroidi tanısı olmadıkça ilaç kullanması gerekmiyor. Öte yandan ilaca
başlandıktan sonra bırakılmaz diye bir kural da yok. Hastaların hormon üretim
hızları değişkenlik gösterebiliyor. Bazen hipotiroidi gibi seyreden
hastalık, hipertiroidik bir duruma dönebiliyor. Dolayısıyla ilaç kullanım
kuralları kişiye göre değişebiliyor.
Kontrollerin ne sıklıkta yapılması
gerekiyor?
Bu kontrollerin periyotları hastadan
hastaya değişebildiği gibi, hastanın durumuna göre de değişkenlik gösterebiliyor.
*Acıbadem Hayat dergisinden alınmıştır.