Z kuşağının terapide sürekli bahsettiği 5 büyük seks sorunu

Uzmanlar tarafından sıklıkla incelenen Z kuşağının bu kez cinsel hayatını ele alıyoruz. Psikologların anlattığına göre işte Z kuşağının terapilerde anlattığı 5 büyük seks sorunu...

1 / 8
Z kuşağının terapide sürekli bahsettiği 5 büyük seks sorunu - Resim : 1

Son veriler, 1997 ile 2012 yılları arasında doğan Z Kuşağı'nın, eski nesillere göre cinsel olarak daha az aktif olduğunu gösteriyor. Neden? Olası nedenler arasında artan akıllı telefon ve sosyal medya kullanımı, yüksek stres seviyeleri, ruh sağlığı sorunları ve COVID sürecinin etkileri gibi etkenler sayılabilir.

2 / 8
Z kuşağının terapide sürekli bahsettiği 5 büyük seks sorunu - Resim : 2

2021 Kinsey Enstitüsü ve Lovehoney anketine göre, ABD'deki Z Kuşağı yetişkinlerinin dörtte biri hiç partnerli seks yapmadığını söylüyor. Ancak, bir partnerle seks yapmamış kişilerin %31'i sanal seks veya sexting yaptıklarını söylüyor.


3 / 8
Z kuşağının terapide sürekli bahsettiği 5 büyük seks sorunu - Resim : 3

Z Kuşağı ile çalışan terapistler, onların seksle ilgili en derin düşüncelerine, mücadelelerine ve korkularına vakıf olmasına rağmen yine de istatistikler tam resmi çizemiyor.

Size ruh sağlığı uzmanlarından, bu gruptaki insanlardan en sık duydukları cinsellikle ilgili endişelerden bazılarını bizimle paylaşmalarını istedik. 

4 / 8
Z kuşağının terapide sürekli bahsettiği 5 büyük seks sorunu - Resim : 4

1. Partnerleriyle sınırları ve arzuları iletmede sorun yaşama

Gençler rıza, bedensel özerklik ve zevk gibi değerleri benimseme eğilimindeyken, New York City terapisti Keanu Jackson, ilişkilerinde sınırlarını ve arzularını ifade etmekte zorlanmaya devam eden bir dizi Z Kuşağı danışanı gördüğünü söyledi.

Jackson, "Aslında kendilerini savunmayı ve cinsel ve ilişkisel ihtiyaçlarına karşı gerçeği konuşmayı öğrenmek için destek arayan bir sürü insanla karşılaşıyorum." diyor. Uzun vadeli sağlıklı bir ilişki istiyorsanız, partnerinizin ihtiyaçlarının %100'ünü her zaman %100 karşılamaya hazır olmanız gerektiği yönünde yaygın bir yanlış anlama var. Bu sadece son derece tehlikeli ve gerçekçi olmayan bir beklenti değil, aynı zamanda insanlara kişisel sınırlarınızın o kadar önemli olmadığını da öğretiyor. Bu özellikle ilişkide ve kontrolcü davranışlarda belirgin güç farklılıkları mevcut olduğunda geçerlidir."