Neslihan Atagül ile çok özel
Son yıllarda yer aldığı her projeyle yıldızı biraz daha fazla parlayan Neslihan Atagül, ‘Senden Bana Kalan’ın Elif’i olarak beyaz perdede olacak. Atagül önümüzdeki aylarda Burak Özçivit’le de yeni bir diziye başlıyor.
Röportaj: Ayşe Yılmaz, Aslı Akal /Ekip İstanbul
Nasıl dahil oldunuz ‘Senden Bana Kalan’ filmine?
Senaryoyu okuduktan sonra yönetmenimiz Abdullah Oğuz’la karşılıklı film üzerine sohbet ettik. Ortak bir noktada buluşunca da oynamaya karar verdim. Sinema filmine karar vermek daha zor aslında. Çünkü sizden sonraki nesillere kalıyor, kartvizitiniz gibi. Aslında nasıl bir oyuncu olduğunuzu, nereden gelip, nerelere ulaştığınızı gösteren bir yolculuk sinema filmi. Bu yüzden seçimlerime dikkat ediyorum. Bu filmin de birilerinde iz bırakacağını düşünüyorum.
Senaryoyu okuduğunuzda üzerinizde yarattığı ilk etki ne oldu?
Öncelikle Elif’i çok sevdim. Buna çok dikkat ediyorum. Sevmediğim bir karakteri canlandırmak istemem. Hiç yargılamadan ona yaklaşırım. Anlamaya çalışırım bu kızın derdi ne, ne istiyor, nereden gelmiş, nereye gidiyor... Sonra senarist ve yönetmenle tekrar buluşup kafamdakileri paylaşırım. Bütün bunların neticesinde de bu karaktere inanıyorsam yola çıkarım. Elif’e hayat vermekten çok mutlu oldum. Birbirimize çok inandık umarım bu da seyirciye geçer.
Çanakkale’de gerçekleşen çekimler nasıl geçti?
‘Çok güzel geçti’nin arkasına ‘çok soğuktu’yu hemen eklemek istiyorum. Türkiye’de filmler genellikle yazın çekilir, dizi setlerinin yoğunluğundan ötürü. Benim son iki filmim de kışın ve çok soğukta çekildi. Çoğunlukla Adatepe ve Yeşilyurt köylerinde çektik. Oranın halkı, yemekleri, zeytinyağları, zeytinleri inanılmazdı. Çok sevdim o tarafları. İşini bilen ve profesyonel bir ekiple çalıştık. Güzel bir deneyimdi benim için aslında. Çoğunlukla telefon ve internet çekmiyordu. Teknolojiden hiç bu kadar uzak kalmamıştım.
Elif nasıl bir karakter?
Elif, annesiz ve babasız büyümüş bir lise öğrencisi. Bütün olumsuzluklara rağmen çok mutlu. Okul dışında, yetiştiği yetimhanenin çocuklarıyla ilgileniyor. Kırmızı bir motoru var, o onun özgürlük simgesi. Kısacası hayata sıkı sıkıya tutunmuş bir genç kız.
Film salondan çıkan seyircinin üzerinde nasıl bir etki yaratacak sizce?
Derinden etkileneceklerini düşünüyorum. Güzel bir aşk hikayesi seyredecekler.
Ekin Koç’la nasıl bir çift oldunuz?
İlk defa çalıştık. Sanırım uyumlu olduk. Son karar seyircinin her zaman olduğu gibi.
Abdullah Oğuz’la çalışmak nasıl bir deneyimdi?
Çalıştığım yönetmenlerimle doğru iletişim kurabilmek benim için çok önemli. Onun kafasındakilerle benim yaratmaya çalıştığım karakterin örtüşmesi gerekiyor. Herkesin iletişim kurma yöntemleri farklı tabii. Oğuz çok sakin biri. Sessiz ve derin... İkimizin de aklına bir şey takıldığında hemen bir toplantı alanı yarattık, çözüme yönelik konuştuk.
Bir de heyecanla beklenen yeni bir dizi hazırlığınız var…
Başrollerini Burak Özçivit’le paylaştığım yeni dizimiz için çok heyecanlıyım. Daha önce de çalıştığım yapım şirketi Ay Yapım’la çalışacağım. Bunun için de ayrıca heyecanlıyım. Biz hikayeyi çok sevdik, umarım izleyicilerimiz de sever. Ancak şu anda bundan daha fazla detay vermem mümkün değil.
Hayatınızın ne kadarı oyunculuk?
Yüzde 99’u diyebilirim. Bir karaktere hazırlanırken hayatım o karakter oluyor. Hazırlık döneminde sürekli onu düşünüyorum. Yemek yerken, film izlerken… Günlük hayatıma devam ediyorum ama aklımın bir tarafı hep yeni hazırlandığım karakterde oluyor. Çekimler başladıktan, yani karakteri net olarak kafamda oluşturduktan sonra bu ilişki ‘kayıt’ ile ‘kestik’ arasında kalıyor. Yani ‘kestik’ dendikten sonra hiçbir şey düşünmüyorum. Ben yine ben oluyorum.
Çok genç olmanıza rağmen mesleğinizde neredeyse 10 seneyi doldurmak üzeresiniz. Üstelik dolu dolu bir 10 sene! Hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz?
Birçok farklı karakter oynamak istiyorum. Evet, neredeyse 10 yıl olacak ama daha çok uzun zamanlar var önümde. Tek amacım adamakıllı bir oyuncu olmak. Bunu sürekli söylüyorum ama istediğim şey bu. Yaptığım hiçbir işten pişman olmamak, benim en önemli hedefim.
Önünüzde nasıl bir yol var sizce?
Öncelikle uzun bir yol var. Her iş gibi birtakım engelleri aşıp ulaşıyorsunuz hedefinize. Bu engeller karşısında sağlam durabilmek çok önemli. Bu yüzden her alanda kendimi beslemeliyim. Öyle de yapıyorum. Tabii planladığım bir çizgi var ama bekleyip hep birlikte görelim.
Kariyerinizle ve hayatınızla ilgili plan yapar mısınız?
İki sene öncesine kadar hiç plan yapmazdım. Neler değişti bilmiyorum ama büyüyorum galiba, zaman çok önemli ve zamanımı en verimli şekilde değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum. Onun için de planlı ve daha çok programlı yaşamaya gayret ediyorum.
Hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz şu anda?
Çok mutluyum. Güzel bir sinema filminde oynadım. Onun heyecanı var. Ayrıca yeni bir diziye başlayacağım. Onun hazırlıkları içindeyim. Keyfim yerinde anlayacağınız. Tabii ülke gündemini yok sayarsak, bunlar geçerli. Öteki türlü kim mutlu olabilir ki? Kadınlar, çocuklar, insanlar haince katlediliyor.
En çok neyin özlemini çekiyorsunuz?
Bu soruya kendim için değil, genel olarak kadınlar üzerinden cevap vereyim. Cinsiyet ayrımcılığının yapılmadığı, herkesin eşit ve özgür bir dünyada yaşadığı zamanların özlemini çekiyorum. Yoksa o günler çok gerilerde mi kaldı, onu da bilmiyorum. Bütün dünyada benzer sorunlar yaşanıyor, medeniyet ileri gideceğine sanki geri gidiyor, hiç olmadı yerinde sayıyor.
Uzun süredir oyuncu Kadir Doğulu ile birliktesiniz. Ve üstelik artık ayrı projelerdesiniz… Uzun mesai saatleri olan, yıpratıcı bir sektörde çalışan iki kişinin ilişkisi ne kadar zor?
Sevdikten sonra her şeyin üstesinden gelinir. Bunu bizim sektörümüze indirgersek hata etmiş oluruz. İlişki hangi platformda yaşanırsa yaşansın karşılıklı emek ve özveri ister.
Senaryolarınızı birlikte çalışır mısınız? Yoksa mesleğiniz ve ilişkiniz arasında net çizgiler var mı?
Birbirimize gelen senaryolar hakkında konuşur, fikrimizi alırız. Müdahale değil destek oluruz. Kadir çok profesyonel, işine ve çevresine çok saygılı bir oyuncu. Bu da benim çok önem verdiğim bir konu.
Evlilik şu anda size ne kadar yakın?
İnanın hiçbir fikrim yok. 22 yaşındayım. Yaşamak istediğim, yapmak istediğim çok şey var. Bilmiyorum. Bana evlilik sorulduğunda hep gülesim geliyor.
‘Buz gibi soğudum senden’ dedirtmesi için bir insanın size ne yapması lazım?
Saygısızlaşması. Yakınlık derecesi ne olursa olsun herkesin durması gereken bir nokta var. Sınırları zorlamanın iki taraf için de bir faydası olacağına inanmıyorum.
‘30 yaşıma geldiğimde asla…’ cümlesini nasıl tamamlarsınız?
Asla yaşımı gizlemem.
Gündelik hayatın en sıkıcı yönü sizce ne?
Sabah uyanıp, akşam uyumak çok sıkıcı. Yani uyumak da sıkıcı, sonra o güzel rüyaları bırakıp uyanmak da... Hadi bakalım çık şimdi işin içinden...
En son hangi filmi izlediniz?
‘Birdman’.
Favori yönetmenleriniz kim?
Bunuel, David Lynch, Tim Burton, Haneke, Gus Van Sant, Jim Jarmusch, Coen Brothers… Bu liste uzar gider.
Bıkıp usanmadan dinlediğiniz albüm kime ait?
Şu sıralar Woodkid ‘The Golden Age’ albümünü çok dinliyorum. Ben klip hastası olduğum için şarkıların klipleri de çok önemli benim için. Çok iyi klipler çekiliyor gerçekten.
Stilinizi en iyi ifade eden parçalar hangileri?
Yaz-kış bot giyerim. Kovboy çizmelerimi çok severim, bir de siyahı!
En sevdiğiniz tasarımcılar kimler?
Ben biraz yabancıyım bu konulara ama Hakan Yıldırım ve Zuhair Murad’ı çok beğeniyorum.
Spor, sağlıklı yaşam, diyet! Ne kadar yakınsınız bu kelimelere?
Spor yapıyorum ve sağlıklı besleniyorum. Dilersem abur cubur da yiyorum ama sporu elimden geldiğince aksatmamaya çalışıyorum. Crossfit ve pilates yapıyorum.
‘Senden Bana Kalan’ hakkında
Yapımcılığını ANS Prodüksiyon ve Muzaffer Yıldırım’ın, yönetmenliğini Abdullah Oğuz’un, senaristliğini Levent Kazak’ın üstlendiği, başrollerini Ekin Koç ve Neslihan Atagül’ün paylaştığı, bir aşk hikayesi ‘Senden Bana Kalan’. Özgür (Ekin Koç), büyükbabasının mirasının tek varisi ve 18 yaşına girdiği günün sabahı büyükbabasının vasiyetnamesiyle hayatı bir anda tepetaklak oluyor. Mirası alabilmek için İstanbul’dan uzaklaşıp, Çanakkale’nin bir köyünde hiçbir varlığı olmadan bir yıl geçirip oradaki devlet okulundan mezun olması gerektiğini öğreniyor. Mirasın binde birini alıp, kalanının hayır kurumlarına gitmemesi için Adatepe Köyü’ne yerleşiyor. Bu köyde hayatına bir anda Elif’in (Neslihan Atagül) girmesiyle hikaye başlıyor. Film 17 Nisan’da vizyonda.