Kalp hastaları oruç tutabilir mi? Nelere dikkat edilmesi gerekir?
Ramazan ayının gelmesi ile birlikte oruç tutmak isteyen ve hastalıkları olan kişiler birtakım sorulara yanıt arıyor. Peki kalp hastaları oruç tutabilir mi? Nelere dikkat edilmesi gerekir? Acıbadem Kozyatağı ve Acıbadem Ataşehir Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Funda Helvacıoğlu anlattı...
Sağlıklı bireylerde oruç tutmanın, vücut ağırlığını düşürdüğü, vücut yağ oranını azalttığı ve kolesterol seviyelerini iyileştirdiği -kötü kolesterol LDL'i azalttığı ve iyi kolesterol HDL'i artırdığı- bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Yine kan şekeri ve insülin seviyelerinde iyileştirici etkileri mevcuttur. Peki kalp hastaları oruç tutabilir mi? Nelere dikkat edilmesi gerekir? Acıbadem Kozyatağı ve Acıbadem Ataşehir Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Funda Helvacıoğlu anlattı...
Kalp hastaları oruç tutabilir mi?
Kalp hastalarında ise; 'oruç tutabilir ya da tutamaz' şeklinde genelleme yapmak doğru değildir. Dolayısı ile her hastayı bireysel olarak değerlendirmek gereklidir. Bilimsel çalışmalara baktığımızda son 6 ay içinde kalp krizi geçiren, yine son 6 ay içinde koroner girişim ve açık kalp ameliyatı olmuş hastaların oruç tutması önerilmemektedir. Ciddi aritmisi olan olgularda uzun açlık ve sıvı kaybına bağlı elektrolit dengesizlikleri çarpıntıyı tetikleyebilir; bu nedenle oruç tutmamaları gereklidir. Tansiyon kontrolü iyi olmayan hipertansiyon hastaları, yüksek şeker değerlerine sahip diyabet hastaları ve diyabetik gebelerde de oruç tutmak önerilmez. Özellikle göğüs ağrısı ne nefes darlığı yakınmaları aktif devam eden kalp yetersizliği hastalarında da oruç tutmak sakıncalıdır.
Tedavi ile kontrol altında olan, aktif yakınması olmayan kalp damar hastaları ise; hekimleri ile birlikte beslenme programını yaparak ve yeni ilaç düzeni ve dozlarını planlayarak Ramazan ayı boyunca oruç tutabilirler.
Sıvı alımına mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor
Ramazanda oruç tutan hastalarımızda en sık gördüğümüz problem; sahur ve iftarda hem çok miktarda hem de ağır, yağlı ve işlenmiş karbonhidratlardan zengin yemekler yenmesidir. Ağır yemeklerden sonra çarpıntı, tansiyon yüksekliği ve kalp damarlarında beslenme bozukluğuna bağlı göğüs ağrısı, nefes darlığı ve ani kardiyak istenmeyen olaylar gelişebilir. Bu nedenle iftarda hafif yemekler yenmeli, iftardan 2-3 saat sonra bir ara öğün yapılmalı, mutlaka sahurda da yenmeli ve bu süreçte sıvı alımına çok dikkat edilmelidir. Bu öğünlerde sindirimi uzun süren, uzun süre tokluk hissi veren lifli proteinden zengin sebzeler tercih edilmelidir.
Sahura kalkmadan oruç tutulmamalı
Karbonhidrat içeren şekerli unlu gıdalar kısa sürede açlık hissedilmesine neden olacağından ramazan boyunca mümkün olduğunca az tercih edilmelidir. Sebze yemekleri, fasulye, bezelye nohut, mercimek tüketilmeli, asitli meşrubatlardan uzak durulmalıdır. Sahura kalkılmadan oruç tutulmamalıdır.
Kullanılan ilaçların dozu ve zamanlaması doktorla birlikte yapılmalı
Kalp damar sağlığını göz önünde bulundurarak doğru beslenme, doğru ilaç düzeni ile tutulan orucun fiziksel ve psikolojik açıdan birçok faydası bulunur. Depresyon azalır, zayıflamak kolaylaşır kan basıncı düzenlenir, kan şekeri ve insülin sevileri dengelenir. Bu nedenle hastalar, yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermeli, günlük hayatta dikkat ettikleri tuz ve şeker kısıtlamalarına aynen devam etmelidir. Uyku ve yemek düzeni değişeceğinden kullandıkları ilaçların dozu ve zamanlaması hastanın takip eden doktoru ile gözden geçirilmeli gerekirse yeniden planlanmalıdır.
Sonuç olarak; genel durumu iyi, ilaçlarla kontrol durumları altında olan, aktif şikayeti olmayan hastalar doktorlarının önerileri doğrultusunda yeni düzenlemelerle beslenme kurallarına dikkat ederek Ramazan ayında oruç tutabilirler.