Doğa mı, modern yaşam mı?

Hemen aracınıza atlar ve kendinizi kırlara, doğaya vurursunuz. O bar senin, bu gece kulübü benim gezersiniz. Arkadaşlarınızla bir araya gelmenin planlarını yaparsınız.

Çevresi ağaçlarla dolu, doğayla iç içe bir evde yaşamak isterdiniz. Hayatın tam içinde, Taksim ya da Nişantaşı gibi lüks veya sosyetik bir yerde. Paranız neye yeterse... Yeter ki başınızı sokacağınız bir ev olsun.

Doğa sporlarıyla ilgili yayın yapan kanalları izliyorsunuz. Magazin dünyasını izlemeyi tercih ediyorsunuz. Film ya da dizi izliyorsunuz.

Dağ tepe tırmanıp macerayla kol kola olacağınız bir tatil. Her şeyin dahil olduğu beş yıldızlı bir tatil köyü. O an için neresi boşsa. Önemli olan işten uzaklaşmak.

Açık hava sporlarının tamamı. Spor salonlarından çıkmadan yapılan tüm sporlar olabilir. Sporla aranız yok.

Genellikle spor ağırlıklı kıyafetlerde. Son derece şık, gösterişli tuvaletler ve abiye kıyafetleriniz çoğunluğu oluşturuyor. Gözünüze hoş gelen ve durumun gerektirdiği kıyafetlerde.

Tamamen doğal ve organik ürünleri tercih ediyorsunuz. Son çıkan markaların cilt ve vücut bakım ürünlerini kullanıyorsunuz. Genelde organik kullanmaya çalışıyorsunuz ancak markalı ve pahalı ürünleri de kullandığınız oluyor.

Her köye gidişinizde mutlaka ağaçlara çıktınız ve meyvelerin tadına baktınız. Çiçekle böcekle işiniz hiç olmadı. Zaten pek çok şeye alerjiniz var. Köye gitmişliğiniz var ama meyveler hep toplanmış oluyordu.

Su, yiyecek ve işaret fişekleri. Hamak, rahat ama şık giysiler ve cep telefonu. En sevdiğiniz arkadaşınız, laptop ve bir harita.

Yağmur sonrası çimen kokulu toprakta çıplak ayakla dolaşmak. Pahalı banyo köpükleriyle dolu bir jakuzide geçirilecek yarım saat. Arkadaşlarla geçen sohbet dolu birkaç saat.